Kurtulmuş, ODTÜ'deki olayları değerlendirdi

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ODTÜ'deki tören öncesi bir grubun, ''Yarın kimse derse gelmesin'' diye tehditler savurduğunu belirterek, ''Öğrenciler de hocalar da ne yapsın korkuyorlar. Bu nedenle o gün okulda o öğrencilerden başka kimse kalmıyor. Ama polis buna rağmen daha mutedil davranabilirdi'' dedi.

Kurtulmuş, ODTÜ'deki olayları değerlendirdi

İlim Yayma Vakfı'nın düzenlediği ''Küresel Medeniyet Krizi ve Çıkış Yolu'' konulu konferansa katılan Kurtulmuş, ülkede modernleşme hareketinin 19. yüzyıldan itibaren başladığını, ancak ''Avrupa'da olanların aynısını alırsak adam oluruz'' anlayışının hakim olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, modernleşmeyi farklı ve yanlış anlamanın, bazı dönemlerde İslam'ın kalkınmaya engel olarak görülmesine neden olduğunu vurguladı.

Eski Türkiye'nin, karanlıkların hakim olduğu bir ülke olduğunu dile getiren Kurtulmuş, yeni dönemde daha aydınlık bir ülke olma yolunda ilerlemeler sağlandığını aktardı.

 

Sorular

 

Öğrencilerin sorularını da yanıtlayan Kurtulmuş, ''Polis, BDP'li göstericilere kıyasla ODTÜ'lülere neden daha sert müdahalede bulundu?'' şeklindeki soru üzerine, ODTÜ denilince ''Bağımsız Türkiye'' sloganının akla geldiğini dile getirdi.

Kurtulmuş, Göktürk-2 uydusunun uzaya fırlatılması projesinin, iletişim konusunda Türkiye'nin dışa bağımlılığını kesecek ve ülkeyi bağımsızlaştıracak bir proje olduğunu belirterek, ''Gönül isterdi ki, ODTÜ'lü gençler de oraya davet edilselerdi. Gelip, Türkiye'yi bağımsızlaştıran bir projenin törenine katılsalardı. Bu başarıyı tebrik etselerdi. Daha sonra gidip başbakanı demokratik bir şekilde protesto etselerdi'' diye konuştu.

Bu durumun basit bir öğrenci olayı olmadığını kaydeden Kurtulmuş, ODTÜ'nün 18-20 bin öğrencisi bulunduğunu ve bunlardan sadece 150 kişilik bir grubun bu olaylara karıştığını söyledi.

Kurtulmuş, şöyle devam etti:

''Olaydan önce derslikleri dolaşan bir grup, 'Yarın kimse derse gelmesin' diye tehditler savurmuş. Öğrenciler de hocalar da ne yapsın, korkuyorlar. Bu nedenle o gün okulda o öğrencilerden başka kimse kalmıyor. Ama polis buna rağmen daha mutedil davranabilirdi. Grup parçalara bölünüp enterne edilebilirdi. Tabi biz hiçbir gruba polisin şiddet uygulamasını istemeyiz. Yeter ki protestolar maksadını aşacak seviyeye gelmesin. 'BDP'lilere uygun davrandılar, ötekilere davranmadılar' gibi bir şeyi çok doğru bir yorum olarak görmem. Keşke polis hiç kimseye biber gazı atmasa. Gelişmiş ülkelerde bu böyle. Polisin asıl görevi, kitleleri küçük gruplara ayırarak olayları enterne etmektir. Ama ne yazık ki muhalefet buradan da siyaset yapmaya çalışıyor.''

 

Turgut Özal'ın ölümü

 

Bir öğrencinin, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölüm nedeninin neden hala kesinleşmediğine yönelik sorusuna karşılık da Kurtulmuş, görevi başındayken hayatını kaybetmesi nedeniyle Özal'ın ölümünün önemli bir olay olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, ''19 yıl evvel vefat eden cumhurbaşkanının cesedinden adli bir delil bulabilir miyiz diye mezarı açıldı. Aşağı yukarı cesedin tamamı korunmuş durumda. Elimizdeki teknik imkanlar da adli tıbbın kesine yakın cevaplar vermesine imkan sağlıyor. Dolayısıyla raporun kimsenin kafasını karıştırmayacak şekilde verilmesi gerekirdi. Raporda zehrin olduğu ifade ediliyor ancak zehirlenmenin olup olmadığı belirtilmiyor'' diye konuştu.

Soruşturma sürerken meclisin de bir komisyon kurması gerektiğini kaydeden Kurtulmuş, ''Kurulacak araştırma komisyonunun, o döneme ilişkin kim ne biliyorsa konuşup görüşmesi gerekiyor. Herkes bir şeyler söylüyor ama kayda değer olanlar, bu komisyon tarafından zapturapt altına alınmalıdır. Çok açık söylüyorum; Türkiye, Turgut Özal olayını tüm şüpheler ortadan kaldırılacak şekilde çözmezse, ülkede hiçbir faili meçhul olayı çözemez'' diye konuştu.

 

''Uludere aydınlatılmalı''

 

Üzerinden bir yıl geçmesine rağmen neden hala Uludere olayının aydınlatılamadığına ilişkin soru üzerine de Kurtulmuş, Uludere olayının Türkiye'de herkesin yüreğini dağlayan bir hadise, büyük bir dram ve insanlık ayıbı olduğunu söyledi.

Bugüne kadar bu olayın tamamıyla aydınlatılmış olması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, olaya ilişkin soruşturmanın birçok yönden devam ettiğini aktardı.

Terör örgütünün de bu olay üzerinden propaganda yaptığının altını çizen Kurtulmuş, bu olayın bir an önce aydınlatılmasının önemine işaret etti.

''Çamlıca'da yapılacak cami Sultanahmet Camisi'ne çok benziyor. 400 yıl boyunca bu ülkede mimar ve mühendisler neden gelişim kaydedemedi?'' şeklindeki soruya karşılık da Kurtulmuş, tarihi yapıların yüzyılların bir birikimi olarak ortaya çıktığını belirterek, ''Kimse bu çağda bir Mimar Sinan beklemesin. Ama gün gelir inşallah aranızdan Mimar Sinan'lar çıkar'' dedi.

Kurtulmuş, ''AK Parti'ye geçtikten sonra kendisinde herhangi bir eksen kayması olup olmadığı'' yönündeki soru üzerine ise siyasete atıldığından beri duruşunun değişmediğini, AK Parti'de de bu duruşu devam ettirdiğini söyledi.

AA

Kaynak: Diyarbakır Söz