'Aynı dili değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir'

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Bugün Türkiye kendi küresel konumunu çok daha iyi anlayan bir ülke haline geldi'' dedi.

'Aynı dili değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir'

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, bölgedeki GAP Gençlik Evleri tarafından Siirt'te yapılan ''Gapgenç Festivali'' kapsamındaki ''Küresel Vatandaşlık Zirvesi''ne katıldı.

Bağış, etkinlikte yaptığı konuşmada, hiç kimsenin artık kendi etrafıyla sınırlı bir hayat yaşamadığını belirtti.

Bugün Siirt'te, dünyanın dört bir yanından gelen konukların ağırlanıyor olmasının Türkiye'nin küreselleşmesiyle ilgili olduğunu ifade eden Bağış, ''Türkiye kendi küresel konumunu çok daha iyi anlayan bir ülke haline geldi. Türkiye zinciri kırdı ve bir Siirtli olarak gururla söylüyorum, o zinciri kıran merkez Siirt olmuştur. Çünkü Türkiye'nin makus talihini değiştiren lideri, yiğidi düştüğü yerden kaldıran Siirtlilerdir. Seçmiş ve meclise göndermişlerdir'' dedi.

Hazreti Mevlana'nın ''aynı dili değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir'' dediğini aktaran Bağış, dünyanın farklı yerlerinden Siirt'e gelen gençlerin aynı duyguları paylaştığını belirterek, ''Dünyanın farklı yerlerinden gelen gençlerle bizim gençlerimiz aynı duyguları paylaşıyorlar. Hepimiz daha aydınlık bir gelecek, barış ve huzur içinde yaşamak istiyoruz. Japonya'dan, Van'daki depreme yardım etmek için koşarak gelen sayın Miyazaki maalesef artçı bir depremde hayatını kaybetti. Onun içindeki insan sevgisi onu buraya kadar taşımıştı. Ve bugün dünyanın farklı yerlerinden, farklı ulus, etnisite, kültür ve inançların mensupları insanlığın ortak sorunlarına çare aramaya çalışıyorlar. İşte küresel vatandaşlık böyle bir şey'' diye konuştu.

 

''Türkiye umut oldu''

 

Bağış, Gazze'de acı içinde kıvranan, Bosna Hersek'te sıkıntı içinde yaşayan, Mısır, Tunus, Fas ve Suriye'de kendi hayatını riske atarak demokrasi, insan hakları ve ifade özgürlüğü uğruna sorun yaşayan insanların umutlarını Türkiye'ye bağladığını kaydetti.

Türkiye'nin kabuklarını kırdığını ve küresel adalet çağrıları ile küresel vatandaşlığın sembolü haline gelen bir ülke olduğunu vurgulayan Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kendinizi bir Tunuslunun, bir Mısırlının, bir Suriyelinin, bir Faslının yerine koyun. Oradan bakın Türkiye'ye. Türkiye'ye baktıkları zaman kafalarında şöyle bir intiba doğuyor; Türkiye ile çok ortak paydalarımız var. Aynı kültürün mensuplarıyız, aynı inanca sahibiz, aynı coğrafyada yaşıyoruz ama Türkiye'de bir iktidar var, kötü bile olsa bir muhalefet var, sivil toplum örgütleri var, sendikalar var, serbest pazar ekonomisi var ve yarınlara yönelik umutlar var. Bizde niye olmasın? Peki Türkiye'yi bu kadar ortak yönlerine rağmen farklı kılan asıl özellik nedir? Türkiye'nin en önemli yumuşak gücü olan demokrasisi ve o demokrasiyi her geçen gün daha da güçlendiren daha da kuvvetlendiren AB yolunda atılan reformlardır.

Bu ülkede Kürdüm demeye insanların korktuğu bir dönemden sonra günde 24 saat Kürtçe ve Arapça programların yayımlandığı bir ülke haline geldik. Geldiğimiz nokta yeterli mi? Hayır daha da iyisini yapmalıyız. Ama daha da iyisini barış ve kardeşlik ortamında birbirimizi anlayarak empati kurarak gerçekleştireceğiz. Bu ülkede 88 yıl aradan sonra Ortodoks vatandaşlarımız Sümela'daki manastırda ayin yaptılar. 112 yıl aradan sonra Ermeni vatandaşlarımız Van Akdamar'da bu ülkenin birlik ve beraberliği için dua edebildiler.''

 

Yeni anayasa çalışmaları

 

Türkiye'nin, Avrupa'nın 6'ncı dünyanın 17'nci en büyük ekonomisi olarak bir önünde bulunan Hollanda'nın nüfusu kadar yani 16 milyon öğrencisi olduğuna değinen Bakan Bağış, Hollanda'nın nüfusu kadar öğrenciye Fatih Projesi kapsamında tablet bilgisayar dağıtılacağını hatırlattı.

Gençlerin bu tablet bilgisayarlarla dünyanın önde gelen üniversitelerin kütüphanelerine bağlanabileceğini ve dünyadan haberdar, bilgiye dayalı bir fikir sahibi olmuş farklı bir nesil ortaya çıkacağına işaret eden Bakan Bağış, ''Siz öyle bir neslin Türkiye'yi yönettiği bir dönemi, 20 yıl sonrasını tasavvur edin, Türkiye'nin önünün ne kadar açık olduğunu görürsünüz. Tek eksiğimiz, tek sıkıntımız empati kurmak. Birbirimizi olduğu gibi kabul edip ortak paydalarımızla birlikte çalışınca çok çok farklı bir noktaya geliyoruz. Ama bu bahsettiğim kardeşlik dokusunu sağlayabilmek için şimdi önümüzde çok önemli bir dönem var. İnşallah Türkiye'ye yakışır yepyeni sivil bir anayasa. Onun için ben buradan Türkiye'nin muhalefet partilerine seslenmek istiyorum. Anayasa sürecini 'amayasa' sürecine çevirmesinler. Sorun yaratmasınlar'' şeklinde konuştu.

 

Bakan Yılmaz'ın konuşması

 

Daha sonra konuşan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, festivale yurt dışından katılan gençlerin daha önce sanal ortamlar üzerinden kafalarında kurdukları imajların buradaki birebir temas sonucu değişeceğini söyledi.

Bütün dünyada en fazla ihtiyaç duyulan şeylerden birinin yüz yüze iletişim olduğuna inandığını ifade eden Yılmaz, ''Dünyada teknoloji ne kadar gelişse de sanal ortamlar ne kadar ilerlese de hiçbir şey yüz yüze iletişimin yerini tutamaz'' dedi.

Yılmaz, festivalde gençlerin problemlerinin ön plana çıkmasını temenni ettiğini belirterek, yaptıkları çalışmalarda gençlerin en çok öne çıkan sorunlarının eğitim ve istihdam olduğunu bildirdi. Ancak bu iki konuda Türkiye'de güzel gelişmeler olduğunu ve hükümet olarak bir taraftan eğitimin her kademesine çok ciddi yatırımlar yaparken üniversiteli öğrenci sayısının son 10 yılda 1,1 milyondan 2,1 milyona çıktığını anlatan Bakan Yılmaz, şunları söyledi:

''Şu anda Türkiyemizde 165 üniversite var. Bunlara ciddi yatırım yapıyoruz. Burslarımızla yurtlarımızla diğer imkanlarımızla öğrencilerimizin yanında olmaya çalışıyoruz. Bir diğer konu genç nüfusun istihdamı. Küresel krizle birlikte gençler istihdam sorununu daha yoğun bir şekilde yaşıyorlar. Bu konuda da hükümet olarak çok ciddi çalışma içindeyiz. Son 2 yılda da genç istihdamında önemli gelişmeler sağladık. Genç işsizliğinde geriye gidiş söz konusu. Ama bunu devam ettirmeliyiz. Gençleri istihdam eden şirketlerden sigorta primi almıyoruz belirli şartlar dahilinde. Gençlere dönük eğitim programları, aktif iş gücü politikaları uyguluyoruz. İşkur aracılığıyla eğitim programları uyguluyoruz. SODES gibi, kalkınma ajansı gibi çeşitli mekanizmalarla yine gençlerimizin donanımına onları iş gücü piyasasına hazırlayan programlar yapıyoruz.''

Konuşmaların ardından bakanlara festival tişörtü sunuldu. Bakanlar daha sonra üniversitenin karşısında bulunan festival alanına geçerek değişik ülkelerden gelen gençlerin ve kurumların açtığı stantları gezdi.

Dün başlayan Gapgenç Festivali'ne 60 ülkeden bin 500'i kayıtlı olmak üzere binlerce genç katılıyor.

AA

Kaynak: Diyarbakır Söz