Halk iki ateş arasında!

Bölgedeki Kürt partiler, şiddetin AK Parti'yi devirmeye yönelik bir operasyon olduğunu ifade ederken, hendeklerin kazılmasının ölümleri artırdığını, halkın da "iki ateş" arasında kaldığını bildirdi.

Halk iki ateş arasında!

HDP dışında Güneydoğu'da faaliyet gösteren "Kürt" kökenli siyasi partiler temsilcileri, 7 Haziran seçimlerinden sonra yaşanan olaylara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye Kürdistan Demokratik Partisi (T-KDP) Genel Başkanı Mehmet Emin Kardaş, yaşanan olayların AK Parti’yi iktidardan düşürmeye yönelik olduğunu belirtti.

Kürt Demokrasi Platformu (KDP) Genel Sekreteri Sertaç Bucak ise Kürt halkının gerekli krediyi verdiği HDP’nin gerekli gayreti göstermediğini ifade etti.

Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, halkın kanı üzerinden siyasi hesaplar yapmak ve onları ölüme zorlamanın Kürtlere ihanet olduğunu söyledi.

-Kürt siyasi partileri, 7 Haziran seçimlerinden sonra yaşanan olaylara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. T-KDP Genel Başkanı Mehmet Emin Kardaş, yaşananların Türk-Kürt savaşı olmadığını belirterek, “Öteden beri söylüyoruz, bu Türk solu ile iktidar kavgasıdır. Şu an başlayan olaylar, AK Parti’yi iktidardan düşürmeye yöneliktir. Şu anda mecliste bulunan Kürtler, AK Parti dışında kalan güçler ile hareket ediyor. Kürtler bir ulus ve millettir. Yaşanan bu savaş ulus ve millet olmaktan kaynaklanan hakların kavgası değil. Savaşa taraf olanlar, çıkıp bu kavganın ne kavgası olduğunu açıklamalılar. Biz parti olarak kendimizi bunun dışında üçüncü yol olarak görüyoruz ve bu savaşa taraf olmayı düşünmüyoruz, biz parti olarak Kürtlerin ulusal demokratik hakları için mücadele ediyoruz”’ dedi.

“MUHALEFET, AK PARTİ İLE ANLAŞMALIYDI”

Cizre’de yaşanan olaylarla ilgili parti olarak herhangi bir tavır almayı düşünmediklerini belirten Kardaş, “İki tarafın da elini silahtan çekmesini ısrarla söylesek bile bizi dikkate almayacaklar. Dolayısıyla burada bir tavır almayı düşünmemekle birlikte sağduyunun hakim olmasını istiyoruz. 7 Haziran seçimlerinden sonra muhalefette kalan partiler koalisyon için AK Parti ile anlaşmalıydılar. Bunu yapmadıkları gibi, azınlık ve seçim hükümetine de ‘hayır’ dediler. Umudu orduya bağladılar. Bu yanlıştı. Eğer kaos istenmemiş olsaydı, azınlık hükümeti kurulurdu. Azınlık hükümeti oluşmuş olsaydı bugün yaşananları konuşuyor olmazdık. MHP’nin şimdi sıkıyönetim istemesi de bunun kanıtıdır. Taraflar isterse sorun çözülür. Kaos her iki tarafı da beslediği için sorun çözülmüyor” diye konuştu.

“YAŞANAN ÇATIŞMALAR YERSİZ”

Kürt Demokrasi Platformu (KDP) Genel Sekreteri Sertaç Bucak, son yaşanan çatışmaların dış dinamiklere dayandığını savundu. Çatışmaların yersiz olduğunu anlatan Bucak, şunları kaydetti: “Son çatışmaların arkasında İran var. Bizi çatıştırıyorlar. Kürtler kazanımlarını siyasi yollarla çözebilirdi. Kürt halkı bunun için HDP’ye gerekli krediyi de verdi. Ama HDP, 7 Haziran’dan sonra siyasal çözüm için gerekli gayreti göstermedi.”

“ÖLÜME ZORLAMAK HALKA İHANET”

Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, halkın kanı üzerinden siyasi hesaplar yapmak ve onları ölüme zorlamanın Kürtlere ihanet olduğunu söyledi. Yapıcıoğlu, şu ifadelerde bulundu: “Daha önce de yürümeyeceği anlaşılan çözüm süreci 7 Haziran seçimlerini bekliyordu. PKK eylemlere, hükümet operasyonlara başlamak için seçimlerin geçmesini bekledi. ‘Barışı inşa edeceğiz’ dediler. Kürt halkı çatışma istemediği için büyük bir destek verdi. Siyaset kanalları özellikle HDP için sonuna kadar açıkken, fıkra gibi özerklik/öz yönetim açıklamaları ardı ardına geldi. Operasyon düğmesine basmak için çok elverişli bir vasat oluştu. Zaten bu ilanlar devleti üzerine çekmek içindi. Sivil ölümler arzuladılar. Böylece halkı ayaklandırmayı düşündüler. Halkın kanı üzerinden siyasi hesaplar yapmak ve onları ölüme zorlamak Kürtlere ihanettir. Bu şiddet sarmalı nedeniyle siyaset kanalları da daralmıştır. Çok yüksek oranda oyların HDP’ye verildiği ilçeler ateş altında. Halk iki ateş arasında katliam korkusuyla evlerine hapsolmuş veya hapsedilmiş durumda.”

“HALK İKİ ATEŞ ARASINDA”

Cizre’de yaşananlara da değinen Yapıcıoğlu, şunları söyledi: “Cizre’de açlık sorununun başladığı söyleniyor. Mahallelerin etrafına veya sokaklarına hendekler kazarak ‘buraya devleti sokmayacağız’ dediler. ‘Gençlerimizin ölmemesi ve tutuklanmaması için bu hendekleri kazıyoruz’ dediler. Fakat hendekler daha fazla ölüm, daha fazla tutuklanma getirdi. Üzerine de açlık, kuşatılmışlık, perişanlık, geleceğe dair ümitlerin kırılması, sorunun içinden çıkılamaz haline gelmesi ilave oldu. Cizre için açıklamalar yaptık, yapıyoruz. Halkın zarar görmemesi, devlet görevlilerin hukuk dışına çıkmaması için hükümet nezdinde de girişimlerimiz oldu. Her platformda halkın zarar görmemesi için elimizden geleni yaparız. Ancak çatışmanın silahların ve bombaların şehir merkezlerine taşınması sivil kayıpların gerçekleşmesine davetiyedir. Bundan halk ciddi zarar görmüştür. Çünkü iki ateş arasında kalmıştır. Bir kısmı iki ateş arasında çaresizce bekliyor, on binlercesi de yerini, yurdunu, yaşadığı şehri terk ediyor. Bu zararın daha fazla büyümemesi için el birliğiyle bir şeyler yapmak gerektiğine inanıyoruz. Daha geniş ve uygun bir zamanda Kürdistan’ın ve halkımızın sorunları üzerinde uzunca müzakereler yapmak ve çözümler geliştirmek mümkündür.”

Kaynak: Diyarbakır Söz