Yuh olsun size!

Yıldırım, Filistin'e yönelik İsrail zulmünü ve ABD'nin tutumunu, "Ey yeryüzünün vicdansız zorbaları yazıklar olsun size, yuh olsun size" diye eleştirdi, PKK ile ilgili olarak da, "Şiddet geride kaldı. Çünkü inlerine girdik, inlerinde onları etkisiz hale getirdik" diye konuştu.

Yuh olsun size!

Başbakan Binali Yıldırım, İsrail'in Gazze'de yaptığı katliama ilişkin, "Ey yeryüzünün vicdansız zorbaları yazıklar olsun size, yuh olsun size. Ey mukaddesat bilmeyen, ey peygamber hatırası dinlemeyen zalimler, biliniz ki zulümle abat olunmaz." dedi. Yıldırım, terörle mücadele konusunda ise, "Şiddet geride kaldı. Artık PKK size ilişebiliyor mu? Tehdit edebiliyor mu? Çocuklarınızı dağa kaldırabiliyor mu? Kaldıramaz; çünkü inlerine girdik, inlerinde onları etkisiz hale getirdik" diye konuştu.

İstasyon Meydanı'nda düzenlenen 'Zulme Hayır, Kudüs'e Destek' mitingi öncesi kentin farklı noktalarına afişler asılarak, el ilanları dağıtıldı. Mitingin yapılacağı İstasyon Meydanı ve meydana çıkan yollar, önceki geceden itibaren trafiğe kapatılırken, güvenlik önlemleri alındı. Mitinge katılacaklar, İstasyon Meydanı'na 4 ayrı bölgede kurulan arama noktalarından alınırken, alanın çevresindeki hakim noktalara da keskin nişancı özel harekat timleri yerleştirildi.

Yıldırım, Filistin halkına destek amacıyla ve "İnsanlık adına Diyarbakır meydanda" sloganıyla düzenlenen "Zulme Lanet Kudüs'e Destek" mitinginde yaptığı konuşmada, alandakileri selamladı ve vatandaşların ramazan ayını kutladı. Birlik ve beraberlik mesajı veren Yıldırım, "Rabbim kardeşliğimizi bozmak isteyen bozgunculara, ayrımcılara fırsat vermesin." temennisinde bulundu.

Yıldırım, İsrail'in zulmünü lanetlemek ve Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını göstermek için Diyarbakır'da toplandıklarına işaret ederek, alandakileri "Selam olsun ey güzel Diyarbakır, selam olsun ey vefalı Diyarbakır. Hazreti Süleyman'ın emaneti Diyarbakır, surlarınla, Mardin Kapı'nla, Kırklar Dağı'nla, Gazi Köşkü'nle, buram buram tarih kokan, şarkıların, türkülerin, hayallerinle kültür kokan, sahabelerinle, Hazreti Süleyman'ınla, Ulu Cami'nle İslam kokan Diyarbakır. Sahabe ve ensar şehri Diyarbakır. Kudüs'te Mescid-i Aksa'yı bekleyen son Osmanlı askeri Iğdırlı Hasan Onbaşı'nın kardeşi Diyarbakır." diyerek selamladı.

Diyarbakır'dan Mescid-i Aksa'ya selam gönderen Yıldırım, şöyle konuştu: "Kudüs, Selahaddin Eyyubi'yi iyi bilir, iyi tanır. Mukaddes Kudüs'e göz koyan, orada kan dökenler Selahaddin Eyyubi'yi iyi bilirler. Kudüs fatihi, sizin evladınız Selahaddin Eyyubi'yi de rahmetle anıyorum. Filistin halkına zulmeden, Harem-i Şerif'te kan döken İsraillileri lanetliyorum, kınıyorum. Masum çocukların, bebeklerin üzerine kurşun yağdıran bu alçaklar daima utanç içinde yaşayacaklar. Kardeşlerim bize düşen zulmün, zalimin karşısında omuz omuza hep beraber olmaktır. Allah hepinizden razı olsun. Allah milletimize, ülkemize, devletimize zeval vermesin. Kardeşliğimizi ebedi kılan Rabbim kalplerimizi birleştirsin."

- "Hepimiz Filistinliyiz, Filistin'le dayanışma halindeyiz"

Başbakan Yıldırım, bir yandan seçime giderken diğer yandan kardeşlerin, komşuların acılarıyla da ilgilenmek durumunda olduklarını ifade ederek, geçen cuma günü İstanbul Yenikapı'da yüz binlerce vatandaşın bir araya gelerek, zulmün karşısında dimdik durduğunu, şimdi de on binlerin önünde Diyarbakır'da olduklarını söyledi.

Vatandaşlara, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamını ileten Yıldırım, "Türkiye'nin sesini hem İstanbul'dan hem de Diyarbakır'dan dünyaya duyurmak çok önemlidir. Hepimiz Filistinliyiz, Filistin'le dayanışma halindeyiz. Biz tarih ve medeniyeti birlikte inşa ettik. Bizler aynı bedeniz, aynı ruhuz." dedi.

Diyarbakırlıların, bin 400 yıllık kardeşliğin gereği olarak Filistin, Gazze ve Mescid-i Aksa'nın yanında olduğunu dile getiren Yıldırım, Mekke ve Medine'den sonra en fazla sahabenin Diyarbakır'da yattığını belirtti.

Yıldırım, Diyarbakır'ın, Hazreti Muhammed'in mübarek yüzünü gören, ona yoldaşlık yapan 41 sahabeye de ev sahipliği yaptığına işaret ederek, "Diyarbakır'da bulunan peygamberleri, Sahabe-i Kiramı hürmetle yad ediyorum. Allah cümlemizi onların yolundan ayırmasın." dedi.

- "Allah zulüm düzenlerini başlarına yıksın"

Mübarek ramazan ayına huzur içinde girmeyi beklerken İsrail yönetiminin görülmeyen bir katliam gerçekleştirdiğini belirten Yıldırım, "Ülkeleri için barışçıl gösteri yapan Filistinli çocukların, kadınların üzerine acımasızca kurşun yağdırdılar. Bütün İslam ümmetinin kalbine hançer sapladılar. Allah zulüm düzenlerini başlarına yıksın." diye konuştu.

Binali Yıldırım, dünyaya hükmeden zalimlerin, Müslümanların başını öne eğdirmek istediklerini, Selahaddin Eyyubi'nin, Sultan Alparslan'ın, Sultan Fatih'in intikamını almak istediklerini dile getirerek, "Buna izin verir mi Diyarbakır?" diye sordu.

Diyarbakırlıların buna izin vermeyeceğini söylemesi üzerine Yıldırım, şöyle devam etti:

"İşte Diyarbakır bu. Diyarbakır her zaman dinine, bayrağına, vatanına sahip çıkan bir şehrimizdir. Diyarbakır insanı yurtseverdir. Bizler şerefimizle yaşamaya ahdetmiş, Rabbimize söz vermişiz, zalimlere, katillere, ruhlarını düşmanlara satan alçaklara boyun eğmeyiz. Hak ve adalet yolundan asla ayrılmayız. Daima merhamet ve sevgiden yana olacağız. Her türlü ayrımcılığı, ırkçılığı reddedeceğiz. Biz yaratılanı severiz, Yaradan'dan ötürü. Hepimiz kardeşiz. Türk de olsak Kürt de olsak Arap da olsak bilmem ne olursa olsak hep beraberiz, kardeşiz çünkü Rabbimiz bir, kitabımız bir, peygamberimiz bir. Onun için biriz ve beraberiz.

Şiddetin her türlüsünü reddedeceğiz. Sorunlarımızı konuşarak, görüşerek, akılla, ilimle halledeceğiz."

- "Her sorunumuzu çözeriz, yeter ki barış olsun"

Türkiye'nin çözülmeyecek hiçbir sorunu olmadığını vurgulayan Yıldırım, "Her sorunumuzu çözeriz yeter ki barış, kardeşlik, huzur olsun. Yeter ki bölücü terör örgütü PKK aramızdan defolup gitsin. Gençlerimizin kanına giren alçak terör örgütünü Allah'a şükür sizlerin desteğiyle artık ülkemize, şehrimize zarar veremeyecek hale getirdik. Misak gününde, kalu belada Allah'a verdiğimiz sözü yerine getirmek için ne kendi hukukumuzu çiğneteceğiz ne de başkalarının hukukunu çiğneyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Yıldırım, İslam inancında insanın, "yaratılanların en üstünü" olduğuna işaret ederek, "Şiddetten, nefretten, gözyaşından beslenenler bunu anlayamaz. Biz bu birlik ruhuyla can kardeşiyiz. Türkiye'nin bütün vatandaşları eşittir, özgürdür. Bu ülkede hiçbir kimse birinci sınıf, ikinci sınıf diye ayrılamaz. Diyarbakır'daki kardeşimiz İstanbul'daki kadar huzur içinde yaşıyor. Bu birlik ruhunu gözümüzün nuru gibi koruyacağız." şeklinde konuştu.

- "Ölümden kaçan İspanyol Yahudilere biz kucak açtık"

Başbakan Yıldırım, şunları dile getirdi: "Bizim medeniyetimizde adalet var, merhamet var. Yıllar önce Avrupa'da engizisyon mahkemelerinden, zulümlerden, ölümden kaçan İspanyol Yahudilere biz kucak açtık. Ülkemizde özgürce yaşama şansını biz verdik ve böylelikle Türk'ün, bu milletin ne kadar adalet duygusu içinde olduğunu gösterdik. Bizler sadece Müslüman Türkler, Kürtler, Araplar olarak bir arada yaşamadık. Başka inançtan, başka dinden olanlara da kucak açtık.

Bizim tarihimizde soykırım yok. Bizim tarihimizde utanç yok. Aramıza ayrılık, gayrılık tohumları ekmek isteyenler şunu bilsin ki asla muvaffak olamayacaklar."

- "Ey yeryüzünün vicdansız zorbaları..."

Amerikan yönetiminin yanlış karar vererek adeta ateşe benzin döktüğünü söyleyen Yıldırım, şunları kaydetti:

"Büyükelçiliğini inatla bütün uluslararası kanunlara, kurallara aykırı olarak Kudüs'e taşıma inadından vazgeçmedi. 14 Mayıs'ta Amerika, İsrail ile beraber Kudüs'te büyükelçilik açarken, eğlence yaparken aynı zamanda savunmasız bebekler de dahil Filistinli kardeşlerimiz, İsrail askerlerinin kurşunlarıyla şehit oldular. Amerika ve İsrail, bu alçakça saldırıyı sadece seyretti, sadece eğlence ile yetindi.

Ey yeryüzünün vicdansız zorbaları yazıklar olsun size, yuh olsun size. Ey mukaddesat bilmeyen, ey peygamber hatırası dinlemeyen zalimler biliniz ki zulümle abat olunmaz."

Millet olarak Filistin halkının haklı davasında yanında olduklarını belirten Yıldırım, "Filistin meselesi sadece Filistinlileri ilgilendirmiyor, Filistin Türkiye'nin de meselesidir, bütün İslam ümmetinin meselesidir." diye konuştu.

Kendilerinin Selahaddin-i Eyyubi, Sultan Abdülhamid ve Sultan Alparslan'ın torunları olduklarını, sırtlarında da koca bir tarihin yükünün bulunduğunu vurgulayan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Avrupa Ortaçağ karanlığında can çekişirken bizim ecdadımız, devletimiz yeryüzüne ışık saçıyordu. Biz yüzyıllarca farklı inançları, farklı düşünceleri bir arada tutarak yaşadık, bugün de birliğimizi, kardeşliğimizi, dayanışma ruhumuzu korumaya devam ediyoruz. Bunun için dünyanın bütün mazlumlarının yanındayız, bunun için kan döken terör örgütlerinin karşısındayız. PKK'nın da PYD'nin de YPG'nin de DEAŞ'ın da FETÖ'nün de alayının da karşısındayız.

Emperyalistler bizim çocuklarımız üzerinden proje örgütler kuruyor, uyanık olalım. PKK'nın Kürtler diye bir sorunu yok, Kürtlerin PKK diye bir sorunu var. Bu sorunun da hep beraber birlikte evelallah üstesinden geldik. Artık gençlerimizi dağa çıkaramıyorlar, artık evlerimizi basıp insanlarımızı öldüremiyorlar, huzurumuzu bozamıyorlar, bozamayacaklar çünkü bu ayyıldızlı bayrağı sallayan Diyarbakırlı kardeşlerim teröre en güzel cevabı veriyor. İşte Diyarbakır, işte ayyıldızlı bayrak, işte birlik, işte beraberlik, işte kardeşlik."

Başbakan Yıldırım, terör örgütlerinin hepsini proje örgütü olarak nitelendirerek, bu terör örgütlerinin, Türkiye üzerinde emperyalist hedefleri olan ülkelerin maşası olduklarını hatırlattı.

Acı ve gözyaşının kader olmadığını ve tüm zor zamanların geride kaldığını belirten Yıldırım, "Çukur kazdılar, kazdıkları çukura kendileri düştüler. Şimdi artık o çukurların hepsi kapandı, yıkılan yerler yeniden yapıldı." dedi.

- "Devletin, vatandaşların kimliğiyle kavgada olduğu günler geride kaldı"

"Şimdi kırılan gönülleri yapma zamanıdır." ifadesini kullanan Yıldırım, "Binalar, iş yerleri, ibadethaneler, okulların yenisi, daha güzeli yapıldı ama istiyoruz ki hiç kimse hiçbir güç bizim gönüllerimizi kırmasın, gönüllerimizi birbirimizden ayırmasın. Büyük mesafeler aldık, hamdolsun bugünlere geldik." değerlendirmesinde bulundu.

Çözemeyecek hiçbir sorunun bulunmadığına işaret eden Yıldırım, şöyle konuştu:

"Aslında bu örgütlere, bu ülke, benim Diyarbakırlı kardeşlerim çok önemli bir fırsat verdi. Dediler ki artık kan dökmeyin, terörle bir yere varılmaz, buyurun el sıkışalım, kucaklaşalım, çözüm yapalım. Ama onlar ne yaptı? Gittiler, Tanışık köyünde masum 12 kardeşimizi katlettiler alçaklar. Kardeşliğimize, birliğimize dinamit vurdular. Devletin vatandaşlarının kimliğiyle kavgada olduğu günler artık geride kaldı, şiddet geride kaldı. Şimdi artık PKK size ilişebiliyor mu? Tehdit edebiliyor mu? Çocuklarınızı dağa kaldırabiliyor mu? Kaldıramaz çünkü inlerine girdik, inlerinde onları etkisiz hale getirdik."

Yıldırım, siyaset anlayışlarının esasının insan ve insanın refahı olduğunun, devletin de vatandaşın emrinde bulunduğunun altını çizerek, "Devletin gücü vatandaşın gücüdür. Biz bu devleti birlikte kurduk, Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda birlikte mücadele ettik." diye konuştu.

"Bizim şehitlerimiz dünyanın her yerinde omuz omuzadır." ifadesini kullanan Yıldırım, şöyle devam etti: "Biz birbirimizin öz kardeşiyiz. Kardeşlik hukukunu korumak bizim namus borcumuzdur. Namus nedir, namus borcu nedir, kardeşlik hukuku bilmeyenler, aramıza asla giremezler. Bakın bu emperyal güçler şimdi de Irak'ta, Suriye'de bir terör yapılanmasına gidiyorlar. Bunların amacı ne Araplardır, ne Kürtlerdir, ne Türkmenlerdir, ne de Türklerdir. Bunların amacı kardeşliğimizi bozmaktır, terörü daha da azdırarak bölgenin kalkınmasını, bölgenin refahını, gençlerimizin geleceğini karartmaktır. Biz Diyarbakır'da, Hakkari'de, Şırnak'ta, Mardin'de, Edirne'de, İstanbul'da, Ağrı'da, Sinop'ta olduğu gibi bütün orada yaşayan vatandaşlarımızın hukukunu koruduk, koruyacağız."

Binali Yıldırım, bu doğrultuda milyonlarca Suriyeliye kapılarını açtıklarını belirterek, "O yüzden Filistin meselesi bizim meselemizdir diyoruz. Bizim anlayışımızda, inancımızda hesap günü vardır, bu yüzden diyoruz ki devlet vatandaşındır, vatandaştır devletin sahibi. Devletin gücünü kendi gücü zannedenler Türkiye'de darbe yapmaya kalktılar, milli iradeyi yok etmeye çalıştılar, vesayet altına girdiler." dedi.

Bunun en son örneğinin 15 Temmuz'da yaşandığını, darbe yapmaya kalkan FETÖ'nün suçüstü yakalandığını anımsatan Yıldırım, şunları kaydetti: "Darbeyi de siz vurdunuz, onlara dünyayı dar ettiniz, bayrağı indirtmediniz, ezanları dindirtmediniz, Allah sizlerden razı olsun. Bu mübarek milletin bütün değerlerini, inançlarını kullandılar, sizin verdiğiniz sadakaları, zekatı, dişinden tırnağından artırılan her şeyi terör örgütüne aktardılar. Kendilerine de ana, babalarına da ülkelerine de hıyanet ettiler. Biz artık hiçbir yavrumuzu, hiçbir evladımızı kaybetmek istemiyoruz. Hiçbir şeytani örgüt bu ülkenin analarına bir daha gözyaşı döktüremeyecek. Hiçbir şeytani şebeke bu ülkenin çocuklarını dağa çıkaramayacak. Bütün vatandaşlarımızın hukukuna sımsıkı sahip çıkacağız."

Yıldırım,  Filistin halkına destek amacıyla ve "İnsanlık adına Diyarbakır meydanda" sloganıyla düzenlenen "Zulme Lanet Kudüs'e Destek" mitinginde, Türkiye'nin her zeminde Kudüs'ü de mazlum kardeşlerini de savunmaya devam edeceğini bildirdi.

Bu tavrın kardeşliğin ve insanlığın bir gereği olduğunu belirten Yıldırım, dünyanın zorbalarına "Yaşasın Kudüs, yaşasın Filistin, yaşasın mukaddes Mescid-i Aksa" dediklerini vurguladı.

Konuşmasında CHP'yi de eleştiren Yıldırım, "Türkiye'de vesayet deyince, darbe deyince, tek parti dönemi deyince akla CHP gelir. Bugün, Türkiye'de dikili ağacı bulunmayanlar, Diyarbakır'a hiçbir hizmet yapmayanlar, proje üretmeyenler konuşmaya gelince maşallah frenleri tutmuyor. Bol keseden atıyorlar." ifadelerini kullandı.

Başbakan Yıldırım, diğer partilerin cumhurbaşkanı adaylarının meydanlara çıktığına işaret ederek, şöyle devam etti: "Birisi, 'Güneşi sağ elinizle ayı da sol elinize vereceğim.' diyor, bir başkası çıkıyor AK Parti'nin 15 yıldır yaptığı hizmetlerden haberi yok, bizim yaptığımız işleri yapacağını anlatıyor. Şimdi bakın, bunlar bir konuşsunlar, eteklerindeki taşları döksünler, yorulsunlar, biz çıkıp meydana diyeceğiz ki ey Diyarbakırlı, ey benim aziz milletim biz vaat vermeyiz, biz yaparız. 15 yılda yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır, garantisidir."

- "Yıkılan 26 bin konutun tamamını yaptık

Diyarbakır'ın çukur eylemleri nedeniyle zor günler yaşadığını anımsatan Yıldırım, "Diyarbakır'ın birçok yerinde maalesef binalar yıkıldı, hayatlar söndürüldü. Bugün meydanlara çıkanlara, sizden oy isteyenlere deyin ki 6-8 Ekim olaylarını unutmadık. Masum 53 kardeşimizi katledenleri unutmadık, unutmayacağız." dedi.

Çukur eylemleri nedeniyle Diyarbakır'da Sur bölgesinin yerle bir olduğuna dikkati çeken Yıldırım, şöyle konuştu:

"Bölgede 70 bin konut, iş yeri hasar gördü. Silvan, İdil, Silopi, Cizre, Şırnak, Nusaybin, Kızıltepe ve daha birçok yer. Şu ana kadar yıkılan 26 bin konutun tamamını yaptık, hak sahiplerine teslim ettik. Hayırlı uğurlu olsun. 44 bin vatandaşımızın hasar bedelleri ödendi. Herkese eşya bedeli, kira bedeli yardımı yapıldı. Parklar, okullar, camiler yeni baştan yapılıyor. Şu anda bütün bu hasarların yüzde 85'i tamamlandı. Bakın sadece Sur'da Melik Ahmet Caddesi'nde 3 bin iş yerini yeniledik. 5 bin 600 evi yeniden yaptık. Dicle Vadisi Projesi'nde 300 dönümlük bölüm bitti. Kurşunlu Camisi de dahil tüm tarihi eserler yeniden yapılıyor. Sadece Sur'da 2 milyar lira harcama yaptık. Helali hoş olsun. Siz her şeyin daha iyisine layıksınız."

Başbakan Yıldırım, 16 yıldır ülkenin hiçbir bölgesini ihmal etmedikleri gibi Diyarbakır'da da önemli yatırımları hayata geçirdiklerini, kentte 15 yılda 12 milyarlık yatırım yaptıklarını bildirdi.

- "Birliğimize zarar vereceklere fırsat vermeyeceğiz"

Diyarbakır'a 2003'ten bu yana yapılan yatırımları anlatan Yıldırım, "2002'de 210 bin yolcu Diyarbakır'a uçakla geliyordu. Geçen sene ne oldu biliyor musunuz? 2 milyonun üzerinde yolcu Diyarbakır'a uçakla geldi.15 yılda 10 kat artış. Diyarbakır çevre yolu, Batman-Diyarbakır, Diyarbakır-Ergani yolu olmak üzere 6 projede de çalışma devam ediyor." bilgisini verdi.

Ramazan ayının mübarek olmasını dileyen Yıldırım, birlik, beraberlik ve kardeşliğin daim olmasını temenni etti. Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı: "Birliğimize, beraberliğimize zarar vereceklere katiyen fırsat vermeyeceğiz. Onların oyununa gelmeyeceğiz. Bizim kaderimiz aynı, tasamız aynı, geleceğimiz aynı, mutluluğumuz aynı. Çünkü biz aynı peygamberin ümmetiyiz. Çünkü biz aynı Allah'ın kullarıyız. Çünkü bizim kitabımız da aynı, yolumuz da aynı."

Bingöl'ün boğaz köprüsü

Uçakla Diyarbakır'dan Bingöl'e giden Başbakan Binali Yıldırım, 1 nolu sentetik sahada hazırlanan iftar programına katıldı. Güvenlik önlemlerinin alındığı iftar alanına vatandaşlar sıkı bir aramadan geçirildikten sonra alındı. Başbakan Yıldırım, iftar öncesi yaptığı konuşmada, açılışını yaptığı Çapakçur viyadüğünün, Bingöl'ün boğaz olduğunu söyledi. Viyadüğün Bingöl'e çok yakıştığını belirten Başbakan Yıldırım, "Bingöl'de nerdeyse boğaz köprüsü olan çok güzel bir köprü olmuş, Bingöl'e çok yakışmış" dedi.

Ezan okundu, konuşmaya devam etti

Başbakan Yıldırım, konuşmasını yaptığı sırada ezan okunmasına rağmen, "Bu arada ezan okundu, Allah orucunuzu kabul etsin. Bir taraftan iftarınızı açın, bir kulağınız da bende olsun" diyerek konuşmasına devam etti.  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Bosna Hersek'te olduğunu kaydeden Yıldırım, Erdoğan'ın selamını getirdiğini aktardı.

Bu seçim farklı olacak

24 Haziran seçimlerine de kısaca değinen Başbakan Binali Yıldırım, "Önümüzde bir seçim var. Bir ay var. Sandığa gideceğiz. Bu seçim diğerlerinden biraz farklı. Aslında Bingöl bu seçimin kararını 16 Nisan halk oylamasında verdi. Cumhurbaşkanlığı halk sistmine evet diyerek, bu yolu açtı. 24 Haziran sadece bu işin uygulaması. Sandığa gideceğiz, milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan'ın inşallah seçeceğiz, sizin desteklerinizle seçeceğiz" dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz