Mahsul harmana mahkum ediliyor

Mahsul alımı için TMO’dan randevu alamadıklarını aktaran çiftçiler, “Yığınlar açılmazsa çiftçi mağdur olacak. Çiftçinin emeği rantçıların eline geçecek” dedi.

Mahsul harmana mahkum ediliyor

Çiftçilerin mahsullerini aracı olmadan satın almaya olanak tanıyan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), depolarındaki doluluk oranı gerekçesiyle çiftçilere randevu vermedi. Ekim sürecinde yaşanan zorlukların ardından hasat dönemine giren çiftçiler, TMO’nun randevu vermemesi nedeniyle mahsullerini aracılara düşük ücretle satmamak için harmanda bekletiyor.

TMO’nun mahsul alımı için uyguladığı randevu sisteminin çiftçiler için ağır bir yüke sebep olduğunu belirten Ziraat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Abdussamed Ucaman, mevcut uygulama ile çiftçilerin aylarca randevu için bekletildiğini kaydetti.

Çiftçinin ekonomik açığı olduğunu aktaran Ucaman, “Çiftçi, otomasyon üzerinden bir randevu alsa bile, bir ayı aşan bir süre içerisinde olduğu zaman hem oradaki tohumu depolama hem de tefeciden veya bankadan kredi olarak aldığı parayı geri ödeme gibi bir aciliyet söz konusu. Mahsulü bir an önce elden çıkarmaları gerekiyor. Dolayısıyla ucuza satıp bir an önce tefeciye, krediye veya girdi maliyeti olarak değerlendirilen ödemelerini yapmak zorunda kalacaktır” diye belirtti.

‘TMO ÇÖZÜM ARAYIŞINDA DEĞİL’

TMO’nun konuyla ilgili çözüm arayışında olmadığını ifade eden Ucaman, “TMO, çiftçiyi kendisine yönlendirmemek için elinden geleni yapıyor. Burada, satıştaki kârın çiftçiye olmayacağı, aslında hiç emek harcamadan sadece bu iş için aracı olanların kazandığı bir toplumla yaşamak zorunda kalıyoruz. Çiftçi kazanmayınca, önceki yıllar da olduğu gibi tarım yapmaktan vazgeçmeye meylediyor. Bu da evimizdeki ekmeğin pahalı olmasına, içeceğimiz çorbanın yüzde 300 yükselmesine yol açacaktır” diye konuştu.

‘RANDEVU SİSTEMİ İPTAL EDİLMELİ’

Mahsulün çiftçiden ilk elden ve randevusuz bir şekilde alınması gerektiğini vurgulayan Ucaman, “Bu TMO’nun görevidir. Kamusal bir görevdir. Dolayısıyla bunu yapmamak görevi kötüye kullanmadır. Bunu yapmamak, kamusal görevden çekilme demektir. TMO’nun bir an önce randevu sistemini iptal ederek, tüm buğday ve arpayı alması gerektiğini söylüyoruz” dedi.

‘ÇİFTÇİNİN EMEĞİ RANTÇILARA’

Yaklaşık 30 yıldır tarım ile uğraştığını belirten Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, kendisinin de TMO’dan randevu alamadığını iddia etti. Yaklaşık 150 ton buğdayı ile 60 ton arpasının harmanda kaldığını aktaran İskenderoğlu, “Serbest piyasada ekmeklik buğdayın tonu 6 bin 800 TL, makarnalık buğdayın ise 7 bin 200 TL. TMO’da ekmeklik buğday 9 bin TL, primle beraber sert buğday 10 bin TL. Dolayısıyla şuan çiftçinin, buğdayda ton başına yaklaşık 2 bin 500 TL’ye yakın, arpada da 2 bin TL’ye yakın zararı var. Çiftçinin ürettiği mal şuan harmanda duruyor. Bu malın ucuz bir şekilde aracıya, komisyoncuya ve alafa (halk dilinde yem satıcısı) gitmemesi için TMO’nun acil bir şekilde yığınlar açmasını talep ediyoruz. Hava müsait, boş araziler var. Yığınlar açılmazsa çiftçi mağdur olacak, çiftçinin emeği rantçıların eline geçecek” uyarısında bulundu.

Geçen seneye kıyasla artan enflasyona dikkat çeken İskenderoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçen yıl biz buğdayı ektiğimiz zaman mazotu 30 TL’den aldık. Tohumu 15 TL’ye aldık. Çiftçinin elinde malı var ama karşı tarafa da borcu var. Dolayısıyla günü geldiğinde Tarım Kredi Kooperatifleri borcunu istiyor, Ziraat Bankası borcunu istiyor, özel bankalar yine öyle. Çiftçinin serbest piyasaya da borcu var. Mazotçuya, tohumcuya, ilaççıya borcu var. Dolayısıyla bunlardan dolayı çiftçi mağdur oluyor. Bizim Tarım Bakanlığından isteğimiz, TMO’nun bir an önce yığınlar açması, hükümetin, çiftçiyi komisyoncuların ve aracıların insafına bırakmamasıdır.”

‘NE ZAMANA KADAR BEKLETECEĞİZ?’

İktidarın izlediği yanlış tarım politikalarını eleştiren Mustafa Tayfun adlı çiftçi ise, verilen müjdelere dair, “Her şey kürsüde, klimanın altında konuşmakla olmuyor. İnsan, konuştuklarının arkasında durmalı. Bölgedeki herkesin buğdayı harmandadır” dedi. TMO’dan randevu alamadıkları için ödemelerinin geciktiğini ifade eden Tayfun, “Randevu alamadığımız için borcun altındayız. Mecburen alaflara satacağız. Benim elimde yaklaşık 60 ton var. Bölgedeki çoğu çiftçi benim gibidir. En az 250 bin TL borcum var. İlaççıya, gübreciye ‘Buğdayı sattığımızda borcumuzu vereceğiz’ dedik. Ama ödeme olmuyor. Randevu alamadığımız için alaflar da fırsat bekliyor. Ne zamana kadar harmanda bekleteceğiz? Randevu yok, her yer kapalı. Tonajları düşürmüşler, alamıyorlar. Ben 10 gündür randevu alamıyorum” şeklinde konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz