CHP TBMM Grup toplantısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kürsü dokunulmazlığı hariç dokunulmazlıkların kaldırılmasını isteyerek, ''Sevgili vatandaşlarım, siz TBMM'de ihaleye fesat karıştıran, yolsuzluk yapan, halkını değil, cebini düşünen bir milletvekili ister misiniz?'' diye sordu.

CHP TBMM Grup toplantısı

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu'nun, TOKİ'deki yolsuzlukları gündeme getirdiğini, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın, TBMM Genel Kurulu'nda buna itiraz ederken, daha sonra TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul ettiğini söyledi.

Başbakan'ın, bu itirafın ardından hemen telefona sarıldığını, ''Konuşurken dikkatli olacaksın, yazılı metnin dışına çıkmayacaksın''; bakanın danışmanlarına ise, ''Aman ha bakana yanlış bir şey söyletmeyin, yazılı metni dikkatli hazırlatın, yolsuzlukları kabul etmesin''  dediğini savunan Kılıçdaroğlu, Bakan Erdoğan'ın da ''Başbakan beni fırçaladı'' ifadesini kullandığını ifade etti.

''Virtüoz gibi''

Bayraktar'a, ''Bu telefon görüşmesinden sonra devleti kime soydurduğunu acaba anladın mı?'' diye soran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sana kim telefon edip, 'aman dikkatli konuş' diyorsa, bil ki devleti soyduran odur. 'Sesini kes, malı götürüyoruz, çaktırma' diyor. Başbakan, daha nedesin? 'Devleti soyan yabancı değil, biziz, niye kalkıp itiraf ediyorsun' diyor. Baltayı taşa vurduğunu gördün, paşa paşa fırçanı yedin, oturdun yerine. Şimdi devleti kimin soyduğunu, kimlerin soydurduğunu daha iyi gördün mü? Artık anlamıştır herhalde, bundan sonra Erdoğan, patronunu ispiyonlamayacaktır.

Nazım Hikmet, 'Abidin bana mutluluğun resmini yapabilir misin?' der. Ben de bu iki Erdoğan'a sormak isterim, bana yolsuzluğun resmini yapabilir misiniz? Resmini yaparlar, romanını yazarlar, filmini çekerler. Buradan yolsuzluk konusunda duyarlı olan bütün sivil toplum örgütlerine sesleniyorum; Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a yolsuzluk konusunda bir ustalık belgesi hazırlasınlar. 'Ben usta oldum' diyor ya bizim Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yolsuzluk konusunda usta olan bir kişi var, onun adı da Recep Tayyip Erdoğan. Çalarken bir virtüoz gibi çalıyor, böyle çalmak da her babayiğidin haddi de değil, hakkı da değil. Beyefendi götürecek. 'Ben yürütme organının başıyım' diyor. Biz biliyoruz zaten yürütme organının başı. Deniz Feneri sanıkları niye ellerini kollarını sallayarak geziyor, yolsuzluk yapanlara niye hesap sorulmuyor; işte bunun için. Sırtını daya Erdoğan'a istediğin kadar çalabilir, götürebilirsin. Sırtını dayamıyorsan olmaz. Türkiye'nin ve bütün yurttaşlarımızın unutmamasını istiyorum; siz soyuluyorsunuz. Bunlar yeri gelince kul hakkından söz ederler, götürdüğün yetmedi mi senin, öbür dünyaya mı götüreceksin? Ben bunu söylerken, birileri 'Biz de gidip sırtımızı dayayalım, malı götürelim' diye düşünebilirler. Sakın öyle düşünmeyin, bunların ciğerine kadar dokunacağım, asla izin vermeyeceğim.''

''Doğru kişi değil''

Kılıçdaroğlu, medyada ahlakı egemen kılacağı söylenen RTÜK'ün başına, ''Deniz Feneri davasında malı götüren insanların'' getirildiğini öne sürerek, pratiğin, deneyimin Deniz Feneri'nden kazanıldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a, ''Şu anda işsiz güçsüz geziyor, önümündeki günlerde Kızılay'ın başına getir, orada malı daha iyi götürür'' diye seslendi.

Ombudsman seçimine işaret eden Kılıçdaroğlu, kamu denetçisinin; iktidara, güce karşı bireyi savunan, emin kişi anlamına geldiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, ''Seçimini birilerine borçluysan, onun söylediklerini yapıyorsan, onun emrinden çıkmıyorsan, geçmişinde karanlık noktalar varsa kimse kusura bakmasın sen emin kişi olamazsın. Şimdi Meclis'e gelecek, yemin edecek. Doğru kişi değil. Herkesin kabul ettiği bir kişi, emin kişi olması lazım. İşi ehline verdiğiniz zaman bir anlam ifade eder'' diye konuştu.

''Venezuela'da mı kucaklaştılar''

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, dokunulmazlıklar konusunda en ilkeli tavrı koyan partinin CHP olduğunu ifade etti.

Kürsü dokunulmazlığı hariç dokunulmazlıkların kaldırılması çağrısını yineleyen Kılıçdaroğlu, ''Sevgili vatandaşlarım, siz TBMM'de ihaleye fesat karıştıran bir milletvekili görmek ister misiniz? TBMM'de yolsuzluk yapan bir milletvekili ister misiniz? TBMM'de halkını değil, cebini düşünen bir milletvekili ister misiniz?'' diye sordu. Salonda bulunanlardan ''Hayır'' yanıtı alan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

''Biz de istemiyoruz. Kürsü dokunulmazlığı hariç, gelin bütün dokunulmazlıkları kaldıralım. Neden korkuyoruz? Sayın Erdoğan'a seslenmek istiyorum, yargı zaten senin emrinde, yeri gelince talimat da vereceksin, belki bizi hapse de atacaklar. Ama demokrasi uğruna bedel ödemekten hiçbir CHP milletvekili kaçınmayacaktır. 'Öyle yapmayacağız efendim, ben kabak gibi milletvekili seçeceğim, senin dokunulmazlığını kaldırıyorum, canım öyle istedi. Seninki devam etsin, yolsuzluk; zaten aynı kulvardayız, devam. Olur mu böyle anlayış. Ya hep ya hiç. Dokunulmazlıkları adam gibi getir; göreceksin 135 milletvekili dokunulmazlıkların kaldırılması için ellerini kaldıracaklar.

Terör örgütü mensuplarıyla kucaklaşmayı asla kabul etmiyoruz. Halkın oyuyla seçilmiş hiçbir milletvekili, terör örgütü mensuplarıyla kucaklaşmaz, kabul etmiyoruz, doğru da bulmuyoruz. Ama bir soruyu sormaktan kendimi alıkoyamıyorum. Bunlar Venezuela'da mı kucaklaştılar acaba? O ülkede Başbakan yok muydu? Gazetelerde haber var; askerlerimizin görev süresi dolunca, kara yolu güvenli olmadığı için hava yoluyla getirecekler. Nerede oluyor bu; Türkiye Cumhuriyeti'nde. Bu ülkenin Başbakan'ı niye bunlarla ilgilenmiyor? Bu sorunu çözmenin başka yollarının olduğunu neden düşünmüyor? Ülkemizi, halkımızı seviyoruz. Ülkemizin birliğine, bütünlüğüne inanıyoruz.''

AA

Kaynak: Diyarbakır Söz