'Komplocu Parti oldu'

CHP ve HDP’nin siyasi anlayışına eleştiri oklarını yönelten Değer, “Ey Diyarbakır, büyük derin Diyarbakır tek doğru ve tek iyi sensin, ucuz sahte yağmacı kişiliklerin seni kullanmasına artık izin vermeyeceğine inanıyorum” çağrısını yaptı.

'Komplocu Parti oldu'

14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kalırken, Diyarbakır eski Milletvekili Mesut Değer’den eski partisi CHP’ye ağır eleştiriler geldi. Partinin dününü ve bugününü sorgulayan Değer, HDP’nin milletvekili aday listesine tepki gösterdi. Diyarbakır seçmenine seslenen Değer, “Ey Diyarbakır, büyük derin Diyarbakır tek doğru ve tek iyi sensin, ucuz sahte yağmacı kişiliklerin seni kullanmasına artık izin vermeyeceğine inanıyorum” dedi.

DEĞER’DEN SEÇİM AÇIKLAMASI

Karar aşiretinin öncü isimlerinden Zaza kökenli olan Diyarbakır eski Milletvekili Mesut Değer, merkez Sur ilçesinin Saraykapı semtinde, bine yakın aile fertleriyle, önceki gün seçim istişaresinde bulundu. 14 Mayıs’taki Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı. Seçiminde takınacakları tavrı karşılıklı görüş alış-verişiyle netleştiren Değer, yazılı açıklamada bulundu.

Yazılı açıklamada siyasete neden yoksun yönündeki gelen eleştirilerin haklılığına vurgu yapan Değer, 14 Mayıs seçimlerine ilişkin şu ifadeleri kullandı.

BAYKAL’A KASET KOMPLOSU

“14 Mayıs’a dönersek, Deniz Baykal, komplosu Uluslararası güçlerce çok önceden planlanmış bir komploydu. Planlayan Komplonun merkezi bellidir.  7 Mayıs 2010 yılında komplonun parçası olan planlanmış yayınlanan kaset komplosu ile 10 Mayıs’ta 2010 yılında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın istifa etmesi ile Bay Kemal’i getiren güçler beni de tasfiye ederek Doğu Güneydoğuda siyaset için kendi elamanı olan kişiyi siyasette ön plana çıkartılmıştır.  2010 yılının tüm FETÖ’nün yazılı ve görsel basınına bakabilirsiniz. Bu kişi Kürtlerin kurtarıcısı olarak CHP’de siyaset için makyajlı olarak sunulmuştu. Bu komployla bana da büyük zarar verdiler.  Baykal’ın 2008’de CIA yan kuruluşu İsveç’teki Silkroad Enstitüsü Türkiye’deki siyasi gidişatla ilgili bir rapor hazırlamış ve raporda Baykal’ın gitmesi yerine Kılıçdaroğlu’nun gelmesi gerektiği yazılmıştı. Bu rapor ABD’de yayınlandı.  ’’CHP’den istifa etmeye ikna edilecek olan Deniz Baykal’ın yerine Kemal Kılıçdaroğlu geçecek.’’

(18 Ekim 2008 tarihli rapor 75. Sayfası)  Evet, rapor 2010’da uygulandı. Kaset ile Genel Başkanlık koltuğuna oturan Kemal Kılıçdaroğlu oldu.”

KILIÇDAROĞLU’NA GÜVENİLMEZ

Kılıçdaroğlu’nun kasetle göreve getirilen bir kişi olduğunu iddia eden Değer, bu yöndeki eleştirilerini şöyle sürdürdü; “Soruyorum sizlere... Günümüze kadar inisiyatifi başkalarının elinde olan bu kişiden ne beklersiniz?  Bilinen ve bilinmeyen güçlerle planlanan komployla getirilen bir kişi mi bu ülkeyi yönetecek? Ayrıca, Kızsanız bile gerçek şu ki; Siyasette manevrasının tek dayanağı köprüyü geçinceye kadar izlediği adımlardır. Herkese gülümseme ve evet demektir.  6’lı masada da yöntemi aynı olduğu ortada. Şimdi de Kürtler üzerinde deki yöntemde aynıdır.  Siz tanımazsınız 1993 ten beri tanıdığım kişidir.

Sırrı Sakık ‘’Kapalı kapılar arkasından konuştuğumuz ve anlaştığımız konuları açıkla ‘dedi.  Açıklayamaz! Sizce cesareti var mı?  Güven ve cesareti olmayan kişinin arkasında durulur mu? “

KÜRT SORUNUN ÇÖZÜMÜ

“Diyarbakır 14 Mayıs’tan sonra ‘’biz böyle bilmiyorduk? Cesareti yok adım atmaya, verdiği sözler nerede ne konuştuk ne oldu? Cümleleriyle karşılaşmamanız için 14 Mayıs’ı iyi değerlendirelim” çağrısında bulunan Değer, “HDP’li Milletvekillerin Cezaevlerine girmesinde yasa değişiklikleri kim destekledi? Çözüm süreci 2014’te başladığında en başta destek vermesi gerekirken karşı ilk kim çıktı? Çözüm sürecinde Kılıçdaroğlu’nun sürece nasıl saldırdığını ne çabuk unutuyoruz!

1999 yılından beri KÜRT SORUNUN ÇÖZÜMÜ için onlarca Rapor yazdım, Kitabını yazdım, Demokratikleşme ve insan hakları yönünde konuşmalar yaptım ve bu konuda çözüme katkı yapabilecek CHP iken sürece karşı izlediği tavır ortadadır.

Ayrıca, Sürecin bozulmasında rolü olan ajan kişilerde görevini tam yerine getirmişlerdir. Zira bu ajan kişinin Kürt sorunun çözümü yönündeki raporuna bakın İstanbul’da bir caddeye Hrant DİNK adı verilsin (tabii verilsin ama konu bu değil) ve magazin içeren bir raporu Kürtlere sorunun çözümü diye sunmaktadır.

Sürecin bozulmasından sonra akan bütün kanın vebali bu kirli kişiliklerin boynundadır. En az binlerce insan ölmüştür. Yazık değil midir? Son 10 yılı gözden geçirin tanımak için yeterlidir. Kısaca Köprüyü geçinceye kadar herkese bol vaatlerle siyaset yapan Bay Kemal’in durumu bu…”

ERDOĞAN’A GÖSTERİLEN ÖFKE

“Sayın Erdoğan’a kızabiliriz. Eleştiriler yapılır. Bugün insanların cezaevinde olması Kayyumlarla yönetilmesi, yurt dışına giden zorunlu siyasetçiler, Suriye ve Iraktaki gelişmeler ayrıca Hüda Par ile siyasi ittifak ilimizde tartışma konusudur. Karşı çıkılan bir ittifaktır.  Bunun gibi birçok konuda eleştirileri yapabilirsiniz.  Haklısınız ama. Bugün gelinen süreç ile ilgili; sizlere neden, niçin, nasıl bu duruma gelindi? Sorularım ile konuyu ayrıca tartışabiliriz.  Türkiye’de HDP’nin (YSP) tabanına saygım, sevgim sonsuzdur. Halk, partisine sahip çıkıyor. HDP bazı yöneticilerin ise bilmediği konu ise halk, kendi kimliğine, onuruna, kişiliğine, namusuna, yarınlarına sahip çıktığı için partisini eleştirmiyor ve vekil aday gösterilenleri tanımazlar bile” diyen Diyarbakır Eski Milletvekili Mesut Değer, milletvekili düzeyindeki partilerin tutumuna da ağır eleştirilerde bulundu. Değer şunları söyledi;

“100 yıldır Kürtler en çok acı çektikleri kişiler; Ajanlar, İspiyoncular, Rantçılar, Muhbirlerdir.

Ajan, ispiyoncu bağlı olduğu Kuruma, Kişiye bağlıdır. Oradan geçinirler.  Ajanlar Kardeşine, Arkadaşına güzel görünür ama asıl görevi Ajanlıktır. Halkın karşısında Demokrasiden, Barıştan, Kardeşlikten, Hukuktan, İnsan Haklarından ve Kürt Sorununun çözümündeki konuşmalarında mangalda kül bırakmaz.”

İsim vermeden CHP’nin Milletvekili aday listesine eleştiri getiren Değer şöyle dedi; “Bir Siyasi partinin Diyarbakır adayına bakıyoruz. (TR yurtdışında Türkiye’nin Plakası) TR 705 kod adlı CIA Ajanı, ‘’ Ayda kaç bin dolar maaş aldığı Wikileaks belgelerinde açıklandı.  Alman Vakıflarla ilgisi, İngiliz istihbaratıyla İsrail istihbaratıyla illiyet bağı olduğu iddialar ve halk arasında konuşulan bu iddialar doğru ise durum daha vahimdir. Mağdur Kürtlere verilen Köye dönüş tazminatlarını kimler, hangi hukuki kurnazlıklarla yağmaladılar! Bunun üstünü örtüyorlar ama Diyarbakır adına izin vermeyeceğiz. Er geç Mağdur halktan çalınan milyonlarca dolar paralarının hesabını soracaktır.”

ALTILI MASAYA DA TEPKİ

Altılı masada yer alan partileri de eleştiren Değer, “Diğer Siyasi partilere bakalım, Babacan ve Davutoğlu Ak Partide 16 yıl Milletvekillik, Bakanlık, Genel Başkan veya yardımcısı ve başbakanlık yapmışlar A’dan Z’ye her konuda imzaları vardır. Bugün siyasi menfaatleri nedeniyle ters düşmüşler Karşımızda Hak, Hukuk ve Adaletten bahsediyorlar. Dün bölgede yaşanan her konuda bunların imzaları vardır” diye konuştu.

CHP İLE YOL YÜRÜYÜNLER

“Sivas Madımak oteli; 38 canı yakarak katleden kişi için iddianamede ismi gecen kişiyle Bay Kemal’in yan yana duruşunu anlamak mümkün değildir.  1996 – 1997 İç işleri bakanı Meral AKŞENER, gençlerimiz o dönemi hatırlamaz neler olduğunu.

3 Kasım 1996 yılında Susurluk kazası sonrasında Abdullah Çatlı, Hüseyin Kocadağ ve diğer kişilere sahip çıkan kim?” Diye soran Değer, “Bölgede Faili Meçhul cinayetler, yargısız infazlar ve her türlü hukuk dışı uygulamalar dönemin iç işleri bakanın görevi sırasında olağan durum diye bakılıyordu” dedi.

“Günümüz meclisinde bile HDP’ye kalmadık eleştiri yapan ve 6’lı masanın içinde olmasını engelleyen ve halen terör örgütü gören Akşener ile yan yana durmayı anlamakta zorlanıyorum. CHP içinde bazı milletvekili çıkıyor HDP’ye bakanlık verilecek açıklaması üzerine arkasından genel merkez yöneticisi çıkıyor HDP’ye bakanlık vermeye gerek yok demektedirler. Bunu Anlamakta zorlanıyorum. CHP’nin HDP ile birlikte olacağız ve sorunun çözümünde ortaya koyacak tek bir açıklaması var mı resmi ağızlarda. Köprüyü geçinceye kadar bu işler olmaz. “ diyen Değer, “Bay Kemal CHP Kurultaylar öncesinde ‘’ Ben aleviyim’’ açıklar kurultay biter Horosan’dan geldim. Nasrettin hoca ile akrabalık ilişkisi kurar veya peygamberimizin (SAS) soyundan olduğunu iddia eder. Şimdi de seçim öncesi aynı yaklaşımı göstermektedir. Aleviler kardeşimizdir. Siyasi malzeme değildir. Secim sürecinde ayrıştırmak, kutuplaştırmak sağlıklı bir yaklaşım değildir.”

Zazaların siyasi partilerde aday gösterilmemesini de sorgulayan Değer, “Zazalardan bugün siyasi partilerde aday gösterilmemesini anlamakta zorlanıyorum. Dışlamak ve ötekileştirmektir. Bugün Zazaların tepkisini anlamak gerekir.

Bir adayımız, Zazalar gitsin Bingöl’de siyaset yapsın diyen düşünce ise çağ dışıdır.

Unutmayın Kawar köyleri Lice ilçemize bağlıydı ve Genç ilçemizde Diyarbakır’a bağlıydı. Bingöl il olması için köyler Genç ilçesine ve Genç’te Bingöl’e bağlanmıştır.

Bir adayımız, Ulu camide görev yaparken ‘’ cemaatim Zazalardı ben Zazaların temsilcisiyim ve Zazalar benimle ve bana bağlı’’ şeklindeki konuşmasını kınıyorum. Senin cemaatin Müslümanlardır. Ayrıca sen kimsin? Zazaların temsilcisi olarak ortada çaka satıyorsun? Haddini bil silkelen kendine gel sen temsilcisi değil olsa olsa kapıda bekleyensin. Senin lakabın ne olduğunu Diyarbakır biliyor. Bilmiyorsan gel size söyleyeyim… Evet, 14 Mayıs seçim öncesi mevcut durum bu. Bir tarafta (6’lı masa) Bahar gelecek Makyajı ile hak, hukuk ve adaletten bahseder aslında hak ve hukuk adalet ile uzaktan yakından ilgisi olmaz (Bir yılda CHP Diyarbakır il başkanlığının 10 kez hukuksuz, haksız, mesnetsiz ve diktatörce görevden alınmasını unutmadık) “

Seçmene seslenen Değer,  Diyarbakır Halkı hiçbir ilin seçmenine benzemez. 7’den 70’e bilinçlidir. Siyasetin har alanını konuşur tartışır ve bilir.  Ey Diyarbakır, büyük derin Diyarbakır tek doğru ve tek iyi sensin, ucuz sahte yağmacı kişiliklerin seni kullanmasına artık izin vermeyeceğine inanıyorum. Diyarbakır Kadim bir şehirdir. İyi ki Diyarbakır’da doğdum. Diyarbakırlıyım. Düşüncelerime kızsanız bile tartışın kendi dünyanızda.”

Kaynak: Diyarbakır Söz