Doç. Dr. Toprak: Antibiyotik direnci gibi kanser direnci gelişiyor

LENFOMA Miyelom Hastaları ve Araştırma Eğitim Birliği Derneği (LLMBİR) Genel Sekreteri Doç. Dr. Selami Koçak Toprak, kanser hücrelerinin de antibiyotik direnci gibi kanser ilaçlarına karşı direnç geliştirdiğini açıkladı ve kanser hücrelerinin bağışıklık sisteminden kaçabildiğini söyledi.

Doç. Dr. Toprak: Antibiyotik direnci gibi kanser direnci gelişiyor

LLMBİR tarafından gerçekleştirilen 5. Lösemi Lenfoma Miyelom Hastaları Kongresi kapsamında düzenlenen basın toplantısında LLMBİR Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan, LLMBİR YK Genel Sekreteri Doç. Dr. Selami Koçak Toprak, LLMBİR Yönetim Kurulu Saymanı Selma Ulusoy ve LLMBIR Yönetim Kurulu Ertugrul Akçaoğlu katıldı.

"KANSER HÜCRELERİ DE DİRENÇ GELİŞTİRİYOR"

Biyoteknolojik ilaçların 2'ye ayrıldığını ve Türkiye'de henüz ruhsatlandırılmadığını belirten Doç. Dr. Toprak, immünoterapi tedavisinin ne olduğunu şöyle açıkladı:

"İmmünoterapi yani bağışıklık sistemimiz güçlendiren ilaçlar ve hedefe yönelik. Bunların hepsi akıllı ilaçlar olarak sınıflandırılıyor. İmmünoterapi nedir? Bizim bağışıklık sistemimizi güçlendiren ilaçlar. Bizim bağışıklık sistemimiz aktif ve canlı. Sadece enfeksiyonlar değil kanserleşen hücreleri de tanıyoruz. Bu hücreleri hücre düzeyinde tanıyıp bu kötü hücreleri immün sistemimiz ortadan kaldırıyor ama tümörler, kanserler akıllı hücreler. Benim bağışıklık sistemimden kaçabilmek için birtakım yeni moleküller geliştiriyorlar. Benim bağışıklık sistemim 'Bu kanser hücresi değil herhalde' diyor ve o sistemin kontrolünden kaçabiliyor. Bu kanserin bir özelliği. Kanser hücresi akıllı hücreler, kendilerini geliştiriyorlar, ilaç direnci geliştiriyorlar. Siz bir kansere aynı ilacı veriyorsunuz, kanser hücreleri bu ilaca karşı zaman içerisinde direnç geliştiriyor.

İşte biz kanseri daha iyi tanıdıkça, kanserin benim bağışıklık sistemimden nasıl kaçtığını öğrendikçe, biyoteknoloji geliştikçe ben kanserin benim bağışıklık sistemimden nasıl kaçtığını öğreniyorum. Dolayısıyla benim immün sistemimden kanser hücresinin atladığı, kaçtığı yeri kapatıyorum. İmmünoterapi işte bu. Bir anlamda benim bağışıklık sistemimi güçlendiren, kanser hücresinin benim bağışıklık sistemimden kaçmasını, yok olmasını engelleyen birtakım ilaçlar."

"İMMÜNOTERAPİ DİRENÇLİ KANSERE KARŞI KULLANILABİLİR"

İmmünoterapinin genellikle ilk tercih edilen tedavi seçeneği olmadığını belirten Doç. Dr. Toprak şunları açıkladı:

"İmmünoterapi aslında hiçbir tedavide ilk sırada kullandığımız ilaçlar değildir. Biz ilk sıra klasik kemoterapitklerimizi kullanıyoruz ama maalesef kanser hücreleri akıllı hücreler. Bunlar direnç geliştiriyor. Klasik kemoterapotiklerimize direnç geliştiriyor. Maalesef hastanın kanseri çok dirençli bir kanser haline gelebiliyor. Dolayısıyla bu aşamalardan sonra dirençli kansere karşı bu immünoterapiyi kullanıyorum. Bazen tek başına da kullanılıyor. Bazen klasik kemoterapotiklerle kombine şekilde kullanılıyor."

HEDEFE BULAN İLK İLAÇ SAĞKALIM SÜRESİNİ UZATIYOR

Toplantıda yeni kullanılmaya başlanan bir ilaçtan da söz eden LLMBİR Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muhit Özün, midostaurin etken maddeli yeni kullanılmaya başlanan bir ilacın sağkalım süresini 26 aydan 87 aya çıkardığını belirtti ve şunları söyledi:

"17 ülkede 225 merkezin katılımıyla Richard M Stone tarafından yapılan ve Blood dergisinde yayımlanan 3279 AML’li hastada yapılan çalışmanın sonuçları, FLT 3gen değişimi taşıyan hastalarda tedaviye FLT3’ü durduran bu etken madddelli ilacın eklenmesinin sağkalımı 26 aydan 87 ay civarına çok önemli miktarda uzattığını ortaya koydu. Bu bilgi üzerine de FDA 1990 yılından bu yana ilk kez bir ilacı AML tedavisinde onayladı. Bu ilaç AML de hedefe yönelik (hedefi bulan) ilk ilaç olması açısından önem taşımaktadır."

13 KANSERİN SEBEBİ OBEZİTE, 11 KANSERİN ÇARESİ EGZERSİZ

LLMBİR Yönetim Kurulu Saymanı Selma Ulusoy da toplantıda obezitenin kanser üzerindeki etkilerinden bahsetti. "Sigara kötülüklerin anası ise obezite babasıdır" diyen Ulusoy 13 kanserin sebebinin 11 kanserin de çaresinin bulunduğunu belirtti ve "2016 yılında yayınlanan bir çalışmada, Avrupa ve ABD'den 1,5 milyona yakın kişinin katılımıyla yapılmış çalışmaların genel analizinde günlük boş zamanlarda yapılan fiziksel aktivitenin aralarında multipl miyelom ve myeloid lösemilerin de olduğu 13 kanserin gelişim riskini belirgin olarak azalttığı bulunmuştur." dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz