Bahçeli: Meclis, saygı duyulması gereken karar bir almıştır

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 3. yargı paketinin yürürlüğe girmesinin ardından özellikle de 12 Eylül öncesi olaylarından dolayı tutuklu ülkücülerin serbest bırakılmasına gösterilen eleştirilere tepki gösterdi.

Bahçeli: Meclis, saygı duyulması gereken karar bir almıştır

Bahçeli, Marksist ve bölücü kesim ile ülkücülere gösterilen ayrımcılığın ortadan kalktığını belirterek, "Bu adaletsizliğin ve eşitsizliğin düzeltilmesi için Meclis’te saygı duyulması gereken bir karar alınmış ve bu doğrultuda irade tecelli etmiştir." dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti merkezinde yaptığı basın toplantısında son günlerde tartışılan konular hakkında değerlendirmelerde bulundu. 3. yargı paketinin yürürlüğe girmesinin ardından tutuklu bazı ülkücülerin serbest bırakılmasına yapılan eleştirilere tepki gösteren Bahçeli, "12 Eylül öncesindeki olaylardan dolayı cezaevinde tutulurken tahliyelerine karar verilen bazı ülkücülerin maruz kaldıkları muameleler ve hakaretler bu çevrelerin nasıl haddi ve seviyeyi aştıklarını gayet net olarak göstermiştir. Öz ve özet olarak, 12 Eylül öncesinde Marksist ve bölücü kesimin sayısız cinayetleri anayasal düzene karşı işlenen tek suç kategorisine sokularak yalnızca bir cezaya çarptırılması, buna karşılık ülkücülerin suçlanmasına neden olan her olayın adli suç kapsamına alınarak ayrı ayrı değerlendirilmesi geçmişte haksız ve eşitsiz bir uygulamanın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu adaletsizliğin ve eşitsizliğin düzeltilmesi için Meclis’te saygı duyulması gereken bir karar alınmış ve bu doğrultuda irade tecelli etmiştir." diye konuştu.

Bu konuda özellikle de eski tüfekler diye tabir ettiği ana muhalefet partisi sözcülerini, medya ve değişik sivil toplum kuruluşlarına tepki gösteren Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: "Özellikle CHP’nin bölücülük konusunda heyecanlı ve istekli bir genel başkan yardımcısının, Meclis’i sözüm ona katilleri kurtarma yeri olarak göstermeye çabalaması asıl ve gizli çarpık anlayışını deşifre etmesi bakımından anlamlı olmuştur. Manşetler Bahçelievler’deki yedi TİP’linin öldürülmesini tekrar ısıtmış, bunun üzerinden ülkücü düşmanlığı yeniden hortlatılmak istenmiştir."

"Bu hayasız, vicdansız ve insafsız propaganda medyada hasbelkader yer bulmuş eski militanlar tarafından sürekli servis edilmiştir.” diyen Bahçeli, son günlerde bu konu hakkında atılan bazı gazete manşetlerini sıraladı: "Katilleri kurtarıyorlar, Aydınlık, 11 Temmuz 2012 - Hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Milliyet, 11 Temmuz 2012 - Katliamcılar dışarıda, Sözcü, 11 Temmuz 2012 - Katiller özel reformla serbest, Taraf, 11 Temmuz 2012 - Katiller demokrasisi, Yurt, 12 Temmuz 2012."

Bahçelievler olayının üzerinde tezgah kurarak ülkücü avına çıkılmak istendiğini vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti. "1980 öncesinde binlerce milliyetçi-ülkücüye nasıl kıyıldığını insanlıkları az da olsa iflas etmemişse hatırlamaya çalışmalıdır. Meydana çıkan şu çelişki abidesine bakınız ki, Bahçelievler’deki yedi TİP’linin ölümünü istismar ederek bitmeyen bir husumetin temsilciliğine soyunanlar, mesela 18 Eylül 1979 tarihinde Adana Endüstri Meslek Lisesi Lojmanlarında altı ülkücü öğretmen kardeşimizin canice katledilmesini nedense hiç ağızlarına almamışlardır.Hükümetin ideolojik nakille monte edilmiş bir bakanın serbest kalanlar için dile getirdiği, 'vicdan azabı çekiyorum' ifadeleri gerçekten de samimiyse, bu şahsın gereğini yapıp görevinden istifa etmesi erdemli ve makul bir davranış olarak değerlendirilecektir."

"1980 ÖNCESİ OLAYLAR İNCELENEBİLİR"

1960 sonrasında meydana gelen tüm olayların neden ve sonuçlarıyla masaya yatırılması ve tarafsızca ele alınması gerektiğini söyleyen Bahçeli, "Kimin şiddet yanlısı, kimin saldırı meraklısı ve kimin elinde silahlarla olayların başlatıcısı olduğu tespit edilmelidir. Gerekirse Meclis’te kurulacak bir komisyon marifetiyle 1980 öncesinin tüm olayları incelemeye tabi tutulmalıdır." dedi.

Diyarbakır’da yaşanan olaylarla ilgili olarak ise Bahçeli, İmralı canisine özgürlük kampanyaları hükümetin müsamahakar tavrı altında sürdürüldüğünü iddia etti. Amaçların İmralı üzerindeki tecridin kaldırılması olduğunu belerten Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın Leyla Zana görüşmesini şu sözlerle eleştirdi: "Türk milletinin kritik bir eşikte olduğunu görmekten aciz olan Başbakan’ın, Zana’ya mahalle baskısı var diyerek arka çıkması aslında her şeyi tekrar vuzuha erdirmiştir. Yoksa Başbakan’ın Zana merakı anlık ve laf olsun diye belirmiş ve ortaya çıkmış bir husus değildir. Anlaşıldığı kadarıyla, 30 Eylül’den itibaren son dönemini yaşayacak olan Başbakan Erdoğan’ın, küçük partileri yutarak Cumhurbaşkanlığı seçimine cephe kazan bu zihniyetin, bölücü halkayı da yanında tutmak için hazırlıklar yaptığı görülmektedir."

"BAŞBAKAN, TURUNÇGİLLER FAMİLYASINA KİMİ ARZULUYORSA ONU DAVET EDEBİLİR"

Bir gazetecinin Başbakan Erdoğan'ın HAS Parti ile bütünleşme davetini hatırlatması üzerine ise Bahçeli, partilerin büyüme stratejilerini yakından takip ettiklerini fakat ilgilenmediklerini belirtti. Bahçeli, "Adeta turunçgiller familyası genişletiliyor. Malum turunçgillerin içerisinde turunç, limon, greyfut, portakal bulunmaktadır. Turunçgiller familyası kapsamı içerisinde kimlerin olmasını arzuluyorsa Başbakan'ın daveti yerinde olacaktır diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

CİHAN

Kaynak: Diyarbakır Söz