Kılıçdaroğlu, YSK'nın 7 üyesine istifa çağrısı yaptı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesi için 'evet' oyu veren Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) 7 üyesine istifa çağrısı yaptı.

Kılıçdaroğlu, YSK'nın 7 üyesine istifa çağrısı yaptı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, CHP'nin özgürlükçü bir parti olduğunu söyleyerek, "Her inanca saygımız var. İnsanları inancı nedeniyle ayırmıyoruz. CHP özgürlükçü bir parti. Biz her inanca saygıyı aynen göstereceğiz. Bu bizim görevimizdir" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Soma'da 301 kişinin hayatını kaybettiği maden faciasının 5'inci yıl dönümü olduğunu anımsatarak, şöyle konuştu:

"Hala mağdur olan aileler var, onların çocukları var. Bizler Soma'yı asla unutmayacağız. 5 yıl geçti, ne oldu biliyor musunuz bu süre içinde? 299 madencimiz daha hayatını kaybetti. 301 madenci bir arada öldüğü için unutmuyoruz Soma'yı. Ekmek parası için, rahat yaşamak için mücadele ettiler ve çalıştılar. Onlara sahip çıkmak hepimizin boynunun borcu."

'SAVCI BİR YERDEN TALİMAT MI ALDI?'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, evinin önünde saldırıya uğrayan Yeniçağ Gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ'ı hastanede ziyaret ettiğini belirterek, "Hangi gerekçeyle yapıldı? Failleri serbest bırakıldı. Öldürülmesi mi gerekiyordu? Kim azmettirdi? Sahte plakayla niçin geziyorlardı? Korkarım ki üstü örtülecek. Savcıya sormak gerekiyor; Senin çocukların, eşin sopalarla dövülseydi ne olurdu? Sopayla insanları linç etmeye kalkmak ne zamandan beri serbest bırakmak oldu? Acaba bir yerlerden talimat mı aldı bu savcı? Bunu araştıracağız. Gerekirse bir araştırma önergesi vereceğiz. Gazetecilere karşı linç kampanyasını görmezden gelemeyiz" dedi.

ÇİFTÇİLER EKTİKLERİNİN KARŞILIĞINI ALAMIYOR

14 Mayıs'ın Dünya Çiftçiler Günü olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "17 yıllık AK Parti iktidarında 33 milyon 90 bin hektarlık alan çiftçiler tarafından ekilmiyor. İki Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor? Niçin? Ektiklerinin karşılığını alamıyorlar. Her şey dışarıdan ithal ediliyor, çiftçi perişan vaziyette. Elektrik, gübre, ilaç, su fiyatları çiftçinin ürünü ekmesine fırsat vermiyor. Milli gelirin yüzde birinin çiftçimize destek olarak verilmesi gerekirken bu oran verilmiyor. Parlamentonun iradesi olan milli gelirin yüzde biri, çiftçinin hakkı" şeklinde konuştu.

'ANNENİN KİMLİĞİ, İNANCI OLUR MU?'

Kemal Kılıçdaroğlu, 24 yıldır 'Cumartesi Anneleri'nin çocuklarını aradığını vurgulayarak, şöyle dedi:

"Her siyasal görüşten var, tek istekleri 'oğlumuzun kemiklerini verin'. Galatasaray’da oturdular her Cumartesi, önlerinde sadece evlatlarının fotoğrafı vardı. Buna bile tahammül edilemedi.

Biber gazıyla dağıtıldı anneler. Siyaset kurumunu, devleti yönetenlerin, bu annelerin talebini yerine getirmesi gerekmiyor mu? Nasıl oluyor da siz bu anneleri copluyorsunuz? 'Buradan gideceksin, oturma' diyorlar. Bu anneler çocuk sahibi değil mi? Hangi vicdan, ahlak ve inanç bu ailelerin üzerine sopayla gider, döver. Eline silah almadı, başka çocuğu dövmedi. Annenin kimliği, inancı olur mu, siyasi görüşü olur mu? 737 haftadır evlatlarını arıyorlar. Çocukları ölmesin diye hapishane kapısında bekleyen anneleri de copluyorlar. Bir anneye el kalkmaz, tekmelenmez. Yapılacak tek şey anneye saygı duymaktır. Cennetin ayakları altında olduğu anneye nasıl cop kaldırıyorsunuz?"

'BİRLİKTE OTURUP YENİDEN DÜŞÜNMELİYİZ'

Kılıçdaroğlu, işsizliğin sosyal bir yara olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"Hiçbirisi işsiz değil iktidar sahiplerinin. Fakirin temel gıdası soğan ve patatesin fiyatı uçtu. Milyonlar işsiz, esnaf, iş insanı borç batağında. Buna karşın saray lüks içinde yaşıyor. Milyonlarca ailenin çocukları işsiz, intiharın eşiğine gelenler var. Ruh halini acaba iktidar sahipleri biliyor mu? 19 Haziran 2018'de Erdoğan diyor ki 'Kardeşinize yetki verin dolarla, faizle nasıl mücadele edileceğini göreceksiniz'. Nasıl mücadele ettiler? Halkına yalan söyleyenden Cumhurbaşkanı olmaz. Türkiye yönetilmiyor, savruluyor. Bizler hep birlikte oturup yeniden düşünmeliyiz. Hangi parti olursa olsun beraber düşünmek zorundayız. Kendilerine 'ak' diyorlar; ama 'kara' bir parti oldu."

'ŞEHİT CENAZESİNE GİDERİM'

Savaşın bir insanlık dramı olduğunu kaydeden CHP lideri, "Barış akademisyenlerinden Füsun Üstel hapse giriyor. Neden? Barış istedi. Hani bizim ülkemizde demokrasi vardı? TTB yöneticilerine onar ay hapis cezası verdiler. Savaşın bir insanlık dramı olduğunu bilmiyor mu bu beyler? Beyler çocuklarını askere göndermedi. Fakir fukaranın eline verdiler silahı. Beyler, saraylarında oturdular. Biz şehit cenazesine gidince de 'nasıl gidersin?' dediler. Ben giderim. Şehit cenazesine ben giderim. Şehitlerin başımızın üzerinde yeri vardır. Senin Ortadoğu’da ne işin var? Gelen her şehidin vebali senin boynundadır, onun sorumlusu sensin" dedi.

YSK'YA TEPKİ

Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptal edilmesi için 'evet' oyu veren YSK üyeleriyle ilgili ise şöyle konuştu:

"İtiraz ettiler 'hile yapılmıştır' diye. Bakıldı, 'geçersiz oyları sayacağız' dediler. Bir şey çıktı mı? Hayır. 6 ilçede, saydılar bir şey çıkmadı. 22 ilçenin 57 sandığına sondajlama yapıldı. Değişmedi. '41 bin 132 kısıtlı seçmen var' dediler. Bakıldı, 766 kısıtlı seçmen çıktı, sonuç değişmedi. YSK'nın bazı hakimleri, AK Parti'lilere telefon etti. 'Böyle bir dilekçeyi zamanında verirseniz biz bunu iptal ederiz' dediler. Bunu söyleyen YSK'daki çete reisi. Bunun üzerine 'sandık oluşumu doğru değil' dediler. Siz karar verdiniz, sandık oluşumuna seçmenin ne günahı var? Çete mensubu 7 kişiye soruyorum; Sizde onur, ahlak, haysiyet varsa istifa edecek misiniz? YSK diyor ki 'bu 4 pusuladan sadece büyükşehir belediye başkanında sorun var.' Haysiyetini, onurunu kiraya verenler bunu düşünürler. 'Tamamını iptal edin' diye dilekçe verdik. Karar verdiler, 'olmaz' dediler. Yedili çeteye söylüyorum; sizde haysiyet ve onur varsa istifa edersiniz. Size acımıyorum, çocuğunuza, eşinize acıyorum."

Kaynak: Diyarbakır Söz