Erdoğan: Terör örgütünün eline fırsat verildi

Başbakan Erdoğan 1980 ve1990 yıllarında güvenlik güçlerinin terörle mücadele ederken yaptıkları davranışların hatalı olduğunu kabul ettiklerini açıkladı.

Erdoğan: Terör örgütünün eline fırsat verildi

Ak Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada “Doğuda 12 Eylül darbesiyle beraber insanlık dışı bir süreç yaşandı. Terörle mücadele adı altında bölge insanında çok ağır tahribatlar meydana geldi. Çocukların gözleri önünde ailelerine yapılan muameleler hafızalardan silinemeyecek travmalara yol açtı” dedi.

TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ELİNE FIRSAT VERİLDİ

Erdoğan, "Bir köye, mezraya, bir eve arama yapmak için giren güvenlik güçleri o kadar dikkatsiz davrandı ki adeta terör örgütüne istismar imkanı tanıdı. Yapılan işkenceler insanlık dışı muameleler terörün ürediği bataklığı daha da derinleştirdi." dedi.

Olağanüstü Hal'i kaldırdıklarını hatırlatan Erdoğan: "Kürt kardeşlerimiz bize şunu söylediler; 'kaldırın hali başka şey istemiyoruz.' Kaldırdık ama yine maalesef yine herhangi bir şey yok." Şeklinde ifade etti.

İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN

AK Parti ile işkenceye sıfır tolerans başladığını ifade eden Erdoğan, "Kimse şunu söyleyemez: İşkence yapılıyor. Bu konuda kararlılığımız sınırsız. AK Parti'yle birlikte başta dil olmak üzere kültürel baskı ve sindirmeler sona ermiştir. AK Parti insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla göreve gelmiş 10 yıl boyunca bu ülkeyi yaşatmanın mücadelesi içinde olmuştur. Biz 2002 öncesinde yaşanan acı hadiselerin hepsini, oluşan travmayı çok iyi biliyoruz; ancak 2002’yi bir milat olarak görüyor bunu hem fiiliyat hem de söylemlerimizle açık ve net olarak ortaya koyuyoruz." diye kaydetti.

2002 YILI BİR MİLATTIR

2002 tarihinin sadece belli kesimler için belli baskı zulüm ve acılar için değil bu ülkede 10 yıllarca yaşanmış ve yaşatılmış acılar için de milat olduğunu aktaran Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet döneminde yapılan hatalarla yüzleşmek için de samimi gayret içerisinde olduklarını anlattı. Erdoğan, "CHP döneminde ahıra, depoya dönüştürülen camiler belli bir kesimin zümrenin camileri değil topyekun bu milletin camileriydi. Türkçe okunan ezan belli bir kesimin değil bütün bu milletin bütün bu ümmetin ezanıydı" değerlendirmesinde bulundu.

MEHMET AKİF DE DEVLETİN HIŞMINA UĞRADI

Erdoğan, o dönemde sadece belli kesimlerin değil sağdan ve soldan birçok kitabın toplatıldığını ifade ederek, "Nazım Hikmet de Necip Fazıl da Kemal Tahir de Mehmet Akif de devletin gadrına hışmına uğradı, devlet tarafından dışlandı, horlandı, ötelendi. Statükocular devlette özel evlat muamelesi görürken diğerleri toptan ikinci sınıf insan kabul edildi" şeklinde konuştu.

DEVLET İNSAN İÇİN VARDIR

Erdoğan, "Biz insan devlet için vardır demiyoruz. Tam aksine devlet insan için vardır diyoruz. Dini ne olursa olsun, mezhebi, fikri, geliri ne olursa olsun, bizim için insan insandır. Bizim için herkes ama herkes devlet karşısında birinci sınıf vatandaştır. Biz nasıl, imam hatiplerin, yasaklanan başörtünün hakkını savunduysak Dersim’in Sivas’ın da hukukunu savunuyoruz. Bu hadiselerle de cesaretle yüzleşiyoruz. Silahı aradan çekelim, sıkılı yumrukları aradan çekelim, nefretin dilini aradan çekelim." diye konuştu.

BİZ ADAYA YOLLUYORUZ AMA

Erdoğan, İmralı görüşmeleri konusunda da şu ifadeleri kullandı: "Biz samimiyeti arıyoruz. Samimi olanlarla bu işler konuşulur. Samimi olmayanlarla neyi konuşacağız. Samimi olanlarla konuşuyoruz, kendilerini adaya gönderiyoruz. Açık açık söylüyorum. Sen döndükten sonra zehir zemberek açıklama yaparsan bu olmaz. Sen çıkıp Kürt kardeşlerime 'bu başbakan bomba yağdırıyor' dersen bu olmaz. Biz Kürt kardeşlerimize kucak açtık, biz teröristlere bomba yağdırdık."

Kaynak: Diyarbakır Söz