ABD'nin sinsi planı!

Dilipak, ABD ile İran arasındaki gerelimin perdesinde; “Mescid-i Aksa’yı yıkacaklar, Mekke ve Medine’yi İsrail’e bağlayacaklar” planının yer aldığını bildirdi.

ABD'nin sinsi planı!

Araştırmacı-yazar Abdurrahman Dilipak, ABD ve İran arasındaki gerilime ilişkin olarak “Mescid-i Aksa’yı yıkacaklar, Mekke ve Medine’yi İsrail’e bağlayacaklar” dedi.

Diyarbakır’ın fethinin 1380’inci yıldönümü dolayısıyla düzenlenecek konferansa katılmak üzere Diyarbakır’a gelen araştırmacı yazar Abdurrahman Dilipak, beraberinde İl Kültür ve Turizm Müdürü Cemil Alp ve Gönül Mimarları İnisiyatifinden Abdulkadir Arslanoğlu'yla birlikte Uzay ve Söz Yayın Grubunu ziyaret etti.

Burada Söz Yayın Grubu İmtiyaz Sahibi araştırmacı yazar Mehmet Ali Altındağ ve UZAY Haber Tv ve Diyarbakır Söz Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ömer Büyüktimur ile bir süre görüşen Dilipak, daha sonra UZAY Haber muhabirinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.  Diyarbakır’ın fethinin önemine değinen Dilipak, Anadolu’nun İslamlaşmasının Diyarbakır’dan başladığını hatırlatarak, kentteki sahabe mezarlarının bunun bir göstergesinin olduğu tespitinde bulundu.

“HZ. ADEM’İN YAŞADIĞI COĞRAFYADIR BURASI”

Diyarbakır’ın kan dökülmeden fethedildiğini ve buradaki insanların İslam’ı kabul ettiklerini ifade eden Dilipak, “Fetih derken Müslümanlar buradaki halkla savaşarak, bu toprakları almadılar, buradaki halk Müslümanları kabul etti. İslamlaşmaya başladı. Burada Mekke ve Medine’den sonra en fazla sahabenin mezarı var.  Ayrıca peygamber mezarlarının olduğu bir coğrafya burası. Tarihteki Amed’e baktığımızda bir ucu Mardin bir ucu Urfa’dır. Hz. Adem’in yaşadığı coğrafyadır burası” dedi.

Dilipak, ramazan ayında olunmasına rağmen gündemin siyaset ve İstanbul seçimleri olduğuna dikkati çekti. Dilipak, şunları kaydetti:

“SİYASETİN ÖNE ÇIKMASI, RAMAZANIN O KUŞATICI HAVASINI ZAYIFLATIYOR”

“Ramazan ayındayız 6 aydır siyaseti ve seçimi konuşuyoruz. Tekrar 1 ay sonra İstanbul’da seçim var. İnşallah onun üzerinde de bu kadar tartışma olmaz. Türkiye’nin bir an önce bunu seçim havasından çıkıp, hem kendi içimizdeki ekonomik dengeleri kurmamız gerekiyor. Bu rekabetçi tavrı bir kenara bırakıp, tekrar toplumda bir yakınlaşmaya ihtiyacımız var. Siyasal anlamda da Türkiye’nin önünde çok acil yapması gereken hukuk reformu var, başka toplumsal ihtiyaçlar var. Bölgemizden kaynaklı sorunlar var, dünyadan kaynaklı sorunlar var. Bunların çözümüne ilişkin çalışmalar yapmamız gerekiyor. Ramazan ayı olduğu için beklemedeyiz, bütün bunlar iftar sofrasında konuşuluyor. Tabi bu kadar siyasetin öne çıkması, ramazanın o kuşatıcı havasını zayıflatıyor. Bayramdan sonra daha aklıselimle, daha yumuşak söz ile gönül kazanıcı bir dil ile konular tekrar masaya yatırılır ve milletin hakemliğinde inşallah doğru bir sonuca varılır. Bunun ne olacağını göreceğiz.”

ABD ve İran arasındaki gerilime ilişkin görüşlerini aktaran Dilipak, bu gerilimin arka planında israil’in güvenliğinin yattığına işaret etti.

İsrail’in kutsal topraklarda gerçekleştirdiği yıkımları anlatan Dilipak, “ABD İran gerilimi aslında sanal bir gerilim. Aslında İsrail’in varlık ve güvenliği söz konusu. Kudüs’ü kendilerine başkent ilan ettiler şimdide mescidi aksanının yıkılıp yerine Süleyman mabedinin inşa edilmesi meselesi var. Dolayısıyla sorunun temelinde İsrail var. İsrail ile bağlantılı olarak Libya, Mısır hattından Kıbrıs’a doğru genişleyen Doğu Akdeniz’de çok güçlü petrol ve doğalgaz yatakları var. Bu kaynakların İsrail bağlantılı işletilmesi, İran ve İslam dünyasının enerjideki belirleyici baskısını en aza indirmeyi hedefleyen bir operasyon yapıyorlar” diye konuştu.

İsrail’in Mescidi Aksa’yı yıkmasının yanında Mekke ve Medine’nin sınırlarının da değişeceğini ileri süren Dilipak, şöyle konuştu:

“SİYASİ POLEMİKLERLE MAALESEF VAKİT KAYBEDİYORUZ”

“Ama İsrail’in Mescidi Aksa’yı yıkıp, Süleyman mabedini inşa edebilmesi için Müslümanları can evinden vurulması gerekiyor. Bunu BOP üzerinden 22 İslam ülkesinin rejim ve sınırlarının değiştirerek ve Müslümanlığın dokusunu değiştirerek, özüne dokunarak, ılımlı İslam yani Amerikan İslam’ını toplumda neşrü nema bulmasında sonra yapmak istiyorlardı şimdi bir askeri operasyonla yapmak istiyorlar. İran’ı kullanarak, Suudi Arabistan ve İran arasında bir füze savaşı çıkarsa, Mekke ve Medine’de Müslümanlar bir panik ve şok yaşarlarsa, İsrail Mescidi Aksa’da daha kolay bir operasyon yapabilir. Tabi burada İran’ın devre dışı bırakılması onlar açısından çok önemli.  Eğer İran bölünür ve petrol havzaları işbirlikçi yönetimlerin eline geçerse, dünyada petrol fiyatları düşer ve kapitalleşmiş devletlerin enerji maliyetleri en aza inmiş olur.

İSRAİL'İN BÖLGE GÜÇLENMESİ

Radikal-İslamcı bir unsuru da tavsiye etmiş olacaklar. Eğer vururlarsa, aynı şekilde Suudi Arabistan nedeniyle Arap yarımadasının yeniden dizayn edilmesi gündeme gelecektir. İsraillin de bugünkü topraklarının iki katından daha fazla büyümesi söz konusu. Çünkü Sina ve Hizbullah bölgesindeki Lübnan’ın, Beka-a’nın ve Ürdün’deki bir çok yer ile Mekke ve Medine’nin Ürdün’e bağlanması söz konusu olacak. Yani bütün Ortadoğu coğrafyasının sınırları, rejim ve iktidarları değişebilir. ABD bunu gerçekleştirmek için Mısır ordusunu yanına alıp, Suudi parasıyla PYD’nin de içinde olduğu Suriye Demokratik Güçlerini de bu birliğin içine katarak, ayrıca buranın içinde bir haçlı ittifakı oluşturmak istiyor. Balkanlar, Afrika ve Latin Amerika’dan getirdiği Hıristiyan unsurlarla da bunu tahkim ederek, ABD bölgede kalıcı hale gelmek istiyor. Bütün bunların önünde duracak olan bölgede önemli bir ülke olan Türkiye’nin elinin güçlü olması lazım ama bizde ucuz, basit, siyasi polemiklerle maalesef vakit kaybediyoruz.”

Kaynak: Diyarbakır Söz