Cezaevine girerken "komutanım başaramadık" demiş

15 Temmuz darbe girişimi kapsamında tutuklanan eski 2. Ordu Komutanı Adem Huduti ile bazı generaller, subay ve astsubaylarla erlerin aralarında bulunduğu 76 şüpheli hakkında Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, eski 7. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık'ın cezaevi girişinde Huduti'ye "Olmadı işte komutanım, başaramadık" dediği belirtildi.

Cezaevine girerken

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15  Temmuz'daki darbe girişimiyle ilgili tutuklanan eski 2. Ordu Komutanı Orgeneral  Adem Huduti ile bazı generaller, subay ve astsubaylarla erlerin de aralarında  bulunduğu 76 şüpheli hakkındaki iddianamede, eski 7. Ana Jet Üs Komutanı  Tuğgeneral Emin Ayık'ın cezaevi girişinde Huduti'ye "Olmadı işte komutanım,  başaramadık" dediği belirtildi.

Malatya Cumhuriyet Başsavcı Ergül Yılmaz ve Başsavcı Vekili Mehmet  Badem tarafından hazırlanan ve 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 165  sayfalık iddianamede, eski 2. Ordu Komutanı Orgeneral Huduti, bir numaralı  şüpheli olarak yer alıyor.

FETÖ/PDY'nin kuruluşu, amacı, sosyo-kültürel ve zihinsel yapısı,  örgütün yönetim modeli, örgütün hiyerarşik yapısı, paralel devlet kurma çabaları,  örgütün istihbarat ağı ve illegal yapılanması, örgütün haberleşmede kullandığı  teknikler, baskı oluşturma teknikleri, siyasi baskı ve propaganda araçları gibi  bilgilerin yer aldığı iddianamede, "Örgütün siyasetle ilişkisi faydacı ve hatta  fırsatçı temelde olup, öncelikle siyaset ve kurumları üzerinde etkili olarak  kadrolaşmanın önünü açmayı, elemanlarını etkili konumlara taşımayı, onların  korunup kollanmasını sağlamayı hedeflemektedir." ifadelerine yer verildi.

Örgütün şifreli mesajlaşma programı "ByLock", 1 dolar hakkındaki  tespitler ve FETÖ'nün 15 Temmuz tarihinde gerçekleştirdiği darbe girişimiyle  ilgili bilgilerin yer aldığı iddianamede, şüpheli eski 2. Ordu Komutanı Orgeneral  Adem Huduti'nin "Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan 'Harekat Yıldırım'  öncelik dereceli gizli mesaj formunda '2. Ordu Komutanlığı görevine devam'  şeklinde tekrar görevlendirildiğinin tespit edildiği" ifade edildi.

Sıkıyönetim Mesaj Formunun gelmesini müteakip, darbe teşebbüsünde  bulunan diğer şüpheliler Mustafa Serdar Sevgili, Zeki Karataş, Bahadır Erdemli ve  Binbaşı Eyüp Kök'ün Adem Huduti'nin konutuna gittikleri, mesaj formuyla ilgili  Adem Huduti ile görüştükleri, konuta sonradan gelen Sedat Kaya'nın da dahil  olmasıyla saat 23.20 sıralarında 2. Ordu Karargahına geldikleri, 23.30  sıralarında karargahta bulunan makam odasına girdiği, daha sonra da saat 00.03  sıralarında Ordu Komutanlığına giriş yapan Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni  Angun'un komuta katı koridorunda Tuğgeneraller Mustafa Serdar Sevgili ve Zeki  Karataş ile kısa bir süre görüştükten sonra Albay Bahadır Erdemli'nin de hazır  olduğu Adem Huduti'nin odasına gittikleri kaydedildi.

İddianamede, "Sayın Cumhurbaşkanının telefonla canlı yayına katılarak,  millete verdiği mesajlara rağmen, 2. Ordu Komutanı olan şüphelinin bu yönde bir  açıklama yapmadığı, 16/07/2016 günü saat 02.00 sıralarında Malatya Valisinin 2.  Ordu Komutanı ile irtibata geçebildiği, bu saate kadar 2. Ordu Komutanı olan  şüphelinin il valisiyle irtibat kurmadığı, kurulan bu irtibat üzerine Malatya  Valisinin kendisinden 2. Ordu'da herhangi bir sıkıntının olmadığı, bu kalkışmaya  karşı olunduğu yönünde bir mesaj yayınlanmasının istendiği ancak bu talep üzerine  saat 03.06 sıralarında  '2. Ordu Bölgesindeki bütün birliklerin kışlalarında ve  emir komuta zinciri dışında bir faaliyet içerisinde olmadığı milletimizin  bilgisine sunarım...' şeklinde başlayan bir mesaj yazarak Malatya Valisine  WhatsApp üzerinden mesajın fotoğraflanarak gönderildiği, valinin de bu mesajı  Anadolu Ajansı aracılığı ile yayınlattığı, bu mesajın Kara Kuvvetleri  Komutanlığına gönderildiği anlaşılmıştır." ifadelerine yer verildi.

Huduti'nin odasına uzun namlulu silahla girilmemiş

Alınan ifade ve kamera kayıtlarının incelendiği aktarılan iddianamede,  şüpheli Huduti'nin makam odasına girişi ve çıkışı esnasında kendisine karşı  herhangi bir zor kullanma olmadığı, makam odasında iken Albay Bahadır Erdemli,  Tuğgeneral Zeki Karataş, Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili'nin Adem Huduti'nin  emir subayı olan Sedat Kaya nezaretinde içeriye defalarca girip çıktıkları, giriş  çıkışlarında askeri nizama uydukları, makam odasının iki kapısının olduğu, bu  kapılardan birinde Koruma Astsubayı Fatih Gürcan, diğerinde ise Hacı Eyyip  Özcan'ın bulunduğu, bu nedenle bu odaya hiçbir zaman uzun namlulu silah ile  girilmediği, Albay Erdemli'nin sadece bir kere uzun namlulu silah ile içeriye  girmeye çalıştığı ancak emir subayı Kaya tarafından uzun namlulu silahın alınarak  içeriye silahsız girmesinin sağlandığı kaydedildi.

"Olmadı işte komutanım, başaramadık"

Şüphelilerden Kemal Keskin'in beyanında, Huduti ve Angun'un kendileri  ile hareket ettiğini, kendilerine aksi bir bilginin ulaşmadığını ifade ettiği  belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Şüpheli Adem Huduti'nin tutuklandıktan sonra, diğer şüpheliler Avni  Angun ve Emin Ayık ile Malatya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Düzce T Tipi  Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna sevki sırasında, Düzce T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu  girişinde, mahkum kabul bölümünde ilk kez karşılaştıkları, şüphelilerin kişisel  malzemelerinin bulunduğu yere gittikleri sırada Adem Huduti'nin daha önceden  görüşmediği ve araçtan indirildiği yerde gördüğü şüpheliler Avni Angun ve Emin  Ayık'a 'Ne yaptınız çocuklar, beni de yaktınız' şeklinde beyanda bulunduğu, 7.  Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık'ın da 'Olmadı işte komutanım,  başaramadık' şeklinde karşılık verdiği, Avni Angun'un da 'biz ve sizi' şeklinde  söylemde bulunduğu, şüphelilerin sevkine refakat eden jandarma görevlileri İ.M,  S.K. ve R.P'nin beyanları ile 23/07/2016 tarihli tutanaktan anlaşılmıştır."

2. Ordu İnönü Kışlası'ndan içeriden dışarıya doğru emniyet ve jandarma  kuvvetlerine ateş açıldığı, darbecilerin etkisiz hale getirilmesi ve  yakalanmaları amacıyla İnönü Kışlası'na müdahale kararı alındığı aktarılan  iddianamede, içerideki darbecilere destek amaçlı Altay Kışlası'ndan zırhlı  araçların yola çıktığı, bir tanesinin yolda arızalandığı, diğerinin ise kışlaya  girebilmek adına duvarı yıkarak geçmek istediği ancak duvarda askıda kaldığı,  daha sonra bu zırhlı araçtan kışla içerisine girmiş olan emniyet güçlerine ateş  edildiği, bu sırada 2. Ordu Komutanı şüpheli Adem Huduti'nin valiyi telefonla  arayarak, kışladaki darbecilere müdahale için giren jandarma veya emniyet  kuvvetlerinin geri çekilmesini, darbecileri ikna etmeye çalıştığını, kan  dökülmesini istemediğini söylediği ancak bu talebinin vali tarafından geceden  itibaren müdahale edilmediğini, beklendiğini, bu saate kadar hiçbir gelişme  olmadığını, aksine içeriden dışarıya güvenlik kuvvetlerine yönelik ateş  açıldığını hatta zırhlı araçların darbecilere yardım için geldiğini, bu zırhlı  araçtan güvenlik güçlerine ateş açıldığını, bu sebeple müdahalede bulunacağı  hususunda kararlı olunduğunun söylendiği, bu görüşmenin valinin telefonunun  hoparlörünün açık olması sebebiyle yanında bulunan İl Emniyet Müdürü ve  Cumhuriyet Başsavcısı tarafından da duyulduğu aktarıldı.

Huduti, Başsavcıyı da aramış

İddianamede, daha sonra 2. Ordu Komutanı şüpheli Adem Huduti'nin  Cumhuriyet Başsavcısı Ergül Yılmaz'ı cep telefonundan arayarak "Başsavcım, Vali  bey heyecanlı davranıyor. Kendisine söyleyin, ben darbeci askerleri iknaya  çalışıyorum, jandarma ve emniyet kuvvetlerini geri çeksin." dediği kaydedilen  iddianamede, şunlar yer aldı:

"Ancak kendisine 'sabaha kadar aynı şeyleri söylediniz, bu saate kadar  bir gelişme olmadı, içeriden sürekli ateş ediliyor, hatta dışarıdan darbecilere  yardım için zırhlı araç geldi. Bu araçtan polis ve jandarmaya ateş edildi'  şeklinde söylendiği, bunun üzerine şüpheli Adem Huduti'nin 'Başsavcım, bir  listeden bahsediliyor, bu liste sizde var mı? Eğer varsa kimler var? Söylerseniz  biz de dostu, düşmanı biliriz, ona göre tedbir alırız' şeklinde talepte bulunduğu  ancak Cumhuriyet Başsavcısının söz konusu Harekat Yıldırım mesajı ve ekindeki  görevlendirme listesi bulunmasına rağmen, bu hususun Cumhuriyet Başsavcılığı  tarafından bilindiğinin öğrenilmemesi ve başka türlü hareket etmelerinin  engellenmesi  amacıyla 'böyle bir liste bizde yok' şeklinde karşılık verdiği, bu  konuşmaların da Cumhuriyet Başsavcısının telefonunun hoparlörü açık olduğu için  orada bulunan vali ve emniyet müdürü tarafından duyulduğu, esasen, şüpheli alınan  savunmasında, Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan 'Harekat Yıldırım' emri  ve ekindeki görevlendirme listesinin 15/07/2016 günü geceleyin konutuna  getirildiğini hatta bu emri incelediğini, bu emrin kanunsuz olduğunu anladığını,  sonrasında karargaha geçerek, orada da ayrıntılı incelediğini hatta söz konusu  emrin üzerine bu emrin kanunsuz olduğunu ve uygulanamayacağını şerh düştüğünü  ifade ettiği, dolayısı ile Cumhuriyet Başsavcısından sorduğu listenin esasen  kendisi tarafından bilinmesine rağmen, bu hususun Cumhuriyet Başsavcılığımız  tarafından bilinip bilinmediğini öğrenmeye matuf bir amaç taşıdığının açık olduğu  anlaşılmıştır."

Şüpheli Adem Huduti'nin ikametinde yapılan aramada, harici harddisk,  CD/DVD, flash bellek, cep telefonu, sim kart ile K23937553A Seri numaralı 1 adet  2 Amerikan Doları'nın ele geçirilerek muhafaza altına alındığı aktarılan  iddianamede, makam odasında ise Huduti'nin el yazısı ile yazıldığı bildirilen  "Darbeye iştirak edenler" başlığı ile başlayan ve 16 ismin yer aldığı bloknottan  koparılmış bir sayfadan ibaret yazılı belge, "Bilgi notu" ile başlayan "Konu:  Kışlayı izinsiz terk eden 2. Tb.K" ibaresi ile başlayan imzasız bir  belge ile bu  belgelerin altında "Hizmete özel" ve "Gizli" ibareleri taşıyan 16 Temmuz 2016  tarihli darbeye kalkışan kişilerce çekilmiş mesajları içeren belgelerin bulunduğu  belirtildi.

Angun, 6 kişilik keşif uçağı hazırlanması talimatı vermiş

İddianamede, eski 2. Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun'un ise  Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan  "Harekat Yıldırım" öncelik dereceli  gizli mesaj formunda "Malatya Sıkıyönetim Komutanı" olarak görevlendirildiği  kaydedildi.

  İddianamede, "Şüpheli Avni Angun'un 15.07.2016 tarihinde saat 20.30  sıralarında 2. Ordu Karargahından çıkıp konutuna vardığı ve araçtan inmeden  şoförü Feridun Palaska'ya karargaha dönerek tıraş takımını alıp, getirmesini  söylemesi ve şoförün karargaha gidip, nizamiyeden içeri girmek isterken Kemal  Keskin'in içeriye bırakmaması ve küfretmesi bu olayı şoförün dönüp, Avni Angun'a  söylemesi ve kendisinin de gülerek 'sabah alırız' şeklinde söylemesinin, esasen  darbeden daha önceden haberdar olduğunun ve nizamiyelerde gerekli tertibatın  alınıp alınmadığının kontrolü amaçlı olarak yapıldığı" belirtildi.

Darbeci diğer rütbeliler

İddianamede, eski 2. Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Mustafa  Serdar Sevgili'nin ise Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan Darbeye Teşebbüs  Mesaj Formunda "Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı" olarak atandığı, şüphelinin  darbeye teşebbüs olayından önceden haberdar olduğu ve darbeye teşebbüs eden diğer  şüpheliler ile hazırlıklar yaptıkları, şüphelinin kalkışma olayının hemen  öncesinde nizamiye bölgelerinde önlemlerin arttırılması, ani müdahale  mangalarının hazır edilmesi ve Avni Angun'un konutunun güvende tutulması için  personel görevlendirilmesi yaptığı kaydedildi.

Öte yandan, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı, Malatya 2. Ordu  Komutanlığında görevli, darbeye teşebbüs suçlamasıyla gözaltına alınan 197 er  hakkında takipsizlik kararı verdi.

Kaynak: Diyarbakır Söz