Yılbaşına tavsiyeler!

Pandemi dolayısıyla uygulanan hafta sonunun yanı sıra yılbaşı gecesini de kapsayan 4 günlük kısıtlamanın fırsata çevrilmesi gerektiğini belirten Molla Mehmet Şenlik, ailelere önemli tavsiyelerde bulundu.

Yılbaşına tavsiyeler!

Hafta sonu kısıtlamalarına ilaveten yılbaşı münasebetiyle uygulanacak olan 4 günlük sokağa çıkma kısıtlamasında aile içi ibadi ve ilmi programların yapılması gerektiğini söyleyen İTTİHADUL ULEMA Üyesi Molla Mehmet Şenlik, bu süreçte bazı belediyeler tarafından organize edilecek canlı müzik dinletilerinin halkın manevi ruhuna uygun olarak seçilmesi tavsiyesinde bulundu.

Yılbaşı kutlamalarının İslam'da herhangi bir yerinin olmadığını hatırlatan Şenlik, "Yılbaşı ne Müslümanların ne de Hristiyanların bir bayramıdır. Bu günleri bayram şeklinde algılayan insanlar, daha çok çılgınlık ve ahlaksızlık gibi zıvanadan çıkarak karnavalvari boyut aldırıyor. Bunun Müslümanlarla, edeple, hayayla, örf ve adetle hiçbir alakası yok." dedi.

Şenlik, "Noel tamamen muharref Hristiyanlığa has bir bayramdır. Hazreti İsa'nın sözde doğum gününü andıklarını söylüyorlar. Ama Hazreti İsa'nın bahsi dahi edilmiyor. Hazreti İsa eğer anılıyorsa bir Peygamberin anılması bu şekilde olmamalıdır." ifadelerini kullandı.

"HER BİR İMTİHAN İNSANLIĞA UYARIDIR"

Her yılbaşında kumar, içki ve fuhşun ön plana çıktığını söyleyen Şenlik, Coronavirus salgınıyla insanlığın büyük imtihana tabi tutulduğuna vurgu yaparak "Bunlar çılgın bir şekilde; kumarla, içkiyle, gece alemi yapmakla sözde bir bayram, bir etkinlik yapıyorlar. Ama bu sene farklı bir durum oldu. Bütün dünyada artık insanlar bir imtihan ile karşı karşıya kalmış." şeklinde konuştu.

Şenlik, "Bu imtihanı verirken Allah-u Teâlâ onları uyarıyor. Evinize girmişsiniz, düşününüz. Niçin evlere çekilip saklandınız? Neden çıkamıyorsunuz? Bütün bunlara sebep bu hastalığı kim gönderdi? Elbette hastalıkları gönderen Allah, şifayı da gönderen Allah'tır. Bu vesileyle Allah'ı hatırlamak, zikretmek, düşünüp ibret almak, tefekkür ve istiğfar etmek lazım. Tövbe edip kötü amellerini düzeltmek, birilerinin hak ve hukuku üzerlerinde varsa onu ödemek, küslerle barışmak gerekirken İslam'la, ahlak ve edeple ve hiçbir dinle alakası olmayan şeyleri yapmak yanlıştır, batıldır ve bir an evvel bundan dönülmesi gerekir." dedi.

İnsanlığın hatalarından vazgeçmemesi durumunda daha ağır imtihanlarla karşı karşıya kalacağının altını çizen Şenlik, "Bu hal üzere devam ederlerse Allah, bu hastalıktan daha beter bir şey çıkarabilir. İnsanlığın bu gafletten uyanması ve toparlanıp kendine gelmesi için Allah zaman zaman bu umumi felaketleri gönderiyor. Allah'ın varlığını tanısınlar, O'na yönelsinler ve dua edip yalvarsınlar diye Allah onları sınıyor." ifadelerini kullandı.

"BAŞKA ZAMAN FIRSAT BULAMAYIP AİLESİYLE İLGİLENEMEYENLER BU FIRSATI DEĞERLENDİRSİNLER"

4 gün boyunca uygulanacak sokağa çıkma kısıtlamalarında ailelere önemli tavsiyelerde bulunan Şenlik, "Müminlere düşen bu 4 günlük içeriye çekilme döneminde Rabblerine yalvarmalarıdır. Ailelerin, batıl ehlinin yaşadığı o çılgınlıkla uzaktan ve de yakından ilgilenmemeleri, Rabbine yönelip istiğfar etmeleri ve çoluk çocuklarıyla ilgilenmeleri lazım. Başka zaman fırsat bulamayıp ailesiyle ilgilenemeyenler bu fırsatı değerlendirerek onlarla alakadar olsunlar. Edep, ahlak, terbiye, ahiret, Allah ve Peygamber bilincini öğretmek için görevleri vardır. Yılbaşı etkinliğinden sakınıp ilgilenmemeleri gerektiğini bütün insanlara ve kardeşlerimize tavsiye ediyorum." şeklinde konuştu.

Yılbaşının İslam'da yeri olmadığı gibi o güne has bir ibadet olmadığını da sözlerine ekleyen Şenlik, "Bu geceye yönelik has bir ibadet yoktur. Zaten İslami bir etkinlik değil bu. Müslümanların bu gecelerde çocuklarıyla ilgilenerek namaz kılmayı öğretmeleri, kitap ve Kuran okumaları, dua etmeleri ve cemaatle namaz kılmaları gerekir." dedi.

Çocuk terbiyesine değinen Şenlik, "Çocuk, edebini ana babasından alır. Hani bir arif demiş ya 'Sen çocuğunu terbiye etme, o zaten sana bakarak öğreniyor.' Yani anne-babada terbiye ve edep varsa çocuk da onu öğrenir. Bu vesileyle çocuklara örnek olmak lazım. Ev içindeki bütün davranışlar, çocuğun sürekli takip edeceği bir ekrandır ve neyi izlerse onu alır. Bu fırsatı güzelce değerlendirmek lazım. Kur'an ve ibadetle vaktimizi değerlendirelim. Bu bizim için kazançtır." ifadelerini kullandı.

"UYARILDIKLARI HALDE ZEVKLERİNDEN VAZGEÇMEYENLER HELAK OLDU"

İnsanların çılgınca yaşamaya devam etmelerine anlam veremediğini belirten Şenlik, "Halen insanlar çılgınca mı yaşıyorlar? Geçmiş kavimlerin başına gelen felaketler onların da başına gelebilir. O kavimler ki, Allah-u Teâlâ onları uyardığı zaman zevklerinden vazgeçmediler, daha rahat yaşamak ve bazı şeyleri görmemek için gözlerini kapadılar. Allah da onların başına tufan yağdırarak helak etti." dedi.

Şenlik, "Kim hakikate karşı gözlerini kapatıp kulaklarını tıkamışsa, endişesi zevk ve sefadaysa, ahiretini düşünmüyorsa onun belası daha büyük olup daha çetin imtihanlarla karşı karşıya kalacak. Rabbim bizleri daha büyük şeylerle imtihan etmesin. Ümmetin başına gelen bu savaşları, bela ve musibetleri bertaraf eylesin. Bu hastalıkları insanların başından onlar akıllandıktan sonra kaldırmayı müyesser eylesin. Hazreti İsa, kendisini çarmıha germeye çalışanlara, 'Rabbim onlara azap edersen senin kullarındır. Ama ben istiyorum ki sen onları affedesin. Affedersen senin rahmetin çoktur.' diyerek onlar için Allah'ın affını dilemiştir. Biz de insanların iyi olmasını, kurtulmasını ve ahiret saadetini istiyoruz. Rabbim ümmetin bilincini artırsın. Birbirine yaklaşıp anlaşmalarını ve birbirlerini dinlemeyi nasip etsin." temennisinde bulundu.

"İNSANLARIN MANEVİYATLARINA YÖNELİK MÜZİKLER VEYA KUR'AN SESLENDİRİLEBİLİR"

Diyarbakır belediyelerinin sokağa çıkma kısıtlaması günlerinde halka moral verme amacıyla gerçekleştirdiği canlı müzik etkinliklerine değinen Şenlik, belediyelerin, halkın maneviyatını artırmaya yönelik seslendirmeler yapmalarını önerdi.

Şenlik, "Belediyelerin ne yapmaya çalıştığını anlayamıyorum. Aslında belediyelerin bu süreçte insanların maneviyatını yükseltmeleri gerekir. Madem ki halk evlerinden çıkamıyor ve kendilerince onları müzikle içerde tutmaya çalışıyor. Öyleyse insanların ruhlarına ve maneviyatlarına döndürmeye yönelik müzikler veya Kur'an ayetlerini seslendirsinler. Sonuçta bir matem havasıdır. 'Başka zamanlarda eğleniyorduk da bugünlerde içeriye niçin tıkıldık?' diye düşünmeleri lazım. Belediyeler bu çerçevede İslami müzik seslendirebilir; ruhi ve ahlaki olgunluğa, maneviyata ve ahirete yönelik seslendirmeler yapabilirler. Kur'an-ı Kerim'in okunması ve okutulması en güzel olanıdır. Bütün minarelerden Kur'an veya ilahiler okunsun, salavatlar getirilsin, dualar yapılsın." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Diyarbakır Söz