Cumhuriyet İlanında Türkiye Dini İslamdır

Hukukçu Yaman: "Cumhuriyet ilan belgesinde Türkiye’nin dini İslam’dır" Yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Hukukçu Mehmet Yaman, 29 Ekim 1923 yılında cumhuriyetin ilanı belgesinin 2. Maddesine göre Türkiye Devletinin dini İslam'dır ibaresi yeni anayasaya eklenmesi gerektiğini söyledi.

Cumhuriyet İlanında Türkiye Dini İslamdır

Kamuoyu, Türkiye'de yaşayan tüm kesimlerin ihtiyacını giderecek yeni anayasa için artık somut adım atılmasını istiyor.

Türkiye'de uzun zamandır olan ve her kesimce konuşulan "yeni anayasa" ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Araştırmacı-Yazar Avukat Mehmet Yaman, 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, 29 Ekim 1923 yılında yapılan Cumhuriyetin ilanı belgesi ve 1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu hatırlatarak “Devletin Dini İslam” ibaresinin yeni anayasaya eklenmesi gerektiğini belirtti.

“İLK ANAYASAMIZDA İSLAM DİNİNİN KURALLARI KANUN VE UYGULAMADA ESAS ALINMIŞTIR”

Son zamanlarda bir anayasal tadilatı siyasi partiler ve toplum nezdinde konuşulduğunu hatırlatan Yaman, “Herkes, her grup, her parti kendi görüşlerini ifade ediyorlar. Bildiğiniz gibi İslam bizim mensup olduğumuz bir din. Halkımızın kahir ekseriyetinin mensup olduğu bir din ve dini olarak milletimizin inanç, ahlaki değerler ve yaşam biçimleriyle alakalı temel değerleri ortaya koymuş ve Müslüman olduğunu söyleyen kişileri de bu değerlere uygun bir yaşam biçimini kendilerine ideal bir yaşam ölçüsü olarak kabul etmişlerdir. 24 Ocak 1921 tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunu adı altındaki anayasamızın 3. Maddesinde Türkiye Devleti ismi konmuş. 7. Maddesinde de aynen şöyle denilmektedir. Şer-i hükümlerin çoğu kullanması. Fıkhi hükümler ve fıkhi kaideler ile esas kılınmıştır. Böylece bu hükmü koymak suretiyle 7. maddesine inanç sistemimizin esaslarının temel değer ölçüsü olduğu hüküm altına alınmıştır. Yani 7. maddeye göre ülke kanunlarıyla uygulamaları şer-i hükümler ve İslam fıkhı esaslarına göre yapılıp uygulanacaktır. Bu demektir ki ilk anayasamızda İslam dininin kuralları kanun ve uygulamada esas alınmıştır.” dedi.

“1928 YILINDAN İTİBAREN İSLAM DİNİ DEVLET DİNİ OLMAKTAN ÇIKARTILMIŞTIR”

1937 yılında İsmet İnönü CHP'nin ana ilkelerini anayasaya yerleştirdiğini aktaran Yaman, şunları söyledi:

“29 Ekim 1923 yılında Gazi Paşa'nın Cumhuriyetin ilanıyla ilgili hazırladığı belgenin 2. maddesinde şöyle diyor Cumhuriyet ilan belgesi adı altında Osmanlıca ve Latinceye çevrilmiş bulunan metni elimizde bulunan bu belgenin 2. maddesi şöyle diyor; Türkiye devletinin dini İslam dinidir. Lisanı Türkçedir. İslam dininin devletle münasebetini de burada ortaya açıkça koymuş oluyor. 1921 Anayasası'nda olmayan Cumhuriyet, resmi dil, başşehir Ankara ve devletin dininin İslam olması konularında dört önemli özellik 1924 Anayasasıyla hüküm altına alınmıştır. Dört yıl sonra, 11 Nisan 1928 yılında Teşkilat-ı Esasiye Kanunu tekrar değiştirilmiştir. Bu sefer yıl 1928 din ile alakalı 2. madde de din kaldırılmış, bunun yerine Türkiye Devleti'nin resmi dili Türkçe başşehri Ankara şehridir şekline getirilmiştir. 1928 yılından itibaren İslam dini devlet dini olmaktan çıkartılmıştır. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu Anayasa tekrar değiştirilmiş, bu sefer bu 2. maddeye şunlar eklenmiştir. 2. madde devletin dininin İslam olduğunu belirleyen madde idi. Bu madde kademeli bir biçimde değiştirilmiş, 1937 yılının sonunda da Aralık ayında da şunlar eklenmiştir. Türkiye devleti cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve inkılapçıdır. Yıl 1937, İsmet İnönü CHP'nin ana ilkelerini, yani altı ok dediğimiz bu ok da belirlenen ana ilkelerini devletin anayasasına yerleştirmiştir. 2. maddenin son şekline gelince. Anayasamızın bugünkü son metninde 1937 Anayasası'nın 2. maddesindeki halkçılık, inkılapçılık ve devletçilik ilkeleri kaldırılmış, bunun yerine demokratik ve sosyal bir hukuk devleti ilavesi yapılmış.”

“ANAYASASI'NIN 2. MADDESİNDE BULUNAN DEVLETİN DİNİNİN İSLAM OLDUĞU İLKESİ DEĞİŞTİRİLDİ”

Yaman, “Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin kurucu felsefesini oluşturan temel asli ilkelerden olan İslam dini hakkındaki 1921 Anayasası'nın 7. Maddesi, Cumhuriyetimizin kuruluş bildirgesinin 2. Maddesiyle, 1924 Anayasası'nın 2. Maddesinde bulunan devletin dininin İslam olduğu ilkesi değiştirilmiştir. O zamanki devlet partisi olan CHP'ye bir takım misyon üstlendirmek isteyen bu partinin hedefi tamamen dini aleyhinde icraata imza koyan kişiler tarafından bu partinin hedefi tamamen değiştirilerek Cumhuriyetin kurucu felsefesine aykırı birçok mevzuat ve bu amele icraları sırasında 1937 yılında İslam dinini anayasadan kaldırılıp bunun yerine laiklik ismi verilen bir anlayış monte edilerek din karşıtlığı olarak algıladıkları laiklik perdesi arkasında dini insanların zihninde küçülten dine aykırı anlayışlara, sosyal hayatı etkin kılmaya çalışan anlayışlara hayat vermeye başlanılmış ve bundan sonradır ki halkımız ciddi bir kırılma ile bu partiye muhalefet ederek inançlarına dokunmayan alternatif ciddi bir devlet yönetimi örneğini verecek. Alternatif parti arayışlarıyla zaman zaman ciddi muhalefetler yapa gelmiştir.” ifadelerini kullandı.

 “ANAYASANIN TÜM MADDELERİ DEĞİŞTİRİLEBİLİR Mİ?”

Anayasanın tüm maddelerinin değiştirilmesi halkın vereceği kararla mümkün olduğunu dile getiren Yaman, “Anayasanın tüm maddeleri değiştirilebilir mi? Yani anayasanın bir takım maddeleri değiştirilemez diye bir algı operasyonu çekiliyor. Şimdi ona cevaben diyoruz ki bildiğimiz gibi anayasa yapımı ve istenen her maddesinin değiştirilmesi halkımızın ekseriyetinin vereceği kararlarıyla mümkündür. Yani anayasanın istisnasız tüm maddelerinin değiştirilmesi, bu ekseriyeti sağlayan halkımız ve temsilcilerin icraatlarıyla her zaman mümkündür. Bu konuda yapılan spekülasyon ve yanlış algı atma çabalarına kanılmamalıdır. Nitekim CHP iktidarı da kutsal dinimiz İslam'ın toplum hayatından ötelenmesi için uygun projektörleri kollayarak kademeli bir biçimde gerek anayasal ve gerekse icraat bağlamında her türlü faaliyetleri yapa gelmiş ve maalesef halkın kahir ekseriyeti tarafından benimsenmiş bulunan İslam dinine karşı ciddi bir savaş açmış gibi algılanan görüntüsüne devam ettirmektedir. Bu sebepledir ki CHP denince genelde bu partinin din karşıtı fikir ve eylemleri hep hatıralarına gelmiş ve CHP'ye bu gerekçeyle karşı çıkılarak ülke siyasetinde bu parti halk tarafından yönetimden uzaklaştırılma devam ediyor.” dedi. 

“CUMHURİYETİMİZİN KORUCU FELSEFESİNİN IŞIĞINDA FABRİKA AYARLARINA SÜRATLE GERİ DÖNÜLMELİDİR”

Yaman, “Yeni anayasa yapımı sürecinde aşağıdaki teklifleri arz ediyoruz. Bir hepimizin zaman zaman dillendirdiğin Cumhuriyetimizin kurucu felsefesi, umdeleri arasında yer alan ve kurucu anayasamız olan 1921 Teşkilatı Esasiye Kanunun 7., Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerinin 2. ve 1924 Teşkilatı Esasiye Kanunumuzun yukarıda da arz edildiği gibi 2. maddelerinde asli unsur olarak yerini almış olan kutsal dinimiz ile ilgili ki dinimiz halkımızın kahir ekseriyetinin temel değeri ve yaşam ölçüsüdür. Kutsal dinimiz ile ilgili toplumsal düzeyde milletin birliği, bütünlüğü ve çağdaş kriterler içerisinde birbirine karşı saygınlık ve sosyal sorumluluk kazanımları açısından sosyopsikolojik ve kültürel gelişimlerimizin ışığında pozitif dinsel değerlendirmelerinin yapılmasını ve kuruluş felsefesinin esas maddeleri arasında bulunup da sonradan oluşan ayrımcı ve savrulmacı siyasal anlayışla, anayasadan sistematik bir biçimde ötelenen kutsal dinimizin gerçek esaslarına uygun bir maddenin tekrar geri getirilmesini teklif ediyoruz. Yani açıkça diyoruz ki Cumhuriyetimizin korucu felsefesinin ışığında fabrika ayarlarına süratle geri dönülmelidir.” diye belirtti. 

“İNKILAP KANUNLARINDAN BAZILARININ İŞLEVSİZ HALE GELDİĞİ DİKKATE ALINARAK GÜNCELLEŞTİRİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ”

Son olarak Yaman, “İki daha önce de değişik vesilelerle gündeme getirdiğimiz inkılap, kanunların yapımı sırasında Avrupa'da moda olup da sonradan orada da kaldırılan bazı uygulamaları içeren Anayasa'nın 124. maddesi kapsamında olup artık hiç uygulanmadığı gibi hatta okununca bazılarınca çok gülünç karşılanan inkılap kanunlarından bazılarının işlevsiz hale geldiği dikkate alınarak güncelliklerini yetişmeleri sebebiyle kaldırmalarını yahut güncelleştirilmesini talep ediyoruz. Üçüncü talep olarak inancını yaşamak isteyen insanların kadın olsun erkek olsun, başörtü, namaz, oruç yani dini gereklerini yerine getirerek hayatını devam ettirmek isteyen halkımızın ve kamu görevlilerimizin temel haklarından olan inanç özgürlüğünü yerine getirilmesinde önemli bir görev ifa edilmiş olacaktır. Anayasa değişikliği sırasında bu çok önemli maddenin de dikkate alınmasını teklif ediyoruz.” dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz