Deprem sonrası öğrencilerle nasıl iletişim kurulmalı?

Deprem bölgesindeki öğrencilerin psikolojik olarak zor dönemlerden geçtiğini belirten Eğitimci Murat Dalkılıç, öğrencilerin bunu atlata bilmeleri için eğitimcilerin ve ebeveynlerin yapması gerekenlere dikkat çekti.

Deprem sonrası öğrencilerle nasıl iletişim kurulmalı?

Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremde etkilenen illerden biri de Diyarbakır oldu. Millî Eğitim Bakanlığının açıkladığı takvime göre 1 Mart itibariyle aralarında Diyarbakır'ın da olduğu bazı illerde eğitim öğretime başlanacak. Depremden dolayı öğrencilerin psikolojik olarak olumsuz etkilendiklerini vurgulayan Dalkılıç, okulda psikolojiyi destekleyen derslerin işlenmesi gerektiğini belirtti.

Okullar açıldığında her öğrenci farklı tepki gösterebileceğini ifade eden Dalkılıç, "Bu stresten, kaygıdan veya korkudan dolayı bazı öğrenciler çok fazla hareketli, bazıları içine kapanık olabilir, öğrencilerde alışmadığımız davranışlarla karşılaşabiliriz." diyerek eğitimcilere uyarıda bulundu.

Depremden dolayı strese giren öğrencilerin kaygı ve korku yaşadığını dile getiren Dalkılıç, "Millet olarak son asrın değil emin olun ki son 6-7 asrın en büyük felaketini yaşadık. 2-3 sene öncesine kadar güvendiğimiz evlerimize artık korkarak giriyoruz. Bu bağlamda milletimize geçmiş olsun diyorum ve baş sağlığı diliyorum. Bu konuda devletin bazı kurumları hemen harekete geçmesi gerekir. Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı gibi Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve bunların dışında Yüksek Öğrenim Kurumları ve özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda tüm imkanlarını seferber etmeli. Depremden dolayı strese girip kaygı ve korku yaşayan insanlarımıza özellikle de çocuklarımıza, destek olma konusunda seferber olması gerekir." diye konuştu.

HER ÇOCUĞU KENDİ ÖZEL DURUMUNA GÖRE DEĞERLENDİRMELİ

Öğretmenlerimizin öğrencilerle nasıl iletişim kurmaları gerektiğini bu konuda kendilerini eğitmeleri gerektiğini ifade eden Dalkılıç, "Çocuklarımızla ilgili yaklaşımda bulunurken depremi bizzat yaşayan, enkazın altından çıkan veya durumu ekran başında takip eden her çocuğu kendi özel durumuna göre değerlendirmek gerekir. Okullarımızı artık aşamalı olarak açılacak özellikle deprem bölgelerinde yapılması gerekenlerle ilgili dikkat edilmesi gereken durumlar olması gerektiğini söylüyoruz. Öncelikle öğrencilerimizle muhatap olacak öğretmenlerimiz bu konuda kendilerini donanımlı hale getirmeleri, öğrencilerle nasıl iletişim kurmaları gerektiğini, bu felaketi yaşayan öğrencileri nasıl zorluklar beklediğinin farkında olmalarını ve bu konuda kendilerini donanımlı hale getirmelerini istiyoruz." ifadelerini kullandı.

DEPREMİN PSİKOLOJİSİNİ ATLATACAK SOSYAL AKTİVİTELERE YER VERİLMELİ

Okullarda biraz daha oyun tabanlı sosyal aktiviteler içeren etkinlikler düzenlenmesi gerektiğini vurgulayan Dalkılıç, "Okullar açıldığında her öğrenci farklı tepki gösterebilir bu stresten, kaygıdan veya korkudan dolayı bazı öğrenciler çok fazla hareketli, bazıları içine kapanık olabilir öğrencilerde alışmadığımız davranışlarla karşılaşabiliriz. Bazı öğrenciler farklı farklı davranışlar sergileyebilir bizleri rahatsız edecek davranışlarda bulunabilir bunların şimdiden kabullenilmesi gerekir. Öğretmenlerimiz illa ders işleyip, ödevlerimi veriyim veya konularımı işliyeyim düşüncesine girmemeleri gerekir. Öğrencilerin depremin psikolojisini atlatacak biraz daha oyun tabanlı sosyal aktiviteler içeren etkinlikler düzenleyerek okulun ilk günlerinde ortamı biraz daha rutine yaklaştırmak için öğretmen ve ebeveynlerin biraz çaba sarf etmeleri gerekir." şeklinde konuştu.

Kaybedilen güven duygusunu tekrardan öğrencilere aşılanması gerektiğini belirten Dalkılıç, "Yaşanılan depremde benim dikkatimi çeken bir şey oldu, eminim ki birçok kişi dikkat etmiştir bu duruma. O kadar yapının yıkılmasına rağmen birçok yerde birçok okul sağlam bir şekilde ayakta duruyordu. Bu okullarımızın bu kadar sağlam olduğunu ve yıkılmadığını medya üzerinden öğrencilerimize gösterebilirsek kaybedilen güven duygusunu tekrardan öğrencilerimize aşılayabiliriz. Devletimizin ve Milli Eğitim Bakanlığımızın şuna dikkat etmesi gerekir. 5 bin 10 bin kişilik okullar inşa etmemeliyiz. Her sokakta 400, 500 kişilik geniş bahçeli ve sağlam okullar inşa ettiğimiz zaman bu tür felaketlere öğrencilerimiz ve ailelerimiz sığınak olarak kullanabilirler. Bu durum da öğrencilerimize okulu güvenilir bir mekân olarak görmelerinde faydalı olur." dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz