Zırhlı araç ölümlerine dikkat çektiler

DEVA Partisi Diyarbakır İl Örgütü, Dünya Şehircilik Günü’nde yaptıkları açıklamayla bölgede zırhlı araçların neden olduğu ölüm ve yaralanmalara dikkat çekti.

Zırhlı araç ölümlerine dikkat çektiler

Demokrasi ve Atlım Partisi (DEVA) Diyarbakır İl Örgütü, 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada bölgede zırhlı araçların neden olduğu ölümlere dikkat çekti. Yenişehir ilçesi Ofis Semti’nde bulunan AZC Plaza önünde yapılan açıklama sırasında partililer “Şehrimi seviyorum ve şehrimin sokaklarında ölümlere yol açan zırhlı araçların gezmesini istemiyorum” pankartı açıp, üzerinde zırhlı araç çarpması sonucu yaşamını yitiren çocukların isimlerinin yer aldığı dövizler taşıdı.

DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen, bu yılki Dünya Şehircilik Günü’nde şehirleri ve bölgelerinde var olan önemli bir sorun olarak, zırhlı araçların neden olduğu ölüm ve yaralamalara dikkat çekmek istediklerini dile getirdi. Ülsen, zırhlı araçların kentte kullanımına uygun olmayan araçlar olduğuna işaret etti.

13 YILDA 42 KİŞİ ÖLDÜ

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nin hazırladığı rapora göre; 2008-2021 yılları arasında zırhlı araç çarpması sonucu 20’si çocuk, 42 kişinin yaşamını yitirdiğini, 21’i çocuk 90 kişinin de yaralandığına dikkat çeken Ülsen, verilere yansıdığı gibi bu durumdan en çok çocukların etkilendiğini vurguladı.

Ülsen, yasal düzenlemeleri "çocukların üstün yararının korunması" ilkesini göz önüne alarak yaptıklarını iddia edenlerin, zırhlı araç çarpması sonucu ölen çocukları göz ardı ettiğini de söyledi.

FAİLLER CESARETLENDİRİLİYOR

Arkalarındaki kamu gücü ve uygulanan "cezasızlık" politikasının failleri daha da cesaretlendirdiğini dile getiren Ülser, bu durumun toplumun hukuka olan inancını ciddi şekilde zedelediğini kaydetti. Bu olayların ardından yapılacak soruşturmaların etkin olması ve toplumun adalet duygusunun tatmini açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Ülsen, “Ancak bu olaylar sonucu ortaya çıkan yargılama pratikleri ne yazık ki kabul edilebilir değildir. Yaşamını yitirenlerin suçlu gösterilmeye çalışılması, faillerin adeta bile isteye korunması yargılamanın adil şekilde yapılmadığına dair izaha muhtaç soruların cevapsız kalmasına sebebiyet vermektedir. Şahin Öner dosyasından Efe Tektekin dosyasına, Mihraç Miroğlu doyasından Furkan ve Muhammed Yıldırım kardeşlerin dosyasına kadar varan yargılama pratikleri toplumsal vicdanda derin yaralar açmış, ülkede hukuk güvenliğinin olmadığına dair derin kuşkular bırakmıştır zihinlerde” diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz