Bilişim'de 40 milyar dolarlık kapasite

Dünyada da hızlı bir şekilde gelişme kaydeden bilişim sektörü ülkemizde de aynı hızda ilerliyor. Yapılan araştırmalara göre 2012 yılını 40 milyar dolarlık bir hacimle kapatması bekleniyor.

Bilişim'de 40 milyar dolarlık kapasite

Tüm Telekomünikasyon İş Adamları Derneği (TÜTED) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Müftüoğlu, Türkiye'deki bilişim sektörünün 2012 yılını 35-40 milyar dolarlık bir hacimle kapatacağını söyledi.

Uluslararası İşbirliği Platformu'nun düzenlediği 3. Boğaziçi Bölgesel Ortaklık Zirvesi'nin üçüncü günündeki ''Küresel Ticaretin Potansiyeli Açısından Ulaştırma ve Telekomünikasyonda İnovasyonun Önemi'' paneli, Avea Üst Yöneticisi (CEO) Erkan Akdemir moderatörlüğünde, TÜTED Başkanı Adil Müftüoğlu, Turkcell Uluslararası Genişleme Genel Müdür Yardımcısı Ekrem Yener ile Solidpass CEO'su Selahaddin Karataş'ın katılımıyla gerçekleştirildi.

TÜTED Başkanı Adil Müftüoğlu, gelişen ekonomisiyle şu anda dünyanın parlayan yıldızlarından olan Türkiye'de, telekomünikasyon ve bilişim alanında da yaklaşık 8-10 senedir ciddi bir atılım içine girildiğini belirterek, ''Türkiye'deki bilişim sektörü, bu seneyi 35-40 milyar dolarlık bir hacimle kapatma imkanına sahip olacak. Hatta bazı otoriteler bu rakamın 40 milyar doları aşabileceğini söylüyor'' dedi.

Türkiye'de elektronik haberleşme sektöründe sadece Türk Telekom ile Turkcell, Vodafone ve Avea mobil işletmecilerinin yaklaşık 25 milyar liralık bir hacimle seneyi sonlandıracaklarının tahmin edildiğini aktaran Müftüoğlu, 2012 yılında 3. çeyrek yatırım tutarının 2,5 milyar liraya ulaştığını, sadece bu 4 işletmecinin 3,5 milyar liralık yatırım hacmiyle seneyi kapatacaklarını ifade etti.

Türkiye'deki sabit ve mobil trafik miktarının 2011'de 169 milyar dakika olarak gerçekleştiğini hatırlatan Müftüoğlu, 2012 yılı sonunda ise 180 milyar dakikayı aşması beklendiğini ve zaten 3. çeyrek sonunda 140 milyar dakikalık bir kapasiteye ulaşıldığını kaydetti.

Tüm dünyada görüldüğü gibi Türkiye'de de sabit telefondan mobil haberleşmeye doğru hızlı bir kayış olduğuna işaret eden Müftüoğlu, şunları kaydetti:

14 MİLYON SABİT TELEFON ABONESİ

''Şu anda Türkiye'de 14 milyon sabit telefon abonesi var. Geniş bant internet aboneliğinde ise büyük bir başarı hikayesi yaşanıyor. Geniş bant internet aboneliği 4 yılda 3 kattan fazla artarak günümüzde 20 milyon aboneye ulaşmış durumda ki bunun yarısı mobil internet erişimi olarak kayda geçiyor. Mobil pazarda 68 milyon abone bulunuyor. 3G abone sayısı 40,3 milyon. Türkiye mobil haberleşmede kullanımda Avrupa ülkeleri arasında birinci sıraya yükseldi. Dakika bölü ay kullanımı Türkiye'de 299 dakika. Fiber altyapı 200 bin kilometreye ulaşmış ki bunun 122 bin kilometresi omurgayı oluşturuyor.''

Müftüoğlu, tekstilden gıdaya, inşaattan savunmaya ve eğitime kadar bütün sektörlerdeki paydaşların başarılarının veya başarısızlıklarının bilişim sektöründeki gelişmelerden etkilendiğini ve paydaşların bilişim ve telekomünikasyon sektöründen yaralandıkları oranda bir rekabet avantajı sağladıklarını sözlerine ekledi.

FİBER OPTİK AĞ YAYILMALI

Turkcell Uluslararası Genişleme Genel Müdür Yardımcısı Ekrem Yener de 2000'li yılları yaşayan insanların mobil devrim adı verilen büyük bir değişime tanıklık ettiğini dile getirerek, SIM kartlarının 90'lı yıllarda sadece konuşmak için kullanılırken bugün evrensel kimlik konumuna geldiğini kaydetti.

Yener, Türkiye'de hemen hemen tüm bankaların internet bankacılığına cep telefonlarına gelen şifrelerle giriş yapıldığını, devletin de cep telefonu içindeki SIM kartlarının evrensel kimlik olması yönünde dijital imza adıyla bir aksiyon aldığını ifade etti.

Türkiye'nin fiber otoyollarına ilişkin bir açılım yaratması gerektiğine dikkati çeken Yener, gelecekte bir noktada artık frekans sıkışması başlayacağını söyledi.

Fatih projesini desteklediklerini, ama içinde SIM kart da olmasını istediklerini belirten Yener, ''Önümüz açık ama fiber optik ağı konusunda devletin öncülük yapması, bunu operatörlere bırakmaması lazım. Ülkenin tamamını nasıl ki demir ağlarla örüyorsak, fiber optik ağlarla da örülmesi ve Türkiye'yi sadece mobil iletişimle değil bu mobil iletişimin taşınması için gerekli olan fiber optik ağlar konusunda da ciddi açılım yapılması gerektiğini düşünüyorum'' dedi.

Avea Üst Yöneticisi (CEO) Erkan Akdemir ise bugün teknoloji ve inovasyon olmadan iş yapmanın, hayatta kalmanın ve rekabetçi olmanın zorlaştığını vurgulayarak, iletişim sektörünün ve inovasyonun Türkiye ekonomisine itici güç ve değer katan unsurlar olduğunu söyledi.

Dünya Bankası'nın 2012 raporuna göre dünya nüfusunun yüzde 75'inin cep telefonu sahibi olduğunu aktaran Akdemir, gelecek sene 2,2 milyar kişinin akıllı telefon ve tablet kullanmasının beklendiğini ifade etti.

Akdemir, mobilitenin sağlık, ulaşım, eğitim ve finans gibi alanlarda verimliliği artırma, kolay ulaşılır olma ve birçok alanda hayatı kolaylaştırma noktasında fırsat eşitliği sunmada önemli kapıları açacağını belirtti.

DİJİTAL GÜVENLİK BİR MALİYET

Dijital güvenlik yazılım şirketi SolidPass CEO'su Selahaddin Karataş ise Türkiye'nin 2023 yılında özellikle iletişim ve bilişim sektörüne dönük hedefleri için ithalatçı ülkeden çıkıp üretici ülke haline gelmesi gerektiğinin altını çizdi.

Bu anlamda sektörün önünde bazı engeller bulunduğunu belirten Karataş, ''Örneğin, mobil cihazlar artık yeni nesil platform haline geldi. Bilgisayar alanında dünya pazarının yüzde 50'sinden fazlası artık mobil cihazlardan oluşuyor. Bir üretici ülke haline gelmek için bütün bu cihazların üzerine çözümler üretilmesi gerekiyor. Türkiye'de bu tarz çözümler üreten bir ekosistem oluşmaya başladı. Ama bu sektörün önünde dünyada rekabetçi olmak için maliyet önemli bir kıstas. Türkiyede bunların maliyetleri başka ülkelere göre çok daha yüksek. Mobil cihazların maliyetinin neredeyse yüzde 50'si vergilerden oluşuyor'' ifadelerini kullandı.

Dijital güvenlik alanında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun yaptırımlarıyla bankacılık ve ayrıca GSM sektörlerinde ilerleme kaydedildiğini ifade eden Karataş, ''Ancak şunu görüyoruz; devlet tarafından bir yaptırım olmadığında birçok sektör bu tür yatırımları bir maliyet kalemi olarak değerlendiriyor, bir yatırım olarak bakmıyor. Dijital güvenliğe yatırım yaptığınızda onun geri dönüşümü saldırıya maruz kalınıp zarar görüldüğünde ölçülür'' diye konuştu.

AA

Kaynak: Diyarbakır Söz