Adapazarı'nda alkol aldıktan sonra denize düştü zannedilen genç bakın nereden çıktı?

ADAPAZARI'nda, Sakarya Nehri kenarında arkadaşlarıyla birlikte alkol alan 30 yaşındaki Atilla Varol, tuvaletini yapmak için arkadaşlarının yanından ayrıldıktan sonra kayboldu. Atilla Vural'ı bulmak için çalışma başlatıldı

Adapazarı'nda alkol aldıktan sonra denize düştü zannedilen genç bakın nereden çıktı?

ADAPAZARI'nda, Sakarya Nehri kenarında arkadaşlarıyla birlikte alkol alan 30 yaşındaki Atilla Varol, tuvaletini yapmak için arkadaşlarının yanından ayrıldıktan sonra kayboldu. Atilla Vural'ı bulmak için çalışma başlatıldı.

Bu akşam saat 19.30 sıralarında, 155 Polis İmdatı arayan bir kişi Adapazarı Güneşler Mahallesi'nde bulunan Eski Sakarya Köprüsü yanında arkadaşının kaybolduğunu bildirdi. İhbar üzerine olay yerine gelen polisler, Sakarya Nehri kenarında arkadaşlarıyla birlikte içki içen Atilla Varol'un tuvalete gittiğini söyleyerek ayrıldığını, bir daha geri dönmediğini belirledi. Polis ve sağlık ekipleri olay yerine gelirken, Sakarya Nehri'ne düştüğü tahmin edilen Atilla Varol'u bulabilmek için çalışmalar devam ediyor.

KAYIP OLARAK ARANAN GENÇ EVİNDE BULUNDU

Polis, Sakarya Nehri kenarında kaybolması üzerine Atilla Varol'u ararken, evine gitmiş olabileceğini düşünerek evine gitti. Atilla Varol'un arkadaşlarıyla birlikte içki içtikten sonra Erenler İlçesi'nde bulunan evine gittiği öğrenilince, arama çalışmaları sonlandırıldı.

Adapazarı hakkında bilgi

Bölgede önceleri Bitinyalıların, ardından Bizanslıların yaşadıkları bilinmektedir. Nitekim bölgenin en önemli tarihi eseri olan Beşköprü’yü (Sangarios Köprüsü) Bizans İmparatoru II. Jüstinyanus’un inşa ettiği kayıtlarda mevcuttur.

Öte yandan bilim adamlarının yaptıkları araştırmalara göre, (eski adı: Sangarius Nehri) Sakarya Nehri’nin birkaç asır öncesine kadar biri şehrin doğu yakasından geçen bugünkü yatağından, diğeri Beşköprü’nün altından olmak üzere iki farklı koldan aktığı tespit edilmiştir.

Nitekim 1324’de Orhan Gazi zamanında Bizanslılar'dan fethedilen yerleşim birimine “Ada Karyesi” (Adaköy) adının verilmesi, söz konusu bilgileri doğrulamaktadır. Halen mevcudiyetini koruyan Orhan Camii, deprem ve yangınlarla mimarisi değişse de,Osmanlı fethi'nin en önemli ayak izlerini taşımaktadır.

Başta Gubarizadeler, Arapzadeler, Abasıyanıkzadeler, Kandıralıoğulları ve Rençberzadeler olmak üzere 12 aile tarafından kurulan köy, bölgede ziraatın canlanması üzerine pazarıyla ilgi çekmiş, ardından nüfus artmaya başlamış 16. yüzyılda “Ada Nahiyesi”ne dönüşmüş, 18. yüzyılda Kocaeli vilayetine bağlı “Ada Kazası” adını almıştır.

19. yüzyılda bölgenin zirai ve ticari yapısına göre şekillenen yerleşim; Semerciler; Tığcılar; Hasırcılar; Papuçcular ve Çıracılar adını taşıyan merkez mahalleler kurulmuş ve ilçe Sakarya Nehri’nin iki kolu arasında kurulan pazarıyla, gerçek bir “Adapazarı” hüviyetine dönüşmüştür.

1868 yılında “Adapazarı Belediyesi” adıyla belediye teşkilatı kurulan ilçe, 93 Harbi diye bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi sonrasında, bilhassa Kafkasya ve Balkanlar’dan yoğun göçe maruz kalmış ve bir nevi “Der Saadet” (huzur yurdu) hüviyeti kazanmıştır.

19. asrın ikinci yarısında ilçede, gayrimüslimlerin (Rum ve Ermeni cemaatlerinin) önemli bir ticari gelişme gösterdikleri Uzunçarşı ve Orta Camii civarındaki dükkânlarda ticaret yaptıkları, Kömürpazarı, Karaağaçdibi ve Tuzla mahallelerinde ikamet ettikleri gözlenmiştir.

1893 yılı Osmanlı nüfus sayımına göre Adapazarı'nda yaşayan kişi sayısı 53.924 kişiydi. Bunların büyük çoğunluğu (%75) Türklerden oluşmaktaydı (40.318 kişi). Kentteki en büyük azınlık 10.702 kişi ile Ermenilerdi. Nüfusun %20'sini oluşturan Ermenileri, 2.517 kişi ile Rumlar izlemekteydi. Onların nüfus payı ise %5'ti. 19. yüzyıl sonunda Adapazarı'ndaki her dört kişiden biri Hristiyandı.

I. Cihan Harbi neticesinde işgal kuvvetlerinin Anadolu’ya üşüştükleri dönemde; 3 kez Yunan ve onların işbirlikçisi yerli çetelerin işgaline maruz kalan Adapazarı ilçesi; bir kısmında Çerkez Ethem Kuvvetleri, diğerlerinde Halit Molla liderliğindeki Mahalli Milis Kuvvetleri sayesinde 21 Haziran 1921'de düşman işgalinden kurtarılmıştır. Bu süreçte yerli gayrımüslim halk yerinden edilmiştir.

Kaynak: Diyarbakır Söz