"Kovid-19 savaşçıları" yaşadıklarını anlattı

Van'ın Erciş ilçesinde Şehit Rıdvan Çevik Devlet Hastanesi pandemi servisinde görev yapan doktorlar ve sağlık çalışanları, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele sürecinde yaşadıkları hüzün dolu anları unutamıyor.

Van'da yürütülen Kovid-19'la mücadelede, bir bölümü pandemi servisine dönüştürülen hastanede görevli doktorlar ve diğer sağlık çalışanları, testi pozitif çıkan hastaların sağlığına kavuşabilmesi için canla başla çalışıyor.

Hayat mücadelesi veren hastalarına nefes olmaya çalışan hastane çalışanları, günlerce sevdiklerinden uzak kalmalarına rağmen fedakarca görev yapmaya devam ediyor.

"HASTALAR, BİR DAHA YAKINLARIMI GÖREBİLECEK MİYİM, DİYE DÜŞÜNÜYOR"

Hastane başhekimi doktor Suat Altın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yoğun bakımda yatan hastaların, bulaş riski nedeniyle yakınları tarafından ziyaretine izin vermediklerini söyledi.

Hastaların, yakınlarıyla iletişimini, doktorlar ve sağlık çalışanları aracılığıyla sağladıklarını anlatan Altın, şöyle konuştu:

"Sağlık çalışanlarımız hastaların tüm ihtiyaçlarıyla ilgileniyor. Çok ağrılı ve sıkıntılı bir süreç. Düşünün, doğru düzgün nefes alamıyorsunuz, kendinize yakın hissettiğiniz bir akrabanız yanınıza gelemiyor, görmek istediklerinizi göremiyorsunuz, bir daha görüp göremeyeceğinizi bilmiyorsunuz. Aslında tek düşünceniz belki de, bir daha ben bir yakınımı görebilecek miyim, duygusu oluyor. Yoğun bakıma girmiş ve çıkmış hastalardan dinlediğimiz şeyler bunlar. İnsanlar ölümden korkmaktan öte, acaba yakınlarımda bir şey oldu mu, onlarda da herhangi bir şey var mı, onlar da benim gibi ızdırap çekiyor mu, gibi duygularla doluyor. Hastalarımızın durumuna biz de çok üzülüyoruz. Sağlıklarına kavuşmaları için elimizden geleni yapıyoruz ancak bazen bunlar yeterli olmuyor. Kaybettiğimiz her hasta, bizi derinden etkiliyor."

"UZUN SÜRE TEK BAŞINIZA BİR ODADA KALIYORSUNUZ"

Pandemi servisi doktorlarından Sedat Öztürk ise geçen ay Kovid-19 testinin pozitif çıktığını, yoğun bakımda yatmadığını ancak yoğun bakım düzeyinde ağır bir dönem geçirdiğini belirtti.

30 yaşında olmasına rağmen zorlu bir süreç yaşadığını dile getiren Öztürk, halk arasında gençlerin hastalığı hafif atlattığına inanıldığını ancak böyle bir durumun söz konusu olmadığını vurguladı.

Yaşının genç olmasına rağmen hastalığı çok ağır geçirdiğini bildiren Öztürk, şunları kaydetti:

"Bize 1 yaşından 80 yaşına kadar hasta gelebiliyor. 20-30 yaşında solunum sıkıntısı yaşayan hastalarla çok karşılaştık. O yüzden gençliğimize güvenmememiz, gerekli önlemleri almamız lazım. Sadece bizim için değil büyüklerimiz ve diğer insanlar için de bu gerekli. Hastalar uzun süre bir odada tek kalıyor. Bu gerçekten zor bir süreç. Hepimiz bir iki gün evde kaldığımızda sıkılıyoruz. Hastane sürecinde sadece bir şeye değil birkaç şeye odaklanıyor insan. Ben bunları yaşadım. Hastalığı kimin ağır, kimin hafif geçireceğini hiç kimse bilmediği ve kestiremediği için ağır geçirecekmişiz gibi davranmamız lazım."

Öztürk, bir ay süren tedavisinin 15 gününde yatağa bağımlı hale geldiğini ifade ederek, "Ayağa kalkamayacak durumdaydım. Çok şükür iyileştim ve görevime döndüm. Hastalarımızı iyileştirmek ve daha iyi hizmet verebilmek için çaba gösteriyoruz. İnsanların da belirlenen kurallara uymalarını istiyoruz." dedi.

"HASTALIK KÖTÜ SEYREDİYOR VE HIZLI İLERLİYOR"

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doktor Melis Yağdıran da bulaş riskinin azaltılması ve salgının kontrol altına alınabilmesi için herkesin Sağlık Bakanlığının ve doktorların uyarılarını dikkate alması gerektiğini aktardı.

Hastaların sağlığına kavuşması için ellerinden geleni yaptıklarını, ancak hayatını kaybedenlerin de olduğunu anlatan Yağdıran, "Kaybettiğimiz her hasta için kahroluyoruz. Çok kötü seyreden ve hızlı yayılan bir hastalık. Hastalarımıza bazen ne yapsak da çare olmuyor ve kaybediyoruz. Kovid testi pozitif geldiği zaman hastalar korkuyorlar, ailelerini düşünüyorlar. 'Benim aileme ne olacak?' gibi sorular soruyorlar. Normal bir hasta aniden yoğun bakıma alınabiliyor. Çok hızlı ilerliyor. Bu hastalığı hiç hafife almamalıyız. Çok ağır seyrediyor ve bunu en yakından gören insanlarız. Özellikle kronik hastalığı olan ileri yaştaki insanlar, ağır ve hızlı seyreden salgın nedeniyle önlemlerini en üst düzeyde almalı." diye konuştu.

"HER AÇIDAN İNSANI ZORLAYAN BİR SÜREÇ"

Koronavirüse yakalanan hemşire Latife Kaçmaz, hastalığı atlattığı için insanların yaşadıklarını ve neler hissettiklerini çok iyi anladığını söyledi.

Hastalığın hem fizyolojik hem de psikolojik açıdan insanları zorladığını anlatan Kaçmaz, şunları kaydetti:

"Bu hastalık bir çoğumuzun zannettiği gibi sadece 60 yaş üzerini etkileyen bir hastalık değil. Bizim gibi gençler de bu hastalığa yakalanabiliyor. Bu nedenle herkesin duyarlı olması gerekiyor. Hastanede başlayan süreç kısa sürede yoğun bakıma gidebiliyor. Bu süreçte insanların ne kadar acı çektiğini kelimelerle tarif etmek çok zor. İnsanların nefes almaya çalışıp bunu başaramaması, bunun verdiği acı içinde kıvrandıklarını görmek ızdırap verici. Ben bu hastalığı atlattım ve görevimin başındayım. Hastalarla daha iyi empati kurabiliyorum. Sadece kendi sağlığımıza değil, geride bırakacağımız çocuklarımızı, ailelerimizi, sevdiklerimizi, bizi kaybedince acı çekecek insanları da düşünerek hareket etmeliyiz."

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler