Umut Kitapevi sahibi Seferi Yılmaz: Sarıkaya, Ak Parti'den destek alarak bu iddianameyi hazırladı'

Hakkari’nin Şemdinli İlçesi'nde Umut Kitapevi'nin 2005 yılında bombalanmasına ilişkin iddianameyi hazırlayan Savcı Ferhat Sarıkaya'nın FETÖ örgütüyle ilgili itirafları, yankı bulmaya devam ediyor. O tarihte bombalanan kitapevinin sahibi olan ve 2014'te Şemdinli Belediye Başkanı seçilen DBP'li Seferi Yılmaz, savcı Sarıkaya'nın o dönemde AK Parti'den destek alarak böyle bir iddianame hazırladığını öne sürdü.

Umut Kitapevi sahibi Seferi Yılmaz: Sarıkaya, Ak Parti'den destek alarak bu iddianameyi hazırladı'

Hakkari’nin Şemdinli İlçesi'nde Umut Kitapevi'nin 2005 yılında bombalanmasına ilişkin iddianameyi hazırlayan Savcı Ferhat Sarıkaya'nın FETÖ örgütüyle ilgili itirafları, yankı bulmaya devam ediyor. O tarihte bombalanan kitapevinin sahibi olan ve 2014'te Şemdinli Belediye Başkanı seçilen DBP'li Seferi Yılmaz, savcı Sarıkaya'nın o dönemde AK Parti'den destek alarak böyle bir iddianame hazırladığını öne sürdü.

Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nde, 9 Kasım 2005'te Seferi Yılmaz'a ait Umut Kitapevi'nin bombalanması sonucu 1 kişi ölürken, 1 kişi de yaralandı. Olayın hemen ardından yapılan soruşturmaların ardından Van'da özel yetkili savcı olarak görev yapan Ferhat Sarıkaya, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ı da olaya dahil ederek iddianame hazırladı. Bu iddianamenin ardından sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş'i 'adam öldürmek', 'çete kurmak' ve 'adam öldürmeye teşebbüs' suçlarından Van 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde 39 yıl 5 ay 10'ar gün hapis cezasına çarptırıldı.

BU AÇIKLAMALAR GERÇEĞİ NE KADAR YANSITIYOR?

Yaklaşık 11 yıl aradan sonra savcı Ferhat Sarıkaya'nın yaptığı FETÖ itirafları kamuoyunda büyük yankı bulurken, kitapevi bombalanan ve 30 Mart 2014'te Belediye Başkanı seçilen Seferi Yılmaz da savcı Sarakaya ile ilgili düşüncelerini anlattı.

Seferi Yılmaz, Savcı Sarıkaya'nın Şemdinli iddianamesini Ak Parti hükümetinden destek alarak hazırladığını ve amacının askerin siyaset üzerindeki vesayeti kırmayı amaçladığını ileri sürdü.

Başkan Yılmaz, "Şemdinli'deki tanıkların bire bir ifadeleri alındı. Bu çerçevede Şemdinli iddianamesi oluşturuldu. Tabi iddianame son derece kapsamlı bir iddianameydi. İlk defa Türkiye genelinde bu suçlarla ilgili kapsamlı bir iddianame hazırlandı. Şimdi Ferhat Sarıkaya'nın ifadeleri, itirafları biçiminde belli şeyler gündeme geliyor. Tabi ki bu savcının açıklamaları bugün Türkiye konjonktüründe acaba gerçeği ne kadar yansıtıyor. Baskı altında ya da farklı bir şeyden midir açıklamaları?" diye konuştu.

İDDİANAMEYİ TEK BAŞINA YAZAMAZ

Ferhat Sarıkaya'nın Şemdinli iddianamesini hazırlarken dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın adını bir yerden güç almadan yazmasının mümkün olmadığını da belirten Yılmaz, şunları söyledi:

"O dönemde yargı bağımsız bir yargı değildi. Askeri vesayetin üstün olduğu bir dönemdi. AKP iktidarının dönemi de yeniydi. Türkiye genelinde askeri vesayetin çok güçlü olduğu bir dönem. Çeşitli çatışmaların, baskıların olduğu ve çeşitli kararların etkilemesinin önü açıktı. AKP'nin de bu konuda vesayeti aşma çabası vardı. Tabiki bu konjoktörel durumda Ferhat Sarıkaya'nın kendi başına bu iddianameyi hazırlayabilmesi mümkün değildir. Her ne kadar bir hukukçu, bağımsız yargı, hukuk anlayışı da olsa bu riskleri göze alabilecek bir siyasi ortam yoktu. O dönemin mevcut hükümeti AKP savcıya nasıl bir destek, teminat vermiş bilmiyorum, bu iddianameyi hazırlamış. Fakat daha sonra bu destek çekildi. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Şemdinli ziyaretinde halka açık konuşmasında 'bunun ucu nereye kadar giderse gitsin peşinde olacağız' demişti. Bir kararlılık ifadesi gündeme geldi. Ancak Ankara dönüşlerinde kamuoyuna açık beyanlarda bulundu. Şemdinli halkının tanıklığı kabul edilemez beyanlarında bulunuldu. Yani bu gösterdi ki, Savcı Sarıkaya'nın ortaya koyduğu iddianamenin arkasında durulmayacaktı. Daha sonra da Savcı Sarıkaya'nın durumunu gördük."

Kaynak: Diyarbakır Söz