Özel eğitim kurumları özel çocuklar için bir fırsat

Özel eğitim alanında hizmet veren kurumlar, özel çocukların potansiyelini değerlendirerek, bu potansiyele uygun eğitim-öğretim programı geliştirip uygulamak ve çocuğun yaşamını sürdürülebilir seviyeye getirmek için emek sarf ediyor.

Özel eğitim kurumları özel çocuklar için bir fırsat

Özel eğitim çalışması yapan rehabilitasyon merkezleri, özel çocuk ve aileleri ile ilgili yapılan çalışmaları, sosyal ve bilimsel bir perspektif içinde uygulayarak dersler işliyor.

Özel eğitim kurumlarının yapmış olduğu faaliyetleri ve müfredatı anlatan Diyarbakırlı Rehabilitasyon yöneticisi ve özel eğitim uzmanı İbrahim Nakçi, salgın sürecinde ve sonrasında yaptıkları çalışmaları anlattı.

"EĞİTİM MERKEZLERİMİZDE GRUP EĞİTİMLERİ KALDIRARAK BİREYSEL EĞİTİME GEÇTİK"

Özel eğitim merkezlerinde salgına karşı tedbir aldıklarını söyleyen Nakçi, "Sadece rehabilitasyon merkezlerinde değil bütün özel ya da devlet kurumlarında sosyal mesafe maske ve hijyen kurallarına uyuldu. Biz de aynı şekilde alınan bütün kurallara uyduk. Örneğin eğitim merkezimizdeki grup eğitimleri kaldırarak müfredatta herhangi bir değişikliğe gidilmeden sadece öğretmen ve öğrencinin bulunduğu sınıflarda bireysel eğitimler vermeye başladık." dedi.

Salgın sürecinde 3 ay boyunca kurumların kapalı kaldığını belirten Nakçi, kaybedilen zamanın telafi edilebilmesi için normalde bir öğrencinin aylık 8 saatlik eğitimini 16 saate çıkardıklarını söyleyerek, özel eğitim kurumlarında herhangi bir eğitim aksaması olmadığını vurguladı.

"SALGIN ÖNCESİ EĞİTİM-ÖĞRETİME NASIL DEVAM EDİYORSAK AYNI ŞEKİLDE DEVAM EDİYORUZ"

Çocukların eğitiminin asla aksamaması gerektiğini ifade eden Nakçi, "Salgın nedeniyle ortama güvenmeyip çocuğunu göndermeyen aileler halen var. Yüzde 90 oranında öğrencilerimiz geliyor. Salgın sürecindeki 3 aylık kapatmadan sonra az sayıda devam eden öğrenciler peyderpey artarak sayımız yaklaşık 50'ye ulaştı. Fakat yaklaşık 15 tane çocuğumuz henüz gelmiş değiller. Onları da en kısa sürede bu eğitim kervanına tabi tutacağız." diye belirtti.

Çocuklarını salgın sebebiyle göndermeyen ailelerin kendilerince haklı olduğunu söyleyen Nakçi, konuşmasını şu cümlelerle sürdürdü:

"Sonuçta gündemi tamamen ele geçirmiş bir salgın söz konusu. Ayrıca özel çocuklarımızın bağışıklık sistemi, biraz zayıf olduğundan dolayı aileler daha temkinli davrandılar. Salgın kontrol altına alınmış olmasına rağmen ailelerin temkinli tavırları halen devam ediyor. Ancak hem servislerimizde hem okul ortamında ve eğitim ortamında salgından dolayı gerekli olan her şeyi dikkatle uyguluyor ve gereken bütün önlemleri alıyoruz."

"BENİM ÖZEL ÇOCUĞU OLAN VELİLERDEN İSTEĞİM BU EĞİTİMİ AKSATMAMALARIDIR"

Salgından dolayı kapanan kurumlara geri dönüşlerde özel çocuklarda oluşan birtakım sıkıntıların olduğunu dile getiren Nakçi, "Özel öğrencilerimiz geldikleri zaman unuttukları şeyler oldu. Çünkü özel çocuklarımız kısa süreli bir hafızaya sahipler. Öğretmenini veya daha önce rahatlıkla yapmış olduğu bir çalışmayı unutan oldu. Ancak yoğunlaştırılmış telafi programlarıyla biz bunları çok hızlı bir süre içerisinde aştık." dedi.

Dezavantajı çocukları, normal çocuklara yetiştirmeye çalışıp aynı seviyeye getirmek için çabaladıklarını belirten Nakçi, özel çocukların ailelerine seslenerek şu ifadeleri kullandı:

"Rehabilitasyon merkezlerine ticari bir yer olarak bakılıyor ancak inanın arka planda müthiş bir emek ve mücadele var. Her bir öğretmenimiz burada, her bir çocuğa aşırı derecede önem veriyor. Biz de kurumsal olarak buna çok değer veriyoruz. Velilerimiz de bu desteği çekmesinler, biz onlara bu eğitim ve öğretim ortamına hazırlamışız onlar da çocukların gönül rahatlığı ile getirsinler, eğitimleri aksamasın istiyoruz."

"PSİKOLOGLARIMIZ HEM AİLE HEM DE ÇOCUKLARA YÖNELİK PROJELER YAPIYOR"

Çocukların özel eğitim kurumlarına gelmesiyle kendilerine yapıştırılan etiketin yeni düzenlemeyle kaldırılabildiğini belirten Nakçi, "Eğitimini tamamlayanları yıllık rapordan sonra rehberlik araştırma merkezine tekrar götürüyorlar. Orada, 'Bu çocuğun artık Özel eğitime ihtiyacı yoktur' deyip raporunu kaldırıyorlar." dedi.

Her çocuğun en iyi öğretmeninin ebeveyni olduğunun altını çizen Nakçi, kurumlara gelen öğrencilerin geçtikleri aşamaları şu şekilde anlattı:

"Burada şu an 3 psikoloğumuz var. Bu psikologlardan biri tamamen öğrencinin psikolojisiyle biri sadece ailelerle bir diğer psikoloğumuz da hem aile hem de çocuklara yönelik projeler yapıyor.

Bu psikologlarımız çocukların gelişim düzeylerini takip etmek için bilimsel testler de yapıyorlar. Örneğin bir çocuk ilk bize geldiği zaman önce çocuğun kaç yaşında ve yaşıtlarına göre ne kadar geride olduğuna dair değerlendirmeye alıyoruz."

Nakçi konuşmasına devam ederek, "Bu değerlendirmelerden hemen sonra ilgili öğretmenlere yani örneğin, 7 yaş ve üzeri ise özel eğitim öğretmenlerine, 7 yaş altı ise daha çok çocuk gelişimi ve okul öncesi öğretmenlerimize yönlendiriyoruz. Öğrencinin fizik ihtiyacı varsa fizyoterapistlere yönlendiriyoruz. Ders programlarımızda bu değerlendirmelere göre yapılıyor." dedi.

"AİLELERİ VE BİZLER GAYRET GÖSTEREREK ÖĞRENCİYİ BELLİ BİR SEVİYEYE GETİREBİLİRİZ"

Yaptıkları dersten sonra 5 dakika içinde velilere bilgilendirme yapıldığını aktaran Nakçi, özel çocukların aile ortamında da eğitilmesi gerektiğini şöyle anlattı:

"Biz de günlük bütün yapılan çalışmaları PDF olarak yazıp öneri adı altında öğrenci velilerimize yaptığımız çalışmalar hakkında bilgilendiriyoruz. Çocukların kurum dışında evde de desteklenmesi gerektiğini ailelere tavsiye ediyoruz. Çünkü çocuk haftada 4 saat bize geliyor. Haftanın geriye kalan 168 saatinde aileleriyle birlikte vakit geçiriyor.

Biz haftada 4 saatlik bir eğitimle çocuğu bir yere getiremiyoruz. Açıkçası bizim burada sihirli bir değneğimiz yok, dokunduk mu iyileştirelim. Ama bir yandan aile bir yandan biz gayret göstererek öğrenciyi belli bir seviyeye getirebiliriz."

Özel çocuklara dengeli bir şekilde yaklaşmanın önemli olduğuna dikkati çeken Nakçi, "Çocuğa nasıl davranacağını bilmeyen veya çocuklarına şiddet uygulayanlar bile var. Bunun yanında çocuğuna aşırı düşkün ailelerde var. Bu iki grup da çocuğun gelişiminde sıkıntılara yol açabiliyor. Çocuklara yönelik ailelerin tutumunda dengeleme olabilmesi için biz psikologlar yardımıyla velilerimize bazı terapileri, seansları ve danışmanlığı da veriyoruz." şeklinde konuştu.

"SADECE ÇOCUK MERKEZLİ ÇALIŞMAK İSTİYORUZ"

Özel Çocukların gelir kaynağı olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Nakçi, eğitime odaklanılması gerektiğini şu ifadelerle anlattı:

"Özellikle bu çocukları bir gelir kaynağı olarak gören aileler de var maalesef. Çocuklarına rapor çıkarıp engelli parası almak için uğraşanlar da var. Biz, sadece çocuk merkezli çalışmak istiyoruz. Sadece eğitime odaklanırsak hep birlikte çok büyük başarılar elde ederiz, elbirliğiyle o çocuklarımızı da bir an önce topluma kazandırırız. Velilerimizi bu açıdan bütün eğitim kurumlarından faydalanmaya davet ediyorum."

Özel çocukların ailelerinin bilinçli olması gerektiğini söyleyen Eğitimci Nazlıcan Ayvacı ise "Normal bir çocuğu annesi nasıl yetiştirirse öyle olur. Özel eğitim çocukları da aynı şekilde ve daha özel oldukları için ailenin özellikle bilinçli olması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"BURADA ÇOCUĞUN HER ADIMINDA EMEK SARF EDİYORUZ"

Salgın süresince yaptıkları çalışmaları anlatan Ayvacı, şu ifadeleri kullandı:

"Pandemi öncesi öğrencilerimiz çok iyi bir kademedeydi. Pandemi olunca evde kalmak zorunda kaldık. Bu dönemde aileyi bir şekilde yönlendirerek bunu çocuktaki gelişimin devamını sağlamak için çabaladık.

Bu çaba bizim çocuk üzerindeki emeklerimizin de zayi olmaması içindi. Sonuçta biz de burada çocuğun her adımında emek sarf ediyoruz. Bu süreçte aileleri tarafından eğitimlerinin evde de devam ettirilmesi için bilinçlendirme çalışmalarımız oldu."

Salgından sonra öğrencilerde ister istemez bir gerileme olduğunu belirten Ayvacı, bu durumun gayet normal olduğunu, özel çocukların diğer çocuklara göre biraz daha unutkan olabildiklerini söyleyerek çocukların bilinçaltına ulaşıp önceden öğrendiklerine ulaşmaya çalıştıklarını ifade etti.

"ÖZEL ÇOCUKLAR, BİLGİYE DAHA FAZLA AÇLAR VE BUNA İHTİYAÇLARI DA VAR"

Çocuklara yanlış bir şey öğretmemek için ellerinden geleni yaptıklarını vurgulayan Ayvacı, Rehabilitasyon merkezinde eğitimci olma serüvenini anlatarak şunları söyledi:

"Ailem ve çevrem tarafından diğer çocuklarla ilgilenmem için defalarca yönlendirildim. Ama ben bir emeğim olacaksa özel çocuklar üzerinden olması için bu mesleği seçtim. Sonuçta diğer çocuklara kazandırabileceğimiz pek bir şey yok. Özel çocuklar bilgiye daha fazla açlar ve buna ihtiyaçları da var."

Özel çocukların hayata çok güzel bir şekilde devam edebilmesi ve akranları ile güzel bir oyun süreci yaşamaları için eğitimler verdiklerini belirten Ayvacı, ailelere toplumda dikkat edilmesi gereken önemli hususları anlattı.

Ayvacı, "Özel aileler, kimsenin sözünü dinlememeli; çevreden gelen tepkilere aldırış etmemeli. Çevredekiler de bu çocuklara olumlu bakmalılar. Çünkü olumsuz baktığımızda aile de bundan etkileniyor. Bu yüzden özel çocuğunu evine kapatan ailelerde var." dedi.

"ÇEVREMİZDEKİ ÖZEL İNSANLARA KARŞI DAHA DUYARLI OLMALIYIZ"

Özel çocuklara göre çevrede düzenleme yapılmasının gerekliliğine vurgu yapan Ayvacı esnafı, duyarlı olma noktasında şu cümlelerle uyardı:

"Kaldırımda yürürken görme engelliler için yapılan sarı şeritler üzerine bir kahvehane yapmak, bu çocuğu çok fazla üzecek. Belki dışarı çıkmak istemeyecek. Bunlar çok var toplumumuzda, görüyoruz ve hiçbir şey söylemeden de geçtiğimiz oluyor. Ama bunları biz dile getirmezsek kim getirecek?"

Kaynak: Diyarbakır Söz