Bombacı pilotlara engel olmadı!

Diyarbakır 8. Ana Jet Üssünde Albay rütbesiyle görev yapan ve 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında Tuğgeneralliğe terfi ettirilerek Eskişehir Birleştirilmiş Hava Harekât Merkez Komutanlığına atanan Tuğgeneral Özkan Edip Akgülay'a Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat kararına duruşma savcısı itiraz etti. Cumhurbaşkanlığı da suçtan zarar gördüğü gerekçesiyle davaya müdahil olarak katıldı.

Savcı temyiz başvurusunda, sanık Akgülay'ın 2012-2015 yıllarında 3 farklı sabit hattan 6 kez arandığını, bu aramaların Adana'da görev yapan Binbaşı Orçun Kuş ile ardışık olduğunun HTS incelemesi, tespit tutanağı ve baz bilgileriyle sabit olduğuna vurgu yaptı. Sanığın FETÖ'nün askeri mahrem yapılanmasının kullandığı bir yöntem olan ardışık arama ile aranarak bu şekilde gizliliğinin sağlandığını, örgütün mahrem hizmetler sınıfına tabi olduğu belirtildi. TSK mensubu asker kişi olmasına rağmen bağlı olduğu mahrem imam tarafından umuma açık yerlerde bulunan kontörlü telefonlardan aranarak görüşmeler yaptığı belirtildi.

ANKARAYI BOMBALAYAN F-16 PİLOTLARINA ENGEL OLMADI

15 Temmuz hain darbe girişiminin yaşandığı gün 8. Ana Jet Üssünde Komutan Vekili olarak görev yaparken darbeciler tarafından sisteme gönderilen sözde Sıkıyönetim emrini ve sıkıyönetim komutanlarının isim listesinin derhal tüm ana birlik ve komutanlarına iletilmesi için talimat verdiğine dikkat çekildi.

Pilotlar Yıldıray Korkmaz, Yavuz İstek, İbrahim Yozgat, Aziz Ersel Emanet, Ceyhan Karakurt, Fatih Şen, Ahmet Özdemir ve Erdem Erdoğan'ın Ana Jet Üssündeki 6 F-16 savaş uçağını Ankara'yı bombalamak için Diyarbakır'daki üsten kaçırdıkları belirtilen temyiz başvurusunda, sanığın gerekli tedbirleri almadığı bildirildi.

TÜM UÇUŞLAR 20.19'DA YASAKLANIRKEN 22.35'TE HAVALANDI

Pilotların tam teçhizatlı biçimde filoda hareketlilik oluşturup uçakları saat 22.35'te kaldırdıkları, sanık Tuğgeneral Akgülay'ın pilotlara üsse geri dönmeleri için emir verdiği, uçaklar kalktıktan sonra üste bir takım önlemler aldığı, olağanüstü olayların geliştiği ve darbe teşebbüsünün kamuoyu tarafından dahi öğrenildiği bir günde tüm uçuşların ülke genelinde 20:19'dan itibaren yasaklanmış olmasına rağmen sanığın konumu itibariyle bu hususları önceden bilmesi gerektiği belirtildi. Uçakların kalkış aşamasına kadar makul süre bulunmasına rağmen sanığın hava üssünde gerekli tedbirleri almadığı, aktif bir davranış sergilemediği, uçuş yasağına rağmen müdahale için uçakların kalkışına karşı tedbir almakta hava üssündeki konumu gereği üssün en yetkili amiri olduğu halde pasif konumda kalarak pilotların üsten havalanmalarına olanak sağladığı ifade edildi.

SEMİH TERZİ VE EKİBİNE ENGEL OLMADI

Ülke genelinde tüm uçuşların yasak olmasına rağmen darbeci Tuğgeneral Semih Terzi'nin beraberindeki Özel Kuvvetler ekibiyle 8. Ana Jet üssünden CASA uçağıyla gece 00:00'da Ankara'ya uçuşuna engel olmak için tedbir almayarak pasif konumda kaldığı bildirildi. Sanığın Terzi ve beraberindeki darbecilerin üsten havalanmalarına olanak sağlayarak darbe girişimine destek olduğu kaydedildi. HTS raporları ve analizleri, tanık ifadeleri, görüntülü inceleme tutanakları, idari soruşturma raporları, telsiz kayıtları bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın örgütün mahrem imamlarıyla irtibatlı olduğu ve darbe gecesi pasif kalarak savaş uçaklarının havalanmasına engel olmayıp hain darbe girişiminin icrasını kolaylaştırdığı için hakkındaki beraat kararının kaldırılarak Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi. Dosya Bölge İstinaf Mahkemesince incelendikten sonra nihai kesin karar verilmek üzere bu kez Yargıtay 16. Ceza Dairesine gönderilecek.

Kaynak: Diyarbakır Söz