Ayakkabıyı çocuğunun kafasına geçirince olanlar oldu, artık oğlunun dibine yanaşamayacak

İzmir Selçuk'ta 10 yaşındaki oğlunu ayakkabı ile döven kadın anaokulu müdürü çıkarsa... Oğlunu ayakkabı ile döven anaokulu müdürüne 3 ay oğlunu görememe cezası verilirken, anaokuluna çocuğunu gönderen aileler de şokta

Ayakkabıyı çocuğunun kafasına geçirince olanlar oldu, artık oğlunun dibine yanaşamayacak

İzmir'de 10 yaşındaki oğlunu ayakkabı ile döven kadın anaokulu müdürü çıkarsa... Oğlunu ayakkabı ile döven anaokulu müdürüne 3 ay oğlunu görememe cezası verilirken, anaokuluna çocuğunu gönderen aileler de şokta

 F.B.’nin okulundaki veliler ise olayı duyunca BİMER’e şikâyet yağdırdıİzmir Selçuk’ta iddiaya göre anaokulu müdürü olarak görev yapan ve eşinden ayrı yaşayan F.B., 10 yaşındaki oğlu Y.B.’nin okula gitmek için hazırlanmasını istedi.

Ancak küçük çocuk yavaş hareket edince, anne önce ayakkabıyla ardından da eliyle Y.B.’nin bacaklarına iki defa vurdu. Y.B., yaşadıklarını anlattığı babasıyla birlikte polise gidip annesinden şikâyetçi oldu.

Emniyet ve İzmir Barosu avukatları da Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak çocuğa koruma kararı verilmesini istedi. Mahkeme, anne F.B.’nin 3 ay boyunca oğlunun bulunduğu okul ve eve yaklaşmamasına karar verdi. F.B.’nin karara uymaması halindehapis cezasına çarptırılmasına hükmeden mahkeme, çocuğun da geçici olarak babasının yanında kalmasını kararlaştırdı.

VELİLER TEDİRGİN OLDU Olayın duyulmasının ardından 150 öğrencinin bulunduğu okulun velileri de, Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) başvurdu. Veliler dilekçelerinde “Şiddet uygulayan okul müdürü bir anne, bizim çocuklarımıza da zarar verebilir. Zarar veren öğretmen veya görevliyi koruyabilir, tedirginiz. Müdürün, çocukların iyiliği için başka okula atanmasını ve psikolojik tedaviye yönlendirilmesini istiyoruz” dedi.

Selçuk Kaymakamı Ayhan Boyacı ise olayı şöyle değerlendirdi: “Okul müdürü hanım son zamanlarda ailesiyle ilgili sorunlar yaşamış. Bu sorunlar hiçbir öğrenci ve veliye yansıtılmamış. Şu ana kadar bize gelen resmi şikâyet yok. Eğer okul, öğrenciler ve veliler hakkında rahatsızlık olursa gereğini yaparız. Veliler rahat olsun.”

Selçuk, İzmir’in güneyinde, İzmir-Aydın karayolu üzerinde yer alan İzmir'e bağlı denize kıyısı bulunan turistik ilçe ve bu ilçenin merkezi. Kuzeyinde Torbalı, batısında Ege Denizi, kuzeybatısında Menderes, kuzeydoğusunda Tire, doğusunda Germencik ve güneyinde Kuşadası ile çevrilidir. İzmir'e 74 km. mesafededir.

Selçuk eski adıyla Ayasuluk, 1304 yılında Aydınoğulları Beyliği'nin eline geçmiş ve 1426 yılında Osmanlı Devleti topraklarına katılmıştır. 1914’de Ayasuluk olan adı Selçuk olarak değiştirilmiş ve Kurtuluş Savaşından sonra da Akıncılar adıyla anılan Selçuk 1957 yılında İzmir İline dahil edilmiş ve ilçe unvanını almıştır.

Selçuk, Dünyanın en büyük açık hava müzelerinden biridir. Antik Çağ'ın en önemli yerleşim yerlerinden biri olmuştur. Selçuk’ta bulunan tarihi yapıların büyük bir bölümü ayaktadır. Efes ören yeri, Türk ve dünya turizmi açısından çok önemli bir merkezdir, Efes her yıl yaklaşık olarak 2 milyon ziyaretçi tarafından gezilmektedir. Selçuk Efes Müzesi, sahip olduğu ve sergilediği sadece yerel eserlerle Avrupa’nın en önemli ve en zengin müzelerinden birisidir. Bu etkinlikler dışında, müzede verilen konferanslar ve açılan resim sergileri kültür hayatını canlı tutmaktadır. Selçuklu sanatının en önemli eserlerinden biri olan İsa Bey CamiiSelçuk’tadır. Cami, hem avlulu Türk camii tipinin, hem de Anadolu sütunlu camilerinin bilinen en eski örneğidir.[kaynak belirtilmeli]Şirince köyü, popüler bir kırsal turizm merkezidir.

İlk çağın en ünlü şehirlerinden biri olan Efes, Küçük Menderes Nehri'nin sularını boşalttığı körfezin yakınında kurulmuştur. Tarıma elverişli toprakları, Doğu’ya açılan büyük bir ticaret yolunun başında oluşu, gerek Antik Çağ'da, gerekse de Hıristiyanlıkdöneminde çok önemli bir dini merkez oluşu, tarihe büyük bir kent olarak geçmesini sağlamıştır. İlim ve sanat dünyasında da adını duyurmuş, ünlü kişiler yetiştirmiştir. Bunlar arasında, rüya tabircisi Artemidorus, şair Kallinos ve Hipponaks, filozof Herakleitos, ressam Parrhasius, gramer bilgini Zenodotos sayılabilir.

Efes’in tarihi MÖ 6. binyıla kadar uzanmaktadır. Bu sonuca son yıllarda Arvalya ve Çukuriçi höyüklerinde ele geçen arkeolojik yerleşke bulgularıyla varılmıştır. Ayasuluk Tepesi’nde yapılan kazılar da burada Erken Tunç Çağı’ndan Hellenistik Çağ’a kadar kesintisiz yerleşmenin var olduğunu göstermiştir. Bu da eski Efes’in Ayasuluk Tepesi’nde olduğunu, buranın Anadolu kavimleri ve Hititlertarafından iskan edildiğini ispatlamaktadır. Ayrıca Hitit yazılı metinlerinde Apasas olarak geçen kentin bu kent olduğu da kesinleşmiştir.

Strabon ve Pausanias gibi yazarlar, tarihçi Herodot, Efesli şair Kallinos gibi antik kaynaklar Efes’in Amazonlar tarafından kurulduğuna ve yerli halkın Karyalılar ve Lelegler’den oluştuğuna işaret etmektedirler.

MÖ 1050'de Androklos, diğer eski Yunan kolonistleri gibi Anadolu’ya gelmiş, Efes ve civarını almıştır. Efes, MÖ 7. yüzyıl da Kimmerler’in istilasına uğrar ve Artemis Tapınağı yerlebir edilir. MÖ 560’da kent Lidyalılarca Artemision çevresine taşınır. MÖ 386'da akdedilen Kral Barışı’nın sonunda Efes, Büyük İskender’in gelişine dek sürecek olan Pers egemenliği altına girer.

Bugün gezilen Efes, büyük ölçüde, Büyük İskender’in generallerinden Lysimakhos tarafından MÖ 300’lerde kurulmuştur. Efes, Bizans Çağı’nda tekrar yer değiştirmiş ve ilk kurulduğu Ayasuluk Tepesi’ne gelmiştir.

295 Km² lik alanı kapsayan ilçe, merkez dahil, 1 belde ve 9 köyden oluşmaktadır. Selçuk'un denize uzaklığı 8 km, denizden yüksekliği ise 16 metredir.

Kaynak: Diyarbakır Söz