Görüş Bildir

Yaraları sarıyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir'de depremden zarar gören esnafa destek verileceğini belirterek, "İzmir depreminde işleri yıkılan, iş yeri yıkılan ve ya hasar gören denizin taşması sebebiyle iş yeri sular altından kalan vatandaşımıza 50 bin liraya kadar hibe desteği verilecektir" dedi. Erdoğan ayrıca deprem konutlarıyla ilgili olarak, "Deprem konutlarının inşasına 1 ay içinde başlamayı planlıyoruz" dedi.

Yaraları sarıyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

İZMİR DEPREMİNDE SON DURUMU AÇIKLADI

Deprem anının hemen ardından devletimiz tüm imkanlarıyla İzmirli kardeşlerimizin imkanına koşmuştur. Diğer şehirlerden alınan yardımlarla depremzedelere yardım çalışmaları sürmüştür. 110 kişinin enkaz altından cansız bedeni çıkartılmıştır. Bin 27 yaralımız vardır. Arama kurtarma çalışmalarıyla enkaz altından sağ çıkarılan kişi sayısı 107'dir. İlk depremin ardından bölgede 44'tanesi 4'ün üzerinde olmak üzere 1600'e yakın artçı sarsıntı kaydedilmiştir. Yükselen deniz Sığacık mahallesini 1 metre altından bırakmıştır. 44 tekne karaya oturmuştur.

YIKILAN BİNALARLA İLGİLİ SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Bakanlıklarımız ve ilgili tüm kurumlarımız imkanlarını depremzedeler için seferber etmiştir. Yargı yapılan ve yıkılan binalarla ilgili soruşturma başlatmıştır. Kızılay ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu İzmir halkına destek vermek için gece gündüz sahadadır. Evleri hasar gören, veya evlerine girmek istemeyen depremzedeler için 2700 çadır kurulmuştur. Yıkılmış veya yıkılacak durumda bulunan binalardaki vatandaşlarımıza 30 bin lira eşya yardımı yapıyoruz. Evlerini taşıyacak mülk sahiplerine 15 bin lira, kiracılara 5 bin lira taşınma yardımı veriyoruz. 29 milyon liralık kaynak gönderilmiştir.

ESNAFA HİBE DESTEĞİ

İzmir depreminde işleri yıkılan, iş yeri yıkılan ve ya hasar gören denizin taşması sebebiyle iş yeri sular altından kalan vatandaşımıza 50 bin liraya kadar hibe desteği verilecektir. En çok hasar Bayraklıdayken Bornova, Aliağa ve Seferihisar ilçelerimiz takip ediyor.

DEPREM KONUTLARININ İNŞASI 1 AY İÇERİSİNDE BAŞLAYACAK

Deprem konutlarının inşasına 1 ay içinde başlamayı planlıyoruz. Bugüne kadar İzmir'de TOKİ vasıtasıyla yapılıp teslim edilen konut sayısı da 16 776'dır. Sadece 50 yılda yaşadığımız depremler bile karşımızdaki tehlikenin büyüklüğünü göstermeye yeterlidir. İzmir'den önce Elazığ ve Malatya depremlerini yaşamıştık. Yer kürenin işleyiş kanunlarının neticesi olarak depremlerinin önüne geçemeyiz. Ama felaket öncesinde yapabileceğimiz çalışmalar vardır. Kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırarak, denetimleri sıklaştırarak, insanlarımızı bilinçlendirerek binalarımızı sağlama almak mecburiyetindeyiz. Bu yıl 100 bin konut üretimine ulaştık. Önümüzdeki yıl 100 bin konut üretimini planlıyoruz. Vatandaşlarımızın desteğiyle bu çalışmaları hızlandırma bir an önce binalarımızı, şehirlerimizi güvenli hale getirmek zorundayız. İnsanlarımızın canı hiçbir şeyden daha değerli değildir.

YALAN HABER TEPKİSİ

Dayanışmaya kardeşliğe en çok ihtiyacımız olduğu günlerde provakatif ve yalan haberlerle gündemi zehirlemeye çalışanların ortaya çıkmasıdır. Kızılay'ın deprem bölgesinden olmamasından, deprem zedelere çadır verilmemesinden sosyal medyadaki birçok yalan tedavüle sürülmüştür. Daha bu sabah bir evladımızı yıkıntılar altından çıkarmanın sevinici yaşadığımız bir günde, enkazların hala kaldıralamadığından şikayetçi olacak kadar cahil, izansız, vicdansız bir kişiyle deprem tartışması yapmak millete zulümdür. Deprem gibi ortak bir acıyı istismar edenlerin insanlıktan nasibini almamış kalbi kin ve nefretle kararmış mahluklar olduğuna inanıyorum. Kabinemle toplantı yaptık. İzmir Büyükşehir Belediye başkanı da oradaydı. Çünkü değerlendirmeleri iyi yapmak lazım. Biz Kabine yönetmiyoruz. Biz Türkiye Cumhuriyetini yönetiyoruz. Rabbimden ülkemizi her türlü felaketten, salgın hastalıktan korumasını niyaz ediyorum. Temenni ederdim ki muhalefetin başındaki zat "Bize ne düşer" sorusunu sorsun.

KORONAVİRÜS SALGININ YENİ ÖNLEMLER

Türkiye bazı şehirlermizde zaman zaman endişe verici artışlara rağmen genel olarak kontrollü bir süreç yaşıyor. Sağlık altyapımızın gücü, sağlık çalışanlarımız sayesinde bu alanda herhangi bir sorunla karşılaşmadık.  Aşı çalışmaları dünyada ve ülkemizde devam ediyor. Yıl sonunda yurt dışında üretilen aşının ülkemizde kullanılacak hale geleceğine inanıyorum. Yerli aşının da Sonbahar zamanında hazır hale gelecektir. Özel sektör ve kamuda esnek mesai uygulaması teşvik edilecektir. Pazar ve market gibi yoğun insanların olduğu yerlerde denetim arttırılacaktır. Berber kuaför, nikah salonu, yüzme, internet kafe, halı saha, konser salonu vb yeri tüm işyerlerinde saat 22'de sona erecektir.

SANAYİ ÜRETİMİ VE PAREKENDE SATIŞ HACMİMİZ ARTTI

Hükümet olarak bir yandan salgınla en etkili şekilde mücadele ederken diğer yandan da üretimi, ticareti eğimi velhasıl hayatın her alanındaki işleyişi durdurma durumuyla karışı karşıyayız. Bunun zor olduğunu elbette biliyoruz. Bugüne kadar ki uygulamalar sürecin çok ciddi sorunla karışılamadan ilerlediğini gösteriyor. Salgının seyrine göre önümüzdeki haftalarda diğer sınıfların durumunu değerlendireceğiz. 3. çeyrekte sanayi üretimimiz ve perakende satış hacmimiz bir önceki çeyreğe göre yüzde 30 arttı. Aynı şekilde ekonomik güven endeksindeki artışta %30'u aştı. Yılın ilk 9 aylık döneminde ise konut satışlarımız 1,2 milyon adede ulaştı. İhracatta ise yeni bir rekor geldi. Ekim ayı ihracatımız %5,6 artışla 17 milyar 333 milyon doları bularak tüm zamanların rekorunu kırdı. Pek çok firma ihracat talep vermekte zorlanıyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ihracat oranını çok ciddi düştüğü salgın döneminde Türkiye'nin böyle bir yükseliş göstermesi geleceğimiz adına ümit vericidir.

'KÜÇÜCÜK BİR HADİSEDE BİLE MÜSLÜMANLAR HEDEF GÖSTERİLİYOR'

Bu zihniyet son 30 yılda Irak'ta 2 milyon, Suriye'de 1 milyon Bosna'da yüzlerce insanın ölümüne yol açmıştır. Asırlardır sürdürdüğü sömürgenin çatırdadığını görüyorlar. İslam'a saldırı öyle bir noktaya geldi ki küçücük bir hadisede önüne arkasına bakılmadan Müslümanlar hedef gösteriliyor.  Dün gece Viyana'da yaşanan kanlı saldırıyı samimiyetle kınadığımı belirtmek istiyorum. Avusturya halkına geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Avrupa'nın bir kısmı İslam'ı yeniden tanıma ve biçimlendirme teşebbüsüne girecek kadar sınırları zorlamaktadır. Üstelik bu yaklaşım yeni de değildir. Dünyada her inanç grubu sayıca artıyor. Ama İslam'a yönelişte büyük bir sıçrayış var. Bu gelişme Müslümanların her alanda ezildiği, sömürüldüğü bir süreçte yaşandı. Elbette Asya'nın Afrika'nın Akdeniz'in tabi zenginliklerini, stratejik gücünü de unutmamak gerekiyor.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi