Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Barosu hakkında soruşturma başlattı

Yapılan açıklamada, "Ankara Barosu’nun 26.04.2020 tarihli ve “Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın İnsanlığın Bir Kesimini Nefretle Aşağılayıp Kitlelere Hedef Gösterdiği Konuşmasıyla İlgili Basın Açıklaması” başlıklı açıklaması nedeniyle, Cumhuriyet Başsavcılığımızca, Ankara Barosu hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 216/3 maddesi kapsamında, Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama suçundan re’sen soruşturma başlatılmıştır." denildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Barosu hakkında soruşturma başlattı

ADALET BAKANI GÜL: ANKARA BAROSUNUN AÇIKLAMASINI ESEFLE KARŞILIYORUM

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Diyanet İşleri Bakanı Sayın Ali Erbaş’ın Cuma hutbesinde naklettiği dini hükümler nedeniyle Ankara Barosu’nun rahatsızlığını ifade eden ve yer yer haddi zorlayan açıklamasını esefle karşılıyorum" dedi.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, yazılı açıklamasında, Anayasa'nın 24'üncü maddesinde ifadesini bulan dini inanç, vicdan ve kanaat hürriyetinin herkes gibi bir din adamı tarafından da kullanılmasında hiçbir sakınca bulunmadığını kaydetti. Bakan Gül, "Üstelik bu din adamı, anayasal bir kurum olan Diyanet İşleri’nin başı olarak İslam dininin hükümlerini seslendirmektedir. Bu nedenle vatandaşlarımızın dini bilgi ihtiyacına, suallerine ve tereddütlerine cevap vermesi son derece doğal ve her şeyden önce bir kamu görevidir. Sayın Ali Erbaş’ın ifade ettiği hususlarla ilgili bir nefret suçu teşhisi koymak en hafif tabirle hukuki cehalettir. Bu topraklarda her sesten, her kökten, her inanıştan insan, yüz yıllardır barış ve kardeşlik içinde birlikte yaşamış ve yaşamaya devam edecektir. Çok açıktır ki, Ali Erbaş Hocamızın hitabında bu birlikteliğe kasteden hiçbir ifadesi, iması ve beyanı yoktur" ifadelerini kullandı.

'AÇIKLAMA HUKUKİ DAYANAKTAN YOKSUNDUR'

Bakan Gül, Ankara Barosu'nun yaptığı açıklamanın toplumu bir arada tutan değerlerle ve demokratik ilkelerle uyuşmadığını belirterek, "İnanç ve düşünce hürriyetinin anlamını herkesten iyi bilmesi gereken bir meslek örgütünün farklı bir düşünceye karşı yaptığı bu talihsiz açıklama, zihinlerinde bulunan faşist refleksi de bir kez daha ifşa etmiştir. Böylesi tek tipçi, ötekileştirici, tahakkümcü yaklaşımlar, herhangi bir hukuki dayanaktan yoksundur. İçinde bulunduğumuz salgın günlerinden tüm dünyanın hayranlıkla izlediği bir dayanışma ruhu sayesinde en az kayıpla çıkmaya hazırlanan ülkemizde, modası geçmiş, katı pozitivist anlayışın halkımız nezdinde bir karşılığının olmadığı açıktır. İtibarını yükseltmek için başkalarının itibarına saldıranların karşısında Anayasamız, milli değerlerimiz ve demokrasimiz bulunmaktadır. Bu düşüncelerle söz konusu baronun ifade ettiği hususların, köklü bir hukuk kurumuna yakışmadığını düşünüyor, açıklamayı esefle kınıyorum" dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz