Virüse klima kaynak olur

Diyarbakır'ın Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ile Pandemi Hastanesi Covid-19 Çocuk Kliniği Sorumlusu Doç. Dr. Velat Şen, "Klimalar korona virüs için bir kaynak oluşturmamakta. Ancak evdeki klimaların çok düzenli aralıklarla filtrelerinin değiştirilmesi, hijyen yapılması, bakımlarının belirli periyotlarla yapılması gerekiyor" dedi. Şen, korona virüse yakalanan çocukların yüzde 90'ının virüse evde yakalandığına dikkat çekerek, "Burada sosyal mesafenin, el hijyeninin ve bağışıklık sistemini çok diri tutmanın önemli olduğunu hatırlatmak istiyorum" uyarısında bulundu.

Virüse klima kaynak olur

Dicle Üniversitesi (DÜ) Çocuk Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Velat Şen, yaz aylarının gelmesiyle klima kullanımının artacağını belirterek, "Klimalar kronavirüs için bir kaynak oluşturmamakta." dedi. Şen, koronavirüse yakalanan çocukların yüzde 90'ının virüse evde yakalandığına dikkat çekerek, "Burada sosyal mesafenin, el hijyeninin ve bağışıklık sistemini çok diri tutmanın önemli olduğunu hatırlatmak istiyorum" uyarısında bulundu.

Çin'de başlayıp kısa sürede dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınıyla mücadele devam ediyor. Kronik hastaların daha yoğun bulaştığı koronavirüs, çocuklar için de tehlike oluşturuyor. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ile Pandemi Hastanesi Covid-19 Çocuk Kliniği Sorumlusu Doç. Dr. Velat Şen, Diyarbakır'da bugüne kadar koronavirüs testi pozitif çıkan 30 dolayında çocuğu tedavi ettiklerini söyledi. Şu an sadece 3 çocuğun hastanede tedavisinin devam ettiğini anlatan Şen, koronavirüsün çocuklarda çok daha ağır seyrettiğine dikkat çekti.

'MAALESEF ÇOCUKLARIMIZ ÇOK KORUNAMADI'

Özellikle birtakım hastalığı olan çocuklarda çok farklı bulguların oluştuğunu anlatan Doç. Dr. Şen, "Yaklaşık 30 civarında hastamız oldu. Bunların bazılarını yoğun bakımda takip etmek zorunda kaldık. Şu an serviste 3 hastamız kaldı. Özellikle şeker hastalığı, kalp hastalığı gibi bağışıklık sistemi bozukluğu olan hastalarımızın tedavilerinin mutlaka hastanede yatırılarak takip edilmesi lazım. Biz bu hastalarımızı kabul ettikten sonra büyük bir ekip olarak tüm kişisel koruyucu ekipmanlarımızı giydikten sonra ilk önce acil triyajını yapıyoruz. Daha sonra serviste de bunların her birinin muayenelerini ve takiplerini yapıyoruz. Virüs ilk çıktığında aslında çocuklarda hafif, genellikle asemptomatik seyrediyor diye bir algı vardı. Bu nedenle de maalesef çocuklarımız çok korunamadı. Ancak zaman ilerledikçe gördük ki koronavirüs çocuklarda çok daha ağır seyredebiliyor. Özellikle de bir takım hastalığı olan çocuklarda çok farklı bulgular var. Solunum sistemi dışında bulgularla da seyredebiliyor. Bu nedenle özellikle şu dönemde yüksek ateşle, geçmeyen öksürükle, şiddetli karın ağrısıyla ve genel durum bozukluğu olan çocuklarda mutlaka koronavirüsten şüpheleniyoruz ve ona yönelik tetkiklerimizi yapıyoruz. Koronavirüs gerçekten artık daha hafif seyretmeye başlıyor. Yazın havaların ısınmasıyla beraber seyir biraz daha hafifledi" diye konuştu.

'ÇOCUK VAKALARIN YÜZDE 90'I EV İÇİ TEMASTAN KAYNAKLANIYOR'

Hiçbir zaman tedbiri elden bırakmamak gerektiğini anlatan Doç. Dr. Şen, çocukların koruması gerektiğini dikkat edilmesi gerektiğinin uyarısında bulunarak, şunları söyledi:

"Biz çocuklarımızı koruyamazsak erişkinlerimizi de koruyamayız. Şunu çok iyi biliyoruz ki, çocuk vakalarımızın yüzde 90'ı ev içi temastan koronavirüsü kapıyor. Dolayısıyla burada sosyal mesafenin el hijyeninin ve bağışıklık sistemini çok diri tutmanın önemli olduğunu hatırlatmak istiyorum. Şu ana kadar serviste en küçük yatırdığımız çocuğumuz 3 aylıktı ama bununla beraber 7 aylık, 10 aylık, 11 aylık çocuklarımızı da yatırdık. 3 ay ile 18 yaş arasında çocuklarımızı yatırıp tedavilerini düzenledik."

Pandemi Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Fesih Aktar da hastanenin 5'inci katını çocuk hastalar için tahsis ettiklerini belirterek, "Şu an mevcut 8 yataklı bir kliniğimiz. Aynı şekilde yine hastanemizin en alt katında ihtiyaç halinde kullandığımız yine 8 yataklı ve ayrı izolasyon alanları olan bir yoğun bakım ünitemiz de var. Buradaki hizmetimiz bir bütün olarak Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı bünyesindedir. Burası idarecilerimiz ve çalışanlarımızla birlikte büyük bir ekiple çocuklarımızın temel sağlık hizmetlerinin ve takiplerinin yapıldığı bir alan olarak kullandığımız bir alan" diye konuştu.

'NEFESİM KESİLİYORDU'

Koronavirüs tedavisi gören 14 yaşındaki Deniz Topuz, ilk belirti olarak ateşinin çıktığını anlatarak, "Nefesim kesiliyordu. Öksürük çok yoktu ama ağzımın tadı da yoktu. Bir tat alamıyordum. Korkuyordum. Annemin de öksürüğü vardı. Test yaptırdık annem negatif çıktı. Ben de test yaptırdığımda pozitif çıktı. Tedaviye alınmamın ardından ağzımın tadı geri geldi. Biraz nefesim kesiliyor ama iyiyim" dedi.

KLİMALARIN ETKİSİ NEDİR?

Doç. Dr. Şen, yaz aylarının yaklaştığına değinerek, koronavirüs, diğer solunum yolu virüsleri ve bakteri gibi mikroorganizmalarla mücadele için ev ve çalışma ortamlarının havalandırılmasının önemine işaret etti. Şen, klimalı ortamlarda özelikle yaşlı, bebek, çocuk ve bağışıklık sistemi zayıf olanların daha da hassasiyet göstermeleri gerektiğini bildirdi.

YAYILMA HIZI AZABİLECEK?

Koronavirüse yönelik çalışmalarda güneş ışığı ve nem oranının virüsün sağ kalmasını etkilediğinin görüldüğüne dikkati çeken Şen, şunları belirtti:

"Havalar gittikçe ısınmaya başladı. Özelikle ülkemiz gibi yaz aylarını çok sıcak geçiren bölgelerde virüsün etkinliği giderek azalacak. Yapılan çalışmalarda özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nin ve İsviçre'nin içerisinde bulunduğu çalışmada yazın sıcak havayla beraber  buna bağlı nem oranının düşmesiyle virüsün hareket kontrolü daha kolay olacaktır. Ancak tamamen kontrol altına alınacağı veya önlemlerin alınmaması anlamına da gelmemektedir. Ancak virüsün yayılım hızının daha da azalacağını düşünüyoruz."

KLİMA BAKIMLARI ÖNEMLİ

"Havaların ısınmasıyla bugünlerde Türkiye'nin birçok kesiminde özelikle de Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde klima kullanımının artacağını söyleyen Şen, vatandaşlara, bulundukları ortamlardaki pencereleri açıp, dış ortamdan hava almaları ve nem oranını ideal bir düzeyde tutmaları önerisinde bulundu.

Şen, klimaların iç hava ortamını serinleterek bir konfor sağladığını fakat hava yoluyla bulaşan bazı mikroorganizmalar için aynı zamanda bir kaynak görevini de üstlendiğini dile getirerek, şu uyarıları yaptı:

"Klima yoluyla bulaşan ve klima hastalığı olarak bilinen 'lejyoner hastalığı' bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde uygun önlem alınmasa üst solunum yoluyla başlayıp sonrasında zatürre hastalığına ilerleyebilmekte ve ağır sağlık sonuçlarına neden olabilmektedir. Koronavirüs için aynı şeyi söylemek doğru değil. Klimalar çok rahat bir şekilde söyleyebiliriz ki koronavirüs için bir kaynak oluşturmamakta. Ancak evdeki klimaların çok düzenli aralıklarla filtrelerinin değiştirilmesi, hijyen yapılması, bakımlarının belirli periyotlarla yapılması gerekiyor."

Klimada filtrasyon mekanizmalarının sağlıklı olması gerektiğini belirten Şen, sosyal mesafeye dikkat edilerek, bakımı yapılmış, filtreleri değiştirilmiş, temizliği yapılmış klimaların bulunduğu ortamda olmanın sakınca oluşturmayacağını aktardı.

KARANTİNADA BULUNANLAR

Şen, korona virüsün sıcaklığın 20 derecenin üzerinde yine nemin yüzde 40-50'nin üzerinde olduğu ortamlarda çok daha iyi kontrol edildiğinin bilindiğini anlatarak, izolasyon sürecinde olan, karantinada bulunanların ortam sıcaklığını uygun koşullarda sağlaması gerektiğini belirtti.

Daha düşük sıcaklıklarda ise bu virüsün yaşamsal sürelerinin daha uzun olduğunu dile getiren Şen, "Bu nedenle karantinada kalan hastalarımıza ortamın sıcaklığını çok düşürmemelerini ve nem ayarını iyi yapmalarını öneriyoruz." ifadesini kullandı.

Kaynak: Diyarbakır Söz