Beyaz Toroslar

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, Türkiye Emekliler Derneği Genel Kurulu'na katıldı. Genel Kuruldaki konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Davutoğlu, tartışmalara neden olan 'Beyaz Toros' ifadesi için "Teröre açık destek veren çevreler, '90'lı yıllara dönmek istiyor AK Parti' diye ithamda bulundular.

Beyaz Toroslar

Bu sözle hedefim, o ithamlara karşı bir cevap mahiyetindedir. Hiç kimseyi tehdit etmedim. Beyaz Toros'la sembolize edilen her şeyin Türkiye'de sonuna gelinmiştir. Bir daha da o günlere geri dönülmeyecek" ifadelerini kullandı. Davutoğlu, Esad ve Putin görüşmesi hakkında ise "Esed'in Moskova'ya gitmiş olması ise zaten Rusya yaptığı müdahaleyle bu rejime verdiği desteği açıkça ortaya koymuş oluyor. Ne diyeyim, keşke Moskova'da daha uzun süre kalsa da Suriye halkı rahat etse. Hatta daimi olarak kalsa da gerçek geçiş süreci böyle başlasa" dedi.

"HİÇBİR BAŞBAKAN, SUÇ İŞLEYECEĞİNİ BİLDİĞİ BİR TERÖR ÖRGÜTÜNE KARŞI TEDBİR ALMAKTAN KAÇINMAZ"

Ankara'da, TES-İŞ Genel Merkezi Toplantı Salonu'nda gerçekleştirilen, Türkiye Emekliler Derneği Genel Kurulu'na katılan Davutoğlu, buradaki konuşmasından sonra gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Türkiye'deki IŞİD hücrelerinin emniyet tarafından bilindiği ancak siyasi iktidarın bunların baskına uğramasına izin vermediği' yönündeki iddiası sorulan Davutoğlu, "Sayın Kılıçdaroğlu'na bir ana muhalefet partisi lideri olarak değil, Türkiye'de sorumluluk hissine sahip bir siyasi lider ve vatandaş olarak hitap etmek istiyorum. Herhangi bir Türkiye vatandaşı, ülkeye ve vatandaşlarına tehdit teşkil eden herhangi bir yapının sürmesine izin verebilir mi? Bu nasıl bir anlayış, nasıl bir zihniyettir? Hükümet böyle bir saldırı olacağını bilecek ve bunun gereğini yapmayacak; bunu akıl, izan en önemlisi vicdan alır mı? Bizi tanıyanlar, böyle bir şeye bizim yol açabileceğimizi tasavvur edebilir mi? Yarın başka bir siyasi lider ileride başbakan olarak görev yapabilir. Ben geleceğe dönük olarak bütün Türkiye Cumhuriyeti başbakanlarını teminen söylüyorum. Türkiye'de hangi siyasi görüşe shaip olursa olsun hiçbir başbakan, hiçbir hükümet yetkilisi, hiçbir kamu görevlisi suç işleyeceğini bildikleri bir terör örgütüne karşı tedbir almaktan kaçınmaz. Bu Türkiye'deki en temel ortak paydayı bile yok saymaktır. Söz konusu bile değil. Hemen hemen her gün bu örgüte dönük operasyonlar yapılıyor" diye konuştu.

"SORUMLULUKTAN KAÇANLAR, KENARDAN AHKAM KESEMEZ"

CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun hükümette yer almayarak sorumluluktan kaçtığını savunan Davutoğlu, "Kılıçdaroğlu'nun öncelikle hesap vermesi gereken husus şudur. Çok açık söylüyorum. Eğer bu kadar kaygılı idiyse ülkeyle ilgili o zaman Anayasa'nın gerektirdiği şekilde geçici hükümete katılır, bakan verir; böyle itham ettiği bir ihmalin olmaması için çaba sarf ederdi. Hem kenarda bekleyecek hem hiçbir sorumluluk üstlenmeyecek hem de aklın ve vicdanın kabul etmeyeceği ithamlarda bulunacak. Bunu kabul etmek mümkün değil. Görevden ve sorumluluktan kaçanlar, ülkeyi terörle mücadele ederken bizi yapayalnız bırakanlar; kenardan şimdi ahkam kesemezler. İthamlarda bulunamazlar Bunu Kılıçdaroğlu'na bir ana muhalefet partisi genel başkanına yakıştıramadığım gibi sorumlu bir vatandaş olarak da bunu yakıştırmam" ifadelerini kullandı.

"SİYASİ PARTİLERİN GÜVENLİĞİ HÜKÜMET TEMİNATI ALTINDADIR"

Ankara Tren Garı önündeki canlı bomba saldırısını gerçekleştiren ve kimliği belirlenmeye çalışılan ikinci canlı bombanın kimlik tespit çalışmalarında yeni bir gelişme olup olmadığı sorulan Davutoğlu, "Soruşturma derinleştirilerek sürdürülüyor. Bu konu artık yargıya intikal etmiştir. Gerekli açıklamalar savcılıklarımızca yapılıyor. Daha önce spekğlatif haberler dolayısıyla birçok zanlının kaçmasına sebebiyet verildi. Bu konularda spekülatif yorumdan herkesin kaçınması lazım. Bu saldırının veya başka saldırıların şu veya bu siyasi partiyi hedef almasına gelince; biz siyasi partilerle rekabet içinde olabiliriz. Ama bütün siyasi partilerin güvenliği ve onların yapacağı faaliyetlerin güvenliği hükümet teminatı altındadır. Ankara saldırısı da başka planlandığı iddia edilen saldırılar da herhangi bir siyasi partiye değil Türkiye’nin bütünlüğünedir" şeklinde konuştu.

"BEYAZ TOROS'LA SEMBOLİZE EDİLEN HER ŞEYİN SONUNA GELİNMİŞTİR"

AK Parti'nin Van mitinginde söylediği 'Beyaz Toros' ifadesinin tartışmalara neden olması hakkında ne düşündüğü sorulan Davutoğlu, "Benim oradaki ifademi herkes dikkatli okusun. Hiçbir şekilde AK Parti'nin alternatifi olarak ortaya koymuş değilim. Teröre açık destek veren çevreler, '90'lı yıllara dönmek istiyor AK Parti' diye ithamda bulundular. Benim bu sözle hedefim, o ithamlara karşı bir cevap mahiyetindedir. Yani 90’lı yılların bölgedeki sembollerinden biridir beyaz Toros. Faili meçhullerle anılır. Faili meçhulleri bu ülkede AK Parti bitirdi. Beyaz Toros'lara veya terörün egemenliğine AK Parti son verdi. Hiç kimseyi tehdit etmedim. Ama şunu söyledim. Birileri savaş baronları, terör baronları ve bunların varlığından destek alan beyaz Toros sembolüyle anılan çevreler aslında birbirini neredeyse destekleyen çevreler. Her iki varlığı da ülkede tesirsiz hale getiren AK Parti iktidarıdır. Şimdi dahi düşününüz 7 Haziran’dan bu yana isyan çağrıları, silahlı ayaklanma çağrıları yapan terör örgütü; aslında kendi karşıtını da ortaya çıkaracak provokasyonlarda bulunuyor. Türkiye, kendi özgürlük ve güvenlik dengesini koruyacak her türlü tedbirleri alır. Yoksa beyaz Toros'la sembolize edilen her şeyin Türkiye'de sonuna gelinmiştir. Bir daha da o günlere geri dönülmeyecek" açıklamasında bulundu.

"HANGİ KAPALI KAPILAR ARDINDA NEYİN KONUŞULDUĞU ÖNEMLİ DEĞİL"

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Moskova'da görüşmesini nasıl değerlendiği sorulan Davutoğlu, "Bir yıl içinde Suriye yönetimini, şimdi tavsiye edilecek şekilde geçiş dönemlerine ikna etmeye, demokrasiye ikna etmeye çalışan ülkelerin başında biz geliyorduk. Maalesef Suriye yönetimi ve Esad, böyle bir geçiş dönemindense halkına baskı ve zulüm yapmaya; onları Suriye’den sürmeye dayalı politika takip etti. Hangi kapalı kapılar ardında neyin konuşulduğu önemli değil. Önemli olan Suriye halkının bu ülkeye barış geldiği inancının sahip olacağı bir geçiş döneminin temin edilmesidir. Suriye’den göç etmiş toplamda 5 milyonu aşkın Suriyeli mülteci, 'Benim ülkeme barış geliyor' deyip ülkesine geri dönmeye meyil etmediği sürece o barışın, o geçiş sürecinin gerçek anlamda 'geçiş süreci' olması mümkün değil. Suriye halkının kabul etmeyeceği bir süreci, biz de kabul etmeyiz" dedi.

"KEŞKE MOSKOVA'DA KALSA DA SURİYE HALKI RAHAT ETSE"

Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim savunduğumuz şey açıktı. O da Suriye'de Esad'lı bir geçiş değil, Esad'ın gidişini sağlayacak bir geçiş olması lazım. Esad'ın gidiş formülleri üzerinde durmak lazım. Esed'in Moskova’ya gitmiş olması ise zaten Rusya yaptığı müdahaleyle bu rejime verdiği desteği açıkça ortaya koymuş oluyor. Ne diyeyim, keşke Moskova’da daha uzun süre kalsa da Suriye halkı rahat etse. Hatta daimi olarak kalsa da gerçek geçiş süreci böyle başlasa"

Kaynak: Diyarbakır Söz