92 gün sonra serbest bırakılan Can Dündar ve Erdem Gül'den ilk açıklamalar, neler dedi, kimdir?

Anayasa Mahkemesi, MİT TIR’larına ilişkin haber nedeniyle 26 Kasım’dan bu yana tutuklu olan gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül için ‘hak ihlali’ kararı vererek tahliye yolunu açtı. Kararda ‘kuvvetli suç şüphesinin olmadığı’ da vurgulandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçtiği bir, TBMM’nin seçtiği iki üye ihlal kararına karşı oy kullandı.

92 gün sonra serbest bırakılan Can Dündar ve Erdem Gül'den ilk açıklamalar, neler dedi, kimdir?

Başkan Zühtü Arslan ile 11 üye ise ihlal yönünde oy verdi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM’nin kararına uyarak Dündar ve Gül’ün tahliyesine karar verdi. Saat 03.15’de tahliye edilen ve Silivri Cezaevi önünde açıklama yapan Can Dündar, sözlerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın doğum gününü kutlayarak başladı. İşte detaylar...

Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, 3’e karşı 12 oyla, MİT TIR’ları haberleri nedeniyle tutuklu olan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün “kişi hürriyeti ve güvenliği”, “düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” ve “basın hürriyeti” haklarının ihlal edildiğine karar verdi.

AYM ihlal kararında, “kuvvetli suç şüphesi yok” da dedi. Bunun, AYM’nin, tutuklamaya dönük ihlal kararlarında “kuvvetli suç şüphesinin olmadığını” belirttiği ilk kararı olma özelliği taşıdığı belirtildi.

Dünya tahliyeleri böyle gördü

Dünya tahliyeleri böyle gördü

AYM ihlal kararında, “Tutuklama gerekçesi gösterilen eylemlerin tamamı gazetecilik faaliyetidir. Kuvvetli suç şüphesi yok” görüşüne yer verdi.

İKİ ÜYE TOPLANTIYA KATILMADI

AYM Birinci Bölümü, 17 Şubat’ta başvuruyu AYM Genel Kurulu’na sevk etmişti. AYM Genel Kurulu da dün sabah AYM Başkanı Zühtü Arslan başkanlığında 15 kişiyle toplandı. Toplantıya Serdar Özgüldür ve Nuri Necipoğlu katılmadı. AYM Raportörü’nün raporunda tutuklamanın hak ihlali olduğu, Gül ve Dündar’ın tutukluluğunun devamına ilişkin mahkeme kararlarındaki gerekçelerin yeterli olmadığı vurgulandı. AYM de iki gazetecinin bu faaliyetleri nedeniyle tutuklanmalarında “hak ihlali” olduğuna 3’ karşı 12 oyla karar verdi. AYM ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için kararın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesini de kararlaştırdı.

TAHŞİYE DAVASI UZAYINCA GECİKTİ

Karar 26 Kasım’dan bu yana tutuklu olan Dündar ve Gül’e, tahliye yolunu açtı. Karar, ihlali ortadan kaldıracak tahliye kararı verilmek üzere dün jet hızıyla UYAP üzerinden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Tahşiye davası uzadığı için 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki tahliye kararını gece 00.50’de verdi. İki isme yurtdışına çıkış yasağı var.

AYM kararında, “Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 25/2/2016 tarihinde Erdem Gül ve Can Dündar bireysel başvurusunda (B. No: 2015/18567), tutuklamanın hukuki olmadığı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği şikâyetlerine ilişkin olarak başvurucuların Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ve ihlalin ortadan kaldırılması için kararın ilgili mahkemeye gönderilmesine karar vermiştir” denildi.

TAHLİYE SONRASI İLK AÇIKLAMA

Dündar ile gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül, saat 03.15'de Silivri Cezaevi'nden tahliye edildi.

Silivri Cezaevi önünde açıklama yapan Can Dündar, sözlerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın doğum gününü kutlayarak başladı.

Dündar, "Kusura bakmayın sizi bu saate kadar beklettik. Aslında bizi bekletenlerin asıl niyeti. 25'inden 26'sına günün dönmesiydi. Bugün biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı'nın doğum günü 26'sı. Kendisinin doğum gününü kutluyoruz. Ve böyle bir tahliye kararıyla da kutlamaktan mutluluk duyuyoruz.

Biz evlilik yıldönümümüzde girmiştik. Bizi içeri attırmıştı diyelim. Biz de yaş gününde kendisine bir doğum günü armağanı vermek istedik" diye konuştu.

"BİZİM ÖDEDİĞİMİZ BEDEL TÜRKİYE'DE GAZETECİLERİN ÖDEDİĞİ BEDELİN YANINDA BİR HİÇTİR"

Tarihi bir karar olduğunu söyleyen Can Dündar, "Anayasa Mahkemesi'nin bugünkü kararı sadece bizi değil bütün meslektaşlarımızın basın özgürlüğünün ifade özgürlüğünün önünü açmıştır hakikaten saraya tabi olmayan bir yargı kurumu saraya tabi olmayan bir  medyanın önünü açacak çok tarihi bir karar verdi.

Bizim ödediğimiz bedel Türkiye'de gazetecilerin ödediği bedelin yanında bir hiçtir. 3 ay yattık bundan şikayet edecek değiliz. Bu kadar içerde yatan gazeteci bu kadar bunun bedelini ödemiş insanlar varken...

Bakın cebimdeki mendil Abdi İpekçi'den gelen mendil. Kızının gönderdiği mendil. Bu meslek bu haberleri yayınlayabilme adına basın özgürlüğü adına ölüm bedelleri ödedi. Onun için bizimki onun yanında bir hiç. Ama dünyaya ses verebildik direndik. Sizler sayesinde dik durduk sonuç aldık. Gördüğünüz gibi bize her türlü iftirayı her türlü tehdide rağmen bugün karşınızda o haberleri savunabilecek noktaya geldik" dedi.

"KÜÇÜCÜK BİR ÇADIRIN KOSKOCA BİR SARAYI DİZE GETİREBİLECEĞİNİ GÖRDÜK BURADA"

Konuşmasına teşekkür ederek devam eden Dündar, "Öncelikle o küçücük çadırdan bize umut aşılayan umut nöbetçilerimize teşekkür etmek istiyoruz.   Küçücük bir çadırın koskoca bir sarayı dize getirebileceğini gördük burada. Bununla gurur duyuyoruz. Gazetemiz her dakika arkamızda durdu. Gazetedeki arkadaşlarımıza avukatlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Vekiller hiç bizi yalnız bırakmadı. Sizlere ilginizden dolayı teşekkür ediyoruz. En önemlisi ailemiz, eşlerimiz hep yanımızda oldular, çocuklarımız annelerimiz koşturdular bizler için. Ceza infaz kurumu çalışanları çok iyi davrandılar bize keza jandarma çok iyi davrandı bize" dedi.

"ARKAMDA GÖRÜĞÜNÜZ BU TOPLAMA KAMPI MÜZE OLANA KADAR..."

İçeri girerken bir tek şey dilediğini belirten Dündar sözlerine şöyle devam etti:

"O bizi buraya tıkan nefret öfke, bizim içimize salmasın. Bizi zehirlemesin. Ve biz zehirlenmeden çıktık. Kin duymuyoruz.  öfke duymuyoruz ama mücadele etmeye çok kararlıyız. Eskisinden daha yüksek bir sesle kendimizi savunmaya devam edeceğiz henüz bitmedi. Biz tahliye olduk ama davamız devam edecek. Bur bir basın özgürlüğü davasıdır.

Biz çıktık 30'u aşkın meslektaşımız içerde, diliyorum ki bu karar onların da yolunu açacaktır onların da mücadelesinin takipçisi olacağız sonuna kadar. Arkamda gördüğünüz bu toplama kampı müze olana kadar hepimiz basın özgürlüğü ifade özgürlüğü adına mücadele etmeye sonuna kadar devam edeceğiz"

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün eşi Aslı Gül, oğulları Deniz ve Sarp Güney’le...

"KEŞKE BUNU MAHKEME YAPSAYDI, KEŞKE BU TUTUKLAMAYI YAPMASAYDI"

Ardından sözü Erdem Gül’e vererek "Tanıştırayım koğuş arkadaşım" dedi.

Erdem Gül de, "Bizim açımızdan bir hatırlatma yapacağım, Ahmet Kaya hatırlatması yapacağım. ’Keşke olmasaydı hatırlıyorsunuz. Bu da bir ’keşke olmasaydı’ hikayesi. Keşkeleri devam ettirirsek, Anayasa Mahkemesi’ne sadece kişisel değil, Türkiye’deki demokrasi, özgürlükler, her türlü özgürlüğün önündeki engellerin aşılması yolundaki attığı hukuki adım için Türkiye adına teşekkür etmemiz lazım. Ama keşke bunu mahkeme yapsaydı, keşke bu tutuklamayı yapmasaydı. Yani; mevcut mahkeme bunu yapsaydı, Anayasa Mahkemesi’ne bu işi bırakmasaydı. Hukuk sistemiyle ilgili daha Türkiye’de alınacak yollar olduğu sonucunu çıkarıyoruz. Biz çıkıyoruz ama bu tutuklu gazeteciler meselesinin bittiği anlamına gelmez. İçerde arkadaşlarımız var, onlarla ilgili mücadelenin devam etmesi gerekiyor. Bundan sonra da basına yönelik baskılara karşı her türlü birlikteliğin sürmesi gerekiyor. Bunu biz Türkiye’nin demokrasi tarihinde, düşünce özgürlüğü tarihinde çok çok büyük bir olay olarak görmüyoruz. Aslolan, bütün basının Türkiye’de ifade özgürlüğü isteyen, her türlü özgürlüğü ve barışı isteyen insanların birlikteliğidir" ifadelerini kullandı.

Can Dündar saat 05.00 sıralarında eşi Dilek Dündar ile birlikte Çengelköy’deki evine geldi. Dündar çiftini, evinin önünde Kayınpederi karşıladı. Kayınpederine sarılarak hasret gideren Can Dündar kapının önündeki  "Tarçın" isimli köpeğiyle ilgilendi. Dündar, "Çok mutluyum gerçekten. 3 aylık ayrılıktan sonra eve kavuştuk. Aileme kavuşacam. Benim ilk tutukluluğumdu, onun için siftahı yaptık. Şimdi ailemize kavuşacağız" dedi.

BİREYSEL BAŞVURU YAPMIŞLARDI

Dündar ve Gül, MİT TIR’larına ilişkin yaptıkları haberler nedeniyle “silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme”, “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk amacıyla temin etme” ve “devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama” suçlarından tutuklandı. Avukatları, 3 Aralık 2015’te Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.

Can Dündar'ın eşi Dilek Dündar

SİLİVRİ'DE KONUŞTULAR

Karar sonrası Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar Silivri Cezaevi önüne gitti. Dilek Dündar, Can Dündar ve Erdem Gül’ü elleriyle teslim ettiklerini ve elleriyle almaya geldiklerini söyleyerek, “Ben hep güvenmemiz gerektiğini söylüyordum, özellikle Anayasa Mahkemesi’ne. Anayasa Mahkemesi çok güzel bir karar verdi. Siyaset üstü olduğunu gösterdi bence. Can’ları almaya geldik” dedi.

TAHLİYE MECLİS'TE: ÇOK SEVİNDİK

ANAYASA Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararı, Meclis’te anında yankılandı. Muhalefetin yanı sıra AK Parti sözcüsü de Anayasa Mahkemesi’ni kararından dolayı kutladı. AYM’nin kararını Meclis Genel Kurulu’nda duyuran CHP Grup Başkanvekili Levent Gök’ün sözleri salonda bulunan az sayıda muhalefet milletvekilinin alkışıyla karşılandı.

Parti yetkililerinin Genel Kurul’daki değerlendirmeleri şöyle:

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan: Bahse konu mahkeme kararını sevinçle karşıladığımı ifade etmek istiyorum. Ancak mahkeme kararının üzerinden partimizin ve iktidarımızın itham edilmesini doğru bulmuyorum. Asolan tutuksuz yargılamaktır. Yerel mahkemenin kararı da bizim açımızdan hukuka uygun bir karar olarak değerlendirilecektir, AYM’nin kararı da öyle. Bu, yargının işidir.

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök: Haber yazma ve halkın haber alma hakkının dolaylı olarak engellendiği bu haksız tutuklamayla ilgili AYM’nin verdiği kararı memnuniyetle karşılıyoruz. Bir ağır kusurun, Erdem Gül ve Can Dündar’la ilgili haksız kararın, artık “Yanlışın neresinden dönülürse kârdır” şeklinde tezahür eden bu kararın demokrasi açısından, ifade özgürlüğü açısından önemli olduğunu düşünüyorum ve AYM’yi kutluyorum.

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken: Dündar ve Gül’ün haksız şekilde tutuklanmaları, tecrit koşulları altında tutulmaları, cezaevinde haksız şekilde bekletilmeleri bütün dünya kamuoyunun vicdanını kanatıyordu. AYM’nin hak ihlali tespiti son derece önemlidir.

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay: AYM’nin bu kararını önemli ve sevindirici buldum. Objektiflik, doğru haber ve dürüstlük, toplumun gerçekten haber alma hakkına hizmet eden bir yapının oluşturulması gerekir. Ayrıca herkesin bildiği sır, sırrın ifşası olmaz. (ANKARA)

AVRUPA’DAN AYM’YE ÖVGÜ

AVRUPA Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkında verilen karardan memnuniyet duyduğunu söyledi. AYM kararı doğrultusunda Dündar ve Gül’ün hızlı şekilde serbest bırakılmasını umduğunu vurgulayan Jagland, “Karar, Türkiye’de kararlarını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne dayandıran bağımsız bir Anayasa Mahkemesi’nin önemini gösteriyor” dedi.

AYM ‘DOĞRULARI SÖYLEMEK SUÇ DEĞİLDİR’ DEDİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AYM’nin kararı sonrası Twitter’dan, “Anayasa Mahkemesi verdiği kararla “Doğruları söylemek suç değildir” dedi. Can Dündar, Erdem Gül ve tüm gazetecilere özgürlük diliyorum” mesajını paylaştı.

SON NÖBETÇİLER

GAZETECİLER Can Dündar ve Erdem Gül’ün serbest bırakılması için gazeteci Mete Akyol’un 2 Aralık’ta Silivri Cezaevi önünde başlattığı ‘Umut Nöbeti’ni dün CHP Esenler İlçe örgütü üyeleri ile Gürgentepe Doğa Koruma Platformu devraldı. Umut Nöbeti’nin önceki günkü nöbetçileri ise Avrupa Yeşiller Partisi Eş Başkanı Monica Frassoni ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü Naci Sönmez’di.

CAN DÜNDAR KİMDİR?

Gazeteci, yazar, Senarist, Sunucu, Film yapımcısı, Film yönetmeni, Belgesel Film Yapımcısı

 16 Haziran 1961 yılında Ankara’da memur çocuğu olarak doğdu. Babası Ali Rıza Dündar, annesi Öznur Dündar’dır. İlkokulu ve ortaokulu Mimar Kemal okulunda okudu. Ardından Atatürk Lisesi'nden mezun oldu.

1982 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu'ndan mezun oldu.

1979’den itibaren sırasıyla Yankı, Hürriyet, Nokta, Haftaya Bakış, Söz, Tempo, Aktüel, Yeni Yüzyıl, Sabah, Milliyet, Birgün ve Cumhuriyet gazetesinde çalıştı.

1986’da İngiltere’de “London School of Journalism”i bitirdi.

ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde Siyaset Bilimi dalında yüksek lisansını 1988’de, aynı bölümünde doktorasını 1996 ‘da tamamladı.

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde ve ODTÜ Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi bölümü Kültürel Çalışmalar lisansüstü programında ders verdi.

Televizyona 1988’de TRT’de Haber Dairesinde başladı. 1989 yılından 1995 yılına kadar “32.Gün”de çalışmaya başladı. Mehmet Ali Birand ve Bülent Çaplı ile birlikte 1991’de “Demirkırat”ı, 1994’de “12 Mart”ı yaptı.

1992’de “Cumhuriyet’in Kraliçeleri”ni, 1993’de “Sarı Zeybek”i hazırladı.

1993-94 yıllarında Mehmet Ali Birand’la birlikte “Çapraz Ateş”i yaptılar.

1994-95 yıllarında “Gölgedekiler” belgesel dizisini hazırladı.

1996-97’de hazırladığı 10 bölümlük “Aynalar” belgeseli Show Tv’de yayınlandı. Yine 1996-1998 yıllarında Show Tv’de 2 yıl süre ile “40 Dakika” haber programını hazırlayıp sundu.

1998’de “Yükselen Bir Deniz”i hazırladı.

1999’da “İsmet Paşa” belgeselini Bülent Çaplı ile birlikte hazırladı.

"Zaten Tiyatro Dediğin Nedir Ki?" isimli Devlet Tiyatroları belgeselini 1999’da hazırladı. Köy Enstitüleri için hazırladığı belgesel 2000 yılında ATV'de yayınlandı. 2000 yılında NTV'ye 10 bölümlük “4.Nesil” ve “İş Bankası” belgesellerini , 2001’de CNN Türk’e “Halef” belgeselini hazırladı.

2002 Ocak ayında hazırladığı Nazım Hikmet belgeseli CNN Türk kanalında yayınlandı.

2002’de 3 bölümlük Fenerbahçe’nin tarihinin anlatıldığı “Bahçedeki Fener” belgeselini hazırladı.

2003 yılında “Bir Yaşam İksiri”belgeselini ve “O Gün” belgesel dizisini , 2004’te “Yüzyılın Aşkları” ve “Karaoğlan”ı hazırladı.

2003-2004 yıllarında Milliyet gazetesi için Popüler Kültür ekini çıkardı.

2005 yılında "Yetiştik Çünkü Biz!.." Mülkiye Belgeseli'ni hazırladı.

2006 Şubat'ında Adnan Menderes-Ayhan Aydan aşkını anlatan "Tatarım" belgeselini yaptı.

Köşe yazarlığı 1994'te Aktüel'de başladı. Aynı yıl günlük köşe yazıları yazmaya başladığı Yeni Yüzyıl gazetesinde 5 yıl çalıştı. 1999 Ocak'ından 2000 Aralık sonuna kadar Sabah gazetesinde köşe yazarlığı yaptı.

1994-2005 yılları arasında Aktüel dergisinde köşe yazıları yazdı.

2001 yılından sonra 1 Ağustos 2013 tarihine kadar Milliyet gazetesinde köşe yazıları yazdı. Milliyet'ten ayrıldıktan sonra BirGün'de yazmaya başladı. Ekim 2013 tarihinden itibaren de Cumhuriyet gazetesinde yazmaktadır.

NTV'de 19 Eylül 2006'da başladığı 'Neden' isimli tartışma programını 9 Haziran 2009 tarihine kadar hazırlayıp sundu.

16 Şubat 2009'dan Haziran 2010'a kadar NTV'de "Canlı Gaste" programını hazırlayıp sundu. Eylül 2010'dan Haziran 2011'e kadar NTV'de "Canlı Ana Haber" programını yaptı.

Can Dündar, 1988 yılında Dilek Dündar ile evlendi. Ege Dündar (d.1995) adında bir oğlu vardır.

9 Şubat 2015 tarihinde, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulunun oy birliğiyle aldığı karar uyarınca Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği görevine Cumhuriyet gazetesi yazarı Can Dündar atanmıştır.

26 Kasım 2015 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül ile birlikte "MİT TIR'ları" soruşturması kapsamında tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği, Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmalarına karar verdi.

27 Ocak 2016 tarihinde İstanbul Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede iki gazeteci için bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir kez müebbet ve 30 yıla kadar da hapis cezası istendi. İddianame İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

Köşe Yazarlığı:

1979 - 1983: Yankı

1983 - 1985: Hürriyet

1985 - 1986: Nokta

1986 - 1987:Haftaya Bakış

1987 - 1988: Söz

1988 - 1994:Tempo

1994 - 2004 : Aktüel

1994 - 1998: Yeni Yüzyıl

1999 - 2001: Sabah

2001 - 2013: Milliyet

2013 - 2013: Birgün

2013 - Cumhuriyet

Hazırladığı Belgeseller:

1991 - Demirkırat (Mehmet Ali Birand ve Bülent Çaplı ile birlikte) (10 bölüm) TRT'de yayınlandı.

1992 - Cumhuriyetin Kraliçeleri (5 Bölüm) Show TV'de yayınlandı.

1993 - Sarı Zeybek (1 Bölüm) Show TV'de yayınlandı.

1994 - 12 Mart (10 Bölüm) Show TV'de yayınlandı.

1994 -1995 - Gölgedekiler (6 Bölüm) Show TV'de yayınlandı.

1996 -1997 - Aynalar (10 Bölüm) Show TV'de yayınlandı.

1998 - Yükselen Bir Deniz (4 Bölüm) Kanal D'de yayınlandı.

1999 - 'İsmet Paşa' Bülent Çaplı ile birlikte, (3 Bölüm) CNN Türk'de yayınlandı.

1999 - 'Zaten Tiyatro Dediğin Nedir ki?' (3 Bölüm) ATV'de yayınlandı.

2000 - 4. Nesil (10 Bölüm) NTV'de yayınlandı.

2000 - Atatürk'ün Bankası (1 Bölüm) NTV'de yayınlandı.

2000 - Köy Enstitüleri (2 Bölüm) ATV'de yayınlandı.

2001 - Halef (1 Bölüm) CNN Türk'de yayınlandı.

2002 - Fenerbahçe (3 bölüm) Kanal D'de yayınlandı.

2002 - Nazım Hikmet Belgeseli (4 bölüm) CNN Türk'de yayınlandı.

2002 - 'O Gün' (11 Bölüm) CNN Türk'de yayınlandı.

2003 - 'Bir Yaşam İksiri: Nejat Eczacıbaşı' (2 Bölüm) Kanal D'de yayınlandı.

2004 - Karaoğlan: Bir Ecevit Belgeseli (5 Bölüm) CNN Türk'de yayınlandı.

2004 - Önce İnsan..! İnsan hakları belgeseli...

2004 - Yüzyılın Aşkları (10 Bölüm) CNN Türk'de yayınlandı.

2005 - Garip; Neşet Ertaş Belgeseli (3 Bölüm) Star'da yayınlandı.

2005 - İlk Durak, Nebil Özgentürk'le birlikte, (2 Bölüm) CNN Türk'de yayınlandı.

2006 - Yetiştik çünkü biz..! Mülkiye Belgeseli (4 Bölüm) CNN Türk'de yayınlandı.

2006 - Çalıkuşları: Notre Dame de Sion'un Çocukları, (3 Bölüm) NTV'de yayınlandı.

2007 - Lider Portreleri: (4 Bölüm) NTV'de yayınlandı.

2008 - Mustafa filmi (Sinemalarda gösterildi)

2012 - Delikanlım... İyi bak yıldızlara... Deniz Gezmiş belgeseli, CNN Türk'de yayınlandı.

Yazdığı Kitapları:

1991 - Demirkırat, (Mehmet Ali Birand ve Bülent Çaplı ile birlikte), Milliyet Yayınları

1994 - Sarı Zeybek, Milliyet Yayınları

1994 - 12 Mart: İhtilalin Pençesinde Demokrasi, (Mehmet Ali Birand ve Bülent Çaplı ile birlikte), İmge Yayınları

1995 - Gölgedekiler, İmge yayınları

1995 - Hayata ve Siyasette Dair, İmge yayınları

1996 - Yağmurdan Sonra, İmge Yayınları

1997 - Ergenekon, (Celal Kazdağlı ile birlikte), İmge Yayınları

1998 - Yarim Haziran, İmge Yayınları

1999 - Benim Gençliğim, İmge Yayınları

2000 - Köy Enstitüleri, İmge Yayınları

2001 - Nereye?, İmge Yayınları

2001 - Yaveri Atatürk'ü Anlatıyor: Salih Bozok'un Anıları, Doğan Yayınları

2002 - Uzaklar, İmge Yayınları

2002 - Yükselen Bir Deniz, İmge Yayınları

2003 - Savaşta ne Yaptın Baba?, İmge Yayınları

2003 - Bir Yaşam İksiri: Dr. Nejat F.Eczacıbaşı, İş Bankası Kültür Yayınları

2003 - Mustafa Kemal Aramızda, (Ülkem Özge Sevgilier ile birlikte), Doğan Yayınları

2003 - Büyülü Fener, İmge Yayınları

2003 - Duvar, (Oğlu Ege ile birlikte yazdığı masal kitabı), Angora Yayınları

2004 - Yıldızlar, İmge Yayınları

2004 - Sedat Alp: İlk Türk Hititoloğun Yaşam Öyküsü, (Fatma Sevinç ile birlikte), Tüba Yayınları

2005 - Kırmızı Bisiklet, İmge Yayınları

2005 - Nazım Hikmet, İmge Yayınları

2005 - İlk Durak-İETT, (Nebil Özgentürk ile birlikte), Alfa Yayınları

2006 - Özel Arşivinden Belgeler ve Anılarıyla Vehbi Koç, Doğan Yayınları

2006 - Yüzyılın Aşkları, İmge Yayınları

2006 - Karaoğlan, (Rıdvan Akar ile birlikte) İmge Yayınları

2006 - İsmet Paşa, (Bülent Çaplı ile birlikte) İmge Yayınları

2007 - Yakamdaki Yüzler, İmge Yayınları

2008 - Ecevit ve Gizli Arşivi (Rıdvan Akar'la birlikte), İmge Yayınları

2008 - Ben Böyle Veda Etmeliyim, İsmail Cem, İş Bankası Yayınları

2008 - Özel Arşivinden Belgeler ve Anılarıyla Vehbi Koç, Yapı Kredi Yayınları

2009 - Mustafa, NTV Yayınları

2009 - Anka Kuşu, İmge Yayınları

2010 - Lüsyen, Can Yayınları

2011 - Canım Erdalım Sevgili Babacığım, Can Yayınları

2012 - Aşka Veda, Can Yayınları

2012 - Birand - Bir Ömür, Ardına Bakmadan... Can Yayınları

Ödülleri:

İstanbul Vefa Lisesi: En iyi yazar

RTGD TV Oskarları: En iyi program

Yıldız Teknik Üniversitesi: En iyi köşe yazarı

A.Ü. Hukuk Fakültesi: En iyi program

Kadir Has Üniversitesi: En has köşe yazarı

İstanbul Üniversitesi: En iyi yazar

Gazi Üniversitesi: En iyi program

Ankara Özyurt İlkokulu: En iyi iletişimci

Erciyes Üniversitesi: Yılın gazetecisi

Prof. Dr. Mehmet Kaplan Sosyal Bilimler Lisesi: En iyi belgeselci

ERDEM GÜL KİMDİR?

Erdem Gül, 1967 yılında Giresun’da doğmuştur. Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’ndan mezun olduktan sonra her gazeteci gibi belli bir süre stajyerlik yaptı.

 1992 yılında ANKA Ajansı’nda profesyonel gazetecilik yaşamı başladı. 1994 yılında İstanbul ve Ankara Belediyelerini kazanan Necmettin Erbakan liderliğindeki Milli Görüş’ün yükselişiyle Refah Partisi’ni aktif olarak izledi. Daha sonra Refah Partisi’nin iktidara geliş süreciyle beraber başbakanlık ve parlamento muhabiri olarak görev yaptı. Refah Partisi ve Fazilet Partisi dönemlerinin sona ermesinin ardından Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulan AKP’yi izledi.

Daha sonra Taraf Gazetesi'nde yine siyasal İslam ve AKP ile ilgili haberlere imza attı. 2010 yılında Cumhuriyet gazetesinde AKP ve parlamento muhabiri olarak göreve başladı. 2013 yılında Cumhuriyet gazetesi Ankara Bürosu'nda Haber Müdürü oldu.

Cumhuriyet gazetesi Ankara Bürosu'nda Haber Müdürü iken 22 Ekim 2014 tarihinde Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilciliği'ne Erdem Gül atandı.

26 Kasım 2015 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile birlikte "MİT TIR'ları" soruşturması kapsamında tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği, Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmalarına karar verdi.

27 Ocak 2016 tarihinde İstanbul Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede iki gazeteci için bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir kez müebbet ve 30 yıla kadar da hapis cezası istendi. İddianame İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsümüz 1,035,247 m² lik alan üzerinde konuşlandırılmış olup, Silivri İlçesine 12 km, İstanbul İline 70 km mesafede bulunmaktadır.

Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsümüzde Açık Ceza İnfaz Kurumu ve 8 Adet L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ile Devlet Hastanesi,Sağlık Ocağı, Genel Mutfak, Restaurant,Ekmek Fırını, Destek Hizmet Binası,Halı Saha,Duruşma Salonu, Ziyaretçi Bekleme Salonu, Kademe Binası, Çamaşırhane, Isı Merkezi ve Jandarma Tabur Binalarından oluşan Müşterek Tesisler ile 500 Adet Lojman,İlköğretim Okulu, Alışveriş Merkezi, Kreş, 6 Adet Trafo, 2 Adet Su Deposu ve Atık Su Arıtma Tesisi bulunmaktadır.

  Açık Ceza İnfaz Kurumumuz, Kampüsteki Ceza İnfaz Kurumlarının ve binaların bakım-onarımı ile ısıtılması ve aydınlatılması, sıcak ve temiz su temini, görevleri başında bulunan personel ile hükümlü ve tutukluların iaşe edilmeleri, çamaşırlarının yıkanması, hükümlü ve tutukluların tedavileri için hastaneye, tutukluların d uruşmaları için mahkemeye sevklerinin sağlanması, ziyaretçilerin kabulü ve Kurumlara götürülüp getirilmeleri gibi hizmetleri yerine getirmek ve Müşterek Tesisleri işletmek üzere faaliyet göstermekte olup, 400 hükümlü barındırma kapasitelidir.

Kampüste yer alan Ceza İnfaz Kurumlarında barındırılacak olan hükümlü ve tutuklulara ait çarşaf, nevresim, yastık kılıfı, battaniye ile kurumlarda görev yapan personele ait iş tulumu, önlük ve yemek masası örtüleri gibi eşyaların yıkanıp, kurutulup, ütüleneceği modern bir çamaşırhane bulunmaktadır.

Kampusümüzde ayrıca, Duruşma Salonu, Hakim ve Cumhuriyet Savcısı odaları, kalemler ve arşivleri bulunmaktadır. Bu binamızda Mahkemelerce belirlenecek duruşmaların yapılması söz konusu olup, böylece çok sanıklı, güvenlik riski yüksek duruşmaların uygun koşullarda görülmesinin sağlanması düşünülmüştür.

Kampüste yer alan tüm birimler, merkezi ısıtma sisteminde doğalgaz ile ısıtılmaktadır. Isı Merkezinin düzenlenmesinde de en son teknoloji kullanılmıştır.

Ceza İnfaz Kurumlarının dış korumasını yapmakta olan Jandarma Tabur Binaları da kampüste yer almaktadır.

Ceza İnfaz Kurumlarında görevi başında bulunan personel ile hükümlü ve tutukluların iaşe edilmeleri, aynı anda 10.000 kişiye yemek hazırlanabilecek şekilde tasarlanmış ve en son teknoloji ile donatılmış Genel Mutfak bölümünde hazırlanan yemeğin Ceza İnfaz Kurumlarına dağıtılması suretiyle sağlanacaktır.

Kampüste aynı anda 1500 aracın park yapabileceği otoparkı takiben hava alanlarında bulunan bekleme terminali benzeri olarak inşa edilen ziyaretçi bekleme merkezinden giriş yapılmaktadır. Ziyaretçi giriş merkezinde ziyaretçilere yönelik hizmet verecek şekilde restoranlar, fastfood alanları oluşturulmuştur. kampüse gelen tüm ziyaretçiler öncelikli olarak bu alana alınacak, buradan Açık Ceza İnfaz Kurumuna ait taşıtlarla ziyaretlerini gerçekleştirecekleri Ceza İnfaz Kurumları Özel Ziyaret Bölümleri'ne taşınacak, ziyaretin tamamlanmasından sonra yine taşıtlarla ana ziyaretçi bekleme salonuna getirilerek kampüsten ayrılmaları sağlanacaktır.

İnfazdaki temel amaç; tüketen, yararsız, asi , hayata küskün, kendisi ile barışık olmayan mahkum tipinden, işlediği suçtan dolayı pişman olmuş ve hatalarından ders almış, kurallara uyan, üreten ve kendisini sosyal çevre için yararlı hisseden, kendisi ve toplumla barışık mahkum tipine geçişin başarılmasıdır.

Kampüsümüzde bulunan Ceza İnfaz Kurumlarımızın hizmete açılması ile birlikte hükümlü ve tutuklulara cezalarının infazı için Kurumlarımızda bulundukları süre içerisinde, en son teknoloji ve donanım kullanılmak suretiyle oluşturulmuş, modern ve ferah ortamlarda eğitsel ve kültürel faaliyetler, sosyal ve sportif aktiviteler ile iş ve meslek edinme çalışmaları yapabilme imkanlarının sağlanması neticesinde cezaların infaz edilmesindeki temel amacımıza ulaşmanın artık çok daha kolay bir hale geldiği düşünülmektedir.

Kaynak: Diyarbakır Söz