Kilo vermeyi önleyen 6 hastalık!

Haftalardır diyet yapmanıza rağmen yine de kilo veremiyorsanız, dikkat! Tartı ibresinin hala aynı rakamı göstermesinin nedeni beslenmenizde yaptığınız bir hata değil, hastalık olabilir!

Kilo vermeyi önleyen 6 hastalık!

Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayça Güleryüz bu nedenle ne yaparsanız yapın kilo veremiyorsanız bir uzmana başvurmanız gerektiğini belirterek, “Çünkü bazı hastalıklar kilo vermeyi önleyebiliyor veya hızla kilo almaya sebep olabiliyor. Uzman yardımıyla kilo verememenin altında yatan etkenin bir hastalık olup olmadığı tespit edilebiliyor. Eğer altta yatan neden bir hastalıksa doktorunuzun önerdiği ilaçlar, diyetisyenin size uygun oluşturmuş olduğu tıbbi beslenme programı ve düzenli sporla hem sağlıklı hem de daha hızlı kilo verebilir, diyet yapmıyorsanız kilonuzu koruyabilirsiniz” diyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayça Güleryüz kilo vermeyi önleyen hastalıkları anlattı, önemli bilgiler verdi.

Hipotiroidi

Tiroit, boynun ön kısmında bulunan, metabolizmayı doğrudan kontrol eden farklı hormonları üreten ve salan küçük bir bezdir. Hipotiroidi hastalığında tiroit bezi düzgün çalışmıyor. Sonuç olarak, yetersiz miktarlarda tiroit hormonu üretiliyor ve metabolizma yavaşlıyor. Metabolizma yavaşlarsa zayıflamak oldukça güçleşiyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayça Güleryüz bu nedenle hipotiroidi hastalığı olan kişilerin genellikle kilo aldıklarını söyleyerek, “Depresyon, yorgunluk, eklem ağrısı, kas ağrısı, halsizlik, azalmış tat, kırılgan saç ve tırnaklar hipotiroidinin diğer belirtilerini oluşturuyor” diyor.

Cushing Sendromu

Kortizol, adrenal bezleri tarafından üretilen önemli bir hormon. Yağ, protein ve karbonhidratların enerjiye dönüşmesine yardımcı oluyor. Cushing Sendromu, kortizolün aşırı üretilmesi veya kortizolün anormal regülasyonu ile karakterize edilen metabolik bir hastalık. Vücutta çok fazla kortizol olması, özellikle vücudun orta bölümünde, yüzde, sırt üstünde ve omuzlar arasında aşırı kiloya neden olabiliyor. Cushing Sendromu kilo vermeyi zorlaştırmanın dışında ek olarak yara iyileşmesinde gecikme, yorgunluk, kaslarda güçsüzlük ve baş ağrısı gibi problemlere de sebep olabiliyor.

İnsülin direnci

Glikoz, sindirim sisteminden kan dolaşımına doğru ilerleyerek pankreastan insülin salınımını uyarıyor. Normalde, insülin glikozu bağlıyor, hücrelere ve dokuların enerji için glikoz kullanmasına yardımcı oluyor. Glikoz kan dolaşımında azaldığında, pankreastan insülin salınımı durduruluyor. İnsülin direnciniz varsa, hücreler insülin hormonun hareketine iyi yanıt vermiyor. Sonuç olarak, bu hücreler glikozu düzgün şekilde almıyor ve kan dolaşımındaki glikoz seviyeleri yüksek kalıyor. Sürekli yüksek glikoz seviyeleri de pankreastan insülinin sürekli salınmasını tetikliyor. Bu durum kan dolaşımında ve enerji açlığı olan hücrelerde yüksek insülin ile glukoz düzeylerine neden oluyor. Sonuç; kilo kaybını engelleyebilecek açlık artışı ve alınan kilolar.

Polikistik Over Sendromu

Polikistik Over Sendromu doğurganlık çağındaki kadınlar arasında sık görülen hormonal bir bozukluk. Bu hastalığın ismi boyutları artmış yumurtalıkların dış yüzeyindeki çok sayıda küçük kistlerden oluşuyor. Adet döngüsünde düzensizlik veya uzamış periyodlar, tüylenmede artış, akne ve obezite bu sendromda sıklıkla görülen problemler. Polikistik Over Sendromu’nun kilo artışına etkilerinden biri insülin direnciyle oluyor. İnsülin direncine ek olarak yumurtalıklarda üretilen testosteronun artması da kilo artışını etkiliyor.

Kansızlık (anemi )

Mineral olarak demir, vücudumuzun her bir hücresinde kullanılıyor. Kırmızı kan hücrelerinde oksijen taşınmasını sağlamasının yanında birçok enzimin yaşamsal parçasını oluşturuyor ve sistemimizdeki pek çok önemli biyolojik işlemi de başlatıyor. Özellikle kadınlarda sık görülen kansızlıkta, vücutta demir düşükken, metabolizmanın taleplerini karşılayacak kadar enerji toplamak daha zor oluyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayça Güleryüz bunun sonucunda yorgunluk, uyuşukluk ve sinirlilik problemleri gelişebildiğini belirterek, “Yorgunluk nedeniyle fiziksel hareketlerde azalma, enerjiyi arttırmak için de daha fazla gıda tüketimi olabiliyor. Bu durum da kilo artışına yol açabiliyor” diyor.

Hormonel bozukluklar

Metabolizma her kişide farklı çalışıyor. Bu farklılık çevresel etmenler, genetik yapı ve hormonlara bağlı olarak oluşuyor. Hormonlar büyüme, gelişme, üreme gibi olayları kontrol etmesinin yanı sıra metabolizmayı da etkileyerek kilo almayı veya kilo kaybını kontrol ediyor. Tiroit ve insülin hormonunun dışında leptin hormonu, büyüme hormonu, aldesteron, progesteron, prolaktin, kortizol, ghrelin gibi hormonlar vücudun denesini sağlıyorlar. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayça Güleryüz bu hormonlarla ilgili bir bozukluğun ortaya çıkması halinde metabolizma etkileneceği için diyet yapılsa bile kilo vermenin güçleşebileceğine işaret ederek, “Anormal iştah artışları, açlık- tokluk mekanizmasında bozukluklar, adet düzensizlikleri, sağlıksız besin tercihleri, uyku bozuklukları, vücutta şişlikler ve ağrılar görülebiliyor. Bunlar diyet sürecini olumsuz etkileyebiliyor, kilo kaybını önleyebiliyor” diyor.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler