Davutoğlu, Demirtaş'a gönderdi! ' "Bir anda şimdi cuma namazını hatırladılar'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Demirtaş'ın cuma namazı çağrısında bulunmasına ilişkin, "Bir anda şimdi cuma namazını hatırladılar. Düşünün, Marksist, Leninist bir örgüt. Arkasından geçtiğimiz aylarda Diyarbakır'da Fatih Paşa Camii'ni yakanlar bunlar, ezanları susturup birtakım marşlar söyletenler minarelerden bunlar, Hz. Peygambere açıkça hakaret eden milletvekili barındıranlar bunlar" dedi.

Davutoğlu, Demirtaş'a gönderdi! '

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Demirtaş'ın cuma namazı çağrısında bulunmasına ilişkin, "Bir anda şimdi cuma namazını hatırladılar. Düşünün, Marksist, Leninist bir örgüt. Arkasından geçtiğimiz aylarda Diyarbakır'da Fatih Paşa Camii'ni yakanlar bunlar, ezanları susturup birtakım marşlar söyletenler minarelerden bunlar, Hz. Peygambere açıkça hakaret eden milletvekili barındıranlar bunlar" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirdikleri görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi.

Davutoğlu basın toplantısında, 29 Kasım'da Brüksel'de gerçekleştirilen Türkiye-AB Zirvesi sonrası Türkiye-AB ilişkilerinin yeni bir aşamaya geçtiğini belirterek, "Birçok konuyu ele aldık. Bu eylem planıyla Türkiye-AB ilişkileri yeni bir aşamaya geçti. Birincisi Türkiye-AB entegrasyonunun hızlanması, ikincisi gerikabul anlaşmasıyla vize muafiyetinin birlikte devreye girmesiyle ortaya çıkan iradedir. Üçüncüsü, özellikle yeni bir tabiri caizse yeni şartlara uyumlu olarak genişletilmesi gümrük birliğinin. Dördüncüsü, özellikle Suriye başta olmak üzere uluslararası alanda yaşanan sorunların Türkiye-AB ilişkileri yeni bir çerçeve çizmesi. Mülteciler sorunu çok daha yoğun çalışmamız gereken bir alanı ortaya çıkardı" ifadelerini kullandı.

Özellikle Suriye'deki gelişmeler ve mülteciler sorununun Türkiye ve AB üzerinde oluşturduğu baskı ve çözüm yollarının bugünkü görüşmede ele alındığını anlatan Davutoğlu, "Suriye krizinden ne Türkiye ne Avrupa sorumludur. Suriye krizinin sorunları, halkına zulmeden rejim, terör örgütü ve uluslararası aktörler. Fakat, bunun bedelini Türkiye ve AB ödüyor. Türkiye'de 2.7 milyon mülteci var. Ekonomik niyetle gelen istismarcılar da var. Bu da bir sektör oluşturdu dünyada insan kaçakçılığı anlamında" dedi.

Fronteks ve NATO'nun devreye girmesiyle nasıl tedbirler alınacağının da görüşüldüğünü anlatan Davutoğlu, 3 milyar Euro'luk kaynağın nasıl kullanılacağı konusunun da görüşmede ele alındığını ifade etti.

DEMİRTAŞ'IN CUMA NAMAZI ÇAĞRISI

Bir gazetecinin, "HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 'Yarın cuma namazı için bütün halkımızı birlikte Cuma namazını kılmaya davet ediyoruz' şeklinde çağrıda bulundu. Nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna Davutoğlu, "Her şeyden önce dün bütün provokasyonlara, şiddet, terör saldırısına rağmen bu çağrılara kulak asmadan Diyarbakır'da vakur bir duruş sergileyen vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Dün çağrılar yapıldı, provokasyonlar ama Diyarbakır halkı bunlara hiç yüz vermedi, çünkü ben de her hafta sonu bölgedeyim, geçen hafta Bingöl'deydim. İlçelere kadar gidiyorum, bölge halkı Türkiye'nin huzuru ve istikrarının ne demek olduğunu biliyor. Çevrede yanan ateşe Türkiye'yi sürüklemek isteyen, bölücü terör örgütüne karşı da basiretli bir tavır sergiliyor. Diyarbakır'ın bu provokatif çağrılara kulak asmaması çok anlamlıdır" cevabını verdi.

"DEMİRTAŞ'IN BİR TUTUMUNA DİKKAT ÇEKMEK İSTİYORUM"

"Demirtaş'ın bir tutumuna dikkat çekmek istiyorum" diyen Davutoğlu, "Özellikle de Doğu ve Güneydoğu'daki Kürt vatandaşlarımıza seslenerek ifade ediyorum. Cizre'de haftalarca operasyonlar sürdü, Cizre'nin Silopi'nin bütün bu terör unsurlarından arınması için mücadele ettim ama ne zamanki gerçek anlamda terör örgütlerinin ele başlarına yaklaşıldığı an söz konusu oldu, birden Demirtaş, 'Cizre'de bina hikayesi söz konusu oldu'. Peki aylarca niye bu konularda ses vermediniz? Çünkü, onlar o barikatların arkasında kandırılmış o gencecik çocukları düşünmezler. İsterler ki daha çok genç ölsün. Ne zaman ki o gençleri sürükleyen çetenin elebaşlarına geldiğinde, son anda onların ele başlarına geldiğinde, birden bu elebaşıları nasıl kurtarırız diye çaba içine giriyorlar. Cizre'de bunu yaptılar. Bizler orada hayatını kaybeden aldatılmış gençler için de üzülüyoruz. Diyarbakır, Cizre, Silopi'nin bu gerçeği görmesini istiyorum. O gencecik çocukları aldatıp, karanlık bir geleceğe gönderenler, kendi elebaşılarına sıra geldiğinde birden onları kurtarmak için çaba sarf ediyorlar. Günlerdir biz Diyarbakır'da çağrıda bulunduk. Valimizi de söyledim, çıkmak isteyenlere her türlü kolaylığı gösterin. Hiç kimse adalet önüne çıkarılmadan cezalandırılmaz. Ta ki elindesilah olup da bugün İstanbul'da olduğu gibi terör saldırısında bulunmamış olsun. Yine, Sur'da kim adalete teslim olmak isterse hayatı teminat altındadır" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Demirtaş'ın meselesi bu değil, Demirtaş'ın meselesi halkı sokağa dökmek, aynen Suriye'de Irak'ta yaşanan tablolar gibi şeyle Türkiye'nin geleceğini karartmak. Biz, buna izin vermeyiz. Sur'u ben Demirtaş'tan çok daha iyi bilirim ona aşkla bağlıyım, Diyarbakırlı onu iyi bilir. Yapmak istediği şey şu, psikolojik ortam oluşturup gerginlikleri kışkırtarak bir çatışma ortamını teşvik etmek. Bir anda şimdi cuma namazını hatırladılar. Demek ki ben yeni duydum ama böyle bir çağrı yaptıklarına göre. Düşünün, Marksist, Leninist bir örgüt. Arkasından geçtiğimiz aylarda Diyarbakır'da Fatih Paşa Camii'ni yakanlar bunlar, ezanları susturup birtakım marşlar söyletenler minarelerden bunlar, Hz. Peygambere açıkça hakaret eden milletvekili barındıranlar bunlar. Şimdi birden, etnik ırkçılık ile Diyarbakır halkını ayaklandıramadılar, Diyarbakır halkı onlara itibar etmedi, şimdi de cuma namazı gibi dinimizin kutsal bir ibadetini kullanarak güya kendilerini halka yakın görünmek isterler. Demirtaş bilsin, herkes onu da tanır, herkes bu toprakların kültürüne, düşüncesine inancına onların ne kadar uzak olduğunu bilir. Dolayısıyla, bizim Diyarbakır'da da Sur'da da Türkiye'nin her yerinde tek hedefimiz var kamu düzenini ihdas etmek, insan haklarını teminat altına almak, herkesin hayat hakkını, mal ve namus emniyetini sağlamak. Bunu kim tehdit ederse, hangi terör örgütü ve kim tehdit ederse, buna karşı da gerekli tedbirleri almak. Başka zaman cuma namazını hatırlamayanların bir anda bunu hatırlamasını da basiretli Diyarbakır halkının dikkatine sunuyorum."

AHMET DAVUTOĞLU BİYOGRAFİSİ

Türk siyasetçi, uluslararası siyaset uzmanı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı. Ahmet Davutoğlu, 26 Şubat 1959 tarihinde,Taşkent, Konya’da dünyaya geldi. Annesi Memnune Hanımdır. Babası Mehmet Bey tekstil ve ticaretle uğraşıyordu. Annesi Memnune Hanım o 4 yaşındayken öldü. Annesinin vefatı üzerine babasıyla birlikte İstanbulFatih'e taşındı. Babası kısa zamanda Sefure hanım ile ikinci evliliğini yaptı. Ahmet Davutoğlu yeni annesini kısa zamanda benimsedi. İlkokulun ilk dört yılınıİstanbul'da Hacı Süleyman Bey İlkokulu'nda okudu, ardından ilkokulu İstanbul Bahçelievler'de bitirdi. Orta öğrenimini İstanbul Erkek Lisesinde, yüksek öğrenimini ise Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi ve Siyaset Bilimi alanlarında tamamladı. 1984 yılında, üniversite eğitimini bitirmesinin ardından, gene Boğaziçi’nde Kamu Yönetimi alanında yüksek lisans, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler’de ise doktorasını tamamladı.

Doktorasını tamamladıktan sonra 1990 yılında Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’nde yardımcı doçent olarak çalışmaya başladı. Bu üniversiteye kazandırdığı Siyaset bölümünde, bölüm başkanı olarak göreve atandı ve de 1993yılına kadar bu görevi sürdürdü. Ahmet Davutoğlu, Eşi Sare hanım ve iki kızı ile beraber 1990`ın ilk aylarında gittikleri Malezya’da Kuala Lumpur`da, Çinmahallesinde bir ev tutup yerleştiler. 1995 yılında Türkiye`ye döndüler.

1993 yılında doçent oldu, 1995 – 1999 yıllarını Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde akademik eleman olarak geçirdi.

1998-2002 arasında, Harp Akademisi’nde misafir öğretim üyeliği yaptı. 1999–2004 yılları arasında Profesör unvanı ile Beykent Üniversitesi’nde senato üyeliği ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı görevlerinde bulundu. Aynı yıllarda Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde de misafir öğretim üyeliği yaptı.

1980lerde tanıştığı Abdullah Gül başbakan olmasıyla Başbakanlık Başdanışmanı oldu. Yine İstanbul Belediye başkanlığından tanıştığı Recep Tayyip Erdoğan Başbakan olduktan sonra da bu görevine devam etti. O dönemde `gölge dışişleri bakanı` gibi dış temaslarda etkili olmaya başladı. AB ile temaslar, Kıbrıs müzakereleri, Irak savaşı gibi her alanda rol aldı.

Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve dönemin BaşbakanıAbdullah Gül tarafından, 18 Ocak 2003'te Resmî Gazete'de yayımlanan kararla büyükelçi ünvanı verildi. 11 Mayıs 2009 tarihinde, meclis dışından yapılan bir atama ile T.C. Dışişleri Bakanı ünvanını kazandı.

İngilizce, Arapça ve Almanca bilen Davutoğlu, aynı zamanda pek çok akademik eseri olan bir yazardır.

Ahmet Davutoğlu, 1984 yılından beri Kadın doğum uzmanı Dr. Sare Davutoğluile evlidir. Sefure, Memnune (d.1986), Mehmet, Hacer Büke adlarında 4 çocuğu vardır. Kızı Sefure, Yıldız Holding'in kurucusu Sabri Ülker'in kızı Ahsen Özokur’un oğlu olan 3. torunu Ahmet Özokur ile evlidir. Ahmet Özokur ile Sefure Davutoğlu 9 Mart 2015 tarihinde boşandılar. Ortanca kızı Meymune ise İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Dursun Topçu'nun oğlu Talha Topçu ile evli.

12 Haziran 2011'de yapılan genel seçimler sonucunda 24. Dönem Konya AKP. Milletvekili olarak TBMM'ye girdi. Dışişleri Bakanlığı görevine devam etti.

10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan seçimde 12. Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan'dan boşalan AK parti genel başkanlığına ve Başbakanlığa aday olarak 21 Ağustos 2014 tarihinde yine Recep Tayyip Erdoğan tarafından Ahmet Davutoğlu'nun aday olduğu açıklandı.

27 Ağustos 2014'te, Adalet ve Kalkınma Partisi 1. Olağanüstü Büyük Kongresinde Genel Başkan seçildi. 28 Ağustos 2014'te cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 62. Türkiye Hükûmetini kurmakla görevlendirildi. 6 Eylül 2014 Cumartesi günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılan güven oylaması sonucunda 133 ret oyuna karşılık alınan 306 kabul oyuyla göreve başladı.

7 Haziran 2015 tarihinde yapılan genel seçimlerde Konya'dan AKP milletvekili seçildi. Seçimlerden sonra Başbakan olarak istifasını Cumhurbaşkanına sundu. Cumhurbaşkanın Hükümet kurmakla görevlendirdiği Ahmet Davutoğlu, CHP veMHP ile koalisyon kuramaması neticesinde görevi iade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçici Hükümeti kurması için görevlendirmesi sonrasında 28 Ağustos 2015 tarihinde yeni Bakanlar Kurulu üyelerinin listesini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sundu ve onaylanarak 63. Türkiye Hükûmetini kurmuş oldu.

12 Eylül 2015 tarihinde yapılan Adalet ve Kalkınma Partisi 5. Olağan Kongresi'nde Parti Genel Başkanı seçildi. Kayıtlı 1445 delegeden 1360'ının oy kullandığı seçimde sandıktan 1353 geçerli, 7 geçersiz oy çıktı. Ahmet Davutoğlugeçerli oyların tamamını alarak yeniden genel başkanlığa seçildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 Kasım seçiminin ardından yeni hükümeti kurma görevini, seçimden birinci çıkan Ak Parti'nin Genel Başkanı ve Konya milletvekili Ahmet Davutoğlu'na 17 Kasım 2015 tarihinde verdi.

17 Kasım 2015 tarihinde aldığı görev üzerine Ahmet Davutoğlu tarafından kurulan 64. Hükümet kabinesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğantarafından 24 Kasım 2015 tarihinde onaylandı.

Eserleri

Alternative Paradigms: The Impact of Islamic ve Western Weltanschauungs on Political Theory. University Press of America, 1993

Civilizational Transformation and the Muslim World. K.L., Quill, 1994

Tarih idraki oluşumunda metodolojinin rolü: Medeniyetlerarası etkileşim açısından dünya tarihi ve Osmanlı. Divan Dergisi, 1999/2

Rewriting of Muslim Politics in the 20th Century: A Retrospective. Border Crossings (ed. Fred Dallmayr, Lexington, 2000, 91-112)

Stratejik derinlik: Türkiye'nin uluslararası konumu. Küre Yayınları, 2001

Küresel Bunalım. Küre, 2002.

Osmanlı Medeniyeti: Siyaset İktisat Sanat. Klasik, 2005

"Teoriden Pratiğe:Türk Dış Politikası Üzerine Konuşmalar". Küre Yayınları, 2013

Selahattin Demirtaş, 10 Nisan 1973 tarihinde Elazığ'ın Palu ilçesinde doğdu. Zaza kökenli olup, babasının adı Tahir, annesinin adı Sadiye'dir. 3'ü erkek 7 kardeş olan Demirtaş kardeşlerden sadece Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan DTP’nin eski Genel Başkanı Nurettin Demirtaş Üniversite eğitimini tamamlayamadı. Bir kız kardeşi avukat diğer 3 kız kardeşi üniversite eğitimlerini tamamlayarak öğretmen oldu. Diğer erkek kardeşi olan Süleyman Demirtaş tekstil mühendisi olarak çalışıyor. Ankara ÜniversitesiHukuk Fakültesi mezunu olan Selahattin Demirtaş bir süre kardeşi Aygül Demirtaş ile birlikte serbest avukatlık yaptı. Demirtaş2006 yılında (İHD) İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şube Başkanlığı yaptı. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Uluslararası Af Örgütünün Türkiye Şubesi yöneticiliklerinde bulundu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi 23. Dönem Diyarbakır Milletvekili ve 1 Şubat 2010 den itibaren (BDP)Barış ve Demokrasi Partisi eş genel başkanlığı yaptı. 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan olan 24. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde BDP'nin desteklediği bağımsız aday olarak Hakkari'den aday olmuş ve tekrar Milletvekili seçilmiştir.

İyi düzeyde Zazaca, orta düzeyde İngilizce ve Kürtçe bilen Selahattin Demirtaş, öğretmen Başak Demirtaş ile evli ve 2 çocuk babasıdır. 2004 doğumlu Kürtçede “sevgili, aziz” anlamında "Delal' adında kızı ve 22 Temmuz 2007 doğumlu Kürtçede "yürekten gelen' anlamında “Dılda” adı verilen ikinci bir kızı daha oldu.

22 Haziran 2014'te Figen Yüksekdağ ile birlikte HDP eşbaşkanlığına seçildi. Selahattin Demirtaş, 2014 yılı Ağustos ayında yapılan Türkiye Cumhurbaşkanlığı Seçimi'ne katıldı. %9.76 oy alarak 3. sırada kaldı.

7 Haziran 2015 Türkiye genel seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi (HDP)'nden İstanbul 1. bölgeden milletvekili seçildi.

Kaynak: Diyarbakır Söz