Güzellikleri yaşamalıyız!

Ramazan ayı ile ilgili duygu ve düşüncelerini paylaşan Diyarbakırlılar; bu 30 günlük süre içerisinde ibadetten yardımlaşmaya, duadan tefekküre tüm amelleri yaşamaya çalışırken bereket ve bolluğunun da unutulmaması gerektiğini belirttiler.

Güzellikleri yaşamalıyız!

Rahmet ve merhamet ayı olan Ramazan'da ilk akla gelen ibadetlerden biri olan zekat ve fitre gibi yardımlaşmaların daha geniş kitlelere yayılabilmesi için toplumun duyarlı olması gerektiğini dile getiren Diyarbakırlılar, salgın sürecinden dolayı camilerde ihya edilecek ibadetlerin bu yıl evlerde ailece yapılabileceğini söyledi.

Müslümanların mübarek Ramazan ayında bolca tövbe ve istiğfar ederek geçirmeleri gerektiğini söyleyen Salih Kopik "Müslümanlar bu ayda vakitleri varsa tefekkür edip kitap ve Kur'an cüzlerini okurlar. Ramazan ayının tadı bir başka olur. İftarın ve iftardan sonra yapılan sohbetin, gece sahura kalkarken ve gün içinde okunan cüzlerin hepsinin ayrı bir tadı var. Ramazan ayı geldiği zaman biliyoruz ki rahmet, iktisat, fakir ve fukaraya yardım dağıtma ayıdır. Rabbimizin bizlere bahşetmiş olduğu zekât ve fitrelerle ihtiyaç sahiplerini sevindirme ayıdır." dedi.

"BU AYDA RAMAZAN VE SONRASI İÇİN YAŞANTIYI BÜTÜNLEŞTİREN İLK ADIMLARI ATABİLİRİZ"

Kopik, "Ramazan ayı ayriyeten ihtiyaç sahiplerini anlama ayıdır. Yeter ki tutacağımız orucun önemini ve anlamını bilelim. Bu mübarek ayda elimize, gözümüze ve dilimize hâkim olalım. Şeytanların zincire bağlanıp insanların davete kabulliyetlerin hızlandığı bir ayda irşat ve tebliğ görevi daha fazla olmalıdır. Bunu idrak edersek namaz kılmayan bir kardeşimize en güzel şekilde ulaşabiliriz; değerlendirebilirsek komşularımız, arkadaşlarımız ve yakın çevremizdekilerle Ramazan ve sonrası için yaşantıyı bütünleştiren ilk adımları atabiliriz." ifadelerini kullandı.

Ramazan ayının diğer günlerden daha faziletli kılındığını hatırlatan İbrahim Yıldız, "En faziletli gecemizde bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecemizdir. Yüce Rabbimiz, 'Ramazan ayında tutulan orucun sevabına ben kefilim. Tutulan oruçların sevabını kuluma ben vereceğim.' diyor. Rabbimizin buradaki vaadi Ramazan ayının bizim için ibadetler açısından ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. Ayriyeten bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesin anlamı, bulunduğumuz ay ve günün ne kadar faziletli olduğunun da göstergesidir. Bizler Müslüman olarak elimizden geldiği kadar bir Müslümanın yapması gereken bütün ibadetleri Ramazan ayında da devam ettirmeliyiz." şeklinde konuştu.

"RAMAZAN VE İÇERİSİNDE BULUNAN KADİR GECESİNİ FIRSAT OLARAK DEĞERLENDİRMEK LAZIM"

Ramazan ayında daha çok zekât ve sadaka verilmesi gerektiğine vurgu yapan Yıldız, "Bunun nedeni ise Ramazan ayında verilmesi daha çok faziletlidir. Genelde insanlar yardımları bu ayda yaparlar. Müslümanın gözü açık olacak. Eğer Rabbimiz bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinde tutulan oruçların ve ibadetlerin sevabını bin kat yazacaksa neden diğer günler de yapmayasın. O yüzden mübarek Ramazan ayını ve içerisinde bulundurduğu Kadir gecesini fırsat olarak değerlendirmek lazım." diye belirtti.

Ramazan ayında yapılması gereken ibadetlerin merhamet duygusu ile yapılması gerektiğinin altını çizen Zarife Özdemircan, "Ramazan ayında oruç tutup namaz kılmamız, zekat vermemiz lazım. Ama bu salgın sürecinde kimse birbirine sahip çıkmıyor. Hastanelerde yatan nice hastaların ceplerinde para yok. Bunların hepsi de vicdana bağlıdır. Şayet vicdan yoksa bunların tümü nafile. Bu günleri bizlere nasip eden Allah'a teşekkürlerimizi iletmemiz lazım." ifadelerini kullandı.

"RAMAZAN AYINDA TERAVİH NAMAZLARI GİBİ SÜNNETLERE BİRAZ DAHA HASSASİYET GÖSTERİLMELİ"

Son zamanlarda tüm dünyayı etkileyen salgından dolayı bir duygu karmaşası içerisinde olduklarını belirten Servet Gengeç, "Ama yine de Ramazan ayı denince aklıma bolluk ve bereketlik geliyor. Bu bolluk ve bereketliğin simgesi olan iftar yemekleri yapılıyor. Bunlar güzel aktiviteler ama bunların sadece bu aya değil yılın 12 ayına yayılması gerekir. Bir Müslümanın her zaman ibadetlerine dikkat etmeli fakat Ramazan ayında teravih namazları gibi sünnetlere biraz daha hassasiyet gösterilmeli. Bu ayın hepimize sağlık ve huzur getirmesini diliyorum." şeklinde konuştu.

Bu ayın içinde barındırdığı bereketin hayırlar getirmesi temennisinde bulunan Betül Soysal, "Ramazan'ın gelişine çok sevindik. Belki gerek bu hastalık ve gerekse manevi anlamda bir arınma yaşarız. İnşallah bereketiyle uğurlu gelir. Bu ayda Allah'a bol bol dua eder, yaptığımız hataları gözden geçiririz. İnşallah bize sağlık ve şifa getirir. Bu ay genci yaşlısıyla herkesin ortak noktasıdır. İbadet ve duayla değerlendirmemiz gerekiyor." diye belirtti.

"ÇOCUKLARIMIZA İBADETLERİ ÖĞRETİP RAMAZAN'I NASIL GEÇİRMELERİ GEREKTİĞİNİ ANLATMALIYIZ"

Ramazan ayında Müslümanların ibadetlerine daha özen göstermeleri gerektiğini ifade eden Şeref Onur, Ramazan ayında uygulanacak sokağa çıkma kısıtlamalarını fırsata çevirip ailece ibadi programlar yapılmasını söyledi.

Onur "Teravih veya vakit namazlarını evde de kılabiliriz. Bu Ramazan ayında da salgın sürecine dikkat ederek tedbirlere uymalıyız. Ramazan ayı dinimizin bir parçasıdır, bu aya ulaştığımız için heyecanlıyız. Çocuklarımıza da ibadetleri öğretip onlara Ramazan'ı nasıl geçirmeleri gerektiğini anlatmamız lazım. Özellikle iftar ve sahurda hep birlikte olmalıyız. Ramazan ayında uygulanacak sokağa çıkma kısıtlaması bir avantajdır. Çünkü evlerde ailecek Kur'an-ı Kerim okunup ibadetler eda edilebilir. Bu akşam ilk sahura kalkıp yarın ilk iftarımızı yapacağız, bu vesileyle herkese hayırlı Ramazanlar diliyorum." dedi.

"KISITLAMA GÜNLERİNDE EVİMİZİ CAMİYE DÖNÜŞTÜREBİLİRİZ"

Fatma Sis ise, "Bu ayın bence güzel değerlendirilmesi, içinden gelen merhamet ve sıcaklık duygularını iyi dinlemeli. Çünkü bu ay gerçekten inançlı biri için insanları birbirlerine tutunduracak bir aydır. Kişinin kendini en iyi hissedebileceği şekilde değerlendirmeli. Sadaka veya zekatlarımızla çevremizde bildiğimiz ihtiyaç sahiplerine el uzatmalıyız." ifadelerini kullandı.

Ramazan ayı içerisinde hafta sonlarında uygulanacak olan sokağa çıkma kısıtlamasının fırsata çevrilmesi gerektiğini hatırlatan Sis, "Sokağa çıkma kısıtlamalarında evlerde sosyal etkinlikler yapılabilir, aile içi kaynaşma tamamlanabilir, kitap ve Kur'an okuma saati düzenlenebilir, birlikte namaz kılınabilir ve beraber dua edilebilir. Yani aslında evimizi camiye dönüştürebiliriz." dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz