Facebook ve Twitter terörü önleyebilir mi?

Dünya genelinde son dönemde artan terör saldırılarının tek bir ortak noktası var. Bütün terör saldırılarında iletişim aracı olarak sosyal medya yani Facebook ve Twitter kullanılıyor. Bunun farkına varan yetkililer konuyu masaya yatırdı ve Facebook ve Twitter için terörle mücadelede sorumlu olmaları istendi.

Facebook ve Twitter terörü önleyebilir mi?

Dünya genelinde son dönemde artan terör saldırılarının tek bir ortak noktası var. Bütün terör saldırılarında iletişim aracı olarak sosyal medya yani Facebook ve Twitter kullanılıyor. Bunun farkına varan yetkililer konuyu masaya yatırdı ve Facebook ve Twitter için terörle mücadelede sorumlu olmaları istendi.

ABD’de geçtiğimiz günlerde meydana gelen terör saldırılarından sonra tüm gözler Facebook ve Twitter’a çevrildi.

ABD’li yetkililer de sosyal medya sitelerinin şüpheli terör faaliyetlerini rapor etmelerini öngören bir yasa tasarısı üzerinde çalışıyorlar.

Tashfeen Malik’in düzenlediği saldırıda 14 kişi ölmüş 21 kişi de yaralanmıştı. Araştırmalar sonucunda da teröristin Facebook üzerinden IŞİD lideri Bağdadi’ye biat ettiği ortaya çıkmıştı.

Ancak bunun yanında Facebook, Paris’teki terör saldırısından hemen sonra ‘Safety Check’ uygulamasını devreye sokmuş ve bu uygulamayla kullanıcılar güvende olup olmadıklarını bildirmişlerdi.

SOSYAL MEDYA VE TERÖR           

Bilkent Üniversitesi akademisyenlerinin 2012 yılında yaptıkları bir araştırmaya göre siyasi liderler de artık daha çok kitleye ulaşmak için sosyal medyayı kullanıyorlar. Mesela 2011 verilerine göre ABD Başkanı Barack Obama’nın 11.560.030 Twitter takipçisi vardı.

Sosyal medyanın gücünü ispat eden bir diğer örnek de yine ABD’den. 17 Eylül 2011 tarihinde New York şehrinin özgürlük meydanında bulunan “Wall Street” de, politik aktivistler tarafından halkın gücü ismiyle anılan bir politik eylem başlatıldı. Hareketin resmi web sitesi olan “occupywallst.org” da ilan edilen bilgilere göre “başlatılan akım kısa süre içerisinde Amerika Birleşik Devletlerinde 100’ün üzerinde şehre, küresel çapta ise 1,500’ün üzerinde şehre yayıldı”

Son dönemdeki teröristlerin de sosyal medyayı aktif kullanmaları ülkeleri de bu konuda önlemler almaya mecbur bırakıyor. Kimi ülkeler sosyal medyayı yasaklıyor, kimi ise kısmi erişim sunuyor. Ancak bu kullanıcıların erişmesine engel olamıyor.

ABD’deki yasa tasarısı kanunlaşırsa diğer ülkeler için de bir emsal teşkil edecek gibi. Çünkü sosyal medyanın tartışılmaz gücünü tek bilen teröristler değil.

TÜRKİYE’DE SOSYAL MEDYA

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sosyal medya internette en çok kullanılan platform. Araştırmalara göre Türkiye’de 36 milyonun üzerinde aktif Facebook hesabı var. Ancak sosyal medyayı bir iletişim aracı olmaktan çok boş vakit geçirmek, tabiri yerindeyse kız tavlamak ya da gerçek kimliğimizi saklamak için kullanıyoruz.

Son dönemde Güneydoğu Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde yaşanan terör olaylarında da sosyal medya bilginin yayılması konusunda birincil seçenek. Ancak asıl sorun burada? Kullanıcılar gelen bilgilerin doğruluğunu araştırmadan hemen inanarak bilgiyi kendi arkadaşlarına yayıyorlar ve bu bilgi kirliliği içinde doğru bilgi de kayboluyor.

Bu konuda en çok Gezi olayları zamanında yalan haber ve bilgi sosyal medyada karıştı. Nasıl mı? İşte örnekler

  • Gezi Parkı olaylarında Gezi Parkına yapılacak AVM’ye Bülent Arınç’ın oğlunun ortak olduğu söylendi. Ancak daha sonra yalan olduğu ortaya çıktı.
  • Binlerce polis istifa etti bilgisi: Ancak sayı fazla abartıldı çünkü istifa eden 3-5 kişiydi.

Kullanıcıların dikkat etmesi gereken diğer bir konu da büyük haber ajanslarının, gazetelerin ve tvlerin adlarının kullanılarak sahte hesap açılması ve bu hesaplardan da yalan bilgi gönderilmesi.

En basit örneği bugün yaşandı. Twitter’da Sputnik ajansına benzer sahte bir hesap Suriye sınırında bir Türk F14 uçağının düşürüldüğünü yazdı ve yarım saat sonra da o tweeti sildi.

Şimdi bu habere inanan çıkmamış mıdır sizce??

Sosyal medyayı kullanırken gelen haberlerin doğruluğunu birkaç kaynaktan daha sorguladıktan sonra yayalım. Şüpheli görülen tüm bildirimleri yetkililere gönderelim. Bu yalnızca terör için değil, cinsel istismarcılar için de, yalan haber yayanlar için de geçerli olmalı.

Kaynak: Diyarbakır Söz