Altın Portakal'ın EN'i Nadir Sarıbacak, AHaber'in sansürüne uğradı!

Sarmaşık filminin müdavimi Nadir Sarıbacak, geçtiğimiz günlerde Altın Portakal'da en iyi erkek film ödülünü almış, herkesin göğsünü kabartacak Türkiye açılımı ile ilgili yaptığı açıklamalar ile gündeme bomba gibi oturmuştu. Nadir Sarıbacak'ın dostluk, kardeşlik ve kutuplaşmama adına verdiği demeç AHaber ekranlarında sansürlenerek yayına sunuldu. Hürriyet'e yaptığı açıklamalarda en ince detayına ödül gecesini konuşuldu

Altın Portakal'ın EN'i Nadir Sarıbacak, AHaber'in sansürüne uğradı!

Sarmaşık filminin müdavimi Nadir Sarıbacak, geçtiğimiz günlerde Altın Portakal'da en iyi erkek film ödülünü almış, herkesin göğsünü kabartacak Türkiye açılımı ile ilgili yaptığı açıklamalar ile gündeme bomba gibi oturmuştu. Nadir Sarıbacak'ın dostluk, kardeşlik ve kutuplaşmama adına verdiği demeç AHaber ekranlarında sansürlenerek yayına sunuldu. Hürriyet'e yaptığı açıklamalarda en ince detayına ödül gecesini konuşuldu

A Haber'in canlı yayınladığı törende Nadir Sarıbacak, Sarmaşık filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu ödülünü kazanarak Altın Portakal'ın sahibi oldu. Oyuncu teşekkür konuşması yaparken, salonun dışarından görüntüsü verilmeye başlandı. Sarıbacak konuşmasında şunları söylemişti:

"Memlekette ilgili dertlerim var. Bu filmden de hareketle çok güzel arkadaşlarım var. Farklı dinden, dilden, ırktan, meşrepten, mezhepten. Hepsini aşk derecesinde seviyorum. Bizi ancak kardeşlik ve muhabbetin kurtaracağına inanıyorum. Muhabbet gerçekten. Belki bir duble rakıyla ya da bir demlik çay. Sadece muhabbet etmek kurtaracak bizim dertlerimizi. Buna inanıyorum. Çünkü vücudun organları gibiyiz. Kulak ağza, el ayağa muhalif olmayacağına, kesildiği zaman bütün vücut acıyacağına göre kader bağımız var memlekette. Bütün kardeşlerimi seviyorum ve onların destlerimizi kurtaracağımıza inanıyorum. Her duygudan düşünceden, ortak birlik. Çok teşekkür ediyorum, sağ olun."

Ödül öncesi psikolojin nasıldı? Hoş daha önce bu türden duyguları, en azından yine ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dalında ödül aldığın 'Adana Altın Koza'da yaşamıştın ama...

Heyecanlıydım abi. ‘Sarmaşık’ı seyredenlerin tepkisi çok iyiydi festivalde. O sebeple alamasam da kafam rahattı. Ama yine de “Acaba verecekler mi?” diye heyecanlanıyorsun.

Yaptığın ödül konuşması ses getirdi, sanki filmin yönetmeni Tolga Karaçelik'in konuşmalarıyla birlikte bir bütünü tamamladınız. Böyle bir metni planlamış mıydın?

Tolga’nın ne söyleyeceğini bilmiyordum. Ben o gün kendi metnimi -belki alırsam ödülü diye- oturdum bir mektup gibi yazdım. Sonra da çıkınca sahneye aklımda kalan dertleri paylaştım. Tolga da benim söyleyemediğim hislerime tercüman oldu.

Sence canlı yayında neden sansür uygulandı? 'Rakı' sözcüğünden mi yoksa sonlara doğru önlenemez şeyler söyleyebileceğin düşüncesiyle mi?

İnan nedenini bilmiyorum. Ama birileri yönlendirdi galiba onları, onlar da kesti. Sebep neyse ne! Benim kalbim rahat, yanlış bir şey söylemediğimi düşünüyorum.

Peki bu konuşma nasıl karşılandı? Etkiler tepkiler; mesaj yerine ulaştı mı dersin?

Valla benim sabahtan akşama kadar A Haber izleyen akrabalarım var. Onlardan birkaçı aradı “Oğlum, evladım” diyerek konuşmayla ilgili memnuniyetlerini dile getirdiler. Mesela beni bu olay mutlu etti. Yani birkaç öfkeli ses dışında gelen tepkiler çok güzel.

Hâlâ kardeşliği başarma, kutuplaşmayı bitirme şansımız var mı?

Abi var tabii. Olmaz mı tabii ki var. Memleketim o günleri görecektir. Bunun küçük örneklerini gördüm bu memlekette. Sadece o güzel günler gelene kadar bizler karakterimizin gereğini yerine getireceğiz. Çünkü herkes karakterinin gereğini yerine getirir.

Gelelim sinema macerana. Seyircinin zihnine ilk kez ‘Uzak İhtimal’le düştün. O dönem oyunculuk serüveninin ihtimalleri neydi ve bugün geldiğin yeri nasıl yorumluyorsun?

O dönem Semaver Kumpanya'da tiyatro yapıyordum; bulunduğum yerden de, andan da çok memnundum. Beklemediğim bir anda ‘Uzak İhtimal’ geldi ve oyunumu gösterebileceğim yeni bir alan açıldı. Ama her yeni gelene “Allah Allah, bu kadarını beklemiyordum” deyip heyecanlandım ve şaşırdım. Bugün de... Böyle olmaya devam ediyor şükür, “Allah Allah” diyorum, “güzel şeyler oluyor hâlâ...”

‘Uzak İhtimal’, ‘Yozgat Blues’, ‘Kış Uykusu’, ‘Gişe Memuru’ ya da ‘Sarmaşık’... İlk elde akla gelen bu rollerinde süre az ya da çok fark etmez, karakterine özel bir damga vuruyorsun. Bunun sırrını istesem?

Valla abi çalışıyoruz. Birkaç ay öncesinden, Çetin Sarıkartal var, benim çok kıymet verdiğim hocam, onunla çalışıyorum biraz, sonra kendi başıma kalıyorum, yürüyorum, geziyorum, birkaç oyuncu arkadaşım var, onlarla sohbet ediyorum, sonra notlar alıyorum, gecenin bir vakti uyanıp hocayı arıyorum, sonra yine kalkıp yürüyorum, geziyorum kendi başıma, okumam gereken varsa okuyorum ve sonra yürüyorum, geziyorum... Çok detaya girmeden işin teknik kısmı bu, yemek tarifi gibi.. Hah unuttum, yönetmenle de konuşuyorum arada, sonra malum yürüyorum, geziyorum... Yani bunlar set günü gelene kadar devam ediyor böyle. Sırra gelince, işin teknik kısmını böyle özetle anlatsam da sana, sır meselesini bilmiyorum inan. Öyle kutsal bir iş yaptığımızı düşünmüyorum ama bizi etkileyen şeyin sadece bu teknik çalışma olduğuna da inanmıyorum.

Nadir Sarıbacak kimdir?

2000'de Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nin "Türkçe Öğretmenliği" bölümünden mezun olan Nadir Sarıbacak,2000-2002 Yıllarında Avcılar Belediye Tiyatrosunda oyunculuk yaptı. 2004 yılında Akademi İstanbul'un "Tiyatro" bölümünü bitirdi. Daha sonra 2004-2006 döneminde Bahçeşehir Üniversitesi'nin "İleri Oyunculuk Master Programı"ndan mezun oldu. 2004 yılında katıldığıSemaver Kumpanya'nın pek çok tiyatro oyununda rol aldı. Ayrıca Tiyatro Aktörlüğünün yanı sıra reklam, sinema ve televizyonsektörlerinde çalışmalar yapmaktadır.

Kaynak: Diyarbakır Söz