Belgesel filminde Süryani tarihi ortaya çıktı

Süryanilerin savaşlarını ve göçlerini konu eden belgesel filminde, Süryaniler Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en eski halkları olabileceği ileri sürüldü.

Belgesel filminde Süryani tarihi ortaya çıktı

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan ve 1915 yılında Kürt ve Türklerle çatışmalara giren Süryanilerin yöredeki yaşamlarını ve göçlerini konu edinen “Aynkehf’ten Aynvert’e” adlı belgesel filmin çekimleri sırasında Süryanilerin, yöredeki tarihleriyle ilgili ulaşılan yeni bilgilere göre Süryanilerin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en eski halkı olabileceği bildirildi.

Süryanice, Arapça, Kürtçe ve Türkçenin bir arada konuşulduğu, son yıllarda yalnızca 1 Süryani ailenin kaldığı Mardin’e bağlı Hapsinas Köyü’nde yapılan çekimlerde, Hıristiyanlığın yayılmaya başladığı ilk yüzyıllardan kalma kalıntıların, Süryanilerin yöredeki varlıklarıyla ilgili bilgiler verdiği belirtildi.

SÜRYANİ TARİHİ ORTAYA ÇIKTI

Prof. Dr. Sedat Cereci tarafından yönetilen, Yrd. Doç. Dr. Ersoy Soydan, Yrd. Doç. Dr. Funda Masdar, Yrd. Doç. Dr. Rohat Cebe, Arş. Gör. Murat Bayazit, Nuri Abaşlıoğlu, Emine Polat, Veysi Arslan’ın bulunduğu çekim ekibinin, Süryanilerin yöredeki hüzünlü öykülerinin yanı sıra resmi tarihin kaydetmediği pek çok bilgiyi de ortaya çıkardığı bildirildi.

Daha önce yüzlerce Süryani ailenin yaşadığı Hapsinas, Aynvert, Kıllit, Hah gibi köylerde, son 20 yılda yaşanan göçlerle artık sayılı ailenin kaldığı, yörenin en eski halkı olması olasılığı bulunan Süryanilerin bölgedeki yaşam alanlarının giderek daraldığı, köylerde kalan yaşlı Süryanilerin gelecekten umudunun kalmadığı vurgulandı.

BELGESEL ÇALIŞMASINDA ÇIKTI

Filmin temasını oluşturan, yörenin manevi önderi Şeyh Fethullah Efendi’nin Süryanilerle Kürtler ve Osmanlı askerleri arasında çıkan çatışmada arabulucu rolü oynayarak binlerce Süryani’yi koruması altına alarak ölümden kurtarması oluştururken, yörede yaşayan Süryanilerin Şeyh Fethullah Efendi’yi minnetle andıkları dile getirildi. Diğer Süryani evlerinde olduğu gibi Hapsinas Köyü’de yaşayan tek Süryani aile Abdullah ve Nisan Kurt’un evinde de Süryani Kilisesi’nin “aziz” ilan ettiği Şeyh Fethulah Efendi’nin fotoğraflarının Süryani metropolitinin fotoğrafının hemen yanında asılı olduğu, tarih içindeki zor durumlarda Müslüman ileri gelenlerin Süryanileri himayesi altına aldığı, Süryanilerin de büyük bir saygı ve bağlılıkla Müslümanlarla birlikte yaşadığı öğrenildi. Yöredeki evlerde Süryani dini önderlerinin, Bediüzzaman Said-i Nursi’nin, yöredeki Müslüman Manevi önderlerin ve aile büyüklerinin fotoğraflarının yan yana asılmış olmasının, yöre halkının “birlikte yaşam”, “geniş toplum”, “barış” konularındaki evrensel görüşünü ortaya koyduğu, önce Türkiye’nin ve sonra da tüm dünyanın Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki çok unsurlu yapıdan büyük dersler alması gerektiği belirtildi.

GÜNEŞ TAPINAĞI ÜZERİNDEKİ YAZI

Güneş tapınağı üzerine yapılmış Kaim (Mor Lozor) Manastırı’nın bulunduğu çekim alanında, köylülerin anlattıklarına göre bir Müslüman aşiretin köye saldırması ve Süryani bir kadınla bir çocuğu öldürmeleri üzerine çıkan çatışmalar sonunda yüzlerce Süryani’nin köy çevresindeki mağaralara gizlendiği, Müslümanların öldürmek için köyde günlerce Süryani aradığı bildirildi. Köyün on yıllar önce olduğu gibi birkaç dilin bir arada konuşulduğu ve herkesin barış içinde yaşadığı bir yer olması için kurulan Sami Mıhallemi Dinler Diller ve Medeniyetler Arası Diyalog Derneği Başkanı Mehmet Ali Arslan’ın verdiği bilgilere göre, yörede yaşayan manevi önderlerin pek çok durumda barışı sağlamak için devreye girdiği belirtildi. Süryanilerle Müslümanlar arasında çıkan çatışmada da Şeyh Fethullah Efendi’nin barışı sağlamak adına bir güvence olarak oğlu ve yeğenini rehin bıraktığı öğrenildi.

MEDENİYETLER ARASI DİYALOG

Yörenin manevi önderi Şeyh Fethullah Efendi’nin torunu Sabahattin Hamidi ve Sami Mıhallemi Dinler Diller ve Medeniyetler Arası Diyalog Derneği Başkanı Mehmet Ali Arslan’ın da katıldığı çekimlerde, yöredeki yüzlerce Süryani ailenin baskılar nedeniyle vatanlarını terk ettiği, pek çoğunun Avrupa ülkelerine yerleştiği, yöredeki Süryani evlerinin ve kiliselerinin bakımsızlıktan harabeye döndüğü belirlendi. Kasım ayında tamamlanması planlanan “Aynkehf’ten Aynert’e” adlı belgesel filmin, Prof. Dr. Sedat Cereci’nin diğer filmleri gibi İngilizce altyazıyla kurgulanarak uluslar arası film festivallerine katılacağı dile getirildi.

Kaynak: Diyarbakır Söz