Sancar: Demokrasi ısrarının tek yolu ortak mücadeleyi büyütmek

Özgürlük mücadelesinde yeni bir sayfanın açılması gerektiğini ifade eden HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Barış mücadelesini, demokrasi ısrarını ve özgürlük özlemini savunmanın tek yolu da ortak mücadeleyi büyütmektir” dedi.

Sancar: Demokrasi ısrarının tek yolu ortak mücadeleyi büyütmek

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, İnsan Hakları Derneği'nin çağrısıyla bir araya gelen 46 meslek ve emek örgütü, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşunun düzenlediği “HDP'nin siyaset yapma hakkını savunuyoruz” toplantısında konuştu. Bir arada bulunmanın kendilerine güç verdiğini dile getiren Sancar, “Kararlığımızı görmek bu ülkede umut adına bizlere büyük moral ve güç veriyor. Bir arada bulunmak bizlerin birlikte yürüyüşü konusunda  kararlığımız görmek bu ülkede umut adına en güçlü kaynaktır” dedi.

NİHAİ HEDEF DEMOKRATİK SİYASET

HDP’ye karşı açılan kapatma davası ve onun öncesinde sonrasında yürütülen baskı politikalarının tek hedefinin partileri olmadığına dikkati çeken Sancar, “Asıl hedefi HDP gibi görünse de nihai amaç demokrasi güçlerini sindirmek, demokratik siyaseti bitirmek, hak arayışını ve dinamiklerini ortadan kaldırmaktır.  Yani bu dava ve bu davaya eşlik eden kampanya, şiddet ve baskı politikaları Türkiye’de demokrasi güçlerini, demokrasi arayışını, özgürlük ısrarını ve barış inadını hedef alıyor. Bu nedenle ben buradaki başlığı ‘HDP’yi, HDP’nin siyaset yapma hakkını savunuyoruz’ olarak değil barış mücadelesini, demokrasi ısrarını ve özgürlük özlemini savunuyoruz diye okuyorum. Bunun tek yolu da ortak mücadeleyi büyütmektir. Ortak mücadeleyi büyütemedikçe gerçekten bu zalim iktidara karşı bu her türlü yolu kirli gayri meşru hukuksuz yolu mübah gören zihniyete karşı güçlü bir direnişi ortaya koymamız da mümkün olmayacaktır” ifadelerini kullandı.

İRADENİN GÜÇLÜ BEYANI

Yapılan toplantının ortak mücadele iradesinin bir ifadesi olduğunu vurgulayan Sancar, devamında şunları söyledi: “Bu iradenin güçlü beyanı olduğu için çok değerlidir. İnanıyorum ki, bu irade dalga dalga büyüyecektir. Bu savaş, şiddet ve talan düzenine karşı en güçlü sesi bu birliktelik oluşturacaktır. Bu düzeni bitirecek gücü de bu birliktelik ortaya çıkaracaktır.  Bugün özgürlük mücadelesinde bir başka sayfanın da mutlaka açılması gerekiyor. Hukuk mücadelemizi ısrarla sürdüreceğiz. Bunu söylüyoruz ama hukuk yoluyla bütün sorunları çözeceğimiz gibi bir naifliğe de sahip değiliz. Hukuk mücadelesini toplumsal siyasal mücadelenin önemli bir alanı olarak görüyoruz.

AYM GERGERLİOĞLU KARARI

Bu iktidarın hukuku da hiçe saymak konusunda herhangi bir tereddüdü olmuyor. Nitekim 4 gün önce AYM’nin Ömer Faruk Gergerlioğlu için verdiği kararı da, açıkça tahliye talep etmesine rağmen bu iktidar ve bu düzen uygulamıyor. Yani daha önce vekillik hakkı adaletsizce gasp edildi, özgürlüğü gasp edildi. Şimdi bizati AYM bu özgürlük gaspının hukuka aykırı olduğunu, anayasaya aykırı olduğunu söylüyor ama 4 gündür içerde tutmaya devam ediyorlar. Buradan hep birlikte tekrar Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun özgürlüğünü ve bütün diğer demokrasi mücadelesinde tutsak alınan, rehin tutulan bütün arkadaşlarınızın özgürlüğünü de hep birlikte savunduğumuz göstermiş oluyoruz. Sincan Cezaevi önünde Adalet Nöbeti için arkadaşlarımız bugün toplanmıştı. Maalesef güvenlik güçleri çok şiddetli bir şekilde müdahale etmişler.

ZULÜM DE BİTER GÜN AĞARIRKEN

Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun oğlu Salih Gergerlioğlu dahil olmak üzere arkadaşlarımızı şiddet uygulayarak gözaltına almışlar. Bunu da kınıyoruz. Gergerlioğlu ve diğer siyasi rehinelere derhal özgürlük talep ediyoruz. Ahmet Telli’nin şiirlerini çok severim. Bu toplantılara en iyi uyan şiiri benim için dövüşen anlatsın şiiridir. Sadece sonuç dizesini aktaracağım. 'Kavgalar büyüdükçe zulüm de biter gün ağarırken. İşte ortak mücadele bu zulüm de mutlaka bitecektir hem de çok geç olmadan, gün ağarırken'. Hepinize kendim ve partim adına en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Mücadeleyi büyütme kararının bütün topluma umut verdiğini bir kez daha belirtmek isterim”

Kaynak: Diyarbakır Söz