Sigara Kanserin En Önemli Tetikleyicisidir

Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç, 1-7 Nisan Kanser Haftası sebebiyle, tütün ve mamullerini kullanmanın verdiği zararları ve bırakma yöntemlerini anlattı.

Sigara Kanserin En Önemli Tetikleyicisidir

Sigaranın kanser, kalp ve akciğer hastalıkları başta olmak üzere birçok sağlık sorununun başlıca nedenlerinden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç, özellikle kanser ile sigara bağımlılığı arasında doğrudan bir ilişki bulunduğunu ifade etti. Erkeklerde tüm kanser türlerine bağlı ölümlerin yüzde 35’i, kadınlarda ise yüzde 15’inin nedeni sigara olarak kabul edildiğini vurgulayan Çetingüç, akciğer kanserine bağlı ölümlerin ise yüzde 90’ının temelinde sigara yattığını aktardı. Çetingüç, “Özellikle sigara ile doğrudan ilişkili olan akciğer kanseri, kanser nedenli ölüm oranında 1’inci sırada. Sigaranın bırakılması ile birlikte koroner hastalık riskinin hızla düşerek 2-3 yıl sonra, akciğer kanseri riskinin de yaklaşık 10-15 yıl sonra tütün kullanmayanlarla eşitleniyor” ifadelerini kullandı.

HER 4 KİŞİDEN 1’İ SİGARADAN HAYATINI KAYBEDİYOR

Kalp-damar hastalıklarının oluşması ve iskemik kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin sigarayla büyük bir ilişkisi olduğunun sayısız bilimsel araştırmalarla ortaya konduğunu söyleyen Dr. Çetingüç, “Kalp-damar hastalıklarından hayatını kaybeden 35-69 yaş grubu hastaların yüzde 25’inde etkenin sigara olduğu varsayılıyor. Sigara içenlerde kalp enfarktüsü daha fazla bulunuyor. Bunun yanı sıra sigarayı bırakmakla koroner hastalık riskinin hızla düşerek 2-3 yıl sonra, akciğer kanseri riskinin de yaklaşık 10-15 yıl sonra tütün kullanmayanlarla eşitlendiği de önemli tespitler arasında yer alıyor” dedi.

EN ETKİN YÖNTEM DAVRANIŞ TEDAVİLERİ

Sigarayı bırakma veya bıraktırmayı özendirme tedavilerinin çok çeşitli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çetingüç, “Bunlar bireysel, davranış ve grup psikoterapileri yanında ilaç tedavileri olarak sıralanıyor. En etkin yöntem olan davranış tedavileri ilaçlarla birlikte kullanıldığında daha iyi sonuçlar alınıyor” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Çetingüç, ABD’de her yıl 50 milyon içicinin 20 milyonunun sigarayı bırakmaya çalıştığını, ancak uzun vadede bunların yüzde 6’sının başarılı olduğunu sözlerine ekledi. Sigarayı bırakan kişilerin yüzde 70-80’inin 6-12 ay içinde tekrar sigaraya başladığını söyleyen Prof. Dr. Çetingüç, etkili bir irade savaşı ve iyi bir tedavi ile bırakmayı başaranların yaşam kalitesi ve süresinin arttığını belirtti.

ÖLÜMCÜL SORUNLARA YOL AÇIYOR

Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç, tütün ve mamulleriyle ilgili bilgileri şöyle aktardı:

“Tütün, tar, nikotin ve karbonmonoksit olmak üzere 3 ana toksik madde içeriyor. Tar, boğaz ve akciğer kanserine; nikotin, damar hastalıklarına; karbonmonoksitise yaşamsal doku ve organlarda oksijenizasyon yetmezliğine neden oluyor. Sigara bırakıldığında nikotinin vücuttan çekilmesiyle başlangıçta ciddi semptomlar görülüyor. Bu semptomlar içerisinde becerilerde azalma ve zihinsel performans düşüklüğü, ilk sıralarda yer alıyor. Sigarayı bıraktıktan 24 saat sonra bilişsel işlevlerde ve reaksiyon zamanında belirgin şekilde azalma, sinirlilik, gerginlik, konsantrasyon bozukluğu yaşanıyor. Oruç tutan veya uçak gibi yasaklı ortamlarda sigara içemeyen tiryakilerde kavgacılık, dürtüsellik ve konfüzyon da görülebiliyor.”

BU TEDAVİYLE TEKRAR İÇME OLASILIĞI AZALIYOR

Nikotin bandı, nikotin sakızı gibi replasman tedavilerin yanı sıra ilaçla tedavinin de mümkün olduğunu söyleyen Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç, sigarayı bırakma yöntemleri hakkında şunları söylüyor:

“Yerine koyma dediğimizi nikotin replasman tedavisinde sigara ile alınan ve bağımlılık yapan nikotini kontrollü biçimde ve daha az dozda vücuda vermek esas alınıyor. Özellikle bırakmanın ilk döneminde tekrar içme olasılığına karşı etkin olduğu kadar, yan etki riskinin de az olması dikkat çekiyor. Diğer yöntemlerden 2 kat fazla etkinliğe sahip olan nikotin replasman tedavisinin yanı sıra, ilaçla tedavi alternatifleri de bulunuyor. Sigarayı bırakmak için kullanılan ilaçların yan etkileri, replasman tedavisindeki seçeneklere oranla daha sık görülüyor.”

Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç, tiryakiler üzerinde kullanılan sigarayı bırakma yöntemleriyle alakalı da bilgeler verdi. Nikotin bandı, nikotin sakızı, nefes yoluyla verilen nikotin ve ilaçla tedavi hakkında verdiği bilgiler ise şöyle:

“Nikotin bandı; Cilde nikotinli bant yapıştırmak suretiyle, hem sigarayı bırakma sonrası görülen yoksunluk semptomları hem de sigara içme arzusu bastırılıyor. Yapışma bölgesinde alerjik reaksiyonlar görülme oranı yüzde 20 iken; bu sorun lokal krem kullanımıveya bandın yerinin değiştirilmesiyle çözülebiliyor.

Nikotin sakızı; şekeri, pastilleri: Farmakolojik olarak etkisiz ve ilaç olmayan bir maddeyle (plasebo) karşılaştırıldığında yüzde 40-60 oranında etkili olduğu gösterilen nikotin sakızları, bantalerjisi olanlarda tercih ediliyor. Günde içilen sigara sayısı kadar kullanılması, ağızda yanak içinde tutulması öneriliyor. Tat ve kokusunun kötü olduğu, bazı kişilerde de bulantı ve baş dönmesi yaptığı biliniyor.

Nefes yoluyla verilen nikotin (Nikotin inhaler): Ağızdan içe çekildiğinde nikotinli buhar veren, sigara şeklinde plastik apareylerin burun spreyi tipinde olanları da bulunuyor. Ciddi boyutlara ulaşmamakla birlikte öksürük, boğaz ve burun tahrişi yaptığı biliniyor.

İlaçla tedavi: Sigarayı bırakmaya yardımcı ilaçlarda pek çok alternatif bulunuyor. Ancak uyku bozukluğu, bilinç kaybı gibi birtakım yan etkiler sebebiyle bu ilaçların çoğu pilotlar ve araç sürücüleri için sakıncalı sayılıyor.”

Kaynak: Diyarbakır Söz