KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Mustafa Karasu Nuçe TV'de yayınlanan röportajında, "Kürtler devlet kurmak istemiyor" dedi. Kandil Dağı'nda yapılan röportajda Karasu, 'Kürtler' denilince bölgedeki devlet ve muhaliflerin akıllarına boyun eğmiş bir halk geldiğini demokratik, özgür yaşam isteklerine karşı çıkıldığını söyledi. Karasu, "Kürtler'in tek derdi;, kendi bölgelerini, özgür yaşamlarını korumak. Kim statülerini kabul ederse onlarla görüşmeye hazırdır. Suriye'deki Kürtler kesinlikle çatışmak istemiyor. Devlet kurma şeyleri de yok. Elbette kendi yönetimlerini kurmayı, özerk olmayı istiyorlar. Ama devlet olmak istemiyorlar. Başkan Apo'nun ideolojisinde, felsefesinde iktidar ve devlet olmak yoktur. Kürtler, demokratik yaşam içinde diğer toplum kesimleri ile yan yana yaşamaya hazırdır. Rojova; Kürtler'in bir nevi Filistin'idir. Sahiplenmesi gerekir" dedi.
KÜRT YÖNETİMİ SINIRI KAPATTI
Karasu, Kuzey Irak'taki Kürt yönetimin insani yardım yapılmasını engellediğini Suriye Kürtleri'ne sınırı kapattığını, "Sınırı kapatayım, benim dediklerime gelsinler" anlayışı ile hareket ettiklerini bunun çok ciddi eleştirilecek bir konu olduğunu belirtirken, "Böyle dar, basit politika olabilir mi?" diye sordu.
Karasu, geçmişi 100 yıla dayanan Kürt sorunun seçim hesaplarına kurban edilemeyeceğini, son dönemde çekilen PKK 'lıların kemiklerinin yakınlarına teslim edilmesinin eleştirildiğini ifade ederken, şunları söyledi:
"Gerilla çekilirken arkadaşlarının cenazelerini kurda kuşa mı bırakacak? Arkadaşlarının kemiklerini toplayıp, ailelerine teslim etmesinden doğal olarak ne olabilir? AKP adım atmamasına bunları gerekçe gösterecekmiş? Bu ipe un sermek, kılıf bulmaktır. Rojava'da Kürtler Serikani'yi (Resulayn) kurtarmışlar. Oraya bayrak asılmış. Daha önce çetelerin bayrağı vardı, ses çıkarılmıyordu. Çetelerin bayrağına ses çıkarmamak, Kürt bayrağına karşı çıkmak en azından kendi halkına saygısızlıktır. Kürtler, haklarından vazgeçmez. Kürtler, Türk devletine de karşı değil. Kendi toraklarında özgür yaşamak istiyor. Biz güçlerimizi çektik. Başka ne adım atıldı? Yüzde 10 barajı için bile adım atılmıyor. 'Seçim yaklaşıyor, oyalarım' yok böyle bir şey. Kürtler çatışmasızlık ortamını sağlamıştır. Türkiye 'deki; oyalayan, 'Alavere- dalavere Kürt nöbete' yaklaşımıdır. Soruna basit demogojik yaklaşıyorlar. "
"PATRONA HALİL SESSİZLİĞİ"
Karasu, sözlerinin son bölümünde Türkiye'de hükümetin henüz sorunun özüne gelmediğini, karakol ve 'Kürt kültürünü boğma yatırımı' olarak nitelendirdiği baraj yapımını durdurması gerektiğini ileri sürerken, "Havaalanını da askeri amaçla yapıyorsun. Önderliğimiz (Abdullah Öcalan) de, hareketimiz de sabırlıdır. Sabrın da sınırı vardır. Sessizlik çözüm değildir. Kürt sorunu çözülmezse o sessizlik, 'Patrona Halil sessizliğidir.' Kimse Kürtler'den köleliğin sessizliğini bekleyemez. Adım atılmazsa 1 günde Kürtler sesini yükseltir."
AYDAR: SINIR, AB BENZERİ OLMALI
Karasu'nun açıklamalarının yayınladığı proğrama katılan Kongra Gel Eski Başkanı Zübeyir Aydar da, tren hattının belirlediği Suriye sınırını 'Ülkeyi parçalayan bir hançer' gibi tanımlarken, şöyle dedi:
"Başkan Apo, hem bize hem hükümete Misak-ı Milli Komisyonu oluşturulmasını önermiştir. Bugün 'sınırları hemen kaldıralım' demiyoruz. Bu sınır; 90 yıldır ölüm sınırları oldu. Oysa bu sınırlar, ticaret, kültür, insanlık ve dostluğun geliştiği ve birleştirici sınırlar olmalı. AB'deki gibi sınırlara dönmesi lazım. Türkiye'nin bugün yapması gereken bölge halkları arasında kardeşlik bağını güçlendirmek, anti Kürt cepheyi desteklemeden vazgeçmek. Kürtler'e kapatılan kapıların hepsi açılmalı. El Nusra'nın elindeki kapıların hepsi açık. Sınırdaki o mayın, tellerin sökülmesi gerek. Sınır zaten anlamsız hale gelmiştir. AB'deki gibi iki yaka arasında insanlar gidip gelebilmeli."
"PYD, TÜRKİYE'DE TEMSİLCİLİK AÇSIN"
Aydar, önümüzdeki dönemde Kuzey Irak'taki gibi; PYD ve Suriye Kürt Yüksek Konseyi'nin Türkiye'de temsilcilik açması gerektiğini; ilişkilerin gelişmesinin sürece büyük katkı sağlayacağını, Kürt Ulusal Kongresi'nin mimarının Abdullah Öcalan olduğunu belirtti. Aydar, Suriye, Irak, İran ve Türkiye arasındaki sınırların Kürtler ve bölge halklarını ayıran değil birleştiren, kardeşleştiren bir konuma gelmesi gerektiğini, demokratik devlet temelinde bütün halkların demokratik yaşam birlikteliğini amaçladığını savundu. Aydar, Ağustos ayı ortalarında Kuzey Irak'taki Kürt Ulusal Kongresi'nin yapılacak olmasında Türkiye'deki 'Çözüm süreci'nin önemli rol oynadığını, Türk Hükümeti'nin anket, seçim hesabı yapmadan bölgenin gerçeklerine göre hareket etmesi gerektiğini öne sürdü.
Programda konuşan PYD'nin Eş Başkanı Salih Müslim ise, bu hafta içerisinde yeniden Türkiye'ye geleceğini, Türk yetkililerden insani yardım ulaştırılması için 3 sınır kapısı açılacağına dair söz aldıklarını söyledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz