Meclis'ten ABD'li senatörlerin Türkiye mektubuna tepki

Hasmane bir tutum sergilediği belirtilen ABD'ye yönelik, 'iki yüzlü ve darbe' ithamlarıyla başlayan açıklama, müttefiklik ve destek arayışıyla son buldu.

Meclis'ten ABD'li senatörlerin Türkiye mektubuna tepki

Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) 54 senatörün Başkan Joe Biden'e gönderdikleri mektupla, insan hakları konusunda Türkiye'ye baskı yapılması çağrısına Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) tepki geldi.

54 senatörün mektubunda, Türkiye'de hükümetin muhaliflere ve gazetecilere yönelik baskıcı politikalar uyguladığına dikkat çekilmişti. TBMM Türkiye-ABD Parlamentolar Arası Dostluk Grubu, 87 üye milletvekilinin imzasıyla ABD’li senatörlerin mektubuna karşı açıklama yaptı.

Mektupta, Türkiye'de hükümetin muhaliflere ve gazetecilere yönelik baskıcı politikalar uyguladığına dikkat çekildi, Erdoğan'ın dış politikasının daha kavgacı haline geldiği belirtildi. "Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu günden bugüne millet iradesini kayıtsız şartsız hâkim kılmış, tam bağımsız, vatandaşları arasında ırk, renk ayrımı yapmayan modern bir demokratik hukuk devleti olduğunu halen idrak edemeyen bir kısım siyasetçilerin dost ve müttefiklerimiz arasında mevcudiyeti şaşırtıcıdır” ifadeleriyle başlayan açıklamada, ABD Kongresini basanları “terörist” ilan edenlerin, haklarında çok sayıda kesinleşmiş mahkeme kararı bulunanları ‘insan hakları savunucusu’ kisvesi altında masumlaştırmaya çalıştığı savunularak, bunun bir çelişki olduğu ifade edildi.

“İmzacı senatörleri aklıselim ile davranmaya davet ederken, sorumluluk sahibi siyasetçilerden beklentimiz, FETÖ mensupları ya da Türkiye'ye zarar vermeye kalkan diğer terör örgütleriyle mücadelemizi eleştirmek yerine müttefiklerine destek olmalarıdır” ifadelerinin kullanıldığı açıklama şöyle:

‘MÜTTEFİKLİKLE BAĞDAŞMAYAN HASMANE BİR TUTUM’

“ABD Senatosunun bazı üyelerinin ABD Başkanı'na 9 Şubat 2021 tarihinde gönderdikleri mektup; Türkiye'ye karşı sergilenen, sonuçsuz kalmaya mahkûm beyhude ve müttefiklik zihniyetiyle çelişen hasmane girişimlerin son örneği olmuştur. İmzacı senatörlerin ülkemizin iç ve dış politikasını hedef alan mesnetsiz ve sorumsuz ithamları, ABD ile stratejik ortaklığımız ve NATO çatısı altındaki müttefikliğimizle hiçbir surette bağdaşmamaktadır.”

‘İNSAN HAKLARI SAVUNUCUSU KİSVESİ’

“ABD Kongresini basan protestocuları "terörist" ilan edenlerin; Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminde Türkiye Büyük Millet Meclisini savaş uçakları ile bombalamış, tanklar ile vatandaşlarımızı şehit etmiş Fetullah Gülen Terör Örgütü'nün (FETÖ), haklarında çok sayıda kesinleşmiş mahkeme kararı bulunan üyeleri ve propagandacılarını, insan hakları savunucusu kisvesi altında masumlaştırmaya çalışmaları içinde bulunulan derin çelişkiyi göstermektedir.”

‘15 TEMMUZ’UN ARKASINDA ABD’NİN OLDUĞUNA DAİR BİR KANAAT VAR’

 “Mektupta adı geçen kişi, terör örgütü başını "baba" olarak kabul eden, örgüte mensubiyetini kendi beyanlarıyla teyit eden, aile üyeleriyle birlikte kanlı darbe girişimini alenen destekleyen bir teröristtir.

Türkiye'de askerî darbe ve müdahalelerin ve bilhassa 15 Temmuz darbe teşebbüsünün arkasında ABD'nin olduğuna dair halkımız arasında yaygın kanaat mevcutken, imzacı senatörlerin FETÖ'nün iftiralarına payanda olmaları, ABD makamlarının 15 Temmuz darbe teşebbüsüyle hiçbir ilgilerinin olmadığına yönelik beyanlarının samimiyetine gölge düşüren ikiyüzlü bir tutumdur.”

‘ELEŞTİRMEK YERİNE BİZE DESTEK OLUN’

“İmzacı Senatörleri aklıselim ile davranmaya davet ederken, sorumluluk sahibi siyasetçilerden beklentimiz, FETÖ mensupları ya da Türkiye'ye zarar vermeye kalkan diğer terör örgütleriyle mücadelemizi eleştirmek yerine müttefiklerine destek olmalarıdır.

Ayrıca, Ortadoğu'da barış, huzur ve istikrar isteyenlerin, Türkiye'de 40 bin vatandaşımızın katili eli kanlı terör örgütü PKK ve lider kadrosu aynı olan Suriye'deki uzantısı PYD/YPG'ye karşı yürüttüğümüz mücadelenin DEAŞ'a karşı ortaklaşa yürüttüğümüz mücadele kadar gerekli ve meşru olduğunu görmeleri de haklı beklentilerimiz arasındadır.”

‘HAYRET VERİCİ’

“Mektupta, 30 yıldan fazla bir zamandır Azerbaycan topraklarının 1/5'ini işgal ettiği Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin dört ayrı kararıyla kabul ve tescil edilen, başta Hocalı olmak üzere birçok şehirde masum çocuk ve kadınları katleden saldırgan Ermenistan'ı kınamak yerine kendi toprak bütünlüğünü koruyan Azerbaycan'ı ve uluslararası hukukun gereği olarak yanında duran Türkiye'yi hedef alan eleştiriler yöneltilmesi şaşkınlıkla karşılanmıştır.

AGİT Minsk Grubu eş-başkanlarından olan ABD yönetiminin politikası, yukarıda değinilen şekilde soruna Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü çerçevesinde çözüm bulmaya çalışmak iken, imzacı senatörlerin tam tersi bir tutum sergilemeleri de hayret vericidir.

‘BİZİ TELKİN EDENLER KENDİSİNE BAKSIN’

“Son olarak, insan haklarına saygı ve hukukun üstünlüğü konusunda her zaman olduğu gibi titizlikle hareket eden Türkiye, darbeci ve terörist katillere gereken cezayı vermenin de hukuk devletinin gereği olduğuna inanmaktadır. Bu konularda, Türkiye Cumhuriyeti'ne telkinde bulunanların öncelikle kendi ülkelerindeki insan hakları ve hukuk ihlallerini gidermeye vakit ayırmaları daha faydalı olacaktır.”

‘BU BİR SINAMA, HASSAS DAVRANALIM

“Ortak siyasi değerler temelinde dostluk ve müttefiklik ilişkisine sahip ülkelerimizin karşılaştıkları her tür sınamada birbirlerinin hassasiyetlerini dikkate alarak karşılıklı saygı ve samimi diyalog içerisinde hareket etmeleri önem arz etmektedir. Bu düşünceden hareketle, bahse konu mektupta yer alan hususların hatırlatılması iki ülke arasındaki dostane ilişkilerin gereği olarak görülmüştür.”

Kaynak: Diyarbakır Söz