Bakan çok, alan hiç yok

Ramazan ayında sofralarının boş kaldığını söyleyen Diyarbakırlılar, pazar tezgahlarındaki pahalılığa işaret ederek, "Vitrin seyreder gibi bakıyoruz" dedi.

Bakan çok, alan hiç yok

Diyarbakır'da vatandaşlar ekonomik krizin gölgesinde Ramazan ayını karşıladı. "Bolluk ve bereket" ayı olarak nitelendirdiğimiz Ramazan-ı Şerif'te pazar alışverişine çıkan vatandaşlar, zamların yarattığı fahiş fiyat karşısında, eve eli boş dönüyorlar. Yenişehir ilçesinde kurulan pazarda esnaflık yapanlar ise, iş yapamamaktan şikayetçi oldular.

KİLO KİLODAN TANE TANEYE

Ramazan ayında da ürünlere zam geldiğini ve her şeyin ateş pahası olduğunu söyleyen Sevgi Kapar, hiçbir zaman böylesi bir süreci yaşamadıklarını ifade etti. Ramazan sofralarının boş kaldığını ifade eden Kapar, sadece yeşillik aldığına işaret ederek, "Gördüğünüz yeşillikler tane tane ve hepsi 100 lira tuttu. Eskiden kilo kilo alırdık, şimdi tane tane alıyoruz. Avrupalı olduk ama pahalılıkla. Bir an önce düzelmesini istiyoruz” dedi.

TIRŞIK DA YAPAMIYORLAR

Eşiyle birlikte çalışmalarına ve tek bir çocukları olmasına rağmen geçinemediklerini belirten Öznur Koyuncu, "Hep eksi hesap, hep kredi hesapları” dedi. Fiyatları "korkunç" olarak nitelendiren Koyuncu, "Bir yemek yapıyorsun 90 lira. Diyarbakır'da tirşik yapılırdı. Hiçbir şey yapmasan da biberi kızartır, üstüne domatesi koyardın. Ama şimdi o bile 50-60 liralık yemek oldu. Kaç parayla geldiğinin önemi yok, her türlü elin boş gidiyorsun. Soruyorsun, nutkun tutuluyor. Ülke git gide daha da beter oluyor” şeklinde konuştu.

Pahalılıktan kaynaklı kesintiye gittiklerini aktaran Koyuncu, "Domates de lüks oldu. Şuna gerek yok, buna gerek yok diyoruz. Aldığımız en pahalı meyve de portakal ve elmadır. Muzmuş, çilekmiş... Yok, alamıyoruz. Hepsini en baştakine bağlıyorum" diye kaydetti. Koyuncu, Yüzüklerin Efendisi filmindeki repliklere işaret ederek, "Sabah kalktığımda ‘evet, umut bu toprakları terk etti' diyorum" diye kaydetti. 

‘BU DURUMA DÜŞÜRENLER UTANSIN’

Suriçin’de yaşadığını ve asgari ücretin alışverişlerine yetmediğini söyleyen Zeynel Abidin Çakır, domatesin kilosunun 20 TL, patlıcanın kilosunun 30 TL'ye kadar yükselmesinden dert yandı. Çakır, "Otlarla geçiniyoruz. Yediğimiz hepsi ottur. Asgari ücretle geçim sağlayan bir insandan sen ne bekliyorsun? Her gün evine muz mu götürmesini bekliyorsun? Bir haftalık alışveriş yapmaya çalışıyoruz ama olmuyor. Her gün ot, her gün ot. Ağababalar ne yapıyor, her gün kırmızı et yiyor. Gelin dolabımı açayım, et yok. Bizi bu duruma düşürenler utansın” diye konuştu.

'VİTRİN SEYREDİYORUZ'

Aynur Türkan, zamlar öncesi 50 TL'yle bir poşet doldurabildiklerini, ancak şimdi bunun mümkün olmadığını kaydetti. Türkan, "Şu an sadece vitrin seyreder gibi bakıyoruz. Patlıcan olmuş 40 lira, indirim yapıyorlar 35 lira. Domates 20 lira. Zorunlu ihtiyaçlarımız lüks olmaya başladı. Pazarda vitrin dolaşır gibi dolaşıyoruz” şeklinde konuştu. 

Ülkenin gidişatının kötü olduğunu kaydeden Türkan, "Belirli platformlarda pembe bir tablo çiziliyor ama kimse gerçeği görmüyor. Ya da 'kral çıplak' demiyor. Asgari ücret 2 bin 200 lirayken her şey çok güzeldi. Şu an asgari ücret 4 bin 250. Ama insanlar evlerine bir şey götüremiyor. Bir çeşit yemek en az 150-200 liradır. Ben pazarın başından ortasına kadar geldim ve hala ellerim boş. Sadece fiyat soruyorum, gülümsüyorum. Pazarcıların da bir suçu yok.  Sebebi en baştakiler. Ukrayna’da savaş oluyor, biz etkileniyoruz. Dolar yükseliyor, biz etkileniyoruz. Bunun sorumlusu biz emekçiler değiliz” ifadelerini kullandı.

Daha önce kiloyla aldıkları sebzeleri şimdi alamadıklarını aktaran Fatma Eker, "Ramazan ayındayız, canımızda çekiyor ama alamıyoruz. Bu sene kıyamet olmuş. Eskiden yılda bir zam gelirdi, şimdi haftada bir zam geliyor. Komik geliyor artık bize. Her şey çok pahalı geçinemiyoruz” dedi.

BAKAN ÇOK ALAN YOK

“Hayat pahalılığı almış başını gidiyor” diyen Mehmet Çetinkaya, 3-4 poşet alışveriş için 145 lira verdiğini ifade etti. Çetinkaya, "Aldığımız aylık 4 bin 250 lira. Kira bin 500, doğal gaz 675 lira, elektrik 300. Ekmeği ayrı diğer şeyleri ayrı. Artık bunu kaldıracak gücümüz yok. Kurtarmıyor, gittikçe batıyoruz. Öncesinden durumumuz iyiydi. Şu anda sıfıra vurmuş durumdayız. Pazara bir hafta geldiğimizde ikinci hafta gelemiyoruz” diye konuştu.

Pazar esnaflarından Hüseyin Erçin, karlarının düştüğünü ve satış yapamadığını söyledi. Erçin, "Bir müşteri iki tane salatalık tarttı, 6 buçuk lira tutunca geri bıraktı. Bakan çok, alan yok. Mazot yüzünden bu kadar pahalandı. Gidip bahçeden bedava getirsem de hepsi mazota gidiyor. Oruç zamları eskiden de vardı ama bu kadar değildi. Şimdi daha da katlandı. Her geçen gün zam geliyor" şeklinde konuştu.

‘FİYAT SÖYLEMEYE UTANIYORUZ’

Satış yapamamaktan şikayet eden bir diğer esnaf Ramazan Kocakaya ise, “Malzemeler yüzde 100 değil, yüzde 500 zamlandı. Bir tane marul 20 lira oldu, yeşillik tanesi 5 lira oldu. Bu sene her şey çok zamlandı. Milletin alım gücü de kalmadı. Artık millete fiyat söylerken utanıyoruz. Maydanozun hakkı bir liradır ama bir çuvalı 150 liraya alıyoruz. Mazota, poşete en az bin 400 lira gidiyor. Maliyet çok fazla olduğu için biz de öyle satmak zorunda kalıyoruz” diye kaydetti.

Kaynak: Diyarbakır Söz