Başbakan'ın Gülen'e çağrısı nasıl karşılandı?

Başbakan Erdoğan’ın Gülen’e ‘dön’ çağrısı cemaat tarafından ‘güzel bir jest’ olarak algılandı. Ancak cemaate yakın kimi isimler, Gülen’in dönüşü için uygun koşulların oluşmadığına inanıyor.

Başbakan'ın Gülen'e çağrısı nasıl karşılandı?

Başbakan Erdoğan, 10. Uluslararası Türkçe Olimpiyatı’nın kapanış töreninde ABD’de yaşayan Fethullah Gülen’e “Gurbet hasrettir. Hasret bedeli çok ağırdır. Gurbet aynı zamanda garipliktir. Onun için de biz garipliğe tahammül edemeyiz. Biz, şu vatan topraklarının hasreti içerisinde olanları aramızda görmek istiyoruz. Bu sıla hasreti bitmelidir, bitsin istiyoruz” sözleriyle ‘dön’ çağrısı yaptı. Erdoğan’ın Gülen’e ‘dön’ çağrısını, ‘Hizmet Hareketi’ni yakından bilen gazeteci-yazar Erkam Tufan Aytav’a sorduk.

Başbakan’ın Fethullah Gülen’e “Dön” çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dön çağrısı güzel bir jesttir. Oradaki insanları da fevkalede mutlu etmiştir. Halkın, insanların ruh haline tercüman oldu. Bu da güzel bir gelişme.

Cemaat ile iktidar arasında yeni bir dönem mi başlıyor?

Hizmetin dünkü konuşmaya bakışı çok pozitif. Dön çağrısı önemli bir cümle ve insanları da mutlu etti. Başbakan’ın bunu söylemiş olması şu anlama geliyor; ‘Ben bu ülkenin başbakanı olarak Türkiye’ye gelmen için engel hiçbir şey yok’ mesajını da içeriyor. ‘Türkiye’ye hakimim’ mesajını da içeriyor. ‘Endişe etme, Türkiye’ye gel, hiçbir şey olmaz. Kontrol bende. Bir başbakan olarak ne cunta, ne güvelik problemi yok. Ben bir başbakan olarak sizi burada görmek istiyoruz, kucak açıyoruz’ diye görüyorum.

Başbakan cemaatle yaşanan gerilimi önledi mi?

Bir fitne vardı, iki tarafı da kışkırtıcı aralarının bozulmasını isteyen insanlar vardı. Buna karşı Başbakan’ın bir çıkışı olumlu bir tavır ifade etti. ‘Aramızda öyle ayrı gayrı yok. Ben sizin de başbakanınızım, herkesin başbakanıyım.’ Mesajı bu bence. Bir anlamda cemaate balkon konuşmasıdır.

Bundan sonraki dönem daha mı farklı olacak?

Bunu zaman gösterir. Sayın başbakanın tribünlere gelmesi, iltifat etmesi camiadaki her insanın Tayyip Erdoğan gibi düşünmesi, Tayyip Erdoğan’ın da camiadaki her insan gibi birebir düşünmesi anlamına gelmez. İnsanların farklı tercihleri olabilir, farklı siyasi düşünceleri olabilir. Bundan sonra ne olur bunu zaman gösterir. Ama cemaat-AK Parti çatışması söylemlerine dur diyen bir çıkıştır bu.

Fethullah Gülen Türkiye’ye dönecek mi? Bu çağrı dönüşünü hızlandıracak mı?

Hızlandıracağından emin değilim. Bir başbakanın davet etmesi önemsenecek bir konudur. Ama sadece bir başbakanın ifadesiyle karar verir gelir mi, ondan emin değilim. Tamam başbakan çağırdı, ama gelmeyişine bir engel bugüne kadar başbakanın davetinin olmayışı diyemeyiz ki.

Neden gelmiyor peki? Hâlâ eski korkular endişeler mi var?

Bunu net ifade etti. ‘Benim Türkiye’ye gelişim üzerinden olacak provokasyonlar Türkiye’deki insanları sıkıntıya sokabilir’ diyor. ‘Türkiye’deki yaşanan olumlu gelişmeyi sıkıntıya sokabilirim’ diyor. Böylelikle kedisine ‘iradi bir sürgün’ yaşatıyor. İnsanlar gelmesini arzu ediyor. Akıl ve mantık başka bir şeydir, ama kalp ve gönülden geçen başka bir şeydir. Fethullah Gülen’in de kalp ve gönlünden geçen bugün şu saat vatanda olmaktır. Cemaatin, sevenlerinin de gönlünden geçen bu. Ama mantık, realite vardır ve başkadır.

Fethullah Gülen’in endişe ettiği problemler sizce ortadan kalktı mı?

Bence kalkmadı. Ama Sayın Gülen ne der, son karar onun.

‘Hizmet’in gönlünü fethetti’

Hüseyin Gülerce (Zaman gazetesi yazarı):

“Başbakan hizmet insanlarının hepsinin gönlünü fethetti. En önemlisi haftalardır iktidar cemaat çatışması için yazanlar, konuşanlar için çok güzel bir cevap oldu. Çıkartılmak istenen bir fitneyi Başbakan dün söndürmüş oldu. Başbakan kendisine yakışanı yaptı. Sayın Gülen gelir mi gelmez mi, o kendi takdiri. Kendisini davet eden AK Parti Başkanı değil, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı. Sayın Gülen’in bu davetten çok mutlu olduğunu düşünüyorum, bir gelme düşüncesi varsa bu davet o gelme sürecini hızlandıracaktır. Şu anda yepyeni bir durum ve yeni bir zemin var. Başbakan’ın hizmet hareketine karşı bir tavrı olamayacağı, çıkartılmak istenen fitnenin farkında olarak dün akşam böyle bir konuşmayla da bu fitneyi önlediği noktasında bir huzura erme, huzuru bulma var.”

‘Humeyni gibi değil kendim gibi dönerim’

Hüseyin Gülerce, geçen yıl genel seçimden sonra NTV’de Ruşen Çakır’ın Yazı İşleri programında “Koşullar Fethullah Gülen’in geri dönüşü için uygun bir ortam yaratıyor mu?* Sorusu üzerine şunları söylemişti: “Birkaç gün önce bir Alman muhabir de o soruyu soruyor. Muhterem Gülen de “Gurbetlik hasretini kavuşma dindirir... Ama ne yapayım ki kaderin gönüllü mahkumuyum” diyor. Bundan sonrası benim yorumum. Humeyni gibi dönecek iddialarına cevaben “Ben dönersem kendim gibi dönerim” diyor.

13 yıldır Pensilvanya’da

26 Temmuz 1997’de rahatsızlığından dolayı ABD’ye gitti, Ohio eyaletinde anjiyo oldu. Aynı yıl 30 Eylül’de Türkiye’ye döndü. 1999 Mart’ında bir iddiaya göre “sağlık sorunları nedeniyle”, bir iddiaya göre “28 Şubat sürecindeki Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi atmosfer sebebiyle” Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. O tarihten bu yana, ABD’nin Pensilvanya eyaletinde yaşıyor.

Vatan

Kaynak: Diyarbakır Söz