Bahçeli, Başbakan'a yüklendi

Genel Başkan Bahçeli: ''Başbakan Erdoğan, görevli olarak Çin'e gitmiştir. Oraya Suriye konusunda küresel çevrelerin mesajını götürmüş ve ikna turları atmıştır''

Bahçeli, Başbakan'a yüklendi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Çin Halk Cumhuriyetini ziyaretini değerlendirirken, ''Başbakan Erdoğan, görevli olarak Çin'e gitmiştir. Oraya Suriye konusunda küresel çevrelerin mesajını götürmüş ve ikna turları atmıştır'' dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, çok hayırlı ve manevi hayatın ihtişamlı dönemlerinden biri olan Kutlu Doğum Haftası'nın içerisinde bulunulduğunu anımsattı. Bahçeli, ''Peygamberimiz güzel ahlakın, temizliğin ve doğruluğun örnek ve mümtaz bir temsilcisi olarak insanlık alemini nuruyla ısıtmış, yön ve istikamet vermiştir. Peygamberimiz, kardeşliğin diliyle insanlığa seslenmiş, sevginin doyumsuz lezzetiyle ilahi buyrukları tebliğ etmiştir'' diye konuştu.

Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinde ana tema olarak, ''Kardeşlik ahlakı ve kardeşlik hukukunun'' tayin edilmesini çok anlamlı ve yerinde bulduklarını belirten Bahçeli, ''Bu kapsamda, küslük, düşmanlık ve fitne kardeşler arasına giremeyecek, asırlar içinde vücut bulan bu üstün ahlakı zedeleyemeyecektir'' ifadesini kullandı.

Fransa ve Avusturya'ya yaptığı ziyaretler hakkında bilgi veren Bahçeli, bu iki ülkede Türk federasyonlarının kurultaylarına katıldığını anlattı.

''Tarihimizi yargılamaya cüret edenlere, sözde soykırım yalanıyla bizi itham edenlere sesimizi ve itirazımızı bir kez de Fransa'dan duyurduk'' diyen Bahçeli, ''nafile yere uğraşan sömürgeci kafalara, ısrarla ve kararlıkla Türk milletinin mazisinde veremeyeceği bir hesabının olmadığını vurguladıklarını'' söyledi. Bahçeli, ''Önümüzdeki hafta yapılacak olan Fransa Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci tur oylamasında da Fransa'da yaşayan ve oy kullanabilecek durumda olan soydaşlarımızın, içinden çıktıkları Türk milletine katliamcı yaftası vurmaya çalışan Sarkozy'e gerekli dersi vereceklerini biliyor ve bunu bekliyorum'' dedi.

 

''İknacıbaşı''

 

Başbakan Erdoğan'ın, Çin Halk Cumhuriyeti'ne gerçekleştirdiği ziyareti de değerlendiren Bahçeli, ''Bu ziyaretin ilk ayağı olarak Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin seçilmesi bizim açımızdan dikkat çekici olmuştur. Yüreğimizde kor gibi sevdası duran bu Türk yurduna Başbakan'ın adım atması ve Urumçi'de şeklen de olsa bulunması bizim açımızdan sevindirici bir gelişmedir. Yandaş basın ve AKP şakşakçılığı yapan çevreler, bu Türk iline 27 yıl aradan sonra Başbakan düzeyinde ilk kez gidildiği iddiasını dillerine dolamışlar ve bu ziyareti siyasi propaganda malzemesi haline dönüştürmekten inatla vazgeçmemişlerdir'' diye konuştu.

Bahçeli, 2001 yılında, ''Başbakan Yardımcısı'' sıfatıyla Urumçi ve Kaşgar'da soydaşlarla bir araya geldiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:

''Başbakan Erdoğan, haritada Doğu Türkistan'ın yerini dahi bilmezken, biz kardeşlerimizle birlikteydik, onların dertlerini ve sorunlarını kalbimizde taşıyorduk. Doğu Türkistan'daki mezalimi, cinayetleri, şiddet ve saldırıları lanetliyor ve kınıyorduk. 2009 yılında 150 Doğu Türkistanlı kardeşimiz Pekin yönetiminin acımasızlıklarına kurban gittiğinde bizim ciğerimiz dağlanmıştı. Bugün Başbakan'ın Urumçi pazarında gezmesi, birkaç esnafla sohbet etmesi, kaftan giyip kuzu çevirmesini kesmesi kendisi açısından bir anlam ifade etse de Doğu Türkistan milli davası için hiçbir kıymet hükmü içermemektedir.

Esasen Başbakan Erdoğan'ın amacı Urumçi'yi gezmek veya Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi kucaklamak değildir. Bu Türk yurduna geçerken şöyle bir uğramış, aklı Suriye'de, gönlü okyanus ötesinde ve hedefinde Çin'in, Büyük Ortadoğu Projesi'nin eylem planına katılması yer almıştır. Başbakan Erdoğan, görevli olarak Çin'e gitmiştir. Oraya Suriye konusunda küresel çevrelerin mesajını götürmüş ve ikna turları atmıştır. Ülkemizde bir zamanlar kurulan ikna odalarından rahatsız olan Başbakan, sonunda bu yöntemden kendisi de istifade etmiş ve uluslararası alanda BOP eşbaşkanlığından sonra 'iknacıbaşı' sıfatını da üzerine almıştır. Devlet Başkanı başta olmak üzere, Çin yönetiminde sözü geçen şahsiyetlere Suriye ile ilgili vetonun kaldırılma talebini iletmiş ve bu konuda ricacı olmaktan gocunmamıştır. Başbakan Erdoğan küresel kuryeliğe göz göre göre soyunmuş, bunu da heyecan ve arzuyla yerine getirmiştir.''

 

''Ön sıralardan rezervasyon''

 

Suriye tarafından açılan ateş sonucu yaralanma ve ölüm vakaları olmasının üzücü olduğunu belirten Bahçeli, ''Madem Başbakan, sınırlarımızın ihlalinde bu kadar hassastır, o halde peşmerge başına bugüne kadar neden haddini bildirememiştir?'' sorusunu yöneltti.

''Suriye konusunda, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin savaş çığırtkanlığı yapmaktan tamamen uzaklaşması gerektiğini'' ifade eden Bahçeli, ''AKP, musibetleri başımıza sarmıştır. Bölücülük kanserini enjekte etmiş ve batılı dostlarının yanında dağılmamızı seyretmek için ön sıralardan rezervasyon yaptırmıştır. Bu kelimenin tam anlamıyla hıyanettir, melanettir ve rezaletin daniskasıdır. Ancak Türk milleti buna izin vermeyecektir'' şeklinde konuştu.

Darrüşşafaka Cemiyeti Tüzüğü'nün ikinci maddesinde yapılan bir değişiklikle ''Türk ve İslam'' şartını içeren ibarenin, ''Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı'' ile değiştirilmesini de eleştiren Bahçeli, şöyle konuştu:

''149 yıldır kimsenin aklına gelmeyen bir konu Başbakan tarafından gündeme taşınmış, 'Türk ve İslam' olma ifadeleri sonuçta kaldırılmıştır. Başbakan Erdoğan, Türk ve İslam olmanın nesinden rahatsızdır?  Her şey bitmiştir de bir tek Darüşşafaka'nın yıkıma alet edilmesi mi kalmıştır? Bizim için her Türk vatandaşı bu tarihi kuruluşumuzdan kökeni ve inancı ne olursa olsun faydalanabilmelidir. Bu ülkede yaşayan çaresiz her vatandaşımıza her türlü desteği vermek elbette hepimizin görevi ve sorumluluğu altındadır. Bunlara bir diyeceğimiz olmadığı gibi bizim de görüşümüz bu yöndedir. Ancak, Türk ve İslam değerleriyle oynamanın ve bunları sabote etmenin mantıkla izah edilebilir hiçbir yanı da yoktur. Sayın Başbakan, bu akılları kimden almaktasın? Türk ve İslam olmanın neresi ayrımcı, neresi dışlayıcıdır? Bu sakat mantık Türklüğü etnik kimlik mertebesiyle İslam'ı da küresel bir oyun olan dinler arası diyalog mantığıyla ele almaktadır. Bu alınan karar, Türk ve İslam olmaya duyulan tedavisi olmayan alerjinin bir yansımasıdır ki bunu da şiddetle reddediyoruz.''

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler