Olası İstanbul Depremi 2050'ye kadar olmayacak!

İTÜ deprem uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, İstanbul'da an be an beklenen olası büyük deprem için, oh dedirtecek çarpıcı açıklamalarda bulundu. İstanbul depremi ne zaman olacak? Deprem uzmanı felaket tellallığı mı yaptı? Aksine fay çizgilerinin derinlemesine incelendiği İstanbul'da olası büyük depremin 2050 yılında olma ihmalinden bahsetti. İstanbullular bu açıklama karşısında ne tepki verdi

Olası İstanbul Depremi 2050'ye kadar olmayacak!

İTÜ deprem uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, İstanbul'da an be an beklenen olası büyük deprem için, oh dedirtecek çarpıcı açıklamalarda bulundu. İstanbul depremi ne zaman olacak? Deprem uzmanı felaket tellallığı mı yaptı? Aksine fay çizgilerinin derinlemesine incelendiği İstanbul'da olası büyük depremin 2050 yılında olma ihmalinden bahsetti. İstanbullular bu açıklama karşısında ne tepki verdi

Karabük Üniversitesi'nde düzenlenen 'Doğal Afetler ve Afet Yönetimi' konulu sempozyumda konuşan istanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, dünya üzerinde her yıl 3.5 milyon deprem olduğunu, bunların yüzde 3'ünün Türkiye'ye düştüğünü söyledi.

'Desteksiz atmaktır'

Türkiye’nin 1’inci derece deprem ülkesi olmadığını belirten Prof. Dr. Ercan, "Türkiye'de 8'den daha büyük depremler olmaz. Türkiye'nin en büyük depremi 1939 yılında Erzincan'da olan 7.9'dur. Türkiye'de daha büyük deprem olmamıştır. '9 olur, 8.5 olur' demek desteksiz atmaktır" dedi.

Prof. Dr. Ercan: Marmara'da beklenen deprem en erken 2045'te olur İZLE

'İstanbul'un geneli gayet sağlam'

İstanbul ve hatta Kocaeli'nin kuzey tarafları ile Doğu, Orta ve Batı Karadeniz'in Türkiye'nin deprem açısından en güvenli yerleri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ercan, "İstanbul'da sadece kıyı kısımları etki alanında. İstanbul'un büyük kısmı gayet sağlam. Hani İstanbul'da yerle gök birleşecekti? Bu doğru değil. İstanbul'daki yıkılabilecek yapı sayısı, 7.5 büyüklüğünde bir deprem olsa bile yüzde 1 veya 2'yi geçmez. Gölcük gibi İstanbul içinden bir kırık geçmiyor, daha çok ötesinden geçiyor. 'Kızılca kıyamet olacak' gibi olaylar abartı ve bilim dışı oluyor. 'İstanbul'da deprem için hiçbir şey yapılmadı' demek gerçekten çok acımasızlık. İstanbul'un jeolojik haritası çıktı" diye konuştu.

'Bilgiler yurt dışına gitti'

Deprem araştırması yapılırken Türkiye’nin bütün bilgilerinin yurt dışına gittiğini savunan Prof. Dr. Ercan, şöyle konuştu:

"İstanbul'da, Marmara'da o kadar çok çalışma yapıldı, adeta kanaviçe gibi örüldü. Bunun için bizim Fransız, İngiliz gemilerini getirip fiyaka atmaya gerek yok. Çünkü Marmara'nın bütün gizliliklerinin hepsi onlara gitti. İnsanın bir gizliliği olur. Bizim şu anda tam donanımlı aletlerimiz var. Depremleri biz günü gününe dinliyoruz. Hiç İstanbul içinden kırık geçmiyor. 'Büyük İstanbul depremi' deniliyor. Nerede? Türkiye'de olmuyor ki. İki tane kırık, tek parçalı kırılır mı, kırılmaz. Çünkü bir şeyin işleyişi var. Bir tanesi Marmara Ereğlisi önünde olacaktır. Bunun da büyüklüğü aşağı yukarı 7 ile 7.2 arasında olacaktır. Hani 7.5'ten büyük olacaktı? Hani 8, hani 8.5 olacaktı? Asla. Bunu diyen varsa gelsin burada kanıtlasın."

Deprem için zaman tahmini

Deprem oluşum sırası ile depremlerin oluş yılları arasında doğrusal bir ilişki gördüklerini ifade eden Prof. Dr. Ercan, "Bu doğrusal ilişkiye göre doğa hiç şaşmamış. Ancak beklenen zamanlardan daha geç zamanlarda deprem olmuş, beklenen zamanlardan önce hiç olmamış İstanbul'da. Hiç şaşmamış. Gecikmiş ama öncesinde olmamış. Deprem beklediğimiz zaman neresi? Bugün Marmara 17’nci depremini bekliyor. Baktığımızda yaklaşık 2045 çıkıyor. 2030 yılında olabilir mi? Olamaz. Hiçbir zaman erken olmamış. Olası yıl 2075'e doğru gecikebilir. Hatta 2150 yılına kadar dahi gidebilir" dedi.

Deprem, yer sarsıntısı veya zelzele, yer kabuğunda beklenmedik bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen sismik dalgalanmalar ve bu dalgaların yeryüzünü sarsması olayıdır. Sismik aktivite ile kastedilen meydana geldiği alandaki depreminfrekansı, türü ve büyüklüğüdür. Depremler Sismograf ile ölçülür. Bu olayları inceleyen bilim dalına da Sismoloji denir. Depremin şiddeti Moment magnitüd ölçeği (ya da eskiden kullanımda olan Richter ölçeği) ile belirlenir. Bu ölçeğe göre 3 ve altı şiddetteki depremler genelde hissedilmezken 7 ve üstü şiddetteki depremler yıkıcı olabilir. Sarsıntının şiddeti Mercalli şiddet ölçeği ile ölçülür. Depremin meydana geldiği noktanın derinliği de yıkım kuvvetine etkilidir ve yer yüzüne yakın noktada gerçekleşen depremler daha çok hasar vermektedir.

Dünya yüzeyinde gerçekleşen depremler kendilerini bazen sallantı bazen de yer değiştirme şeklinde göstermektedir. Bazen yeryüzüne yakın bir noktada güçlü bir deprem gerçekleştiğinde tsunamiye sebep olabilir. Bu sarsıntılar ayrıca toprak kayması ve volkanik aktiviteleri de tetikleyebilir.

Genel olarak deprem sözcüğü herhangi bir sismik olayın -Doğal bir fenomen olarak gerçekleşmiş veya insanların sebebiyet verdiği- ürettiği sismik dalgaları adlandırmak için kullanılır. Depremler genellikle kırıkların (fay hatları) çatlamasıyla oluşur. Bunun yanı sıra volkanik faaliyetler, toprak kaymaları, mayın patlamaları veya nükleer testler sonucunda da gerçekleşebilir.

İstanbul, Türkiye'de yer alan şehir ve ülkenin 81 ilinden biri. Ülkenin en kalabalık, ekonomik ve sosyo-kültürel açıdan en önemli şehridir. Şehir, iktisadi büyüklük açısından dünyada 34., nüfus açısından belediye sınırları göz önüne alınarak yapılan sıralamaya göre Avrupa'da birinci, dünyada ise Lagos'tan sonra altıncı sırada yer almaktadır.

İstanbul Türkiye'nin kuzeybatısında, Marmara kıyısı ve Boğaziçi boyunca, Haliç'i de çevreleyecek şekilde kurulmuştur. İstanbulkıtalararası bir şehir olup, Avrupa'daki bölümüne Avrupa Yakası veya Rumeli Yakası, Asya'daki bölümüne ise Anadolu Yakasıveya Asya Yakası denir. Tarihte ilk olarak üç tarafı Marmara Denizi, Boğaziçi ve Haliç'in sardığı bir yarım ada üzerinde kurulan İstanbul'un batıdaki sınırını İstanbul Surları oluşturmaktaydı. Gelişme ve büyüme sürecinde surların her seferinde daha batıya ilerletilerek inşa edilmesiyle 4 defa genişletilen şehrin 39 ilçesi vardır. Sınırları içerisinde ise büyükşehir belediyesi ile birlikte toplam 40 belediye bulunmaktadır.

Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul, 330-395 yılları arasında Roma İmparatorluğu, 395-1204 ile 1261-1453 yılları arasında Bizans İmparatorluğu, 1204-1261 arasında Latin İmparatorluğu ve son olarak 1453-1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yaptı. Ayrıca İstanbul, hilafetin Osmanlı İmparatorluğu'na geçtiği 1517'den kaldırıldığı 1924'e kadarİslam'ın da merkezi oldu.

Son yıllarda birbiri ardına ortaya çıkartılan arkeolojik bulgularla insanlık tarihine ilişkin önemli bilgiler elde edilmiştir. Yarımburgaz Mağarası'ndan çıkarılan taş aletlerle, ilkel insan izlerinin 400.000 yıl öncesine dayandığı ortaya çıkmıştır. Anadolu Yakası'nda yürütülen kazı çalışmaları ve bunlara bağlı araştırmalar, şehirde tarım ve hayvancılığa dayalı ilk yerleşik insan topluluğunun MÖ 5500'lere tarihlenen Fikirtepe Kültürü olduğunu göstermiştir. Bu arkeolojik bulgular yalnızca İstanbul'un değil, tüm Marmara Bölgesi'nin en eski insan izleridir. İstanbul sınırları içinde kent bazında ilk yerleşimler ise Anadolu Yakası'ndaKalkedon; Avrupa Yakası'nda Byzantion'dur. Cumhuriyet dönemi öncesinde egemenliği altında olduğu devletlere yüzlerce yıl başkentlik yapan İstanbul, 13 Ekim 1923 tarihinde başkentin Ankara'ya taşınmasıyla bu özelliğini yitirmiş; ancak ülkenin ticaret, sanayi, ulaşım, turizm, eğitim, kültür ve sanat merkezi olma özelliğini sürdüregelmiştir.

Karadeniz ile Marmara Denizi'ni bağlayan ve Asya ile Avrupa'yı ayıran İstanbul Boğazı'na ev sahipliği yapması nedeniyle, İstanbul'un jeopolitik önemi oldukça yüksektir. Bugün tamamına yakını doldurulmuş olan ya da kaybolan doğal limanları vardır. Bu özellikleri yüzünden bölge toprakları üzerinde uzun süreli egemenlik anlaşmazlıkları ve savaşlar yaşanmıştır. Başlıca akarsularRiva, Kâğıthane ve Alibey dereleridir. İl toprakları az engebelidir ve en yüksek noktası Kartal ilçesindeki Aydos Tepesi'dir.İldeki başlıca doğal göller Büyükçekmece, Küçükçekmece ve Durusu gölleridir.[ İl ve yakın çevresinde, Karadeniz ile Akdenizmakro iklimleri arasında geçiş özellikleri görülür.[ Hava sıcaklıkları ve yağış ortalamaları düzensiz; bitki örtüsü dengesizdir

Kaynak: Diyarbakır Söz