Silahların betona gömülme zamanı

Batman ve Diyarbakır'da "çözüm sürecinde" HDP ve Kandil'i eleştiren Erdoğan gelinen an şu; "SArtık silahları gömüp üzerine beton dökmeye geldi. Çözüm sürecinin samimiyet göstergesi işte bu adımdır"

Silahların betona gömülme zamanı

Ömer BÜYÜKTİMUR/Fırat AVCIL/Recep KAYA/Abdullah İPEK/M. Şerif DOĞRU

DİYARBAKIR- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kürt sorunun çözümüne yönelik yürütülen çözüm sürecine atıfta bulunarak, "Biz Kürt kardeşlerimin haklarını, hukuklarını, sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz. Ama kavramlar üzerinden bu ülkenin medeniyet müktesebatına saldırılmasına da ne ben ne de Kürt kardeşlerim asla izin vermeyeceğiz" dedi.

BATMAN'DA KÜRT SORUNU YOKTUR

Erdoğan dün ilk olarak Batman'a gitti. Toplu açılış töreni gerçekleştiren Erdoğan  Batman'daki konuşmasında "Kürt sorunu yoktur, Kürt vatandaşlarımın sorunu vardır. Bu sorunları çözmek zaten herkesin görevidir. Bu gerçeği kabul edelim" derken, Çözüm sürecinin tüm vatandaşlarla birlikte Kürt vatandaşların da beklentilerinin çözüm yollarının arandığı bir süreç olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Çözüm sürecini sadece Kürt sorunu parantezinde tutmak isteyenlerin niyeti başka. Onlar çözüm peşinde değiller. Onlar bu mesele üzerinden istismar yapıyorlar" dedi. Erdoğan Batman çıkarmasını bir süre önce oğlu Abit Nasıroğlu, silahlı saldırıda yaşamını yitiren Ak Parti eski Milletvekili Nezir Nasıroğlu'nun Kayabağ Köyü'ndeki taziyesine katılarak tamamladı.

DİYARBAKIR'DA COŞKULU KARŞILAMA

Erdoğan, Batman'dan uçakla Cumhurbaşkanı olarak ilk kez geldiği Diyarbakır'da, 8'inci Ana Jet Üssü Komutanlığı'ndan çıkışında vatandaşlar tarafından sevgi gösterileriyle karşılanıp, otobüsüne karanfiller atıldı. Bayraklar sallayan vatandaşlar, 'En büyük başkan bizim başkan' sloganları attı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada bir süre durarak çocuklara oyuncak ve hediyeler dağıttı.

ERDOĞAN KENDİSİ İLGİLENDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gösterilen yoğun ilgi sırasında 13 yaşındaki Tekoşin Duvar yere düştü. Duvar'ın yere düştüğünü gören Erdoğan, çocuğu otobüse alarak yakından ilgilendi ve hediye verdi. Otobüsten inen çocuk, gazetecilerin sorusu üzerine, "Yanına gitmeye çalıştım, yere düştüm ayakkabım ayağımdan çıktı, ayakkabımı elime alıp koşmaya başladım. Sonra Cumhurbaşkanı beni otobüse çağırdı, bana hediye ve kartını verdi. 'Beni ara' dedi. Benimle çok ilgilendi, mutlu oldum" dedi.

VALİLİKTE FİDAN DİKİMİ YAPTI

Cumhurbaşkanı Erdoğan valilik ziyaretinde törenle karşılanırken, valilik bahçesinde eşi Emine Erdoğan ve bakanlarla birlikte fidan dikti, hatıra fotoğrafı çektirdi. Erdoğan daha sonra Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy'u makamında ziyaret etti, buraya basın mensupları alınmadı.

Vali Aksoy'dan brifing alan Erdoğan, resmi programında yer almasına rağmen kendisini havaalanında karşılamaya gelmeyen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ı belediyeye giderek ziyaret etmedi. Erdoğan, valilik ziyaretinin ardından İstasyon Meydanı'na geçerek toplu açılış törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyareti nedeniyle Diyarbakır'da sıkı güvenlik önlemleri alındı. Kentin sokaklarına Erdoğan'ın gelişiyle ilgili Türkçe ve Kürtçe pankartlar asıldı.

KARDEŞLİĞİN DERİNLİĞİNİ İYİ GÖRÜRSÜNÜZ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda 637 milyon liraya malolacak 223 projeden tamamlanan 45 yatırımın açılışı nedeniyle yaklaşık 5 bin kişiye seslendi. Miting alanına Kürtçe, 'Mazlumların sesi başkan Erdoğan', 'Hoş geldin Cumhurbaşkanımız', 'Büyük mimar kadim kente hoşgeldin' yazılı pankartlar asılırken, meydan çevresinde sıkı güvenlik önlemleri alındı. Eşi Emine Erdoğan ile birlikte halkı selamlayan Erdoğan, öncelikle Diyarbakır'a yapılan yatırımları anlattıktan sonra şunları söyledi: "Diyarbakır tarihi boyunca coğrafyamızdaki tüm medeniyetlerin merkezinde yer almış bir şehrimizdir. Diyarbakır ayrıca bu topraklarda İslam'la müşerref olan ilk şehrimizdir. 1376 yıldır bu mübarek beldenin üzerinden ezan sesi eksik olmadı. Fetih'ten bu yana Diyarbakır coğrafyamızda İslam'ın hep bayraktarlığını yaptı. Bunda Kürt ve Zaza kardeşlerimin çok büyük emeği var. Daha yakın tarihimize geldiğimizde Sarıkamış'ta, Çanakkale'de bu ülkenin tüm evlatları Türküyle, Kürdüyle, Zazasıyla, Çerkeziyle, Lazıyla hep birlikte mücadele verdi. Çanakkale'deki şehitliğe gidin bu kardeşliğin derinliğini çok iyi görürsünüz. Kurtuluş Savaşı'nı hep birlikte verdik, cumhuriyeti birlikte kurduk. Ancak Cumhuriyet döneminde maalesef insanlar kılık kıyafetinden, elbisesinden dilinden dolayı insanlar ayrımcılığa tutuldu. Terör örgütünün vahşeti bölge insanın iki ateş arasında bıraktı. Ama şuna dikkatini çekmek istiyorum. Kardeşlerim sizin Kürt oluşunuz, Zaza oluşunuz, Türk oluşunuz burada tabi pek yoktur ama Boşnağıyla, Romanıyla ne olursa olsun beni hiç biri ilgilendirmiyor. Ben hepinizi yaradılanı yaratandan ötürü sevmek suretiyle sevdim."

BU YUHLAR GÜZELDE

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, "Birileri çıkmış şunu söylüyor; 'Kürtlerin yegane temsilcisi biziz" demesi üzerine alandan yuh sesleri yükseldi. Bunun üzerine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Tabi, yuhlar güzelde, bu yuhların demokrasi de asıl atılması gereken yer belli. Diyorlar ki yegane temsilci biziz. Partimizi kuruyoruz. Partimizi kurarken ben tabi Anadolu'yu geziyorum, buralara geldik. Buralara geldiğinde de toplanan şehrin bütün kanaat önderlerine şunu sordum: Benden ne istiyorsunuz? Dediler ki, biz sizden şunu istiyoruz. 2001'i söylüyorum. Dedilerki OHAL'i kaldır bize yeter. Dedimki inşallah ilk işimiz bu olacak ve ne oldu Kasım 2002 seçimler yapıldı ve Abdullah Gül Bey, Başbakan ve ilk ay yapılan işimiz OHAL'i kaldırmak oldu. Kim kaldırdı OHAL'i biz kaldırdık. Ama yetermiydi bu bize göre yetmezdi. Biz ne dedik eğitimde, sağlıkta adalette, emniyette yükselen bir Türkiye. Diyarbakırlıyız diyenler bu üniversiteleri siz mi açtınız? Okulları siz mi açtınız? Diyarbakır'da da olacak, Batman'da da olacak dedik. Bu adımları attık mı? Attık."

DANA GİBİ YÜREK VAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırımları anlatıktan sonra, "Kürtlerin temsilcileri ne yaptı?" diye sorarak, "Öyle bir dertleri de yok. Düşünebiliyormusunuz çok enteresandır Hakkari'de 50 yataklı hastanenin açılışını yapacağım. Gidemezsiniz dediler ve vatandaş oraya gelemedi tehdit var, silah. Aynı gün ikinci hastaneyi açacağım modern bir hastane onları da tehdit etmişler gidemezsiniz diye. Genç bir doktor yanıma geldi dedi ki Başbakan'ım, bakın erkekler, hanımlar ne diyor; Allah'tan başka kimsede korkmayız. Bakın burada dana gibi yürek var işte. O genç doktor yanıma gelip bana şunu dedi: Evlerimize giderken, hastanelere giderken hep tehdit ediliyoruz dediler. Ne olur hastanemizin yanında lojmanlar yapında rahatlayalım dediler. Bizde dedik bundan sonra süratle lojman yapımına gideceğiz. Yahu sana hizmet veren ki, Mehdi Bey o gün bir bayan Kürt kardeşimizi hasta yatağında ziyaret ediyoruz. Mehdi Bey, tercümanlık yaptı. Kürtse, Türkse bizim için fark etmez. Terör örgütünün mensupları mücadele etmesseniz cirit atmaya devam eder" dedi.

DEVLETİN PARASINI HARCIYORUM

Erdoğan, kimin parasıyla meydanlara çıktığının sorulduğunu belirterek, "Beyfendi rahatsız oluyor. Cumhurbaşkanı kimin parasıyla meydanlara çıkıyor diyor. Devletin parasıyla çıkıyorum, bu benim en doğal hakkım. Yüzde 52 oy aldım. Bu beyefendiler de seçime girdi. Sen yüzde 52 oy alsaydın ben sana saygı duyardım, ama sen saygısızlık yapıyorsun. Geçen baktik ki, abisi de dağlardaymış. Bu bölgede yürütülen tüm baskı ve şiddet politakalarının gerisinde çok sinsi bir amaç ve hedef var. Bu amaç Diyarbakır ve tüm bölgedeki Kürt kardreşlerimin şerefle taşıdıkları uğruna mücadele verdikleri inançlarıyla etnik kimlerini birbirinden ayırmaktır" ifadelerini kullandı.

KANDİL'DEN TALİMAT ALMIŞLAR

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ni bugün ziyaret edeceğini ve bu konuda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile dün akşam görüştüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanına gelip kendisinin karşılanacağını kaydetti. Erdoğan, "Tabi yüzde 52 oyla Cumhurbaşkanı seçilmişsin, belediye başkanı nezaketen havalimanına gelip sizi karşılamaz mı? Son anda meğerse bunlar Kandil'den talimat almışlar. Cumhurbaşkanı tarafsızlığını yitirdi onun için havalimanlarına karşılamaya gitmeyeceksiniz. Bak ben buradan sesleniyorum. Ben her partiye eşit mesafedeyim, tabi ki gönlümde bir parti var ayrı. Ancak ben tarafım, ben tarafım, ben milletin tarafındayım. Milletin değerlerine karşı olanların asla tarafında olamam. Tabii gelmeyince hanımefendi, bende belediyeyi maalesef ziyaret edemedim. Bunu bilesiniz ki istismar olmasın. Yani sen belediye gibi bir tüzel kişiliğin başında olacaksın, Cumhurbaşkanı'na neymiş belediyenin karşısında karşılayacaksın. Yok böyle, yok böyle 25 kuruşa simit" dedi.

İSTANBUL'U KARIŞTIRMAK İSTEDİLER, BAŞARAMADILAR

Kobani protestoları sırasında 6-8 Ekim olaylarında Yasin Börü ve arkadaşlarının öldürülmesine değinen Erdoğan, "Bak, 6-8 Ekim olaylarında bunlar milleti sokağa döktüler mi? Döktüler. Yasin Börü'yü kalkıpta 5'inci kattan aşağı attılar mı? Ondan sonra taşla ona her türlü cefayı ettiler mi? Ondan sonra da utanmadan, sıkılmadan biz böyle bir şey yapmadık dediler. Her şeyi yaktılar. Nerede bir terör öylemi varsa altından bunlar çıkıyor. Dün 1 Mayıs, 1 Mayıs'ı işçinin tatili eden biziz, bunlar yapmadı. Bunu biz yaptığımız halde Türkiye'de en büyük sendikalar farklı illerde gayet güzel şekilde kutlamaları yaptılar. Ama Bunlar kalkıp İstanbul'u karıştırmak istediler ha başaramadılar o ayrı mesele. Biz diyoruz ki, kardeşim eğer yapacaksan yerler belirlendi git orada yap. Gazetelere, televizyonlara çıkıyorlar istediğim yerde yaparız, yapamazsın. Bu ülke yol geçen hanı değildir. İstasyon Meydanı burası. Ben Cumhurbaşkanıyım. Valime dedim ki biz nerede yapacağız. Dedi İstasyon Meydanı, eyvallah. Ben parti başkanıyken de burayı bize veriyorlardı. Biz kalkıpta en hareketli caddeyi kesip biz burada yapacağız diyebilirmiyiz? Biz kamu düzenini bozamayız. Kamu düzenine saygı duymak zorundasın. Şehrin uygun yerlerini devlet belirlemişse git mitingini yap ne diyeceksen orada de. Ama kalkıp ben Taksim Meydanı'na gideceğim dersen yapamazsın" dedi.

SİLAHLARIN GÖLGESİNDE PARTİCİLİK

Erdoğan, Demokratik Açılım olarak başlayan Milli Birlik, Kardeşlik Projesi olarak devam eden çözüm süreciyle devam eden sürece hep beraber noktalayacaklarını belirterek, "Şimdi önümüzde bir seçim var. Seçime giren tüm siyasi partiler özgürce adaylarını belirlediler. Sonuçta mevcut seçim kanuna göre herkes aldığı oya göre milletvekili çıkarıp mecliste temsil imkanına kavuşacak. Cumhurbaşkanı olarak bu sürede iki şeyi gözetmek zorundayız. Bir, her vatandaşımızın iradesinin sandığa özgürce yansıması gerekiyor. Hepiniz sandığa gidin ve demokratik hakkını kullanın. Ağızlarından demokrasi ve demokratlık lafını indirmeyenler başta olmak üzere bu hususa hassasiyet göstermesini istiyorum.

SİLAHLARIN ARTIK BETONA GÖMÜLMESİ GEREKİR

Baskıyla, silahla milletin oylarını gasp etmek isteyenlere asla izin vermeyiniz. Elinden silah bırakmayan. Silahların gölgesinde particilik oynayayanların konuşmaya hakkı yoktur. Artık sıra silahları gömüm üzerine beton dökmeye geldi. Çözüm sürecinin samimiyet göstergesi işte bu adımdır. Bu adımı atmayanın ne millete ne bize ne hükümete söyleyecek tek bir sözü yok. İkinci olarak olarak tüm partimizden, milletimiz ve ülkemizin geleceğiyle ilgili projeler üretmesini bekliyorum. 400 milletvekilini kim alırsa alsın ama bir adım atalım. Şöyle ben bir Diyarbakır'dan sesleneyim. Yeni Türkiye'ye evet mi? Yeni anayasaya evet mi? Bu da yetmez. Peki bunanla birlikte başkanlık sistemine evet mi? Maşallah. Bunu hep birlikte gerçekleştirmemiz lazım. Dünyanın en ileri ülkeleri bugün başkanlıkla yönetiliyor. Hep birlikte bu adımı atmalıyız. İstikrar ve güven ortamını birlikte yakalayacağız. Artık işin sonuna geldik. İnşallah sandık mahallerinde görevli olan tüm vatandaşlarımız sandıklarına sahip çıkacaklar. Orada herhangi bir tehdit olduğunda hemen yanı başında orada polis var hemen anında onlara bildirecekler" diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz