Arkaş katiline müebbet geldi

Diyarbakır Barosu avukatlarından Armanç Arkaş’ı öldüren, yerel mahkemenin verdiği 16 yıl 8 ay hapis cezasına yapılan itiraz üzerine yeniden yargılanan sanık, müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Arkaş katiline müebbet geldi

Diyarbakır Barosu avukatlarından Armanç Arkaş’ı, 22 Haziran 2019 tarihinde silahla vurarak öldüren Abdurrahman Doğan’ın yeniden yargılandığı davada karar çıktı. Diyarbakır 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada sanık Doğan’a "olası kastla öldürmek"ten verilen 16 yıl 8 ay hapis cezasının itiraz üzerine İstinaf Mahkemesince bozulması üzerine yargılamaya yeniden başlandı.

Davanın bugün görülen karar duruşmasında tutuklu sanık Abdurrahman Doğan, taraf avukatları ile birlikte öldürülen avukatın kardeşi Kadri Arkaş yer aldı. Duruşma öncesinde adliye koridorunda ve mahkeme salonunda yoğun güvenlik önlemleri alındı. Üstleri arandıktan sonra duruşma salonuna alınan taraf aileleri salonun iki ayrı bölümlerine alınıp, aralarına polisler oturtuldu. Duruşmayı Diyarbakır Barosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği ve İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi çok sayıda avukatlar takip etti.

SAVCIDAN CEZA TALEBİ

Duruşma, mahkeme heyetinin iddia makamına söz vermesi ile başladı. Önceki celse mahkemeye sunduğu mütalaasını tekrarlayan savcı, sanık hakkında TCK’nin 81. Maddesi doğrultusunda “kasten öldürmek”ten müebbet hapis cezası verilmesi talebinde bulundu.

Katılan Ali Arkaş'ın sanığın mütalaa doğrultusunda cezalandırılmasını istemesinin ardından sözü ailenin avukatlarından Zülal Erdoğan aldı.

AV. ERDOĞAN: HAKİKATİ İSTEDİK

Yargılamaya başlandığı günden bu yana ısrarla hakikatin ortaya çıkmasını istediklerini dile getirerek sözlerine başlayan Av. Erdoğan, sanığın bu cinayeti olası kastla öldürdüğünün İstinaf Mahkemesince verilen bozma kararından da anlaşılacağı üzere sabit olduğunu söyledi. Bu davada maddi gerçeğin açığa çıkmasının adaletin tesisi açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Sanığın emniyet, savcılık ve mahkeme aşamalarında verdiği farklı beyanlar gerçeklikten tamamen uzak. Sanığın maddi gerçeği çarpıttığı yargılama sürecinde somut delillerle ortaya çıkmıştır. Sanığın işlediği cinayetin ardından olay yerinden köyüne kaçması, cinayette kullandığı silahı temizlemesi tamama delilleri yok etmeye yöneliktir” diye belirtti.

'ÖDÜLLENDİRİLMESİNİ İSTEMİYORUZ'

Erdoğan, yaşanan olayda üzere sanığın maktul ile karşılıklı pozisyonlarda bulundukları, maktulün kendisine silah yöneltilmesi üzerine geriye çekilmeye çalıştığı sırada sanığın 90 derecelik açı ile ateş açtığının olay yerine görüntülerinin yanı sıra bilirkişi tarafından hazırlanan raporda da açıkça sabit olduğunu ifade etti. Tün bu hususlarla birlikte olaydan sonraki tutumu da dikkate alınarak sanık hakkında “olası kastla öldürmek”ten müebbet hapis cezası verilmesini talep eden Erdoğan, ayrıca “Heyetinizden sanığın cezasında indirip uygulanarak ödüllendirilmemesini de istiyoruz” dedi.

'SANIĞIN BEYANLARI KOCA BİR YALAN'

Avukat Cihan Aydın ise, davanın daha başında ifade ettikleri gibi yaşanan olayın bir “cinayet” olduğunu ifade etti. İstinaf Mahkemesinin de bozma kararında yer verdiği gerekçelerin bu durumu değerlendirdiğini söyleyen Aydın, “Sanık başından beri cinayette kullandığı silahı, olay öncesinde oturdukları mekanda bulunan iki askerin kendisine silah çekmesi üzerine gidip aracından aldığını öne sürmektedir. Fakat olay yaşandığında bu askerler çoktan mekandan ayrılmıştır. Sanığın tüm beyanları koca bir yalandır” diyerek, sanık hakkında müebbet hapis talebinde bulundu.

Armanç ailenin avukatlarından biri olan Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren de, beyanlarında olaya ilişkin “kasıtlı olarak işlenen bir cinayettir” ifadelerini kullandı.  Eren, savunmalarında bu yönde verdiği beyanlar nedeniyle sanığa ilişkin, “Bir insan dostum, arkadaşım dediği birini yanlışlıkla öldürdüğünde olay yerinden kaçmaz” dedi.

SANIĞA SÖZ VERİLDİ

Mahkeme başkanı, müşteki avukatlarının savunmalarının ardından sanık Abdurrahman Doğan’a söz verdi. Doğan, önceki savunmalarını tekrarladığını söylemekle yetindi.

AVUKATI: BAŞIMA GELSE BEN DE KAÇARIM

Avukatı ise yaptığı savunmasında müşteki avukatlarını hedef aldı. Müşteki avukatların beyanları ile ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesinin, şüpheden sanık yararlanamaz ilkesi haline dönüştürüldüğünü dile getiren sanık avukatı, “İstinaf mahkemesi dosyayı müvekkilim kasten öldürmekten yargılanmadığı için değil, kararında işaret ettiği hususlarda yargılama yapılmadığı için bozdu” dedi. Müvekkilinin cinayet mahallinden kendisine karşı oluşan tehdit üzerine ayrılıp, 2 buçuk saat sonra teslim olduğunu belirten sanık avukatı, bu durumu “Diyarbakır gibi bir yerde, alkollü bir mekanda aynı olay benim başıma gelse, ben de kaçar, her şey sakinleşince gelir durumu izah ederim” sözleriyle savundu. Savunmasının devamında bir başkanına bilenen kişinin gidip o kişinin kafasına değil, ayaklarına sıkacağı, şayet öyleyse bu kişinin psikolojinin heyete sokulması gerektiği yönünde beyanlarda bulanan sanık avukatı, ancak “taksirle öldürmek”le suçlanabilecek müvekkilinin tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınarak tahliyesini talep etti.

Taraf avukatlarının beyanlarının tamamlanmasının ardından son sözü sorulan sanık, “Diyeceğim bir şey yoktur” dedi.

MÜEBBET HAPİS

Sonrasında duruşma salonu boşaltmayan heyet, karar almak üzere arkaya geçti. 5 dakika kadar sonra salona geri dönen heyet, “kasten öldürmek”ten müebbet hapis cezası verilmesine karar kıldığı sanığın cezasında indirim uygulanmadığını açıkladı.

Sanık yakınları verilen kararı alkışlarla protesto etti. Uyarılara rağmen taşkınlık çıkaran bazı sanık yakınları polis tarafından zor kullanılarak mahkeme salonundan dışarı çıkarıldı.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler