Altın Madenciliği Nasıl Yapılıyor?

Altın madenciliği, dünyanın farklı bölgelerinde ekonomik ve sosyal anlamda büyük öneme sahip bir faaliyettir. Ancak, bu faaliyetin çevresel etkileri ve güvenlik riskleri de göz ardı edilemez. Bu yazıda, altın madenciliğinin dünya genelindeki durumunu ve yöntemlerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Altın Madenciliği Nasıl Yapılıyor?

ALTIN MADENCİLİĞİNİN YAYGINLIĞI

Altın madenciliği, dünya genelinde oldukça yaygın bir faaliyettir. İstatistiklere göre, 2022 yılında dünya genelinde yaklaşık 3 bin ton altın üretilmiştir. Bu üretimin büyük bir kısmı, özellikle Çin, Rusya, Avustralya, Kanada ve ABD gibi ülkelerde gerçekleştirilmektedir.

ÜRETİMDE LİDER ÜLKELER

Dünya Altın Konseyi verilerine göre, 2022 yılında en büyük altın üreticisi olan ülkeler şunlardır:

  • Çin: Küresel üretimde yaklaşık %10'luk bir paya sahip olan Çin, en büyük altın üreticisi konumundadır.
  • Rusya: Çin'i takip eden bir diğer önemli üretici olan Rusya, dünya genelindeki altın üretiminde önemli bir role sahiptir.
  • Avustralya: Avustralya, dünya genelinde önemli bir altın üreticisi olup, küresel pazarda etkili bir konuma sahiptir.
  • Kanada: Kanada, dünya genelinde altın üretiminde önemli bir paya sahip olan bir diğer ülkedir.
  • ABD: ABD, altın üretimi açısından dünya genelinde önemli bir konuma sahiptir.

EN BÜYÜK ŞİRKETLER

En büyük altın üreticisi şirketler arasında ise ABD ve Kanada ortaklığındaki Newmont ile Toronto merkezli Barrick Gold ön plana çıkmaktadır. Bu şirketler, dünya genelindeki altın üretiminde büyük bir etkiye sahiptir.

ALTIN MADENCİLİĞİ YÖNTEMLERİ

Altın madenciliği, farklı yöntemler kullanılarak gerçekleştirilir. Bu yöntemlerin başlıcaları şunlardır:

PLASER MADENCİLİĞİ

Plaser madenciliği, oldukça eski bir yöntem olup, biriken ağır minerallerin su yardımıyla kazılması ve geri kazanılması esasına dayanır.

SERT KAYA MADENCİLİĞİ

Dünya genelinde en çok kullanılan yöntem olan sert kaya madenciliği, altını doğrudan kayaçlardan çıkarmak için açık ocak veya yeraltı tünelleri kullanır.

YAN ÜRÜN MADENCİLİĞİ

Bazı durumlarda, diğer kaynakların çıkarılması sırasında altın da bulunabilir. Bu duruma yan ürün madenciliği denir. Örneğin, bakır madenlerinde altın bulunabilir.

SİYANÜR KULLANIMI VE GÜVENLİK RİSKLERİ

Altın madenciliğinde en yaygın kullanılan yöntemlerden biri, altını kayaçlardan ayırmak için siyanür kullanımıdır. Ancak, siyanürün çevresel ve insan sağlığı üzerinde ciddi riskleri bulunmaktadır.

SİYANÜR KULLANIMININ YAYGINLIĞI

Maden Mühendisleri Odası'na göre, dünya genelinde altın üretiminin yaklaşık %85'inde siyanür kullanılmaktadır. Bu, altın madenciliğindeki yaygın bir uygulamadır.

GÜVENLİK RİSKLERİ

Siyanür kullanımı, çevresel felaketlere ve insan sağlığına ciddi zararlar verebilir. Özellikle atık suyun arındırılması sırasında ortaya çıkan siyanürlü atıkların çevreye zarar verme potansiyeli büyüktür.

KAZALARIN YAYGINLIĞI VE ÖRNEKLER

Altın madenciliği sektöründe yaşanan kazalar, çevresel felaketlere ve insan kayıplarına yol açabilir. İşte, son yıllarda yaşanan bazı büyük kazaların örnekleri:

ROMANYA CERTEJ MADEN KAZASI (1971)

Romanya'daki Certej madeninde yaşanan bir kazada, atık suyun depolandığı barajın patlaması sonucu 89 kişi hayatını kaybetmiştir.

PAPUA YENİ GİNE OK TEDİ MADENİ KAZASI (1984)

Papua Yeni Gine'deki Ok Tedi madeninde yaşanan bir kazada, işlenmemiş atık suyun bölgeye boşaltılması sonucu yaklaşık 50 bin kişi etkilenmiştir.

KANADA SUMMİTVİLLE MADENİ KAZASI (1984)

Kanadalı şirket Galactic Resources'un ABD'de işlettiği Summitville madeninde yaşanan bir kazada, siyanür kullanımı nedeniyle büyük miktarda zehirli atık su birikmiştir.

FİLİPİNLER MARCOPPER MADENİ KAZASI (1996)

Filipinler'deki Marcopper Mining şirketinin işlettiği Mt. Tapian madeninde yaşanan bir kazada, tünellerde oluşan çatlaklar nedeniyle zehirli atıklar bölgeye yayılmıştır.

GÜNEY AFRİKA DOORNKOP MADENİ YANGINI (2014)

Güney Afrika'da Harmony Gold'un işlettiği Doornkop madeninde yaşanan bir yangında, sekiz maden işçisi hayatını kaybetmiştir.

Altın madenciliği, dünya genelinde ekonomik kalkınmaya katkı sağlayan önemli bir sektördür. Ancak, bu sektörün çevresel etkileri ve güvenlik riskleri göz ardı edilmemelidir. Üretim yöntemlerinin daha sürdürülebilir hale getirilmesi ve güvenlik standartlarının yükseltilmesi, bu sektörün daha sürdürülebilir ve güvenli bir şekilde faaliyet göstermesini sağlayabilir.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler