Hasta ne yapmalı?

Koronavirüsü yenen hastalarda uzun süre baş ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik, kaşıntı, tat ve koku kaybı gibi belirtiler devam ediyor. Tıp literatürüne "Post-Covid-Sendrom" olarak yerleşen bu durum için alanında uzman isimler ne yapılması gerektiğini açıkladı.

Hasta ne yapmalı?

"NEFES DARLIĞINI EVDE ATLATMAYA ÇALIŞMAYIN"

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hacer Ofluoğlu, öksürük, nefes darlığı, göğüs ve sırt ağrısı, hızlı yorulma, nefes nefese kalma gibi belirtilerin virüsü yenen kişilerde kalıcı değil, uzayıcı olabileceğine dikkat çekti.

Ofluoğlu, "Koronavirüs geçiren hastalar, hastalığı hafif ya da asemptomatik bulgularla geçirseler dahi özelikle 2-3 hafta sonrasında geçmeyen kuru öksürük, nefes darlığı, göğüs ağrısı, özellikle kişisel bakımlarını yaparken dahi yorulma gibi şikayetlerle polikliniklere başvuru yapıyorlar. Bu tür belirtileri evde atlatmaya çalışan hastalarımızın akciğer bulguları ilerledikten sonra mecburen acil servislere gelmek zorunda kalıyorlar. Bu belirtileri gördükleri zaman çok ihmal etmemeleri ve doktora başvurmalarını öneriyoruz” dedi.

"YATAĞA BAĞLI KALMAK SOLUNUM KASLARINI ZAYIFLATIYOR"

Özellikle sigara içen hastaların mutlaka sigarayı bırakması gerektiği konusunda uyarılarda bulunan Ofluoğlu, "Sigara ve dumanlı ortamlarda bulunma öksürüğü artıran en önemli faktördür. Düzenli, dengeli ve yeterli beslenme, uyku süresi, istirahat ve egzersize zaman ayırmak gerekiyor. Hasta kendisini yatağa bağlamamalı. Hastalar hızlı yorulmalar hissediyorlar. Bu nedenle daha çok istirahat ediyorlar. Yatağa bağlı kalmak solunum kaslarının zayıflamasına neden oluyor. Solunum kaslarını çalıştırıcı nefes egzersizleri ya da ev içinde küçük egzersizler faydalı olacaktır" ifadelerini kullandı.

3 HAFTA SONRA BELİRTİLER DEVAM EDİYORSA DİKKAT!

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Yalçın ise, "Post-Covid-Sendrom"un genel olarak en çok kalp ve akciğerle ilgili semptomlarla seyrettiğini vurguladı.

Yalçın, virüsü yendikten 3 hafta sonrasının önemine dikkat çekerek, “Enfeksiyon sırasında kalp tutulumu yaklaşık 5’te 1 oranında gözükebiliyor. Bunların içerisinde en sık tutulumlar kalp kasının iltihaplanması veya kalp zarının iltihaplanması durumudur. Bu durum hastalığın seyri sırasında daha ağır seyirli hastalık olmasına neden olduğu gibi iyileşme sonrasında da çabuk yorulma, eforla beraber nefes darlığı oluşması, çarpıntı gibi daha uzamış semptomlara da neden olabiliyor. Hastaların yarısından fazlası 2 ila 3 hafta içinde semptomları iyileşiyor ama hastalığın başlangıcından 3 hafta geçmesine rağmen hala çarpıntı yaşanıyor, nefes darlığı çekiliyor, kas ve eklem ağrıları geçmiyor, konsantrasyon ve hafıza problemi yaşanıyorsa; depresiflik ve mod düşüklüğü söz konusuysa ilgili branşa kontrole gidilmeli” uyarısında bulundu.

UYKU BOZUKLUĞU ARTTI; STRES EN BÜYÜK ETKEN

Nöroloji Uzmanı Dr. Selda Özşahin de, nörolojik tutulumların vakaların en az 3’te 1’inden fazlasında görüldüğünü söyledi.

Baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kusma ve tat kayıplarını sık gördüklerini, koku ve tat kaybının da nadir de olsa geriye dönmediğini belirten Özşahin, özellikle bu süreçte uyku bozukluklarının arttığına dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Yaşanan belirtiler hastalarda panik ve ‘bunlar geçmeyecek mi?’ korkusuna neden oluyor. Çoğu geçmekle birlikte eğer bağışıklık sistemimize dikkat edersek D vitamini düzeylerimiz düzgün olursa, uykumuzu iyi uyur, stres faktörlerinden kaçınırsak, yoğun olmayan fiziksel egzersize de devam edersek bu sorunların hepsi doktor kontrolü ile çözülebilir. Hastalar çok yoğun stres yaşıyorlar. Baş ağrısı ve dönmesi yaşadıkça, kendi hastalanınca başkasını da hasta edince stres faktörü daha çok artıyor. Uyku bozukluğu yaşayan hastalarda ‘karanlıkta uyu, pijamalarını giy uyu, kötü şeyler düşünmeden ve strese girmeden uyu’ gibi ilaç dışı önlemleri konuşuyoruz ve uyku hijyenini sağlıyoruz. Bir süre sonra hastalar kendiliğinden düzelebiliyor, panik yapmalarına ve endişe etmelerine gerek yok."

Kaynak: Diyarbakır Söz