27 gündür elektriksiz ve susuzlar

DEDAŞ'ın 27 gündür elektriklerini kestiği mahalle sakinleri, kesintilerden hükümeti sorumlu tutarak, “Hükümet DEDAŞ zulmüne destek çıkıyor” dedi.

27 gündür elektriksiz ve susuzlar

Mardin'in Kızıltepe ve Derik ilçelerine bağlı 40’ı aşkın mahalle 27 gündür elektriksiz ve susuz. Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ), 14 Mayıs’ta "ödenmeyen borçlar" gerekçesiyle binlerce yurttaşın yaşadığı mahallelerde bulunan merkezi trafoların elektriğini kesti. Kesintiyle birlikte su pompaları da çalışmaz hale geldi. Ramazan ayını elektriksiz geçiren yurttaşlar, salgın sürecinde riskle karşı karşıya bırakıldığını belirtti.

‘ÖLÜME TERK EDİLDİK'

Derik'in Kuyulu (Selmê) Mahallesi'nde yaşayan ve kronik nefes darlığı olan Amude Taşkıran (74), “Geceleri bir anda nefessiz kalıyorum. Solunum cihazım sürekli yanımda, destek almam gerekiyor. Eğer solunum desteği almazsam öleceğim” dedi. Elektriklerin kesilmesinden kaynaklı mağdur olduklarına dikkati çeken Taşkıran, “Bizden ne istiyorlar? Su kuyularımızdan su çekemiyoruz. Evlerimizde bir damla su yok. Bir aydır böyle yaşıyoruz. Evimde su depom yok. Başka yerden de su taşıyacak tankerim yok. Ölsem şuan yıkanmadan defnedileceğim. Artık elektriğimiz ve suyumuz açılsın. Evimizi yaktılar. Artık ölüme terk edilmişiz” diye konuştu.

İNSAN İNSANA BUNU YAPAR MI?

Kesintilerden kaynaklı evlerinde bulunan buzdolabı, televizyon ve çamaşır makinesi gibi elektronik aletlerinin yandığını kaydeden Taşkıran, yaz sıcağında klimasının bile bozulduğunu ve sıcaktan nefes alamaz hale geldiğini belirtti. Taşkıran, "İnsan insana bunu yapar mı” diye sorarak, hükümetin kendilerine pandemi sürecinde verdiği bin TL’yi "burunlarından getirdiğini" kaydetti. 

'HAYVANLARIMIZI SATTIK'

Mahalle sakinlerinden Davut Taşkıran (41) ise, bölge halkının elektriksiz ve susuz bırakılarak açlığa mahkûm edilmeye çalışıldığını söyledi. Çamaşırlarını 3 kilometre uzaklıktaki derede yıkadıklarını belirten Taşkıran, “Bu yaz sıcağında insanların evinde su yok. Elektriğin kesilmesinden dolayı kuyulardan su çekemiyoruz. Burası kırsal bir mahalledir ve herkes hayvan besliyor. Fakat kendimiz bile içecek su bulamazken, hayvanlarımıza hiç su veremiyoruz. Bu nedenle hayvanlarımızı sattık. Daha önce 6-7 hayvanı olanların yanında artık 1 tane hayvan kalmış” dedi.

‘AMAÇ GÖÇ ETTİRMEK’

DEDAŞ’ın 160 dönümlük arazi başına 150-180 bin TL borç çıkardığını aktaran Taşkıran, bu parayı ödeyecek durumlarının olmadığını söyledi. Taşkıran, “Buradaki çiftçiliğin önünü kesmek istiyorlar. İnsanları batıya göç ettirme çabasındalar. Bölge halkımızı geriletmek istiyorlar. İnsanların kendi memleketinde karnını doyurmasını engelliyorlar. Halkımızı açlığa mahkûm ediyorlar. Aç susuz kalan insanlar artık hırsızlığa ve bunun gibi kötü şeylere yönelecektir” şeklinde konuştu.

“Bu gün yaşanan durum DEDAŞ’ın suçu değil bizzat devletin suçudur” diyen Taşkıran, “DEDAŞ gelip elektriğimizi kestiği zaman asker ile geliyor. Askerler bizim ödediğimiz vergi ile maaş alıyor ama DEDAŞ’ın bize zulmüne destek çıkıyor. Devletin halkını mı desteklemesi gerekiyor yoksa DEDAŞ gibi halka zulmeden bir firmayı mı” diye sordu.

TANKERLERLE SU TAŞIYORLAR

Mahalle sakinlerinden Mehmet Emin Şan (26) da yaşadıkları zorluklara değinerek, “Evimizde su olmadığı için dereden tankerler ile su çekiyoruz. Evde ne kendimiz için kullanabileceğimiz ne de hayvanlarımıza verebileceğimiz suyumuz yok. Her gün bir tanker su getirmek zorundayız. Bir aydır bu zulmü çekiyoruz. Bunun sorumlusu DEDAŞ kadar hükümettir. DEDAŞ hükümetten güç alarak bunu yapıyor. Bu yapılan halkımıza zülümdür” diye tepkisini dile getirdi.

Kaynak: Diyarbakır Söz