Vahşetin izleri Müze olacak?

12 Eylül askeri darbesinde işkenceler ile ön plana çıkan, romanlara, belgesellere, filmlere ilham kaynağı olan Diyarbakır Cezaevi, Belediye girişimiyle müze haline getiriliyor.

Vahşetin izleri Müze olacak?

12 Eylül askeri darbesinde işkence merkezi olarak kullanılan, romanlara, belgesellere, filmlere ve resimlere ilham kaynağı olan Diyarbakır Cezaevi, Büyükşehir Belediyesinin girişimiyle müze haline getirilacak. Belediyenin öncülük ettiği ve birçok sivil toplum kuruluşunun desteklediği girişim, müze çalışmalarını Pazartesi gününden itibaren  “Diyarbakır Cezaevi Koordinasyon Merkezi” adı altında Sümerpark Ortak Yaşam Alanı’nda yürütecek.

Diyarbakır Cezaevi Müze Olsun Girişimi’nin yaptığı çalışmalar, Sümerpark Ortak Yaşam Alanı’nda açılacak olan merkez ve girişimin hedefleri konusunda bilgi veren Büyükşehir Belediyesi Yerel Ekonomiyi Güçlendirme Daire Başkanı Necati Pirinççioğlu, Diyarbakır Cezaevi’nin uzun zamandan beri Kürt halkının kalbinde bir yara olarak kaldığını söyledi. Herkesin büyük bir vahşetin yaşandığı cezaevini bir yüzleşme mekânı olarak görmek istediğini ve bu konuda ciddi tartışmaların olduğunu vurgulayan Pirinççioğlu, Diyarbakır Cezaevi Gerçekleri Araştırma ve Adalet Komisyonu’nun 2008 yılında cezaevinin müze olması için yaptığı çalışmaların çok ciddi ivme kazandığını anımsattı. Pirinççioğlu, bu çalışmanın kamuoyuyla paylaşılmasıyla beraber cezaevinin müze olmasının iyice gündeme geldiğini ve Türkiye kamuoyunda da tartışılmaya başlandığını hatırlattı. 2011 yılında kentte Diyarbakır Cezaevi’nin müze olması için imza toplandığını ve toplanan imzaların Meclis Dilekçe Komisyonu’na gönderildiğini belirten Pirinççioğlu, belediyenin de halkın talebini dikkate alarak alanın müze olarak değerlendirilmesini kararlaştırdığını söyledi. Pirinççioğlu, yaşanan siyasi konjonktürün etkisiyle merkezi hükümetin de müze kararına olumlu baktığını aktardı.

Girişim kurumsallaşıyor

Büyükşehir Belediyesi’nin, 78’liler Vakfı, TUHAD-FED, MEYADER, İHD, Baro ve TMMOB gibi kurumlarla bir araya gelerek cezaevinin müzeye dönüştürülmesi konusunda tartışmalar yürüttüğünün bilgisini veren Pirinççioğlu, yapılan tartışmaların ardından bu girişimin kurumsallaşması gerektiği kararına vardıklarını söyledi.

18 Mayıs’ta açılıyor

Büyükşehir Belediyesi olarak Sümerpark Ortak Yaşam Alanı’nda “Diyarbakır Cezaevi Koordinasyon Merkezini” kurduklarını açıklayan Pirinççioğlu, Diyarbakır Cezaevi’nde yaşamını yitirenler ve vahşete tanıklık edenlerin katılımıyla koordinasyon merkezinin 18 Mayıs’ta saat 16.00’da açılışının gerçekleştirileceğini bildirdi. Pirinççioğlu, açılışta Diyarbakır Cezaevi’nin neden müze olması gerektiği konusunda bir serginin de olacağını kaydetti. Cezaevinin müze olması çalışmasında Büyükşehir Belediyesi’nin rolüne değinen Pirinççioğlu, “Adalet ve Kültür Bakanlığı alanın müze olması için yerelde bir kurumun bu duruma öncülük etmesi gerekir. Bundan dolayı belediye maddi ve manevi tüm imkânlarını seferber ederek çalışmada yer aldı. Ayrıca belediye yine koordinasyon merkezine tahsis ettiği mekanla çalışmayı ne kadar çok önemsediğini gösteriyor.” dedi.

Uzun soluklu bir çalışma olacak

Daha önce cezaevinde kalan 517 kişiyle görüştüklerini vurgulayan Pirinççioğlu, merkezde bundan sonra müzenin nasıl olması gerektiği konusunda çalışma yürütüleceğini söyledi. Dünyada daha önce cezaevi olarak kullanılan, sonradan müzeye dönüşen birçok örnek olduğunu kaydeden Pirinççioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Örneğin Nazi Almanya’sı, İrlanda, Irak Kürdistan Bölgesi Duhok kentinde Saddam Hüseyin’in açtığı cezaevi tüm bunları bir bir inceliyoruz. Diyarbakır Cezaevi de dünyaca bilinen bir müzeye dönüştüğünde kendi özgünlüklerini koruyacak. Ayrıca herkes bu konuda fikrini paylaşacak. Yani cezaevinde kalan, akademisyen veya tarihçi nasıl bir müze olması için fikrini beyan edebilecek. Kısaca bizler kentin ortak karar verdiği ve insan hakları temalı bir müze olmasını istiyoruz.  Ve yaşananların bir daha yaşanmaması için çok ciddi bir çalışmanın içindeyiz.“

Kimin elinde o döneme ilgili belge varsa

Koordinasyon merkezinin arşiv toplama görevi üstleneceğini belirten Pirinççioğlu, kimin elinde o dönemle ilgili ne varsa toplayacaklarını dile getirdi. Döneme tanıklık edenlerle sözlü tarih çalışmasının yapılacağını ifade eden Pirinççioğlu, bir daha asla o vahşetin yaşanmaması için müzede neler yapacaklarına koordinasyon merkezinde karar vereceklerini söyledi.

Çalışmalardan ne zaman sonuç alınabileceği ile ilgili olarak Pirinççioğlu, şunları dile getirdi: “Bizler için en önemli nokta 2011 yılında ilgili bakanlıklara verilen dilekçelerdir. En büyük umudumuz kentte yaşayan insanların göstereceği tepki ve kararlılıktır. Diyarbakırlıların tümü cezaevinin müze olmasını istiyorsa hiçbir gücün bu durumun önünde durabileceğini düşünmüyorum. Türkiye’de bazı cezaevleri müzeye dönüştürüldü. Bizce bunlar cezaevinden ziyade bir oteli andırıyor. Zamanında yaşanan vahşetleri andırmıyor. İnsanlar yaşananları yüzleşerek anlayabilir. Yüzleşebilirse bir daha asla der. Yoksa mekanı restore etmek, boya ve sıva yapmak basittir. Bu sebeple bizler bu durumu göz önünde bulunduracağız. “

Kaynak: Diyarbakır Söz