Kürtler niye oy versin ki

HDP ve İyi Parti arasındaki “bakanlık verilmesi” tartışması altılı masada kriz yaratırken, Diyarbakır’daki STK ve Siyasi Parti Başkanları “Kürtler niye onlara oy versin ki?” diyerek tepki gösterdi.

Kürtler niye oy versin ki

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in, “HDP’ye bakanlık verilebilir” sözleriyle başlayan ve İYİ Parti’nin, “HDP ile masaya oturmayız” söylemi ile devam eden tartışmaları, Diyarbakır’da sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri ve Parti İl Başkanlarında yankı buldu. STK temsilcileri ve siyasetçiler, bu tür tartışmaların bölgede rahatsızlık yarattığını, altı milyon insanın oyunu alan bir partinin yok sayılmasının, demokrasiyi zedelediğini ifade etti. İYİ Parti Diyarbakır İl Başkanı Vejdin Ensarioğlu ise partilerinin daha önce MHP ile şimdi ise HDP ile çarpıştırılmak istendiğini iddia etti.

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in, bir televizyon programında dile getirdiği, “HDP’ye bakanlık verilebilir” sözlerinden sonra, altılı masada yer alan ve Millet İttifakı’nda CHP’nin ortağı olan İYİ Parti’de başlayan “HDP’nin olduğu masada olmayız” tartışma Diyarbakır’da yankı buldu. STK temsilcileri ve muhalefette yer alan bazı siyasî parti temsilcileri tartışmayı yersiz bulurken, “o zaman Kürtler niye oy versin ki” diyerek, tepki gösterdi.

BU SÖYLEM RAHATSIZ EDİCİ

Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren “İYİ Parti’nin, ‘Yönetimde söz sahibi olamaz’ söylemi rahatsız edici” diyerek şöyle yorumladı.  “Siyasette bu tür tartışmaların, hele seçim öncesi yapılması ve bir siyasi partinin ülkenin yönetiminde yönetsel kademe yer alamayacağına dair beyanlarda bulunulması bölgede ciddi rahatsızlık yaratıyor. Hangi siyasi partiye ilişkin olursa olsun yönetsel kademede sorumluluk alamayacağına dair düşünce, fikir ve söylemler kutuplaşma dilini yaratıyor. Bu söylemleri doğru bulmuyoruz. Nihayetinde HDP legal bir siyasi parti ve Meclis’in üçüncü büyük partisidir. Aynı zamanda altı milyonun üzerinde oy almış bir siyasi partidir. Bu ayrıştırıcı dil Kürtler’de ciddi anlamda rahatsızlık yaratacaktır.”

BİR KARAR VERİLMELİ

Uzun yıllar HDP’de siyaset yapan ve şuan bağımsız hareket eden Diyarbakır Eski Milletvekili Altan Tan ise “Devlet, iktidar ve muhalefetin HDP konusunda bir karar vermesi lazım” gerektiğini belirterek, şöyle dedi;

“Hem iktidarın hem muhalefetin hem de devletin HDP ile ilgili artık nihai bir karar vermesi lazım. Bu parti meşru mu, gayrimeşru mu, bunun kararını vermesi lazım. Eğer meşru değilse, her türlü ilişkiyi kesmeleri ve cezalandırmaları gerekir. Eğer meşru ise – ki şu anda tabii ki meşru bir partidir, bana göre her türlü ilişki kurulabilir – böyle kabul edilip artık vebalı muamelesi gösterilmeyerek sistem bunu kendi içinde kabul etmelidir. HDP hukuken de meşru bir parti olup bunlara 2015’te ilk bakanlıklar AK Parti döneminde seçim hükümetinde verilmiştir. AK Parti, HDP’ye üç bakanlık verdi, birini kabul edilmediği için iki bakanlığı HDP yaptı. Şu anki tartışmalar demagojik tartışmalardır. Şu an HDP’nin oyunu almadan muhalefet ve iktidar cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamaz. Bir yandan ‘Gel bana altı milyon oy ver’ diyeceksin, diğer yandan ‘Sana bir gofret ve lolipop bile vermeyeceğim’ diyeceksin. Bu büyük bir çelişkidir. Tamamen polemiğe açık garabetlerle dolu bir söylem içerisindeyiz. Altı milyon oyunu neyin karşılığında, niye versin sana, bu konuda netleşmek lazım.”

KÜRT SORUNUNDAN KAÇINMAKTIR

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya da, “HDP ile oturmam demek, Kürt sorunundan kaçınmak demektir” diyerek, tepki gösterdi. “Sonuçta siyaseten iki siyasi partinin anlaşamaması, bir arada durmaması siyasette olan bir şeydir. Burada sorunun doğru ortaya konulması lazım. Maalesef İYİ Parti’den dönem dönem yapılan bu tür açıklamalar, HDP ile oturmamaktan çok, Kürt sorununa uzak duran ve güvenlikçi politikayı destekleyen bir açıklama olarak okunuyor. Sadece HDP’nin politikasını aşıp Kürt sorununa uzak durmak ve güvenlik politikası ile çözmek, çözüm getirmemek, cumhuriyetin kuruluşundun bu yana izlenen ret politikasına benzer Kürdü Türkleştirmek gibi bir politika olarak algılanıyor. Aynı masada oturulmayabilir ama Kürtlerin yüzde 80’nin oyunu alan bir parti ile müzakere masasında bile görüşmekten kaçınmak Kürt sorununa uzun durmak demektir. Siyaseten bir arada durmayabilirsiniz ama Kürtler ile ilgili politika geliştireceksiniz. Bunu da yapmıyorsa klasik milliyetçi Türk partisinden çok farkı kalmaz. İYİ Parti iktidara aday olmak istiyorsa milliyetçi politikalardan uzaklaşıp merkez sağa oturması, muhafazakâr ve liberal Kürtler’den oy alması lazım. Bunun için Kürt sorununda bir politikası olması lazım. Dışlayan politika ile iktidar olamaz ve Kürtler’den oy alamaz.”

MARJİNAL SÖYLEMLERİN GEREĞİ YOK

Buarada, DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen de “Böylesi marjinal söylemlerin gereği yoktur” diyerek, eleştirdi. “Altı milyondan fazla insanın oy verdiği bir siyasi partiyi yok hükmünde saymak pek makul bir tavır olmadığı gibi ihtiyaç duyulan demokratik olgunluğa da yakışmamaktadır. Ülkenin böylesi karanlık zamanlardan geçtiği dönemlerde ötekileştirilen bir siyaset dilinin kimseye faydası olmayacaktır. HDP ile ittifak yapılmaması ile meşru bir siyasi partiyi tümden yok hükmünde saymak ayrı şeylerdir. Bugün, iktidarın bile yeri geldiğinde görüştüğü, siyaset belirlediği bir zamanda böylesi marjinal söylemlerin gereği yoktur.”

BÖYLE BİR ŞANS YOKTUR

DİSİAD Başkanı Nurullah Edemen tartışmaya dahil olup, “Yüzde 15 oy alan partiyi kimsenin ‘Muhatap almam’ deme şansı yoktur” dedi. Edemen şunları söyledi; “Bu ülkede yüzde 15 oyu olan partiyi kimsenin ‘muhatap almıyorum’ deme şansı yoktur. Bu sadece HDP’ye değil aynı zamanda Kürtlere yönelik bir hakaret olarak kabul edilebilir. Demokrasilerde böyle bir durum yoktur. Nasıl Meral Akşener aldığı oy ile oylarını aldığı insanları temsil ediyorsa aynı şey HDP için de geçerlidir. Eğer ülkeyi yönetmeye ve sorunları çözmeye talipseniz, HDP ile masaya oturulması gerekiyorsa oturulacaktır, bakanlık verilmesi gerekiyorsa verilecektir, hatta bakanlık verilmez, alınır. Bu tür ayrıştırıcı söylem ve tartışmaları doğru bulmuyoruz.”

KÜRTLERİ İNİCİTEN SÖZ YOK

Buarada, İYİ Parti Diyarbakır İl Başkanı Vejdin Ensarioğlu, yaşanan tartışmalara ilişkin “İYİ Parti Kürtleri incitecek bir söylemde bulunmamıştır” dedi. Ensarioğlu, “Genel Başkanımız nezdinde ilk günden bugüne çizgimiz ve duruşumuz nettir. HDP üzerinden siyaset yapma niyetimiz yoktur. AKP bunu zaman zaman irdeliyor. Bizi daha önce MHP ile şimdi ise HDP ile çarpıştırıyorlar. Bu partimizin kilit rol oynamasından kaynaklanıyor. HDP kilit parti diyorlar ama doğru değil, bu ülkede kilit parti şu anda İYİ partidir. Belediye başkanlarının kazanılmasında da partimiz büyük rol oynadı. İYİ Parti yükselişte ve iktidara yürüyor. Yapılan bakanlık değerlendirmesi CHP’nin kendi görüşüdür. Görüşümüz ve duruşumuz ilk günden beri nettir. İYİ Parti Kürtleri incitecek hiçbir söylemle bulunmamıştır. Ama HDP ülkeyi gerecek politikalar ve söylemler geliştirdi. Türkiye’nin her yerinde sevilen ve sayılan Demirtaş, bugün AKP ve İYİ Parti’nin değil, kendi partisinin ve biraz da CHP’nin katkısı ile cezaevindedir. HDP siyasi, legal bir partidir. HDP kendini sürekli bir yere çekmeye çalışıyor. Ankara’dayım, il başkanları toplantısında; komşumun, AKP’li, HDP’li, CHP’li, MHP’li olduğunu söyledim ve ‘Yani bu binadan göç mü edelim yoksa komşuluk mu edelim’ dedim. Genel Başkanımız, ‘Bizim için TC kimliği taşıyan herkes birinci derece söz sahibi vatandaşımızdır. Etnik aidiyet yaparken ırkçılık yapmış oluruz’ dedi.” diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz